Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türk Telekom, teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştürme prensibi ile yürüttüğü kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Türk Telekom ve iştiraki Sebit ile Kızılay arasında gerçekleştirilen iş birliği kapsamında, depremden etkilenen illerde eğitime destek projesi başlatıldı. Türk Telekom, Kızılay tarafından ilki Hatay’da hayata geçirilen ‘100. Yıl Kütüphaneleri’ projesine iştiraki ve Türkiye’nin öncü eğitim teknolojileri şirketi Sebit ile teknoloji ve eğitim desteği sunmaya başladı. Yapay zekâ teknolojisiyle sınavlara hazırlanmada kişiye özel akıllı çalışma programları sunan Sebit ürünleri Vitamin LGS ve Raunt ile öğrencilerin ders ve sınav başarıları artırılarak hedeflerine ulaşabilmeleri amaçlanıyor.
Türk Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, “Deprem bölgesinde öğrenimini sürdüren çocuklarımıza uygun bir ders çalışma ortamı sağlamak için bu kütüphaneleri açıyoruz. 100. Yıl Kütüphanelerinin duyurusunu yaptığımızda tüm Türkiye’ye bir çağrı yapmıştık. Bu çağrımıza cevap veren Türk Telekom’la iş birliğimizi gerçekleştirdik. Çocuklarımıza güzel şartlara sahip çalışma ortamları oluşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz. En önemlisi kütüphanelerimizde 44 kişinin oturup çalışabileceği şekilde sessiz çalışma ortamları, ders çalışma kaynakları, bilgisayar, yazıcılar, kaynak araştırması yapabilecekleri imkanları var. Bu şekilde dönem dönem derslerle de destekleyebileceğimiz bir ortam oluşturmuş oluyoruz. Bu yardımları gerçekleştirmemize vesile olan Türk Telekom yöneticilerine, desteklerini sürdüren yardımsever halkımıza ve gönüllülerimize teşekkür ediyorum” dedi.
Türk Telekom CEO’su Ümit Önal konuyla ilgili olarak, “Türk Telekom olarak Türkiye’ye Değer projeler üreterek, herkes için erişilebilir teknoloji için çalışmaya devam ediyoruz. Herkesin eşit koşullarda bilgiye erişimini amaçlayan yaklaşımımızla; Kızılay’ın ‘100. Yıl Kütüphaneleri’ndeki sınıflara fiber altyapı ve teknoloji desteğimizin yanında, eğitim alanında öncü çalışmalar gerçekleştiren iştirakimiz Sebit’in çözümlerini sunuyoruz. Bölgede, lise ve üniversite sınavlarına hazırlanan öğrenciler, Sebit’in dijital ve basılı eğitim çözümleri ile sınavlarına hazırlıklarını sürdürebiliyor, konu tekrarı yapabiliyor ve ilgili konulara yönelik test çözebiliyorlar. İlki Hatay’da başlatılan projenin hayata geçeceği her ilde desteğimizi hem güçlü internet altyapımız ile hem de öğrencilerimizin ihtiyaç duyduğu teknik donanım ve eğitim materyalleri ile sürdüreceğiz” dedi.
Kızılay tarafından başlatılan ‘100. Yıl Kütüphaneleri’ projesi, deprem bölgesindeki öğrencilerin ders çalışma koşullarını, bilgiye ve eğitim materyallerine erişimlerini desteklemeyi amaçlıyor.
Türk Telekom proje kapsamında, deprem bölgesinde yıl boyunca kurulacak yaklaşık 50 kütüphanede, lise ve üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilere destek olacak. İnternet erişiminin sağlanacağı kütüphanelerde ayrıca bilgisayar ihtiyacı karşılanırken, Sebit’in kitap setleri öğrenciler için temin edilecek ve dijital ürünler sınavlara hazırlanan öğrencilerin kullanımına açılacak. Projeye Şubat ayı sonuna kadar Osmaniye, Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep illerinde 7 yeni kütüphane daha dahil edilerek genişletilmesi hedefleniyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sürdürülebilir iş modellerini öncelikleri arasına alan Boyner, Döngüsel Ekonomi Girişimi Nivogo ile 2021’den bu yana devam eden iş birliği ile çeşitli sebeplerle satışa sunulamayan 1 milyona yakın ürünü yenileyerek yeniden ekonomiye kazandırdı. Yenilenen ürünlerle 8 milyar litre su kullanımının ve 10 milyon kilogram karbon emisyonunun önüne geçildi.
Perakende dünyasının en büyük problemlerinden biri olan tekstil atığının önüne geçmek üzere harekete geçen Boyner ve Nivogo, son üç yıldır çeşitli sebeplerle satışa sunulamayan ürünleri yeniden ekonomiye kazandırıyor, yenilenen ürünleri sürdürülebilir moda anlayışıyla kullanıcılarla yeniden buluşturuyor.
8 Milyar Litre Su Kullanımının ve 10 Milyon Kilogram Karbon Emisyonunun Önüne Geçildi
Boyner ve Nivogo iş birliği ile yenilenen 1 milyona yakın ürünün onarılması ve yenilerinin üretilmesinin engellenmesi sayesinde bugüne kadar 8 milyar litre su kullanımının ve 10 milyon kilogram karbon emisyonunun önüne geçildi. Bir başka deyişle 14,7 milyon insanın 1 yıllık içme suyu ihtiyacına eş değer su tasarrufu yapıldı, 11.319 adet evin yıllık elektrik ihtiyacına eş değer karbon emisyonu önlendi.
Eşsiz Yenilenme Yolculuğu ile Ürünler Tekrar Rafa Çıkıyor
Tüm yenilenme yolculuğunu başarıyla tamamlayan ürünler Boyner Outlet mağazalarında, boyner.com.tr’deki outlet kategorisinde ve Nivogo’nun tüm döngüsel mağazalarında kullanıcılarla buluşuyor. Boyner mağazalarında lekeli, kırışık, teşhir ürünü veya reyon defosu gibi sebeplerle satışa sunulamayan ürünlerin yolculuğu Nivogo’nun yenileme merkezine gönderilmesi ile başlıyor. Yenileme merkezine giden her bir ürünün yenileme ihtiyaçlarını belirlemek üzere bir QR kod tanımlanıyor. Belirlenen kod ile ürünün ihtiyaçlarına uygun en doğa dostu rota optimizasyonu sağlanıyor ve ürünün ihtiyacına göre temizlik, lostra, terzi ve ütüleme gibi işlemlerden geçiyor. Her ürünün yüzde 100 hijyen standardını sağlaması için temizleme atölyesinde gerekli dezenfeksiyon işlemlerinden geçiriliyor.
Yenileme sonunda ürünlerin kalite standartlarını karşıladığından emin olmak için kalite uzmanları ürünleri özenle inceliyor. Kalite kontrol aşamasını başarıyla geçen ürünler yapay zekâ temelli akıllı fiyat teknolojisi ile ürünün durumuna göre yeniden fiyatlandırılıyor.
Boyner Büyük Mağazacılık Kurumsal İletişim Direktörü Oya Uzun, Boyner ve Nivogo iş birliği ile ilgili “Dünya kaynaklarının sınırsız olmadığını hesaba katarak markaların aksiyonlar alması gerektiğine inanıyor, bu yönde projeler geliştirerek sektörümüze örnek olmayı hedefliyoruz. Nivogo ile olan iş birliğimiz de bu anlayışımızın bir yansıması. Son üç yılda 1 milyona yakın ürünü yenileyerek tüketicilerle buluşturduk. Sürdürülebilir modanın sıklıkla konuşulduğu bu günlerde, Nivogo ile olan iş birliğimiz tüketiciler nezdinde de daha fazla ilgi görmeye başladı. Müşterilerimizden çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Nivogo ile döngüsel dönüşüm odaklı farklı projeler için çalışmalarımıza devam edeceğiz.” dedi.
Nivogo Pazarlama ve Büyümeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tunahan Kafa, “Boyner ile hikayemizin en başından bu yana birlikte yürüyoruz. 3 yıla yaklaşan iş birliğimiz kapsamında doğrusal ekonomi modeli ile ilerleyen hızlı moda sektöründeki problemlere çözüm getirme hedefimiz doğrultusunda yaşanabilir bir geleceği bizden sonraki nesiller için de mümkün kılmak adına amaç ve gönül birliği yaptık. Sonucunda da ekonomiye yeniden dahil ettiğimiz ürünlerle okyanuslarca suyu kurtarıyor olmanın gururunu yaşıyoruz. Avrupa’nın 1 Numaralı Döngüsel Ekonomi Girişimi olarak ortak hedeflere sahip olduğumuz markalar ile daha sürdürülebilir iyi bir dünya için çalışmaya ve ülkemizi dünyanın Döngüsel Ekonomi Merkezi yapma hedefimiz çerçevesinde faaliyetlerimize devam edeceğiz. En başından beri yanımızda olan çok kıymetli döngüsel dönüşüm marka partnerimiz Boyner ile de sektöre yön veren ve dünyada ses getiren döngüsel dönüşüm hareketini her geçen gün daha da güçlendirmek için çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz.
Boyner ve Nivogo iş birliği ile hayata geçen projenin detaylı bilgisine bu linkten ulaşabilirsiniz: https://nivogo.com/boyner-isbirligi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dijital finans destekli bir toptan satış platformu Chovvk ise üreticilerin koleksiyonlarını sergileyerek hem markaların büyümesini sağlıyor hem de alıcıların istedikleri ürüne daha kolay ulaşmalarına aracılık ediyor.
“Üreticilerin ihracat potansiyelini artırıyoruz”
Chovvk’un Kurucusu Altan Kabakçı, e-ticaret ve teknolojik altyapının üreticilere sağladığı avantajları şöyle sıralıyor: “Toptan kadın giyim sektöründeki üreticilerin koleksiyonlarını hızlı ve moda trendine uyumlu bir şekilde, müşterilerine doğru fiyat ve yöntemle sunmasını sağlıyoruz. Üreticilerin ERP ya da MRP gibi yazılımlara sahip olmaları, hammaddenin takibinden web sitesine konulacak ürüne kadar geçen süredeki bütün süreçleri takip edebilmeleri, maliyet ve kârlılık açısından rekabetçi olabilmelerini mümkün kılıyor. Biz de bu ihtiyacı karşılamak için e-ticaret ve teknolojik altyapımızı geliştirdik. E-ticaret, ERP ve süreç yönetimi, web sitesinin kurulumu ve uygulama aşamaları gibi tüm süreçleri profesyonel ekibimiz ile yönetiyoruz. Üreticilerimiz, sitemizde koleksiyonlarını sergileyerek daha geniş kitlelere ulaşabiliyor, siparişleri online olarak alabiliyor, lojistik süreçlerini bize devrederek işgücünden ve maliyetten tasarruf ediyor. Ayrıca, hedef pazar analizi ve seçimi konusunda da yol haritası çiziyoruz. Böylece, üreticilerimizin ihracat potansiyelini artırıyoruz.”
“Modaseverlerin ihtiyaçlarına uygun ürünleri tek platformda sunuyoruz”
Toptan kadın giyim sektöründe e-ticaret ve teknoloji ile yeni bir döneme kapı araladıklarını söyleyen Altan Kabakçı, “Toptan kadın giyim sektöründe, ürün çeşitliliği, uygun fiyat ve güncel koleksiyonlara dair arayışlar artıyor. Bu talebi karşılamak için, üreticilerimizin koleksiyonlarını sürekli güncel tutuyor, fiyatlarını rekabetçi seviyede belirliyor, ürünlerini dünyanın dört bir yanına ihracatını yapıyoruz. Alıcılarımız, sitemizde aradıkları ürünleri kolayca bulabiliyor, siparişlerini online olarak verebiliyor, lojistik sürecini takip edebiliyor. Ayrıca, müşteri memnuniyeti odaklı hizmet anlayışımızla, müşterilerimizin soru ve taleplerine hızlıca yanıt veriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Global ölçekte sektörün liderleri arasında yer almayı hedefliyoruz”
Yola markalarını toptan kadın giyim sektörünün lideri haline getirmek hedefiyle çıktıklarını dile getiren Chovvk Kurucusu Altan Kabakçı, “2024 sonu itibarıyla toplam satış ve ihracat hacmimizi yaklaşık 20 milyon liraya ulaştırmayı öngörüyor, 100’den fazla ülkeye satış yapmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için, e-ticaret ve teknolojik altyapımızı sürekli geliştiriyor, üreticilerimizin ve tüketicilerimizin ihtiyaçlarına uygun çözümler sunuyoruz. Öte yandan, büyümek isteyen işletmelere, depo kurulumu ve yönetimi, e-ticaret, tedarik zinciri, süreç yönetimi ve ihracat operasyonlarında danışmanlık vererek hedefledikleri pazarlara hızlı girebilme olanağı tanıyoruz” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Uzun vadeli stratejik planımızda da özellikle tedarik zincirinin ABD ve İngiltere’de doğru işleyebilmesi için bu ülkelerde şirket ve akıllı lojistik depolar kurarak gelen talebe anında cevap verebilme hızına erişebilmek bulunuyor. E-ticareti bilmeyen ve öğrenmek isteyen herkes için eğitim alabilecekleri Chovvk E-Com Academy’yi kurarak, teknik ve uygulamalı eğitimlerle deneyimli profesyoneller yetiştirip sektörel istihdama katkıda bulunacağız. Bu ve benzeri stratejik projelerle toptan kadın giyim sektöründe fark yaratacağız. Hem ülkemizde hem de dünyada sektörün liderleri arasında yer almayı hedefliyoruz.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bankacılık geleneksel tanımından çoktan uzaklaşmışken kullanıcılar bankacılığın bürokrasi ve prosedür içeren birçok aşamasından kopmak istediklerini belirtiyorlar. Günümüzde gençler, bankalardan yaşamlarına uygun, kişiselleştirilmiş hizmetler sunmalarını bekliyor. Yapılan araştırmalara göre, 30 yaşın altında olan geleneksel bankaların müşterilerinin yüzde 62'si bankalarının kendi taleplerine ve yaşamlarına yeterince eşlik etmediğini düşünüyor.
Genç kuşağın beklenti ve talepleri bankacılık sektöründe dijital dönüşümü de beraberinde getiriyor. Bankalardan sadece mobil çözümler sunmaktan çok daha fazlasını bekleyen gençler, tüm finansal ihtiyaçlarını kişiselleştirilmiş bir şekilde çözmek istiyor. Günümüzde mali durumu, gelir seviyesi, harcama alışkanlıkları, tasarruf eğilimleri ve finansal hedefleri farklı olan bireyler, özel koşullarına göre tasarlanıp sunulan finansal hizmetleri tercih ediyor.
Araştırmalara göre, kullanıcıların yüzde 70'i bankaların kendilerine kişiselleştirilmiş hizmetler sunmasını, bütçe yönetimi, tasarruf fırsatları gibi kritik konularda danışmanlık vermesini istiyor. Kullanıcıların üçte birinden fazlası (yüzde 36) banka hesaplarını günlük olarak kontrol ettiklerini ve bankacılık deneyimlerinin daha kişisel olmasını beklediklerini belirtirken, yalnızca yüzde 26'sı bankalarının dijital araçlarından aldıkları kişiselleştirmiş hizmet düzeyinden memnun olduklarını ifade ediyor*.
Y ve Z Kuşağından kitleleri kazanmak için sadece dijital olmak ve bilgileri dijital dünyaya aktarmak bir kurum için yeterli olmuyor. Müşteriyi merkeze koymak ve en yüksek kalitede tasarımla güvenilir, kişiselleştirilmiş, kolay ve hızlı bir kullanıcı deneyimi sağlamak için mevcut çabaların artırılması gerekiyor.
Finteklerle gelen dönüşüm
Kullanıcıların akıllı telefonlarıyla birkaç saniyede tüm ihtiyaçlarını karşılayabildiği bir evrende, bankaların hizmet seviyesinin bir adım ilerisine geçmeleri gerekiyor. Bu noktada hızlı üyelikle, hesap açma, kredi çekme, para transferi, yatırım danışmanlığına kadar çeşitli hizmetler sunan çok sayıda yeni nesil girişim mevcut.
Geleceğin finans deneyimi ve Türkiye'de neobank kavramının bir temsilcisi olarak yola çıkan MARS'ın yakın zamanda yaptığı bir fokus grup çalışması** da bunu doğruluyor. “Bankacılık” geleneksel tanımından çoktan uzaklaşmışken kullanıcılar bankacılığın bürokrasi ve prosedür içeren birçok aşamasından kopmak istediklerini belirtiyorlar.
Dijitalleşmenin sadece erişimi kolaylaştırmakla kalmayıp aynı zamanda kişiselleştirilmiş hizmetler ve tavsiyeler sunma imkânı da sağlaması gerektiğini belirten MARS Kurucu Ortağı Burcu Bekdaş, MARS olarak gençlere kişisel ve özelleştirilmiş hizmetler sunduklarını anlatıyor: “Dünyada olmaz denebilecek birçok teknoloji yeniliğini kullanıcılarımızla buluşturuyor; MARS ile Türkiye'de bir ilki gerçekleştiriyoruz. Sadece MARS ile kullanıcılar tüm kartlarını tek kartta birleştirebiliyor ve kaydettikleri kartları arasında para transferi yapabiliyor, hatta tüm ATM'lerde istediği hesabından ücretsiz para çekebiliyor, artık IBAN ezberlemek zorunda kalmadan kullanıcılar rehberlerindeki MARSlı kişilere kolayca para gönderebiliyor. Özetle, kullanıcılarımız için her şey akıllı ve kolay olsun istiyoruz; bu sebeple tüm özelliklerimiz birbiriyle bağlantılı. Artık başka bir banka uygulaması veya kartı kullanmadan ödeme, para gönderme/çekme hepsini tek yerde sunuyoruz, yani MARS'la yaşa diyoruz.”
Sadece dijital olarak çağı yakalamak mümkün değil
Öte yandan MARS fokus grup araştırmasının** da gösterdiği gibi sadece mobil olmakla çağ yakalanmıyor. Burcu Bekdaş ekliyor; “Dijitalde ya da mobilde her türlü bankacılık işleminin gerçekleştirilmesinin yanında EFT, havale saatleri ve ücretleri, kart aidatları, müşteri temsilcisine ulaşma sorunları, asistan hizmetlerinin yetersizliği, tüketici nezdinde bankacılık kategorisinin çağı yakalamakta zorlandığının bir kanıtı. Yaptığımız fokus grup araştırmaları** gösteriyor ki avantaj demek artık tüketici için yeni bir bilgi değil, sunulan avantajın niteliği ve minimum efor gerektirmesi çok daha kıymetli. Biz ise MARS ile kullanıcılara hayatı kolaylaştıran ve kapsamlı bir yeni deneyim evreni sunuyoruz. MARS deneyiminin içerisinde lezzet, moda, kahve, teknoloji, seyahat, gurme, abonelik, keyif ve ulaşım olmak üzere dokuz farklı koloni ve kategorize edilmiş kampanyalar yer alıyor. Kullanıcılar, tamamen kendi zevklerine göre seçip, özelleştirebildikleri bir hayatın kapılarını açan finans deneyimine sahip oluyorlar. Kısacası ihtiyaçları ve lüksleriyle buluşuyorlar, üstelik alışverişlerinde yüzde 50'ye varan indirimler ve MARS Miles kazanma avantajına sahip oluyorlar”
Android ve IOS uyumlu MARS'ı www.marsneo.com adresinden inceleyebilir ve indirebilirsiniz.
*Sopra ve IPSOS 14 farklı ülkeden 12,500 bankacılık müşterisi ile yaptığı ankete dayanan Digital Banking Experience (DBX) araştırması
** MARS Fokus Gruplar:18-45 yaş aralığında, B+BC1 SES, Üniversite Öğrencisi ve Çalışan, Teknoloji ve finans alanında yenilikleri takip eden, 3 Açık bankacılık uygulaması kullanan, 3 açık bankacılık uygulaması kullanmayan olmak üzere toplam 6 fokus grup gerçekleştirilmiştir.
MARS hakkında:
2020 yılının eylül ayında kurulan MARS, dünyadaki gelişimlerine hız kesmeden devam eden neobankların Türkiye'deki temsilcisidir. MARS, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ve sair mevzuat hükümleri kapsamında Aracı Hizmet Sağlayıcı olarak hareket eden bir kuruluştur. Premium yaşamın temsilcisi bir mobil finans uygulaması olan MARS, kullanıcılarına tek uygulama ve tek kartla bankalardaki tüm işlemleri yönetilebilmelerine imkân sağlamaktadır. Üyelik sistemiyle çalışan MARS'ta Prime, Platinium ve Titanium Metal olmak üzere üç tip segment bulunmaktadır. E-para lisansı kapsamında üretilen tüm kartları birleştirme teknolojisine sahip Türkiye'nin ilk Mastercard gümüş logolu kartlarına sahiptir. Daha fazla bilgi almak için: www.marsneo.com
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Her yıl uluslararası çapta düzenlenen değerlendirmeler sonucunda verilen Top Employers Institute Ödülü’nün 2024 yılı sahiplerinden biri Perfetti Van Melle Türkiye oldu. PVM Türkiye’nin yedinci kez böyle bir ödüle layık görülmesi mükemmel bir çalışma ortamı sunarak en yetenekli kişileri bünyesine katmak ve bünyesinde tutmak konusundaki kararlılığının da altını çiziyor. PVM Türkiye, Avrupa’nın en iyi işverenleri sıralamasında ise 5. kez ödüllendirildi.
Vivident, Mentos, Chupa Chups, Big Babol gibi markaların üreticisi Perfetti Van Melle Türkiye; Avrupa’nın ve Türkiye’nin en çok çalışılmak istenen lider şirketlerine verilen ‘Top Employers’ sertifikasını 2024 yılı için de tekrar almaya hak kazandı.
Grup şirketleri bazında, global ve lokal olarak aday olunabilen ve 2018 yılında Türkiye’den yerel bazda tek gıda şirketi olarak bu ödülü almaya hak kazanan Perfetti Van Melle Türkiye; bu başarısını 7 yıldır aralıksız sürdürüyor.
PVM Türkiye’nin istikrarlı bir çalışma ortamı yaratma azmine dikkat çeken ödülle ilgili Perfetti Van Melle Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Deniz Kafkas, “Bu yıl da layık görüldüğümüz ‘En İyi İşveren Ödülü’ çalışanlarımızın gücünü ortaya koyarak Perfetti Van Melle Türkiye’yi çalışılacak en mükemmel iş yeri yapmaya devam ettiğimizi göstermektedir. Çalışanlarımızın deneyimlerini iyileştirme konusunda gösterdiğimiz çabaların Top Employer Institute tarafından ödüllendirilmesi bizleri çok gururlandırdı. Bu ödül, bizim motivasyonu artırıcı ve çalışan haklarına saygılı bir perspektife sahip olduğumuzun göstergesidir.” dedi.
Kafkas, insan odaklı yaklaşımın PVM Türkiye’de tüm uygulamaların temelinde konumlandırıldığını ifade ederek şunları söyledi: “PVM Türkiye olarak 2024 yılında ülke bazında aldığımız bu ödülün sınırlarını aşıp Avrupa ödülüne taşınmasından büyük onur duyuyoruz. Perfetti Van Melle Avrupa İş Ünitesi olarak başvurduğumuz ‘Top Employer Europe’ sertifikasını da bu yıl 5. kez almayı başardık! Gerek grup gerekse ülke içerisinde her zaman en iyi uygulamalara odaklanarak pek çok başarıya imza attık. Kazandığımız bu ödül ile ülkemizin en iyi işverenlerinden olduğumuzu bir kez daha kanıtlamanın sevincini yaşıyoruz. Türkiye’de yerel İK uygulamaları alanında sunduğumuz örnek çalışmalarımızla, Grup içerisinde bağlı bulunduğumuz iş ünitesinin de bu deneyime katılımlarını sağlamış olduk. Yine bağlı bulunduğumuz Avrupa İş Ünitesi bölgesinin en yüksek skorlarından birini alarak hem bölgeye örnek uygulamalarımız ile yol göstermiş, hem de bu alanda yıldan yıla yükselen ve kıyas datasında arayı her yıl daha da açarak geliştirmeye odaklı sürdürülebilir çalışmalar konusunda iddiamızı ortaya koymuş olduk. 6 ana kategorinin her birinde piyasa kıyas verisine göre açık ara önde ilerlerken, her yıl kendimizi geliştirmek için yeni hedefler belirleyerek ajandamıza devam edeceğiz.”
İnsan Kaynakları Yönetiminde mükemmelliği ödüllendiren küresel otorite, Top Employers Institute, organizasyonları “En İyi İK Uygulamaları” anketine katılım ve anketin sonuçlarının denetlendiği bir süreç sonrasında puanlama esasına göre değerlendiriyor. Söz konusu anket, içlerinde “İnsan Stratejisi, Çalışma Ortamı, Yetenek Yönetimi, Öğrenme, Refah, Çeşitlilik ve Dahil Etme” ve daha fazlasının yer aldığı 20 ana başlıktan oluşan 6 İK alanını kapsıyor.
Türkiye’deki 2 üretim tesisi ve 1000’i aşkın çalışanıyla Perfetti Van Melle Türkiye’nin, ‘Top Employers’ sertifikasyon sürecinde; Yetenek Yönetimi, İşgücü Planlama, Yeni Personelin Adaptasyonu, İşe Alım, Öğrenme ve Gelişim, Performans Yönetimi, Lider Gelişimi, Yedekleme ve Kariyer Planlama, Kültür, Ücretlendirme ve Yan Haklar gibi 20 ana başlık altında 600'den fazla çalışma koşulu ve kriterlerin yeterliliği denetlendi.
Sertifikasyon Hakkında:
Top Employers Institute, uluslararası İK standartlarını belirleme ve sertifikalandırması alanında, dünyanın en prestijli kurumu olarak kabul edilmektedir. Top Employers Institute Ödül Programıyla katılımcı şirketler tercih edilen işveren olarak onanır, ödüllendirilir ve tanınırlar. 33 yıl önce kurulan Top Employers Institute bugüne kadar 121 ülke/bölgede 2300’den fazla şirkete ödül vermiştir. Küresel bağlamda bu ödüllü En İyi İşverenler 12 milyon çalışanın hayatına olumlu anlamda etki etmektedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Halk Eğitim Müdürlükleri, moto kuryeliği meslek edinmek isteyenler için Migros Aile Kulüplerinde Milli Eğitim Bakanlığı sertifikalı eğitim programları başlattı. Eğitimleri tamamlayan uygun adaylar, Paket Taxi’de çalışma fırsatı yakalayacak. Motor ehliyeti bulunanların ücretsiz olarak katılabileceği dört haftalık eğitimlerin ilki Adana, Eskişehir, İzmir ve Malatya illerindeki Migros Aile Kulüplerinde düzenlenecek.
Halk Eğitim Müdürlükleri, moto kuryeliği meslek edinmek isteyenler için Migros Aile Kulüplerinde Milli Eğitim Bakanlığı sertifikalı eğitim programları başlattı. Eğitimlerde, moto kurye olmak isteyenlere yönelik; güvenli sürüş, trafik kuralları gibi teknik konuların yanı sıra imaj ve müşteri memnuniyeti gibi hizmet kalitesinin yükseltilmesine yönelik bilgiler verilecek. Uygun adaylar, Paket Taxi’de çalışma fırsatı yakalayacak.
Son yıllarda e-ticaretin artmasıyla birlikte talep gören iş kolları arasına giren moto kuryelik’e yönelik meslek eğitimler; gençlerin mesleki becerilerini geliştirmelerine ve istihdam edilebilirliklerinin arttırılmasına, sektörün hizmet kalitesinin yükseltilmesine destek olacak. Proje ile birlikte sektörün süregelen sorunları arasında yer alan güvenli sürüş ve trafik kurallarına dair bilgi yetersizliğinden kaynaklı kazaların azaltılması, iş deneyimi ve mesleki bilgi eksiliğinden doğan müşteri şikayetlerinin azaltılması ve sektöre kalifiye eleman yetiştirilmesine yönelik önemli bir açığı dolduracak.
İlk etap Adana, Eskişehir, İzmir ve Malatya’yı kapsıyor
Migros Aile Kulüplerinde, ilk etapta Adana, Eskişehir, İzmir ve Malatya illerinde verilecek olan eğitimler, Şubat ayında başlayacak ve dört hafta sürecek. İlgili illerdeki Migros Aile Kulüpleri, eğitimler için kayıt almaya başlandı. Eğitimlerde; güvenli araç kullanımı, trafik güvenliği, trafik kuralları, trafik adabı, etik değerler, sürücünün iş sağlığı ve güvenliği, araç bakımı ve kontrolü, ulaşımda enerji verimliliği, kişisel imaj yönetimi ve müşteri memnuniyetini arttırma ve günlük satış programı hazırlama konularında bilgiler paylaşılacak. Eğitim programına, motor ehliyeti bulunan üyeler ücretsiz olarak başvuru yapabilecek. Kursu bitirenler, Milli Eğitim Bakanlığı onaylı meslek sertifikası almaya hak kazanacak.
Projenin ilerleyen etaplarında moto kurye eğitimlerinin; İstanbul, Mersin, Balıkesir, Yalova, Edirne, Derince, Denizli, Aydın, Manisa, Ankara, Ordu, Isparta, Antalya, Antep, Mardin, Kayseri, Bursa İnegöl ve Çanakkale illerindeki Migros Aile Kulüplerinde verilmesi hedefleniyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sürdürülebilirlik odağı çerçevesinde çevreci uygulamalarıyla öne çıkan Has Otomotiv Yatırım ve Pazarlama Ege Şubesi, bölgenin, yeni konsepte göre tasarlanmış kamyon ve otobüs ürün grubuna odaklı hizmet veren tek lokasyonu olma özelliği taşıyor.
Mercedes-Benz Türk’ün bayi ve yetkili servisi Has Otomotiv Yatırım ve Pazarlama Ege Şubesi, kamyon & otobüs ürünlerine yönelik hizmet veren yeni lokasyonuna taşındı. 8.500 metrekarelik arsa üzerine kurulu olan ve yeni konsepte göre inşa edilen şube, sağladığı ulaşım kolaylığının yanı sıra Mercedes-Benz Türk’ün yüksek standartlardaki hizmet kalitesini en üst seviyede sunmaya devam ediyor.
Mercedes-Benz Türk Bayi Ağı ve İş Geliştirme Direktörü Can Balaban: “Müşterilerimize yüksek standartlarda katma değer yaratacak hizmetler sunabilmek için geniş bayi ağımız ile beraber çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Has Otomotiv Yatırım ve Pazarlama’nın 8.500 metrekare arsa üzerinde 2.800 metrekarelik kapalı alanda hizmet verecek yeni lokasyonu, İzmir’de yeni konsepte göre inşa edilen ve kamyon&otobüs ürün grubuna odaklı hizmet veren tek lokasyon olma özelliğine sahip. Yeni lokasyonunun hepimize hayırlı olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu.
Mercedes-Benz Türk Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Tolga Bilgisu ise yeni lokasyonun açılışı ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Satış Sonrası Hizmetler olarak önceliğimiz müşterilerimizin araçlarının daima yolda ve çalışır vaziyette olmasını sağlamak; aynı zamanda servislerimizden aldıkları hizmetten memnuniyetlerini en üst düzeyde tutmak ve bunu sürdürülebilir kılmaktır. Bu kapsamda, kamyon ve otobüs segmentine odaklanarak, müşterilerimize daha özel ve uzmanlaşmış bir hizmet sunma hedefini benimseyen Has Otomotiv Yatırım ve Pazarlama’nın İzmir’deki yeni lokasyonunun hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.”
‘Hizmette kaliteden ödün vermiyoruz”
Has Otomotiv Yatırım ve Pazarlama Ege Şube Genel Müdürü Turan Dik ise şunları söyledi: “Bugün; İzmir’de Mercedes-Benz Türk’ün hem kamyon hem de otobüs ürün grubunda hizmet veren, yeni konsepte göre tasarlanmış tek lokasyonu olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Son teknoloji ile donattığımız yeni lokasyonumuzda müşterilerimize en iyi hizmeti verebilmek için onları dinliyor, geri bildirimlerini işimizi daha iyi yapmanın anahtarı olarak görüyoruz. Kaliteden ödün vermeyen hizmet anlayışımızla müşterilerimizin beklentilerini en hızlı şekilde karşılamaya bundan sonra da devam edeceğiz.”
Odağında sürdürülebilirlik var
Mercedes-Benz Türk, üretim faaliyetleri dahil olmak üzere yaptığı tüm çalışmalarda odağına sürdürülebilirliği alıyor. Sadece fabrikalarında ve genel merkezlerinde değil, bayi ve yetkili servis ağında da sürdürülebilirlik esaslı çalışmaları destekliyor. Bu misyona paralel olarak yağmur suyu toplama alanı projesine yatırım yapan Has Otomotiv Yatırım ve Pazarlama, İzmir’deki yeni lokasyonunda da sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarına devam ediyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Müşterilerinin “entegre tesis yönetimi” kapsamında tüm hizmet ihtiyaçlarına çözüm üreten, yüzde 100 yerli sermayeli şirket Tepe Servis ve Yönetim, Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi’nin Medikal Olmayan Destek Hizmetler yönetimini üstlenerek hizmet vermeye başladı. Tepe Servis ve Yönetim, hizmet verdiği hastaneler arasına eklenen Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne Temizlik, Hasta Yönlendirme Refakat Resepsiyon ve Taşıma, Atık Yönetimi ile İlaçlama hizmeti veriyor.
“Hizmette kalite standardını arttırmak için çeşitli çalışmalar yapıyoruz”
Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi’ne hizmet verecek olmaktan dolayı mutlu olduklarını belirten Tepe Servis ve Yönetim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Levent Güler, şunları söyledi:
“Yozgat, Mersin, Isparta, Ankara ve Gaziantep Şehir Hastanelerine hizmet veren Tepe Servis ve Yönetim olarak, hizmet verdiğimiz hastaneler arasına Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi’ni de ekledik. Bu iş birliği için çok mutluyuz. Sağlık kuruluşlarının Destek Hizmetler yönetiminin bilinçli ve tüm kurallara uygun olarak yapılması büyük bir önem arz ediyor. Tepe Servis ve Yönetim olarak bu bilinçle şehir hastanelerinde hizmette kalite standardını önemli ölçüde arttırmak için çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Medikal olmayan destek hizmetler süreçlerinin belgelendirilmesi ve sunduğumuz hizmetlere özgü eğitimlerin verilmesi için Sağlık ve KYS Profesyonelleri ile Kamu Özel Ortaklığı çerçevesinde etkili ve memnuniyet derecesi yüksek çalışmalar yürütüyoruz. Tepe Servis ve Yönetim olarak, sağlık tesisinde ve diğer tüm kullanım alanlarında en iyi düzeyde hizmetlerimizin sunulması için SKS (Sağlıkta Kalite Standartları), kanunlar, yönetmelikler, yürürlükte olan en iyi endüstri uygulamaları, sağlık ve güvenlik kuralları, düzenlemeleriyle ilişkili tüm ilgili kararnameleri takip ediyor, gerekli kurallar ve şartları uyguluyoruz.”
Tepe Servis ve Yönetim A.Ş. hakkında:
2008’de kurulan Tepe Servis ve Yönetim A.Ş., Tepe Kurumsal Çözümler çatısı altında yurt çapında kurumsal müşterilerinin “Entegre Tesis Yönetimi” kapsamında tüm hizmet ihtiyaçlarına çözüm üreten yüzde 100 Türk sermayeli lider yönetim şirketleri arasında yer almaktadır. Fortune 500 Türkiye 2020 listesinde 417. sırada yer alan Tepe Servis, aynı listede Türkiye’nin yeni şirketleri sıralamasında 36., Ankara il sıralamasında 55., sektörel sıralamada 11., çalışan sayısı sıralamasında 36., öz kaynak karlılığı bakımından 319., faiz ve vergi öncesi kâr-zarar sırlamasında 407. sırada yer alıyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.