• ABD'de Michigan Üni. ön güven endeksi Mart ayında 57.9 (Beklenti: 63.1, önceki: 64.7)
  • ABD'de Michigan Üni. 12 aylık enflasyon beklentileri Mart ayında %+4.9 (Önceki: +4.3%)
  • ABD'de Michigan Üni. ön cari koşullar endeksi Mart ayında 63.5 (Beklenti: 65.0 önceki: 65.7)
  • ABD'de Michigan Üni. 5 yıllık enflasyon beklentileri Mart ayında %+3.9 (Önceki: +3.5%)
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • ABD'de Michigan Üni. ön güven endeksi Mart ayında 57.9 (Beklenti: 63.1, önceki: 64.7)
  • ABD'de Michigan Üni. 12 aylık enflasyon beklentileri Mart ayında %+4.9 (Önceki: +4.3%)
  • ABD'de Michigan Üni. ön cari koşullar endeksi Mart ayında 63.5 (Beklenti: 65.0 önceki: 65.7)
  • ABD'de Michigan Üni. 5 yıllık enflasyon beklentileri Mart ayında %+3.9 (Önceki: +3.5%)
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • ABD'de Michigan Üni. ön güven endeksi Mart ayında 57.9 (Beklenti: 63.1, önceki: 64.7)
  • ABD'de Michigan Üni. 12 aylık enflasyon beklentileri Mart ayında %+4.9 (Önceki: +4.3%)
  • ABD'de Michigan Üni. ön cari koşullar endeksi Mart ayında 63.5 (Beklenti: 65.0 önceki: 65.7)
  • ABD'de Michigan Üni. 5 yıllık enflasyon beklentileri Mart ayında %+3.9 (Önceki: +3.5%)
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • ABD'de Michigan Üni. ön güven endeksi Mart ayında 57.9 (Beklenti: 63.1, önceki: 64.7)
  • ABD'de Michigan Üni. 12 aylık enflasyon beklentileri Mart ayında %+4.9 (Önceki: +4.3%)
  • ABD'de Michigan Üni. ön cari koşullar endeksi Mart ayında 63.5 (Beklenti: 65.0 önceki: 65.7)
  • ABD'de Michigan Üni. 5 yıllık enflasyon beklentileri Mart ayında %+3.9 (Önceki: +3.5%)
  • ABD'de Michigan Üni. ön cari koşullar endeksi Mart ayında 63.5 (Beklenti: 65.0 önceki: 65.7)
  • ABD'de Michigan Üni. 12 aylık enflasyon beklentileri Mart ayında %+4.9 (Önceki: +4.3%)
  • ABD'de Michigan Üni. ön güven endeksi Mart ayında 57.9 (Beklenti: 63.1, önceki: 64.7)
  • ABD'de Michigan Üni. 12 aylık enflasyon beklentileri Mart ayında %+4.9 (Önceki: +4.3%)

Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

ürün bulundu.

22 Nisan 2022 • 00:00:00

ABD Savunma Bakanlığı Trump'ın son açıklamalarının ardından tüm ABD askerlerini Suriye'den çekme planlarını hazırlıyor - NBC

5 Şubat 2025 • 14:02:01

İki ABD savunma yetkilisi NBC News'e yaptıkları açıklamada Savunma Bakanlığı'nın tüm ABD askerlerini Suriye'den çekme planları geliştirdiğini söyledi.

 Yetkililer, Başkan Donald Trump ve ona yakın yetkililerin kısa bir süre önce ABD askerlerini Suriye'den çekmeye ilgi duyduklarını ifade ettiklerini ve Pentagon yetkililerinin 30, 60 ya da 90 gün içinde tamamen çekilme planlarını hazırlamaya başladıklarını söyledi.

Allianz Trade, 2024 yılında 48 ülkenin risk derecelendirmesini yukarı yönde güncelledi

5 Şubat 2025 • 14:00:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Allianz Trade, 2024 yılında 48 ülkenin risk derecelendirmesini yukarı yönde güncelledi. 2023 yılına göre risk notu iyileşen ülke sayısı iki kattan fazla.

 

Ticari alacak sigortasında dünya lideri Allianz Trade'in en çok beklenen yayınlarından biri olan, yıllardır geliştirmeye devam ettiği, ‘ülke riski’ değerlendirmelerinin özetini içeren Ülke Risk Atlası'nın ikincisi yayınlandı. Ülke Risk Atlası her çeyrekte, son ekonomik gelişmeler ve Allianz Trade'in özel verileriyle güncellenen tescilli bir risk derecelendirme modeline dayanıyor. Raporda, şirketler için ‘makroekonomik düzeyde’ ödeme alamama risklerini etkileyen; ekonomik, politik, iş ortamı ve sürdürülebilirlik faktörlerine ilişkin kapsamlı analiz ve içgörülere yer veriliyor.

 

Ülke Risk Atlası’na göre Allianz Trade, 2024 yılında 48 ülkenin risk notunu yükseltti ve sadece 5 ülkenin notunu düşürdü. Rapora göre; jeoekonomik çatlakların iş dünyasında güveni sarsması ve küresel ticareti olumsuz etkilemesi nedeniyle bu olumlu eğilimin 2025-2026 yıllarında kolaylıkla tersine dönebileceğine yer veriliyor. Ülke Risk Atlası’nda ülke risklerinin, önümüzdeki aylarda beklenen jeopolitik ve finansal gerilimlere yüksek oranda maruz kalmaya devam edeceği ve aşağı yönlü risklerin fazlaca somutlaşması ile daha da kötüleşebileceği belirtiliyor.

 

Türkiye büyümeye devam edecek

Ülke Risk Atlası raporunda Türkiye'ye de yer veriliyor. Türkiye’de büyümenin potansiyel eğilimlere paralel olarak devam edeceği ancak; dış zorlukların artacağı, mali teşviklerin azalacağı ve para politikasının bağımsızlığını koruyacağı varsayımları göz önüne alındığında, büyümenin potansiyel tarihi ortalamanın altında kalacağı öngörülüyor. Rapora göre; ekonomi politikalarına ilişkin ülke profili iyileşmiş olsa da satın alma gücünün kademeli olarak erozyona uğraması, reel döviz kurunun değerlenmesi ve rekabet gücünün azalması Türkiye’de 2025-2026 yıllarında kurumsal iflaslar üzerinde baskı oluşturabilir.

  

Ülke riski önemli ölçüde iyileşti, ancak önümüzde zorluklar var

 

Allianz Trade'de Gelişmekte Olan Piyasalar Kıdemli Ekonomisti olan Luca Moneta, notları yükseltilen ekonomilerin küresel GSYH'nin yaklaşık yüzde 17'sini temsil ettiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu: “Not artışlarının çoğunlukla gelişmekte olan piyasalar arasında olduğunu görüyoruz: En fazla not artışı 13 ile Latin Amerika’da gerçekleşirken, onu 10 ile Gelişmekte Olan Avrupa ve 9 ile Asya-Pasifik takip ediyor. Bu arada, not indirimlerinin çoğu Estonya ve Vanuatu ile Bahreyn, İsrail, Kuveyt’in de dahil olduğu Orta Doğu bölgesinde görüldü; bu durum uzun süren tedarik-zinciri gerilimlerinin ve mali başa baş seviyesinin altında seyreden ham petrol fiyatlarının bir sonucu."

 

Allianz Trade CEO'su Aylin Somersan Coqui de yavaşlayan enflasyon, iyileşen kredi akışları ve likidite koşulları sayesinde küresel ekonomik görünüm iyileşmiş olsa da düşük gelirli birçok ülkede iş koşullarının hala daha az elverişli olduğunu söyledi. Coqui, “Yüksek gelirli ekonomiler de uzun süreli siyasi belirsizlikle karşı karşıya. Ayrıca, geçen yıl yaptığımız ülke riski iyileştirmelerinin üçte ikisinin kısa vadeli göstergelere dayandığı, bu iyileşmelerin konjonktürel olduğu ve potansiyel olarak tersine çevrilebilir olduğu unutulmamalı. Bu çerçevede, işletmeler jeopolitik gerilimler ve yükselen korumacılık dalgası bağlamında büyüme stratejilerinde dikkatli olmalı. Tedarik zincirlerinin daha da karmaşık hale gelmesi muhtemel. Bu da ülke risklerini takip etmeyi daha da önemli hale getiriyor" diye konuştu.

 

Toparlanmanın kırılganlığı: Şirketleri neler bekliyor?

Bunlara ek olarak Allianz Trade'e göre, 2025-2026 yıllarında olumlu ivmeyi bozabilecek çeşitli unsurlar var. Bunlardan öne çıkanlar:

Jeopolitik gerilimler: 2024'ün sonlarında yoğunlaşan sosyal, siyasi ve kurumsal çatışmalar
Ticari savaşı riskleri: Yükselen korumacılık ve tam kapsamlı ticari çatışmalara yönelik potansiyel riskler
Sivil huzursuzluk ve kutuplaşma: gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda artan kutuplaşma
Allianz Trade Ekonomik Araştırmalar Başkanı Ana Boata ise şunları ekliyor: "Tam anlamıyla bir ticari savaş büyük bir endişe kaynağı. Bunun sonucunda ortaya çıkan ekonomik faaliyet kaybı ve enflasyonist baskıların geri dönüşü, yatırımcı güvenini muhtemelen zayıflatır ve uzun süreli bir 'bekle ve gör' moduna yol açar. Diğer tedirgin edici bir gelişme de birçok ülkede halihazırda belirgin olan ve sosyal bölünmeleri yoğunlaştırırken önemli ekonomik maliyetler doğuran artan kutuplaşma. Enflasyon, mali ayarlamalar ve geciken verimlilik artışı gibi faktörlerin etkisiyle sivil huzursuzlukların sıklığı ve şiddeti artıyor. Bu bağlamda, politika yapıcıların artan güven açığını kapatmaları ve kutuplaşma risklerini azaltmaları gerekiyor."

YASED/Aksoy: Çoğu şirketimiz makroekonomik istikrarın sağlanması ve öngörülebilirliğin artması halinde yatırımcı güveninin artacağı ve Türkiye’ye 13,5 milyar dolarlık ek yatırım çekilebileceklerini ifade ediyor

5 Şubat 2025 • 13:54:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Engin Aksoy, küresel ekonomik ve

siyasi gelişmelerin ticaret savaşlarını ve küresel tedarik zinciri kırılmalarını tetikleyeceğini belirterek, “Türkiye rekabetçiliğini artırarak, dönemin yaratacağı fırsatlardan yararlanabilir” dedi.

 

YASED olarak önümüzdeki dönemde rekabetçiliğin yanında küresel üretim ve ticaret akışlarına/trendlerine odaklanacaklarını vurgulayan Engin Aksoy, “Uluslararası yatırımlar için en önemli istikamet vericinin küresel tedarik zincirlerindeki yeni yapılanmalar olduğunu düşünüyoruz. ABD, AB ve Çin başta olmak üzere tüm ticaret ortaklarımızla uzun soluklu ve stratejik iş birlikleri gerçekleştirmemiz gereken bir döneme giriyoruz. Bu çerçevede, ekonomik programdan taviz vermeden bizi rekabetçi kılacak temel parametrelere ulaşmayı hızlandırmak durumundayız” diye konuştu.

 

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Yönetim Kurulu Başkanı Engin Aksoy, küresel ekonomik ve siyasi gelişmelerin ticaret savaşlarını ve küresel tedarik zinciri kırılmalarını tetikleyeceğini belirterek, “Türkiye rekabetçiliğini artırarak dönemin yaratacağı fırsatlardan yararlanabilir” dedi.

 

Türkiye’nin 2024 Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY) görünümünü, bu dönemde YASED’in gerçekleştirdiği faaliyetleri ve 2025 gündemini paylaşmak üzere Wyndham Grand İstanbul’da bir basın toplantısı düzenleyen YASED Başkanı Engin Aksoy, şu değerlendirmeleri yaptı:

 

“Maliyette rekabetçi olmak elbette ki her zaman önem taşıyor ama rekabetçiliğimizi sadece maliyet avantajımız ile tanımlayacağımız dönemi zihinlerimizde kapatmamız gerekli. AB’nin bile raporlarında vurguladığı istikrar ve öngörülebilirlik kalkınmada, büyümede ve UDY çekmede hayati öneme sahip. Bu alandaki başarılı ülkelerin iyi yaptığı şey, yatırım ortamına yönelik mevzuat yaparken, sektörleri regüle ederken iş dünyası ile yakın istişare içinde hareket etmek. Yatırımcıya sürpriz yaşatmamak, düzenlemelerin hayata geçmesinde süre tanıyarak uyumlarını güçlendirmek ve kolaylaştırmak önemli.”

 

Dünya devletlerinin ticaret savaşları çerçevesinde gelişen korumacı yaklaşımlarının bir yansıması olarak çok güçlü teşvik mekanizmalarının hayata geçmesini beklediklerini vurgulayan Engin Aksoy, “Ekonomik programın başarıya ulaşma sürecinde bütçe imkanlarımız da güçlenirken rekabetçiliği güçlendiren bir vergi ve teşvik mevzuatı geliştirmemiz bu açıdan önem arz ediyor. Eşitlikçi, şeffaf ve odaklı bir teşvik sistemi ile ürünlerimizdeki teknoloji seviyemizi sürekli artırmak, yüksek katma değerli ürünlerle kalıcı rekabet üstünlüğü elde etmek verimliliğimizi sürekli artırmak durumundayız. Biz YASED olarak önümüzdeki dönemde rekabetçiliğin yanında küresel üretim ve ticaret akışlarına/trendlerine odaklanacağız. Uluslararası yatırımlar için en önemli istikamet vericinin küresel tedarik zincirlerindeki yeni yapılanmalar olduğunu düşünüyoruz. ABD, AB ve Çin başta olmak üzere tüm ticaret ortaklarımızla uzun soluklu ve stratejik iş birlikleri gerçekleştirmemiz gereken bir döneme giriyoruz. Bu çerçevede, ekonomik programdan taviz vermeden bizi rekabetçi kılacak temel parametrelere ulaşmayı hızlandırmak durumundayız” dedi.

 

ŞİRKETLER ILIMLI BİR BÜYÜME BEKLENTİSİ İÇİNDE

YASED’in 6 ayda bir gerçekleştirdiği ve üye şirketlerin CEO’larının katılımıyla düzenlenen PULSE Anketi’nin son verilerini de değerlendiren Engin Aksoy, şu bilgileri verdi: “Öncelikle, 2025 yılı için şirketlerimizin genel olarak ılımlı bir büyüme beklentisi içinde olduklarını görüyoruz. Döviz kurları ile ilgili kaygılar bir miktar azalsa da vergi yükü gibi konuların yatırımcıların gündemindeki ağırlığı artırıyor. Çoğu şirketimiz makroekonomik istikrarın sağlanması ve öngörülebilirliğin artması halinde yatırımcı güveninin artacağı ve Türkiye’ye 13,5 milyar dolarlık ek yatırım çekilebileceklerini ifade ediyorlar. Katılımcı şirketlerimizin %48’i önümüzdeki altı aylık dönemde büyümeye devam edeceklerini öngörüyor. Bu olumlu görüntü, ihracat gelirlerinden işgücü büyüklüğüne kadar birçok parametrede de kendini gösteriyor. 2025 yılında CEO’larımız Türkiye’nin küresel ekonomiden daha hızlı büyümeye devam etmesini bekliyor. Diğer yandan 2025 yılında 2024 yılına kıyasla Türkiye ekonomisi için biraz daha düşük büyüme oranları öngörülüyor. Ankete katılan şirketlerin CEO’larına, çeşitli firma dışı tehdit unsurlarının önümüzdeki 12 ay içinde Türkiye’deki faaliyetlerini nasıl etkileyeceği soruyoruz. Başlıca tehditler; katılımcıların %85’i tarafından belirtilen enflasyon ve %79’u tarafından belirtilen döviz kuru belirsizliği. Kayda değer bir değişim de idari ve vergi yüküne ilişkin endişelerin %50’den %60’a yükselmesi oldu. İdari ve vergi yüklerine ilişkin endişelerin %60 seviyesine ulaşması, bu alana temkinli yaklaşılması gerekliliğin ortaya koyuyor diyebiliriz.”

 

Yakın zamanda teşvik sisteminin güncellenmesi ile ilgili YOİKK çalışmasının tamamlanmasının beklendiğini de vurgulayan Engin Aksoy, şöyle devam etti: “Üyelerimiz için risk göstergeleri (%85), düzenleyici çerçeve (%80), pazar büyüklüğü (%73), vergi ve teşvikler (%70) ve maliyet (%66) Türkiye’deki yatırım cazibesini artıracak gelişim eksenleri olarak öne çıkmaya devam ediyor. Sonuçlar bize aynı zamanda, başta makroekonomik istikrar ve hukuki öngörülebilirliğin temini alanlarında gerçekleştirilecek reformların UDY için de gelişim ortamı sağlayacağını ve 2025 yılı için 13,5 milyar dolarlık yeni yatırım taahhüdünün alınabileceğini işaret ediyor. 2024’ün başındaki anketimizde öngörülen yatırım miktarı 18,6 milyar dolardı. Bugün bu değerin 13,5 milyar dolara gerilemesi Türkiye’nin cazibesindeki bir azalmadan ziyade küresel UDY iştahıyla da ilişkilendirilebilir. Nitekim ankette üyelerimizin yılın ikinci yarısında küresel portföylerinde Türkiye’nin ağırlığının %0,8 oranında artmasını beklediklerini görüyoruz. Bu bağlamda, küresel piyasa zorluklarına rağmen Türkiye’ye olan ilginin devam edeceği değerlendirilebilir.”

 

TEDARİKÇİLERE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DESTEKLERİ DEVAM EDİYOR

Son anket çalışmasında CEO’lara sürdürülebilirlikle ilgili yeni bir soru daha sorduklarını ifade eden Engin Aksoy, YASED üyelerinin, yerel tedarikçilerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için kritik destekler sunduklarını bir kez daha gördüklerini vurguladı. Aksoy, şirketlerin %98’inin standart belirleme, iyi uygulama örnekleri paylaşma ve projelerde iş birliği gibi farklı stratejilerle yerel ekosistemlerini geliştirdiklerini dile getirdi. Aksoy, “Yani, Türkiye’deki uluslararası şirketlerin %98’i farklı yöntemlerden en az birini uygulayarak yerel tedarikçilerinin sürdürülebilirliğini destekliyor diyebilirim. Bu veri, uluslararası yatırımcıların Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine olan katkısının da çarpıcı bir göstergesi” diye konuştu.

 

AB’DEKİ REKABETÇİLİK FIRSATLAR DOĞURUYOR

2024 yılının, seçimler nedeniyle geçiş dönemlerinin, siyasi istikrarsızlıkların yaşandığı, Rusya-Ukrayna savaşına Orta Doğu’da yaşanan üzücü çatışmaların eklendiği bir yıl olduğunu hatırlatan Engin Aksoy, 2025 gündemini de şöyle değerlendirdi: “Bu yıl, ABD’nin farklı ülkelere uygulayacağı tarifeler bizim ABD’de pazarındaki payımızı artırmamıza fırsat sağlarken, özellikle Çin’e gelecek tarifeler Çin’in alternatif pazarlara neden olabilir. Dünya Bankası ve IMF gibi uluslararası kurumlar küresel ekonominin 2025 yılında %2,7-%3,3 aralığında önemli oranda büyümesini bekleseler de bahsettiğimiz nedenlerden dolayı bu rakamlar ülke ve bölgeler arasında önemli şekilde farklılaşabilir. ABD ekonomisi çok kuvvetli seyrederken, AB ve Çin ekonomilerini daha kırılgan olacakları bir dönem beklemekte.”

 

UDY çekmede, Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı olan AB ile mevzuat uyumunun daha da güçlendirmesinin önemine de dikkat çeken YASED Başkanı Engin Aksoy, “AB, rekabetçiliğini artırmaya yönelik yeni bir atılıma girerken, Türkiye’nin de kendi sürecini başlatması, bunu da AB ile dirsek temasını koruyarak yapması önem taşıyor. AB özellikle, endüstriyel rekabetçiliği artırmak için inovasyona daha fazla kaynak ayırırken, fonlama mekanizmalarını da sadeleştiriyor. Bu gelişmelerin, Türkiye’den potansiyel yararlanıcılar için yeni fırsatlar yaratmasını öngörüyoruz. Ayrıca, Avrupa Birliği’nin tedarik zincirlerinin dayanıklılığını artırmaya yönelik atacağı adımların, AB’nin en büyük ticaret ortaklarından biri olan Türkiye’nin ticaret hacminin ve aldığı yatırımların artmasını teşvik edici bir faktör olacağını düşünüyoruz. Bu anlamda ayrıca, AB ile Gümrük Birliği’nin de ötesine geçen daha zengin bir ticaret ve yatırım çerçevesi yaratma arayışında olan ülkemizin de AB’nin bu küresel gündemi doğrultusunda bir eylem planı oluşturmasını faydalı görüyoruz. Tek Pazara entegre olan Avrupa Ekonomik Alanı ülkeleri hariç tutulduğunda, Türkiye, AB ile mevzuat yakınsaması bakımından çok ciddi tecrübeye sahip yegâne ülke konumunda. Diğer yandan da Türkiye, en büyük ticaret ve yatırım ortağı olan AB’nin jeopolitik koşullar dolayısıyla evrilen sanayi, ticaret ve yatırım politikalarından en fazla etkilenme potansiyeline sahip ülkeler arasında yer alıyor” dedi.

 

YASED Başkanı Engin Aksoy, ekonomik ve siyasal gelişmelerin ışığında küresel düzeydeki ve Türkiye’deki UDY hareketleri konusunda da şu bilgileri verdi: “İlk tahminlere göre 2024 yılında küresel UDY akımlarının toplamda 1,38 trilyon dolar düzeyinde gerçekleştiği belirtilmekte. Türkiye’deki 11 aylık rakamlara baktığımızda geçen yıl ile aynı düzeyde bir UDY akışı olduğunu görüyoruz: 9,6 milyar dolar. Yılı da tahminen 11 milyar dolar düzeyinde kapatacağız. Küresel UDY piyasasından yüzde 1,5 pay alma hedefimizin bugünün şartlarında yaklaşık 20 milyar dolara karşılık geldiğini unutmamamız lazım. Tüm dünyada yeşil dönüşümle ilgili yenilenebilir enerji yatırımlarında önemli bir artış gözlemlenirken ülkemize gelen UDY kompozisyonunu geleneksel yapısını koruyor. UDY çekme konusundaki rekabetçilik düzeyimize baktığımızda da ısrarla ifade ettiğimiz iki hususun belirleyici olmaya devam ettiğini görüyoruz. İstikrar ve öngörülebilirlik. Dünyada UDY çekme konusunda rekabet hızla artıyor. YASED olarak üyelerimizle gerçekleştirdiğimiz Türkiye’nin düzenleyici performansını ve risk göstergelerini iyileştirmesi, daha öngörülebilir bir yatırım ortamı oluşturması durumunda, yıllık UDY girişlerine dair umut verici büyüklükleri işaret ediyor. Daha iyi bir düzenleyici çerçeve, daha fazla yatırım çekmenin olmazsa olmazı.”

 

YASED AKADEMİ İLE GENÇLERE DESTEK

İnsan sermayesinin geliştirilmesinin YASED için her zaman en önemli önceliklerin başında geldiğini vurgulayan Engin Aksoy, Türkiye’nin dünyanın önde gelen ekonomileri arasında yer almasında rol oynayacak en önemli kaynağın insan gücü olduğunu dile getirdi. Engin Aksoy, “Bu gerçekten hareketle 2021 yılından bu yana, genç yeteneklerin gelişimine katkı sağlamak amacıyla üniversitelerimizin 2, 3 ve 4. Sınıf öğrencilerine yönelik olarak "’YASED Akademi’ programını başarıyla yürütüyoruz. Türkiye’deki tüm üniversiteleri kapsayan ve en uzak coğrafyadaki genç arkadaşlarımıza da erişim şansı vermek için çevrimiçi olarak gerçekleştirdiğimiz programımızın bu yılki ayağını da başlattık” dedi. Engin Aksoy, “Gençlerimizi, şirketlerinin küresel ve yerel stratejilerine yön veren CEO’larımız ve üst düzey yöneticileri ile de bir araya getirmek üzere birçok fiziki ve çevrimiçi program da uygulayacağız. Halihazırda 40’tan fazla üst düzey temsilcimiz ve 1000’e yakın öğrencimiz YASED akademi programımıza dahil olmuş durumda” diye konuştu.

 

Engin Aksoy, gençlerin mesleki eğitimin işgücü piyasasının ihtiyaçlarıyla uyumlu bir şekilde güçlendirilmesi konusunda da YOİKK kapsamında, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi başkanlığında kurulan Mesleki Eğitim ve İstihdam (MEİS) Çalışma Grubu’nun faaliyetlerine katkı sağladıklarını sözlerine ekledi.

 

 

 

VİOp gün ortası (Gedik Yatırım)

5 Şubat 2025 • 13:48:01

BIST - 30 Yakın Vade

 

Güne yatay bir açılışla başlayan sözleşmede hafta başındaki sert kayıpların ardından son günlerde dalgalı ve kararsız bir fiyatlama takip ediliyor. Günün ilk yarısında 11.110,00 - 11.180,00 seviyeleri arasında sıkışık bir bantta hareket eden sözleşme, 12:55 itibariyle %0,30 oranında sınırlı bir düşüşle 11.120 seviyelerinden işlem görüyor. Sözleşmede 11.090 - 11.050 aralığı ile 11.000 seviyesi kısa vadeli ilk güçlü destek noktalarıdır. Psikolojik öneme sahip 11.000 puan altındaki fiyatlamalarda satış baskısı hız kazanabilir. Bu durumda 10.900 - 10.800 bölgesine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. Sözleşmede tepki alımlarında ise 11.180 - 11.200 aralığı kısa vadeli direnç bölgesi olup, devamında 11.275 - 11.350 ve 11.400 seviyeleri direnç konumunda bulunmaktadır. Sözleşmede yükselişlerin yeniden güç kazanabilmesi için hem 100 günlük hem de 50 günlük üssel ortalamaların geçtiği 11.480 bölgesinin aşılması gerektiği görüşündeyiz.

 

 

Dolar/TL Yakın Vade

 

Yurt içinde bu hafta açıklanan ocak ayı enflasyonu sonrası TCMB’ye yönelik beklentiler konuşuluyor. Şimdilik faiz indirimini sekteye uğratması beklenmiyor. Cuma günü bu yılın ilk enflasyon raporu yayınlanacak. Rapordaki detaylar ve TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın cevapları, bundan sonrası için belirleyici olacaktır. Özetle, bu hafta içeride enflasyon haftası oluyor. Enflasyonla ilgili beklentiler, iç piyasanın seyrini de etkilemeye devam edebilir. Yurt dışında ise Trump’ın tarifeleri ve ülkelerle olan görüşmeleri takip ediliyor. Bugün içinde özellikle Çin-ABD arasındaki haber akışları izlenebilir. Veri takviminde, içeride önemli bir veri akışı bulunmamaktadır. ABD’de veriler takip edilecek. Fed üyeleri de konuşmalarına başladı, bugün içinde üyelerin konuşmaları izlenebilir. Şubat vadeli Dolar/TL sözleşmesi bugün 36,6520-36,6990TL arasında seyrediyor. Dolar/TL spot kuru saat 12:50 itibariyle 35,93’lü seviyelerde bulunuyor. Dolar endeksi 107,58 civarında işlem görüyor.

 

Günün ilk bölümünde en fazla işlem gören pay vadeli sözleşmeleri: FISCTR, FAKBNK, FYKBNK
  Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  www.gedik.com

                                     ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, ABD doları cinsinden 2032 vadeli bir tahvil ihracı gerçekleştirmek üzere Citi, Goldman Sachs, JP Morgan ve Societe Generale’e yetki verdi

5 Şubat 2025 • 13:44:01

Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2025 yılı dış finansman programı çerçevesinde ABD doları cinsinden 2032 vadeli bir tahvil ihracı gerçekleştirmek üzere bugün Citi, Goldman Sachs, JP Morgan ve Societe Generale’e yetki vermiştir.

Yurt dışı piyasalara teknik bakış (Burgan Yatırım)

5 Şubat 2025 • 13:14:01

Bülten ektedir.
 
 Burgan Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
 https://www.burganyatirim.com.tr/
                           ***
                  Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Özel Sektör Borçlanma Araçları Fiyat Bülteni (Gedik Yatırım)

5 Şubat 2025 • 12:52:01

Rapor ektedir.

  Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  www.gedik.com

                                     ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Ulaştırma Bakanı Uraloğlu:Deprem Bölgesine bugüne kadar 51,1 milyar lira harcama yaptık

5 Şubat 2025 • 12:36:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 6 Şubat depremlerinin ardından ilk andan beri sahada olduklarını ifade etti. Bakan Uraloğlu, bölgenin fiziksel koşullarının iyileştirilmesi ve hasarlarının giderilmesi amacıyla Bakanlık olarak bugüne kadar toplam 51,1 milyar lira harcama yaptıklarını kaydetti.
 
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin 2. yılında yazılı açıklama yaptı. Bakan Uraloğlu, 11 ili etkileyen depremlerin ardından ulaştırma ve haberleşme altyapısına yönelik çalışmalar ve gelinen aşama hakkında bilgi verdi.
 
Asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlerin ardından ilk andan beri sahada olduklarını belirten Bakan Uraloğlu, "Bölgenin fiziksel koşullarının iyileştirilmesi ve hasarlarının giderilmesi amacıyla 39,5 milyar lira yatırım ile 11,6 milyar lira cari olmak üzere 51,1 milyar lira harcama yaptık." ifadelerini kullandı.
 
Yol Ağının Yüzde 98'i Zarar Görmedi
 
Bakan Uraloğlu, 6 Şubat depremleri sonrasında 68 bin 550 kilometrelik yol ağının 9 bin 176 kilometresinin deprem bölgesinde olduğunu ve bu kesimin sadece yüzde 2'sini oluşturan 184 kilometrelik kısımda hasar oluştuğunu anımsattı. Uraloğlu, 11 ildeki yol ağının yüzde 98'inin depremden herhangi bir zarar görmediğini ifade ederek açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
 
"Depremin hemen ardından Karayolları Genel Müdürlüğümüz ile 4 bin 865 personel, 3 bin 284 makine ve teçhizatla çalışma yürüterek deprem sonrası trafikte aksamaların önlenmesi için gerekli tedbirleri aldık. Şehir içi trafiğin sağlanması ve özellikle arama kurtarma amaçlı yoğun çalışmalar yürüttük."
 
Deprem bölgesinde kalıcı deprem konutlarının yapımı sürerken bu bölgelerin bağlantı ve imar yollarının ise Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını belirten Uraloğlu, "Bu kapsamda 8 ilde 26 ayrı kesimde toplam 336 kilometre uzunluğunda bağlantı ve imar yolunun, altyapılarıyla birlikte imalatlarına süratle başlanmış olup çalışmalar devam etmektedir. 142 kilometrede ise çalışmalar tamamlandı." dedi.
 
Vagonlar Depremzedelerin Hizmetine Açıldı
 
Demiryolu ile bölgeye 450 yolcu treni ile afetzedelerin yanı sıra gönüllü, doktor ve askerî personelin de aralarında bulunduğu 77 bin 974 yolcuyu taşıdıklarını anımsatan Uraloğlu, "171 tren ve 3 bin 164 vagonla bölgeye insani yardım malzemesi ile konteyner, iş makinası ve kömür gibi vatandaşlarımızın ve bölgemizin ihtiyacı olan her şeyin bölgeye ulaşmasını sağladık. Vatandaşlarımızın barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla toplam 4 bin 767 kişinin konaklamasına imkân sağlayan 64 yolcu vagonu, 4 dizel tren seti ve 3 elektrikli tren setinden oluşan tren setleri ve vagonlarını hizmete açtık." diye konuştu.
 
Gölbaşı-Malatya Arasındaki Hatta Yüzde 98 İlerleme Sağlandı
 
Mersin-Adana-Toprakkale, Toprakkale-İskenderun, Malatya-Yolçatı gibi bin 275 kilometrelik demiryolu hattının hasar gördüğünü anımsatan Uraloğlu, depremin ardından hızla yapım onarım çalışmalarına başladıklarını kaydetti. Uraloğlu, "Bin 60 kilometrelik hattaki çalışmaları tamamlayarak demiryolu işletmeciliğine açtık. Malatya - Gölbaşı - Narlı - Nurdağı kesiminde de çalışmalara 2 etap halinde devam ediyoruz. Gölbaşı - Narlı - Nurdağı kesimindeki çalışmaları tamamladık. Gölbaşı - Malatya arasında yüzde 98 ilerleme kaydederek sona yaklaştık." ifadelerini kullandı.
 
"22 Bin 466 Ton İnsani Yardım Malzemesi Havalimanlarına Ulaştırıldı"
 
Afetin ilk dakikalarından itibaren, sivil havacılık paydaşlarıyla birlikte hem insani yardım hem de yoğun tahliye uçuşlarının gerçekleştirilmesini sağladıklarını anlatan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
 
"Kahramanmaraş, Gaziantep, Adana, Şanlıurfa GAP, Adıyaman, Malatya, Diyarbakır, Hatay ve Elâzığ Havalimanlarında; 6 Şubat-30 Nisan 2023 tarihleri arasında 27 bin 623 iç hat ve 2 bin 978 dış hat olmak üzere toplam 30 bin 601 uçak trafiği gerçekleştirilirken toplam 3 milyon 57 bin 804 yolcuya hizmet verildi. 22 bin 466 ton insani yardım malzemesi deprem bölgesindeki havalimanlarına ulaştırıldı."
 
Hatay Havalimanı'nda Çalışmalar Aralıksız Devam Ediyor
 
Hatay Havalimanı'nın 3 bin metrelik pistinde depremden dolayı ağır hasar oluştuğunu anımsatan Uraloğlu, "9 Şubattan itibaren yalnızca görerek uçuş şartlarında ambulans, insani yardım, VIP ve askeri amaçlı olmak üzere helikopter uçuşlarına, 12 Şubat 2023 tarihi itibarıyla da insani yardım, ambulans ve askeri uçak trafiğine açtık. Sonrasında da altyapının inşası için gerekli çalışmaları başlattık. 3 bin metre uzunluğundaki en geniş gövdeli uçakların dahi inebileceği şekilde yaptığımız pist çalışmalarına aralıksız devam ediyoruz." açıklamasında bulundu.
 
3 Yolcu Gemisinde Bin 800 Depremzede Konakladı
 
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak bölgeye denizyoluyla özellikle iş makinalarını nakliye etmek için ilk gemileri İstanbul, İzmir ve KKTC'den ilk 24 saatte yüklemeye başladıklarını kaydeden Uraloğlu, "Yardım faaliyetleri süresince büyük balıkçı gemileriyle Mersin ve Adana'dan sürekli olarak insani yardım malzemesi, seyyar tuvaletler ve jenaratör gibi gıda ve diğer yardım malzemeleri kara trafiğini bypass ederek Çevlik Balıkçı barınağına ulaştırdık. Bölgede 3 yolcu gemisinde, bin 800 depremzedeye konaklama imkânı da sağlandı." ifadelerini kullandı.
 
İskenderun Balıkçı Barınağının dalgakıran kesitinin güçlendirildiğini de anlatan Uraloğlu, denizden su girişi olduğu belirlenen alanda sahil tahkimatı yapılarak emniyetli hâle getirildiğini de kaydetti.
 
Bin 400'e Yakın Kalıcı Baz İstasyonu Kurulumu Sağlandı
 
Depremin yaşandığı ilk andan itibaren işletmeciler tarafından 500'e yakın mobil, karavan ve römork tipi baz istasyonu, 3 bin 500'e yakın jeneratör ve sekiz acil iletişim aracı sevk edildiğini anlatan Uraloğlu, "Bakanlığımız ile BTK tarafından yürütülen, özellikle afet ve acil durumlarda ilgili bölgeye sevk edilmek üzere hazırda bulundurulan 36 römork tipi mobil baz istasyonu ile ULAK Haberleşme A.Ş.'nin de hazır bulundurduğu dört mobil baz istasyonu Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman illerine yönlendirildi." dedi.
 
TÜRKSAT tarafından ise 163 noktaya ücretsiz VSAT uydu terminali ile kablosuz erişim noktaları kurulduğunu kaydeden Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
 
"Konteyner kentlere fiber bağlantı, kablosuz internet hizmeti ve TÜRKSAT 5B üzerinden uydu internet hizmeti götürüldü. Ayrıca, konteyner kent ve çadır kentlerin mobil kapsama ihtiyaçları karşılandı. Deprem bölgesinin yeniden imar ve inşası kapsamında, haberleşme altyapıları için işletmecilerin gerekli planlamaları yapmaları ve bin 400'e yakın kalıcı baz istasyonu kurmaları sağlandı."
 
43 Bin 350 Adet Yardım Kolisi İhtiyaç Sahiplerine Ulaştırıldı
 
AFAD koordinasyonunda depremin ilk 48 saatinde PTT'nin bin 618 tır ile deprem bölgesine vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayacak malzemeleri yola çıkardığını kaydeden Uraloğlu, "Ücretsiz yardım kargosu kampanyası kapsamında yurt içi ve yurt dışı kabul edilen 43 bin 350 adet yardım kolisi ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı." dedi.

Hesaba Altın Havale

Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.

Ücretsiz Hızlı Kargo

Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.

Üst Düzey Güvenlik

256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.

Sertifikalı Ürünler

Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.

hand-package-delivery