Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kripto para piyasası büyük bir hızla büyüyerek yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Yüksek kazanç potansiyeli sunan kripto paralar, aynı zamanda yüksek riskler barındırıyor. Ancak doğru bilgi, sürekli takip ve disiplinli bir yatırım yaklaşımı ile bu riskler yönetilebilir. ICRYPEX Yönetim Kurulu Danışmanı Ferhat Yükseltürk, kripto para borsalarına yatırım yapmayı planlayanlar için piyasadaki en önemli risklere karşı dikkat edilmesi gereken 5 temel faktörü sıraladı.
Araştırma: Yatırımın temelini oluşturmak
Kripto para yatırımı yaparken dikkat edilmesi gereken ilk ve en önemli adım, yatırım yapılacak kripto parayı detaylı bir şekilde incelemek. Ferhat Yükseltürk, "Yatırımcılar, kripto paranın arkasındaki teknoloji, ekip ve projenin uzun vadeli hedeflerini anlamadan yatırım yapmamalıdır. Yalnızca piyasa değeri ve fiyat hareketlerine bakmak yanıltıcı olabilir. Kripto para projelerinin sağlam temeller üzerine inşa edilip edilmediğini araştırmak, başarı için kritik bir adımdır" diyor.
Bunun yanı sıra, yatırımcıların projenin potansiyel kullanım alanları ve sektöre kattığı değer hakkında da bilgi sahibi olmaları gerektiğini belirtiyor.
Piyasaları Takip Etmek: Makro ve mikro etkenler önemli
Kripto paralar, yalnızca teknik analizlerle değil, makroekonomik ve jeopolitik gelişmelerle de doğrudan etkileşim içindedir. Yükseltürk, "Piyasaların dinamiklerini anlamak, yatırımcıların daha doğru kararlar alabilmesi için önemlidir. Kripto paralarda, global ekonomik gelişmeler, düzenleyici değişiklikler ve dünya çapındaki jeopolitik olaylar büyük rol oynar. Bu faktörlerin farkında olmak, yatırımcıyı olası piyasa hareketlerine karşı daha hazırlıklı hale getirir" diye belirtiyor.
Yatırımcıların sadece belirli bir kripto para biriminin performansını değil, genel piyasa eğilimlerini ve dünya çapındaki gelişmeleri de izlemeleri gerektiğini vurguluyor.
Risk Yönetimi: Portföyün dengeli olması şart
Kripto paralar, potansiyel olarak yüksek kazançlar sunduğu kadar büyük kayıplara da yol açabilir. Ferhat Yükseltürk, "Kripto para piyasası volatilitesi yüksek bir alan olduğu için yatırımcıların risk yönetimini doğru yapmaları gerekir. Yatırımcılar, tüm varlıklarını tek bir kripto para birimine bağlamamalı, portföylerini çeşitlendirmeli ve her zaman kaybetmeyi göze alabilecekleri bir miktar ile işlem yapmalıdır" şeklinde uyarıyor.
Yatırımcıların risk seviyelerini belirlemeleri ve her zaman yalnızca finansal durumlarına uygun yatırımlar yapmaları gerektiğini vurgulayan Yükseltürk, "Yatırım kararları başkalarının tavsiyeleri yerine, kişisel araştırmalar ve analizlerle alınmalıdır" diye ekliyor.
Planlı Olmak: Hedef belirleyin
Kripto para piyasasında yatırım yapmadan önce bir plan belirlemek, başarıya giden yolun başlangıcını oluşturur. Yatırımcılar için bir diğer önemli konunun ise "duruş" noktası olduğunu paylaşan Yükseltürk, yatırımcıların bir strateji belirlemelerini ve bu stratejiye sadık kalmalarını öneriyor: "Kripto paraların hızlı fiyat hareketleri, yatırımcıları aceleci kararlar almaya zorlayabilir. Ancak yatırımcılar, yatırımlarını gerçekleştirmeden önce hedef belirlemeli, zarar durumlarını önceden planlamalı ve bu hedeflere sadık kalarak hareket etmelidir" diye belirtiyor.
Sabır ve Disiplin: Başarı için kritik faktörler
Son olarak, Ferhat Yükseltürk, başarılı bir kripto yatırımı için sabır ve disiplinin önemine değiniyor. "Kripto piyasasında her an fiyatlar büyük dalgalanmalara uğrayabilir. Bu, yatırımcıları duygusal kararlar almaya itebilir. Ancak, disiplinli bir yaklaşım benimseyerek, sosyal medya ve çevreden gelen yanıltıcı bilgilere karşı dikkatli olunmalıdır. Sabırlı olmak ve planlı hareket etmek, uzun vadede kazanç sağlamanın en etkili yoludur" diyor.
Yükseltürk yatırımcıların duygusal kararlar yerine, bilgiye dayalı ve stratejik adımlar atarak kripto para yatırımlarını yönetmelerini tavsiye ediyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu’na bağlı restoranlar, Türkiye'nin ilk özgün gastronomi derecelendirme sistemi olan İncili Gastronomi Rehberi tarafından ödüllendirilerek başarılarını bir kez daha taçlandırdı. BİZ İstanbul, Frankie Galataport, Roka, Lacivert, Zuma ve 29, 4 İnci ile öne çıkarken; Maça Kızı, 5 İnci ile en yüksek kategoride ödüle layık görüldü.
“İncili Gastronomi Rehberi” ödül töreni, önceki gün İstanbul’da düzenlenen görkemli bir geceyle gerçekleştirildi. Türkiye’nin dört bir yanındaki seçkin lezzet duraklarını değerlendiren rehber, bu yıl Doğuş Grubu’nun prestijli restoranlarını ödüllendirerek gastronomi dünyasındaki yerini bir kez daha vurguladı.
En İyiler Listesi
Rehberin en üst kategorisi olan 5 İnci ile Maça Kızı öne çıkarken, 4 İnci ile BİZ İstanbul, Frankie Galataport, Roka, Lacivert, Zuma ve 29 üstün başarılarını sergiledi. 3 İnci kategorisinde; Borsa, Da Mario, Gina, Liman İstanbul, Masa, Vogue, Zuma İstinyePark, Sait Galataport, Sait Bodrum, Günaydın Etiler, Günaydın Ankara, Mezzaluna Ankara ve Günaydın Antalya yer aldı. 2 İnci kategoriside ise; Parle, The Populist, Kiva ve Masa İzmir İstinyePark başarılarını bu prestijli rehberde taçlandırdı.
Türkiye’nin Gastronomi Haritasında Öncü İsimler
İncili Gastronomi Rehberi, temizlik, lezzet ve hizmet gibi yüksek standartlara sahip restoranları özenle seçerek Türk gastronomi sahnesine ışık tutuyor. Bu yıl da alanında öncü restoranları değerlendiren rehber, gastronomi dünyasında önemli bir referans noktası olmaya devam ediyor. Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu restoranları, bu başarıyla hem yerel hem de uluslararası arenadaki güçlü konumlarını bir kez daha kanıtladı.
Yüksek Standartlarla Sektör Liderliği
Gastronomi ve yaşam tarzı alanlarında benzersiz deneyimler sunmayı hedefleyen Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu, dünya çapında bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor. 25 ülkede, 61 şehirde, 300’den fazla lokasyonda hizmet veren grup, 8.000’den fazla çalışanıyla Türk gastronomisinin küresel ölçekte tanıtılmasına önemli katkılar sağlıyor.
Doğuş Grubu’ndan Gastronomiye Katkı
Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu, gastronomi sektöründeki öncülüğünü yalnızca restoranlarıyla değil, aynı zamanda sektöre kattığı yüksek standartlar ve yenilikçi yaklaşımlarla da sürdürüyor. İncili Gastronomi Rehberi’nde kazanılan bu ödüller, grubun başarılarını taçlandırırken Türk gastronomisinin uluslararası arenada tanıtılmasına da katkı sağlıyor.
Türkiye’nin gastronomi dünyasında bir referans noktası olan bu başarılar, Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu’nun vizyonunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
İnci Kategorileri:
5 İnci: Sıra dışı deneyim
4 İnci: Mükemmel
3 İnci: Çok iyi
2 İnci: İyi
1 İnci: Gitmeye değer
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
HbbTV (Hibrit Yayın Geniş Bant TV), yayın ve geniş bant ağlarını birleştirerek gelişmiş ve interaktif TV hizmetlerini tüketicilere sunan küresel bir girişimdir. HbbTV Sempozyumu'nun 2024 etkinliğinde TVekstra, "Addressable TV Reklamcılık: Uygulamalar, Gelişmeler ve Zorluklar" başlıklı panelde yer alarak sektördeki yenilikçi yaklaşımları ele aldı ve uluslararası iş birliği fırsatlarını değerlendirdi.
TVekstra, 2025 yılında İstanbul'da düzenlenecek etkinlikte ortak ev sahibi olarak kilit bir rol üstlenecek. HbbTV Sempozyumu ve Ödülleri, hibrit televizyon teknolojilerindeki yenilikleri ve başarıları bir araya getirerek hem yerel hem de uluslararası katılımcılar için önemli bir platform oluşturacak.
TVekstra Kurucu Ortağı ve CEO'su Merve Eraslanoğlu,"Bu etkinlik, inovasyon ve iş birliği için eşsiz bir fırsat sunacak. İstanbul'un bu etkinliğe ev sahipliği yapabilmesi için büyük bir özveriyle çalıştık. Türkiye'yi uluslararası arenada başarıyla temsil etmek ve ülkemizin teknoloji alanındaki potansiyelini dünyaya göstermek bizim için büyük bir gurur kaynağı. İstanbul'un ev sahipliğiyle, teknoloji ve kültürün birleştiği unutulmaz bir deneyim yaratmayı hedefliyoruz." dedi.
TVekstra Kurucu Ortağı Murat Atay ise şunları ekledi: "HbbTV gibi küresel bir etkinliği İstanbul'da ağırlamak bizim için gurur verici. Türkiye'nin dijital televizyon teknolojilerinde üstlendiği öncü rolü bir kez daha dünyaya göstermeyi hedefliyoruz."
Kasım 2025'te İstanbul, Türkiye'de gerçekleşecek olan HbbTV 13. Sempozyumu ve Ödülleri, bağlı TV endüstrisindeki en son gelişmelerin sunulması ve tartışılması için eşsiz bir platform sağlayacak. Etkinlik, platform operatörleri, yayıncılar, reklamverenler, reklam teknolojileri firmaları, standart organizasyonları ve teknoloji şirketlerini hedef alacak. 2025 yılında İstanbul'da gerçekleşecek HbbTV Sempozyumu ve Ödülleri'nin tarihleri ve programı önümüzdeki aylarda açıklanacak.
2014'te Açık IPTV Forumu'nu ve 2016'da Akıllı TV İttifakı'nı bünyesine dahil eden HbbTV, IPTV ve OTT hizmetlerine hitap eden kapsamlı bir yapı kazanmıştır. İsviçre merkezli kar amacı gütmeyen bir dernek olarak faaliyet gösteren HbbTV, dünya çapında büyük TV üreticileri, yayıncılar ve teknoloji tedarikçilerini kapsayan yaklaşık 80 üyeye sahiptir.
HbbTV Sempozyumu ve Ödülleri, hibrit televizyon teknolojilerindeki son gelişmeleri paylaşmak, sektördeki başarıları ödüllendirmek ve fikir alışverişini teşvik etmek amacıyla her yıl düzenleniyor. İstanbul'un benzersiz coğrafi ve kültürel konumu, bu etkinlik için ideal bir ev sahibi olmasını sağlıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
35 yıllık köklü tecrübesi ve fark yaratan yaklaşımıyla turizmden gastronomiye, tesis yönetiminden çeşitli profesyonel eğitim programlarına zengin bir marka portföyüne sahip olan Lucis Şirketler Grubu, otelcilik ve gastronomi sektörünün tecrübeli isimlerinden Cem Doğan’ı, Lucis Şirketler Grubu İcra Kurulu Üyesi olarak bünyesine kattı. Doğan, grubun amiral gemisi Avantgarde Collection’ın yeni markası “Avantgarde Refined” çatısı altındaki oteller ile Avantgarde Urban çatısı altındaki İstanbul otelleri başta olmak üzere grubun stratejik yönetimine ve gelişimine destek sağlayarak büyüme hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacak.
Turizm sektörüne Avantgarde Collection otel zinciri markasını kazandıran Lucis Companies, otelcilik ve gastronomi sektörünün tecrübeli isimlerinden Cem Doğan ile yönetim ekibini güçlendirdi. Doğan, Lucis Companies İcra Kurulu Üyesi olarak yeni görevine başladı.
Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği ve Boğaziçi Üniversitesi’nde eğitimini tamamlayan Cem Doğan, iş hayatına 1996 yılında Çırağan Palace Kempinski’de başladı. Büyük otel zincirleri ve uluslararası gruplarda pek çok farklı alanda deneyim kazanan Doğan, 10’a yakın otelin ön açılış süreçlerinde aktif rol alırken, farklı konseptlerdeki zincir restoran markalarının ve Türkiye’deki üç büyük spor kulübünün stadyum catering operasyonlarının kurulum ve açılış süreçlerini hayata geçirdi. Uzmanlık alanları arasında, yeni marka ve konsept yaratma, iş geliştirme, iş stratejisi oluşturma, bütçeleme ve misafirperverlik yönetimi bulunan Cem Doğan, Divan Grubu’ndaki 27 yıllık mesleki deneyimi süresince 14 yıl Oteller bölümünde görev alırken son 13 yıl boyunca yine Divan Grubu’nda Restoranlar ve Stadyumlar Direktörü görevini üstleniyordu.
Avantgarde Collection markalarının büyüme hedeflerine katkıda bulunacak
Lucis Companies İcra Kurulu Üyesi olarak atanan Cem Doğan, sektördeki deneyimi ve vizyoner bakış açısı ile grubun 2010 yılından bu yana hizmet veren amiral gemisi Avantgarde Collection’ın yeni markası “Refined” çatısı altındaki Yalıkavak ve Kapadokya otelleri ile Avantgarde Urban çatısı altındaki İstanbul otelleri başta olmak üzere, grubun stratejik yönetimine ve Avantgarde Culinary Experiences yeme icme girisimleri de dahil gelişiminlerine destek sağlayarak büyüme hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacak.
35 yılı aşkın süredir Levent, Taksim ve Şişli’deki Avantgarde otelleriyle İstanbul’da şehir otelciliğine bambaşka bir soluk kazandıran Avantgarde Collection, Türkiye’nin eşsiz destinasyonlarından Yalıkavak ve Kapadokya’da doğayı sessiz lüks ile bir araya getirdiği Avantgarde Refined markası ile turizm sektörüne yenilik katmaya devam ediyor. 2024 yılında ilham veren bir dönüşüm geçiren Avantgarde Collection, İstanbul’da bulunan üç otelini de Avantgarde Urban çatısı altında yeniden konumluyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye ağır ticari araç sanayisinin öncü şirketi Mercedes-Benz Türk, endüstrinin en önemli ihtiyaçlarının başında gelen yetişmiş iş gücüne yatırım yapmaya devam ediyor. Bu kapsamda Mercedes-Benz Türk ve Milli Eğitim Bakanlığı ile Mercedes-Benz Bayi ve Yetkili Servisleri iş birliğiyle 2014 yılında hayata geçirilen "EML'miz Geleceğin Yıldızı" programı, 2024-2025 eğitim yılına 410 yeni öğrenci ile başladı. "EML'miz Geleceğin Yıldızı" programının tam 10 yıldır mesleki eğitim ve istihdamda Türkiye'de katma değer yaratmaya devam ettiğini söyleyen Mercedes-Benz Türk Bayi Ağı ve İş Geliştirme Direktörü Can Balaban, "Programı başlattığımız 2014 yılından bugüne kadar 29 farklı ilde toplam 32 meslek lisesinde açtığımız Mercedes-Benz Laboratuvarı ile Türkiye'de en fazla okul ve öğrenciye ulaşan şirketlerden biri haline geldik. 10 yıllık süreçte 'EML'miz Geleceğin Yıldızı' programımızdan 3 bin 865 öğrencimiz faydalandı. 'EML'miz Geleceğin Yıldızı' programı, meslek liselerinde altyapının iyileştirilmesi, mezunların istihdam edilebilirliğinin artırılması ve ekonominin ihtiyaç duyduğu nitelikli personel ihtiyacının karşılanması için başlattığımız bir proje olarak sektöre örnek teşkil etmektedir. Programımız sayesinde öğrencilerin mesleki ve kişisel gelişimlerine destek olarak istihdama olumlu katkı sağlıyoruz. Programda yer alan öğrenciler, mezuniyet sonrasında sektörde çalışmaya devam ediyorlar. Program kapsamında geçtiğimiz eğitim yılında 335 öğrencimiz mezun oldu. 2023-2024 eğitim yılında mezun olan öğrencilerimizin yüzde 51'i bayi ve yetkili servislerimizde işbaşı yaptı. Geçtiğimiz yıl 12. sınıf öğrencilerimizin yüzde 82'si yani 280 öğrencimiz yetkili servislerimizde staj yapma imkânı buldu. Ülkemizde hem mesleki eğitime hem de istihdama sağladığımız katkı için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Türkiye otomotiv sanayi, dünya çapındaki rekabetçi yapısını yetkin ve yetenekli iş gücüyle korumaya devam ediyor. Endüstrinin geleceğine hizmet eden meslek liseleri ve üniversitelerdeki otomotiv bölümleri, büyük bir dönüşüm içerisinde olan otomotiv endüstrisinin ihtiyaç duyduğu iş gücünün yetiştirilmesinde çok önemli bir rol oynuyor. Üretim gücü ve yenilikçi yapısıyla ağır ticari araç endüstrisinin öncüsü Mercedes-Benz Türk, otomotiv endüstrisine donanımlı personel yetiştirilmesi, endüstrideki nitelikli personel sayısının artırılması ve gençleri mesleki eğitime özendirmek amacıyla başlattığı "EML'miz Geleceğin Yıldızı" programının 10'uncu yılında sanayide istihdamın geleceğine yatırım yapıyor.
Yeni eğitim yılında 410 yeni öğrenci katılım sağladı!
Mercedes-Benz Türk ve Milli Eğitim Bakanlığı ile Mercedes-Benz Bayi ve Yetkili Servisleri iş birliğiyle 2014 yılında hayata geçirilen "EML'miz Geleceğin Yıldızı" programı, Türkiye otomotiv sanayisinin üretim gücünün devamlılığını garanti altına alıyor. Otomotivdeki nitelikli personel sayısının artırılması ve endüstriye donanımlı personel yetiştirilmesini amaçlayan program kapsamında bugüne kadar 3,5 milyon Euro'yu aşkın yatırımla endüstri meslek liselerinde açılan Mercedes-Benz Laboratuvarları'na (MBL), 2024-2025 eğitim ve öğretim yılında 410 yeni öğrenci katıldı. Yeni katılan öğrencilere bu yıl ilk defa "Oryantasyon Programı" düzenlenirken, "Geleceğin Yıldızı Oryantasyon Programı" isimli program kapsamında ilk aşamada Mercedes-Benz Türk bayilerinin Satış Sonrası Hizmetler Müdürleri ve Atölye Şeflerinin katılımı ile okullarda öğrencilere "Hoş geldin Paketleri" teslim edildi. Mercedes-Benz Türk Bayileri yeni öğrencilere araçların tanıtımını yaptı ve bayilerin organizasyonel süreçleri aktarıldı. İkinci aşamada ise öğrencilere online kanaldan Mercedes-Benz Türk ile ilgili bilgiler, ürün detayları, şirketin "Geleceğin Yıldızı" programından beklentileri ve öğrencilerin faydalanabileceği imkanlarla ilgili bir sunum yapıldı.
Programımızı geliştirerek sürdüreceğiz!
Tam 10 yıl önce başlattıkları "EML'miz Geleceğin Yıldızı" programının mesleki eğitim ve istihdamda Türkiye'ye katma değer yaratmaya devam ettiğini söyleyen Bayi Ağı ve İş Geliştirme Direktörü Can Balaban, "Programı başlattığımız 2014 yılından bugüne kadar 29 farklı ilde toplam 32 meslek lisesinde açtığımız Mercedes-Benz Laboratuvarı ile Türkiye'de en fazla okul ve öğrenciye ulaşan şirketlerinden biri haline geldik. 10 yıllık süreçte 'EML'miz Geleceğin Yıldızı' programımızdan 3 bin 865 öğrencimiz faydalandı. 'EML'miz Geleceğin Yıldızı' programı, meslek liselerinde altyapının iyileştirilmesi, mezunların istihdam edilebilirliğinin artırılması ve sonuçta ekonominin ihtiyaç duyduğu nitelikli personel ihtiyacının karşılanması için başlattığımız bir proje olarak sektöre örnek teşkil etmektedir. Programımız sayesinde öğrencilerin mesleki ve kişisel gelişimlerine destek olarak istihdama olumlu bir yönde katkı sağlıyoruz. Programda yer alan öğrenciler, mezuniyet sonrasında sektörde çalışmaya devam ediyorlar. Program kapsamında geçtiğimiz eğitim yılında 335 öğrencimiz mezun oldu. 2023-2024 eğitim yılında mezun olan öğrencilerimizin yüzde 51'i bayi ve yetkili servislerimizde iş başı yaptı. Geçtiğimiz yıl 12. sınıf öğrencilerimizin yüzde 82'si yani 280 öğrencimiz yetkili servislerimizde staj yapma imkânı buldu. Ülkemizde hem mesleki eğitime hem de istihdama sağladığımız katkı için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Hem eğitim hem iş fırsatı sunuluyor!
Meslek liselerinde eğitim alan gençlerin hem mesleki hem de kişisel gelişimine katkı sağlayan programda yer alan öğrenciler, mezuniyet sonrasında sektörde çalışmaya devam ediyor. Programdan mezun olan öğrencilerin önemli bölümü Mercedes-Benz Türk bayi ve yetkili servislerinde iş buluyor. Program kapsamında okullara ayrıca uygulamalı eğitim gerçekleştirebilecekleri araç bağışı da yapılıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Global ödeme teknolojileri şirketi Mastercard'ın geçtiğimiz ay Türkiye ayağını başlattığı Lighthouse Türkiye Programı, fintech ekosistemine değer katmak amacıyla seçilen altı startup'ı "Lighthouse Welcome Day" etkinliğinde Mastercard'ın partnerleriyle buluşturdu. Etkinlikte, girişimcilik dünyasının önde gelen paydaşları, Mastercard'ın küresel ağı ve uzman mentorlarıyla bir araya gelerek startup'ların büyüme yolculuklarına katkı sağlayacak fikir ve deneyimlerini paylaştı.
Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Avşar Gürdal ve Mastercard Kıdemli Başkan Yardımcısı Muin Öztop'un katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Mastercard'ın fintech ekosistemine sağladığı katkılar ve Türkiye'deki startup'ların küresel pazarlara açılma potansiyelleri değerlendirildi.
MASTERCARD'IN KÜRESEL MENTOR AĞINDAN FAYDALANACAKLAR
Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Avşar Gürdal, Lighthouse Türkiye'den bahsederken "Mastercard olarak, ekonomilerin yenilikçi fikir ve teknolojilerle gelişen dijital dönüşüm sürecinde girişimcilere destek vermekten büyük mutluluk duyuyoruz. Lighthouse programı, bu hedefe uyumlu bir inisiyatif olarak, Türkiye'de fintek ekosisteminin gelişimine katkı sağlamak üzere hayata geçirildi. İskandinav ve Baltık ülkelerinde başlayan bu programı Türkiye'ye kazandırarak, yenilikçi çözümler üreten startup'ların yanında yer almak oldukça heyecan verici. Mastercard'ın küresel ağını, uzmanlığını ve iş ortaklarını startup'larla buluştururken, dijital ekonomiye geçişte Türkiye'nin gösterdiği dinamizmi desteklemeye kararlıyız" ifadelerini kullandı.
Mastercard Kıdemli Başkan Yardımcısı Muin Öztop ise "Lighthouse programımız, globalde 1 milyar euroyu aşan yatırım ve sayısız iş birliği fırsatı yaratarak fintech ekosistemine değer katmaya devam ediyor. Türkiye'den seçilen bu 6 startup, Mastercard'ın geniş küresel ağı ve güçlü koçluk desteği ile iş modellerini geliştirirken yeni pazar fırsatlarına ulaşma imkanı bulacak. Bu programla Türkiye'deki girişimcilik ekosistemine katkı sağlamak ve yerel girişimlerin global pazarlara açılma yolculuklarına destek vermekten büyük heyecan duyuyoruz" diyerek programın Türkiye için taşıdığı önemi vurguladı.
Programda yer alan ve jüri değerlendirmesi sonucunda seçilen altı girişim, yenilikçi çözümleriyle fintech alanında değer yaratmaya odaklanıyor. Bu girişimler; güçlü iş modelleri, yüksek büyüme potansiyeli ve sektörel yenilikçilikleriyle öne çıkarak Mastercard'ın küresel mentor ağı ve sektörel uzmanlığından faydalanacak.
Program kapsamında yer alan girişimler ve temsilcilerinin görüşleri şu şekilde:
" Assistbox: Kuruluşların müşterilerine video tabanlı hizmet sunmalarını sağlayan çevrimiçi bir iletişim platformu olan Assistbox, müşteri kazanımı ve video çağrı merkezleri gibi alanlarda yenilikçi çözümler sunuyor.
" Crait AI: Markalara özel yüksek dönüşüm sağlayan e-ticaret ve pazarlama görselleri oluşturan bir yapay zeka platformu olarak öne çıkan Crait AI, marka tarzına uygun görseller üreterek pazarlama performansını optimize ediyor ve mevcut pazarlama iletişimlerini analiz ederek önemli içgörüler sunuyor.
" Masraff: Yapay zeka destekli harcama yönetim platformu olan Masraff, kurumsal harcama takibini dijitalleştirerek veri girişi, öngörü analitiği ve harcama politikalarına uyum gibi özelliklerle iş dünyasına katkı sağlıyor.
" Mono Payments: Elektronik para kuruluşları,ödeme sağlayıcıları, startuplar, neo bankalar ve büyük işletmeler için küresel ödeme yönetimi çözümleri sunan Mono Payments, fintech ekosisteminde fark yaratmayı amaçlıyor.
" Sanction Scanner: Kara para aklama ve dolandırıcılık önleme çözümleri sunan bir regtech şirketi olan Sanction Scanner, müşteri tarama ve işlem takibi gibi hizmetlerle finansal kuruluşların güvenlik ihtiyaçlarını karşılıyor.
" TransferChain: Gizlilik odaklı dosya ve parola yönetim çözümleri sunan bir siber güvenlik şirketi olan TransferChain, veri ihlallerini ve yetkisiz erişimi önlemeye yönelik çözümler geliştiriyor.
2018 yılında İskandinav ve Baltık ülkelerinde başlayan Mastercard Lighthouse programı, bugüne kadar 220'den fazla girişimi mezun ederek, 300'den fazla iş birliği ve 1 milyar euroyu aşan yatırımın sağlanmasına katkıda bulundu. Mastercard, Türkiye'de de fintech ekosisteminin gelişimini destekleyerek girişimlerin büyümesini hızlandırmayı ve yenilikçi çözümler sunmalarını amaçlıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2024 yılının en zor noktalarından birinin işletmelerin yatırımları bekletmeleri olduğunu vurgulayan DİA Yazılım Genel Müdürü Suha Onay, "Yılın ilk 9 ayında bunun etkilerini gördük. Fakat bulut teknolojisiyle işletmelerin maliyetlerini azaltmada önemli bir rol oynadığımız için, dijitalleşme yatırımı arayışında olan işletmelerin ilk tercihi olduk. Dolayısıyla 2024'ün ilk 9 ayında TL bazında %100'ün üzerinde büyümeyi başardık. DİA Yazılım artık KOBİ'lerin de üzerinde, holding seviyesinde şirketlere hizmet verebilen bir bulut ERP yazılımı olarak öne çıkıyor. Başarısını da referans olarak sunabileceği binlerce firmayla gösteriyor." dedi.
%100'ün üzerinde büyümeye karşı daha fazla artan yazılım geliştirme maliyetleri ile de karşılaştıklarını sözlerine ekleyen Onay, "Hizmet enflasyonu geçtiğimiz dönemde daha hızlı arttı ve diğer kalemlere nazaran daha geç ve yavaş düşmesi bekleniyor. Bu da bizim gibi hizmet sektöründe olan firmaları etkiliyor. Yüksek teknoloji geliştiren bir şirket olarak güçlü satış rakamlarına ulaşmaya, potansiyel müşterilerimizle bir araya gelmeye, mevcut müşterilerimizle dijitalleşmeye daha fazla adım atmaya devam ediyoruz. İlk 9 ay herkes için zor geçse de, bizim gibi teknoloji ve yazılım sektöründeki firmalar büyümesini sürdürmeyi başarabiliyor.
Şirketlerin çoğu yeni yıla yeni bir yazılımla girmeyi hedefler. Yeni yılda dijitalleşmek ve verimliliklerini artırmak gibi adımlar atmak isterler. Bu yüzden bizim için yılın son çeyreği her zaman en hızlı çeyrektir. Yıllık lisans satışlarının yaklaşık yarısı son çeyrekte gerçekleşir ve tüm iş ortaklarımız ile hizmet verdiğimiz ekosistem hem yılın son çeyreğinde hem de yeni yılın ilk çeyreğinde KOBİ'lere yoğun hizmet verdiği bir dönem geçirir. Biz hem bulut ERP ürünümüzle hem sahip olduğumuz altyapımızla 2024'ün son çeyreğini yine güçlü geçireceğimizi düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
2025 yılı hedeflerinden de bahseden Onay, "2024 yılını DİA'da çözüm kütüphanemizi ve altyapımızı güncelleme yılı ilan etmiştik ve bunu gerçekleştirdik. 2025 yılında yenilenmiş bulut altyapımız ile çözüm çeşitliliğimizi artırmayı planlıyoruz. Öte yandan yeni yılda planlarımızda olan birçok modül geliştireceğiz, mevcut modüllerimizi zenginleştireceğiz ve KOBİ'lerin hizmetine sunacağız. Ürün çeşitliliğindeki artan zenginlik muhakkak bize yükselen satış rakamları olarak geri dönecektir. Ama hem Türkiye'nin hem de tüm dünyanın içerisinde bulunduğu global ekonomik ortam elbette bizim için de bir tehdit olmaya devam edecek.
2025 yılında dünya genelinde pandeminin ve savaşların yarattığı yüksek enflasyon ortamının sakinleşeceğini, faizlerin buna bağlı olarak düşeceğini ve ekonomik canlanmanın yaşanacağını düşünüyorum. 2025 yılında ilk hedefimiz İnsan Kaynakları Yönetimi çözümümüzü DİA Bulut ERP içerisinde hizmete sunmak. Aynı zamanda DİA Süreç Yönetimi çözümümüz tarafında da enterprise seviyede hizmet verebilecek modülümüzü hizmete sunuyor olacağız. İş ortaklarımızdan gelen talepleri de her zaman değerlendirmeye ve planlarımız arasına almaya devam ediyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
195 ülkenin imzacısı olduğu Paris Anlaşması'yla 21. yüzyılın ortaları olarak belirlenen karbon nötr olma hedefine doğru hızla yaklaşırken, yenilenebilir enerji yatırımları ve iklim teknolojilerine odaklanan girişimleri önem kazandı. Bu kapsamda, 1969’dan bu yana otomotiv, turizm, sanayi, teknoloji ve yenilenebilir enerji sektörlerinde faaliyet gösteren Aldo Group tarafından 2 yıl önce Hollanda’da kurulan Aldogreen tarafından geliştirilen, bireylerin elektronik cihazlarının tükettiği enerjiyi güneş enerjisi santrallerinde yeniden üreterek cihaz düzeyinde karbon salımını nötrleyen dijital ürünü Greenzy, Türkiye pazarına ilk adımını Türkiye İş Bankası işbirliğiyle attı.
Akıllı telefonlar her yıl 5 kg karbon salımına sebep oluyor
Hesaplamalar, akıllı telefonların yıllık elektrik tüketiminin 10,4 kilovat/saate, akıllı saatlerin yıllık elektrik tüketiminin ise 7 kilovat/saate karşılık geldiğini gösterdi. Bu tüketim miktarlarının sebep olduğu yıllık karbon salımı ise sırasıyla 4,9 kilogram ve 3,3 kilogram olarak ölçüldü. Elektrikli otomobillerin, elektrikli scooter’ların popülerleşmesi bireysel kullanıcıların da elektrik tüketimini artırırken, Greenzy sürdürülebilir tercihler yapmak isteyen tüketiciler için yenilikçi bir model geliştirdi.
Greenzy’nin bireylerin sahip olduğu elektronik cihazların günlük elektrik tüketiminden doğan karbon salımının nötrlenmesini mümkün kıldığını belirten Aldogreen Yönetici Ortağı Oytun Eren Şengül, “Greenzy, kullanıcıların seçtikleri cihazın yıllık elektrik tüketimi kadar elektriği, güneş enerjisi santrallerinde üretiyor. Bunun karşılığında kullanıcılar, karbon salımını nötrlemek istedikleri cihaz için Yeşil Enerji Sertifikası’na sahip oluyor. Bu sertifikalar blokzinciri üzerine kaydediliyor ve bu sayede kullanıcılar, kendilerine tahsis edilen güneş panelinin üretimine dair gerçek zamanlı verilere diledikleri zaman erişebiliyor” dedi.
Karbon piyasasını demokratikleştiriyor
Greenzy’nin temelde kullanıcılara verdiği dijital Yeşil Enerji Sertifikası ile kullanıcılara cihaz emisyonlarını nötrleyecek kadar karbon sertifikasını pay ettiğini belirten Oytun Eren Şengül, “Bu yönüyle Greenzy, karbon piyasasını da demokratikleştiriyor. Şayet güneş enerjisiyle nötrlenen tüketimden daha fazla elektrik üretilirse, karbon sertifikaları piyasada satılıyor. Satıştan elde edilen gelir, fidan dikiminde kullanılıyor. Aldo Grup’un Hollanda merkezli teknoloji şirketi Aldogreen’in ilk ürünü olan Greenzy bu yönüyle hem bireysel enerji tüketiminin önemli bir bölümünü nötrleyerek her kullanıcının sürdürülebilirliğe ve yeşil dönüşüme katkıda bulunmasının önünü açıyor, hem de döngüsel bir sürdürülebilirlik zinciri oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
İş Bankası işbirliğiyle Türkiye’de
Greenzy’nin Türkiye İş Bankası işbirliğiyle Türkiye’de ilk kez kullanıcılarla buluşacağını belirten Aldogreen Yönetici Ortağı Oytun Eren Şengül, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Workup Girişimcilik Programı’yla girişimlerin yanında olan, sürdürülebilirlik uygulamalarını da tüm süreçlerine entegre ederek sektörüne örnek teşkil eden Türkiye İş Bankası, Greenzy'nin en büyük destekçilerinden. İş Bankası'yla gerçekleştirdiğimiz işbirliğiyle Greenzy, Türkiye’de ilk kez, mobil şube İşCep’te kullanıcılarla buluşuyor. İşCep kullanıcıları, Greenzy platformuna İşCep’teki Yeşil Enerji bölümünden erişebiliyor. Geleceğe Orman kullanıcılarına özel indirimlerle dizüstü bilgisayar, cep telefonu, akıllı saat, kablosuz kulaklık, elektronik bisiklet, e-scooter ve tablet gibi elektronik cihazlarının enerji tüketimlerinden kaynaklanan karbon salımlarını Yeşil Enerji Sertifikası alarak nötrleyebilecek. Enerji tüketimlerini Yeşil Enerji Sertifikası’na dönüştüren İş Bankası kullanıcıları hem onların katkısıyla üretilen güneş enerjisini gerçek zamanlı takip edecek, hem de Geleceğe Orman’da karbon puan toplayarak, TEMA Vakfı aracılığıyla fidan dikimine katkıda bulunabilecek.”
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.