Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
‘Her Yaşta’ Projesi ile 5 yıldır toplumun yaşlanmaya hazırlığına rehberlik eden AgeSA, Her Yaşta Fonu’nun dördüncü döneminde destekleyeceği sivil toplum kuruluşunu belirledi. Her Yaşta Fonu, Türkiye Alzheimer Derneği ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Davranış Nörolojisi Anabilim Dalı ortaklığıyla gerçekleşecek. Alz-Tag Projesi’ne, 1.250.000 TL hibe desteği sağlayacak. Proje kapsamında, Alzheimer hastalarının karşılaştığı düşme, yaralanma, kaybolma gibi acil durumlara karşı bakım verenlere ve ailelere yönelik eğitimler ile mentörlük desteği verilecek.
Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörünün lider kuruluşlarından AgeSA’nın hayata geçirdiği Türkiye’nin yaşlanma konulu ilk ve tek KSS projesi ‘Her Yaşta’, 5. yılında yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla bağlantılı projeler geliştiren sivil toplum kuruluşlarını desteklemeyi sürdürüyor. Bu doğrultuda AgeSA, ‘Her Yaşta’ çatısı altında oluşturduğu Her Yaşta Fonu’nun dördüncü döneminde destekleyeceği sivil toplum kuruluşunu belirledi. Hibe kapsamında, Sivil Toplum için Destek Vakfı koordinasyonunda, Türkiye Alzheimer Derneği ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Davranış Nörolojisi Anabilim Dalı ortaklığıyla gerçekleşecek Alz-Tag Projesi’ne, 1.250.000 TL hibe desteği sağlanacak.
AgeSA Hayat ve Emeklilik Pazarlama ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Roşan Dilek, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “AgeSA olarak, ‘Mutlu bireyleri olan güven dolu bir toplum’ için işimizin özündeki iyiliği sunmayı varlık nedenimiz olarak benimsiyoruz. Bu anlamda, yalnızca finansal başarıya odaklanmakla kalmayıp, toplumumuza değer sunmayı ve sosyal etki yaratmayı da görevimiz olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, 5 yıl önce başlattığımız ‘Her Yaşta Projesi’, Türkiye’de yaşlılık konusuna odaklanan tek kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak yoluna devam ediyor. Beş yıldır, toplumumuzu yaşlanmaya hazırlamak ve yaşlılıkla ilgili olumsuz algıları pozitife dönüştürmek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca, yaşlılık ve yaşlanma temalı sivil toplum projelerini desteklemek amacıyla, 2021 yılında Sivil Toplum için Destek Vakfı koordinasyonuyla başlattığımız ‘Her Yaşta Fonu’ ile toplamda 12 projeye 1.5 milyon TL hibe desteği sağladık. Her Yaşta Fonu, bugüne kadar çok değerli başvurular aldı ve sürdürülebilir projelerin gelişmesine de katkı sağladı. Bu yıl da Türkiye Alzheimer Derneği ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Davranış Nörolojisi Anabilim Dalı ortaklığında gerçekleştirilecek ‘Alz-Tag’ projesine destek olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Her Yaşta Fonu ile yaşlanmaya hazırlık ve yaşlı bireylerin desteklenmesine dair sivil toplum projelerini desteklemeyi sürdüreceğiz. Sivil toplum projelerinin sayısının artması, yaygınlaşması ve proje konularının derinleştirilmesi her zaman önceliğimiz olacak.”
Alz-Tag Projesi ile Alzheimer Hastaları ve Ailelerinin Riskleri Analiz Edilecek ve Önleyici Stratejiler Geliştirilecek
Türkiye Alzheimer Derneği’nin Adana, Bursa, Denizli, Kayseri ve İstanbul şubelerinde yürütülecek projenin birinci aşamasında; Alzheimer hastalarının karşılaştığı düşme, yaralanma, boğulma, kaybolma gibi acil durumlar ile günlük hayatın diğer tehlikelerine karşı bakım verenlere yönelik ‘Risk Analizi ve Egˆitim’ atölyesi düzenlenecek. Atölye kapsamında doğru iletişim teknikleri, güvenli bir bakım ortamı oluşturma ve acil durum yönetimi konuları ele alınacak. Ayrıca, kaybolma riskini azaltmak için Akıllı Anahtarlık-Tag gibi teknolojik cihazlarla hastaların konumlarının nasıl takip edileceği ve acil durumlarda yapılacak müdahaleler de anlatılacak. Atölyeler aracılığıyla aynı zamanda 525 hasta ve yakınına Akıllı Anahtarlık-Tagler temin edilecek. Projenin ikinci aşamasında ise risk analizi ve güvenlik konularında desteğe ihtiyaç duyan ailelere altı ay boyunca mentörlük hizmeti sunulacak.
Her Yaşta Projesi Hakkında
Beş yıl önce ‘Her Yaşta Dolu Dolu Yaşa’ mottosuyla çıktığı yolda, yaşlılığa dair negatif algıları değiştirmeyi, yaşlanmaya hazırlık konusunda farkındalık oluşturmayı hedefleyen AgeSA, gerçekleştirdiği iletişim çalışmalarıyla bireyleri aktif, sağlıklı ve sosyal bir yaşlılık dönemine yönelik teşvik eden içerikler paylaşmaya devam ediyor. Heryasta.org ve Her Yaşta’nın sosyal medya hesapları üzerinden 5 yıldır aralıksız farkındalık iletişimleriyle sağlık, kültür, seyahat, hobi, finans ve sosyal konularda içerikler ve ilham veren hayat hikâyeleriyle dijital mecralardan şimdiye dek yaklaşık 38 milyon kişiye erişti.
AgeSA, 5 yıl önce, ‘Türkiye’de Yaşlılık Tahayyülleri ve Pratikleri’ araştırması ile yalnızca Her Yaşta projesinin rotasını belirlemekle kalmadı, yaşlılık alanındaki literatüre de değerli bir kaynak sundu. Elde edilen veriler ışığında, yaşlanmaya hazırlık ve yaş ayrımcılığına dikkat çekmeye yönelik sponsorluklar ve iletişim kampanyaları düzenledi. Farkındalık çalışmalarının yanı sıra pandemi döneminde yardım ve bağış kampanyaları da hayata geçirildi. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da toplam 7 belediye ile işbirliği yapılarak “Pandemi Yardım Projesi” gerçekleştirildi.
2021 yılı itibarıyla Sivil Toplum için Destek Vakfı koordinasyonunda, yaşlıların iyi olma halini destekleyen, yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla kadın, sağlık, eğitim gibi bu alanı çevreleyen konularda projeler geliştiren sivil toplum kuruluşlarına destek için Her Yaşta Fonu’nu kuruldu. Fonun 3’üncü döneminde, 6 Şubat depreminden etkilenen bölgelerde çalışma yürüten Sorumlu Meryem Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, Dem Derneği, Türkiye Alzheimer Derneği ve YÖRET olmak üzere 4 STK destekledi. 2021’den bu yana toplam 12 projeye 1.508.570 TL hibe desteği sağlandı.
2024 yılında, "Her Yaşta" Projesi’nin 5. yılına özel olarak ‘Türkiye Nasıl Yaşlanıyor?’ araştırması gerçekleştirildi. Türkiye temsili araştırmada, 35-55 yaş arasındaki orta yaş grubunun yaşlanmaya bakış açısı, yaşlılık dönemine dair hazırlıkları ve gelecekteki yaşlılık deneyimlerinin bugünkü yaşlılara kıyasla nasıl farklılık göstereceği ele alındı.
AgeSA Hakkında
AgeSA, Sabancı Holding ile iki yüz yıllık sigortacılık geçmişi olan Belçikalı sigorta şirketi Ageas’ın ortaklığıdır. AgeSA aynı zamanda halka açık bir şirket olup, hisseleri "AGESA" koduyla Borsa İstanbul'da işlem görmektedir. AgeSA, bireylerin tasarruf ve birikim ihtiyaçları için bireysel emeklilik ürünleri sunmaktadır. Aynı zamanda, müşterilerine sunduğu hayat ve kaza sigortası ürünleriyle de yaşamın getirebileceği beklenmedik risklere karşı bireyleri ve ailelerini güvence altına almaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2024 yılını, elektronik para ve ödeme sistemleri sektörü için dinamik gelişmelerin yaşandığı, teknolojinin hızla evrildiği ve müşteri beklentilerinin sürekli olarak değiştiği bir yıl olarak ifade eden PayCO Genel Müdürü Fevzi Utku Kılıç, "Bu yıl içinde, özellikle dijitalleşmenin hız kazanması ve ödeme sistemlerinin KOBİ ölçeğinde de yaygınlaşması, sektörün en dikkat çekici trendlerinden oldu. Payco olarak, 2024 yılı boyunca bu değişime hızla uyum sağlayarak sektördeki yerimizi güçlendirmeyi başardık. Finansal teknolojilere yatırım yaparak kullanıcı deneyimini iyileştirdik ve ödeme sistemlerinde güvenliği artıracak çözümleri devreye aldık." dedi.
Dijital cüzdan ve ödeme sistemleri ürünlerimiz büyük ilgi gördü
2024 yılının Payco için büyük bir yenilik yılı olduğunu da sözlerine ekleyen Kılıç, "Geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerle, kullanıcıların ödeme işlemlerini daha hızlı, güvenli ve kolay yapabilmelerini sağladık. Dijital cüzdan ve ödeme sistemleri gibi ürünlerimiz, kullanıcılar tarafından büyük ilgi gördü ve işlem hacmimizde anlamlı bir artış yaşandı. Müşteri geri dönüşlerine odaklanarak, kullanıcı dostu arayüz tasarımı, fiziki cihaz yatırımı ve 7/24 müşteri destek hizmeti gibi uygulamalarımızı geliştirerek müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkardık. Ayrıca, 2024 yılında elektronik ödeme sistemlerinin regülasyonları çerçevesinde önemli düzenlemeler yapıldı. Payco olarak, bu regülasyonlara hızlı bir şekilde uyum sağlayarak, sektördeki en güvenilir ve mevzuata uygun işlem gerçekleştirmeyi hedefleyen elektronik para şirketlerinden biri olduk. Özellikle, veri güvenliği ve kişisel verilerin korunması alanında yaptığımız yatırımlar, kullanıcılarımızın güvenini kazanmak için kritik öneme sahip oldu. ISO standartlarnı benimseyerek, kaliteyi ve güvenliği daha ileriye taşıdık." şeklinde konuştu.
Hem müşteri memnuniyeti artacak hem de şirketimizin gelirleri büyüyecek
2025 yılına ilişkin beklenti ve hedeflerinden de bahseden Kılıç, "2025 yılına girerken, elektronik para ve ödeme sistemleri sektöründe önümüzdeki yılın çok daha yenilikçi ve rekabetçi olacağını öngörüyoruz. Bu bağlamda, Payco olarak sektördeki pozisyonumuzu pekiştirmek için çeşitli stratejik adımlar atmayı hedefliyoruz. 2025 yılı itibarıyla odaklanacağımız ana alanlar arasında yapay zeka ve veri analitiği teknolojileri ve entegre ödeme çözümleri yer alacak. Gelecek yıl, ödeme süreçlerinin hızlandırılması ve daha kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimi sağlanması için yapay zeka ve veri analitiği kullanımı artırılacak. Özellikle, kullanıcıların alışveriş alışkanlıkları ve ödeme tercihleri analiz edilerek, onlara en uygun kampanya ve teklifler sunulacak. Bu, hem müşteri memnuniyetini artıracak hem de şirketimizin gelirlerini daha da büyütecek.
Nakitsiz Toplum ve Finansal Erişim
Bankacılık sistemine erişimi olmayan bireyler için çözümler geliştirmeye devam edeceğiz. Payco Kart ile finansal erişimi artırmayı hedefliyoruz. FAST entegrasyonu ile daha hızlı ve kolay para transferi çözümleriyle müşterilerimize pratik hizmetler sunacağız. Yenilikçi cüzdanımız vasıtasıyla, yabancı para transferleri, kıymetli maden alım-satımı, fatura tahsilatı gibi yeni ürünlerle müşterilerimizin tüm finansal işlemlerini tek bir platformdan kolayca yönetmelerini sağlayacağız.
Sürdürülebilirlik ve Toplumsal Sorumluluk
Sosyal sorumluluk projelerine ve çevresel sürdürülebilirliğe önem veren bir şirket olarak, 2025 yılına gelindiğinde, çevre dostu ödeme sistemleri ve sürdürülebilir iş uygulamalarını öncelikli hale getirmeyi ve müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz. Şirket içi enerji tasarrufu önlemleri, kağıtsız ofis uygulamaları ve çevre dostu veri merkezleri gibi inisiyatiflerle, çevresel etkimiz düşürmeyi planlıyoruz.
2025 yılı için hedeflediğimiz tüm bu yenilikler ve stratejik adımlar, Payco'nun sektördeki liderliğini daha da pekiştirmeyi ve kullanıcılarımız için en iyi ödeme deneyimini sunmayı amaçlıyor. Yeni yılda daha güçlü, daha yenilikçi ve daha kullanıcı odaklı bir şirket olma yolunda kararlılıkla ilerleyeceğiz." diyerek sözlerini bitirdi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin en kapsamlı fintek ekosistemi Aktif Bank'ın iştiraki Aktif Ventures, ürün portföyüne dahil ettiği Sodec Technologies'in KYC (Müşteri Tanıma - Know Your Customer) çözümleriyle önemli bir adım atıyor. Bu yeni çözümle birlikte Aktif Ventures, Sodec'in KYC çözümünü Apilion API platformuna entegre ederek sektöre daha kapsamlı bir hizmet sunmayı amaçlıyor. Sodec Technologies'in KYC çözümleri, özellikle bankalar, ödeme hizmeti sağlayıcıları (PF) ve e-para kuruluşları gibi KYC hizmeti talep eden firmalar için daha erişilebilir hale gelecek. Bu ortaklık, Sodec Technologies'in kısa vadeli olarak yurt içindeki hedeflerinin yanı sıra, küresel pazara açılmasını da destekleyecek.
"Fintek dünyasında güvenli doğrulama çok önemli"
Sundukları KYC hizmeti ile fintek dünyasını daha önce hiç olmadığı kadar güvenli hale getirdiklerini belirten Sodec Technologies Kurucu Ortağı ve CTO'su Serhat Dertli, "İş birliği kapsamında KYC, Kimlik Doğrulama, Data Doğrulama ve Pasaport Doğrulama ürünlerimiz kullanılacak. Aktif Ventures'ın Apilion API platformu kullanıcıları, Sodec'in ürününü test etme imkanı bularak ürün hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilecek. Ayrıca alternatif bir satış kanalı olarak konumlandığımız için Sodec'in çözümlerinin farklı alanlara ulaşma kapasitesini artıracağız." şeklinde konuştu.
"Apilion'u daha kapsamlı bir hizmet merkezi haline getiriyoruz"
Aktif Ventures'ın Türkiye'nin en güçlü API Platformu olan Apilion ile KYC hizmetini kullanıcılarına hızlı ve güvenli bir şekilde entegre etme imkanı sunacağını dile getiren Aktif Ventures IT Direktörü Emre Kara ise konu hakkında "Sodec ile gerçekleştirdiğimiz bu stratejik iş birliği sayesinde, Apilion API platformumuzu daha güçlü ve kapsamlı bir hizmet merkezi haline getiriyoruz. KYC (Müşterini Tanı) çözümlerinin entegrasyonu, sadece güvenilir doğrulama süreçleri sunmakla kalmıyor, aynı zamanda sektördeki işletmelerin güvenlik ve erişilebilirlik ihtiyaçlarına hızlı, verimli ve yenilikçi çözümlerle yanıt veriyor. Sodec'in KYC çözümlerini platformumuza entegre etmek, güvenlik standartlarını artırarak finans, teknoloji ve birçok sektörde dijital doğrulama süreçlerini daha sorunsuz hale getirecek. Bu iş birliğini, geleceğin dijital dünyasında güvenli ve hızlı erişim adına attığımız önemli bir adım olarak görüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu değerli iş birliği ile tüm sektörlere yönelik uçtan uca kapsamlı ve güvenilir hizmet sunma misyonumuzu güçlendirerek ekosistemin tüm paydaşlarıyla birlikte büyümeye ve daha büyük başarılara imza atmaya devam edeceğiz." dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Teknolojinin hızlı gelişimi, çalışma, yaşama ve yenilik yapma şekillerini kökten dönüştürmeye devam ediyor. Yapay zeka (AI), artık sadece popüler bir terim olmaktan çıkıp küresel dönüşümün merkezinde yer alıyor. EMEA bölgesindeki teknoloji liderlerinin geleceğe hazırlanmalarına yardımcı olacak 2025'teki öngörülerini paylaşan Dell Technologies Türkiye & eCIS Genel Müdürü Işıl Hasdemir, "2024 yılı, işletmelerin yapay zeka araçlarını deneyimlediği bir keşif yıldı. 2025 yılıysa yapay zekanın keşif aşamasından uygulama aşamasına geçtiği bir yıl olacak. McKinsey'e göre, Generatif AI kullanımı sadece 10 ayda iki katına çıktı. İşletmeler bu süreçte öğreniyor, test ediyor ve yapay zekanın neler başarabileceğine dair içgörüler elde ediyor" dedi.
Oyunun kuralları değişiyor
Şirketlerin 2025 için sağlam temelleri olan bir yapay zeka stratejisi geliştirmesi gerektiğine dikat çeken Işıl Hasdemir, uyum sağlayamayan şirketlere de geri planda kalabilecekleri uyarısında bulundu. Hasdemir, IDC'nin "Geleceğin İşletmesi Dayanıklılık ve Harcama Araştırması" verilerinine göre Avrupa'daki şirketlerin yüzde 40'ı GenAI'a ciddi yatırımlar yapıyor ve bu yatırımlar önümüzdeki 18 ayda daha da artacak. Ayrıca, şirketlerin yüzde 30'u, üretim aşamasında GenAI destekli uygulama ve hizmetler kullanmaya başladı. Önümüzdeki yıl boyunca işletmeler, yapay zekayı ölçeklendirdikçe gerçek yatırım getirisini (ROI) görmeye devam edecek. Bu tam anlamıyla oyunun kurallarını değiştiriyor. EMEA bölgesindeki sağlık, finans ve lojistik sektörleri için - yapay zeka destekli yeniliklere açık olan bu alanlarda - pilot projelerden ölçeklenebilir çözümlere geçiş yapmanın zamanı geldi. Odak noktası, mevcut zorlukları çözerken şirketleri gelecekteki fırsatlar için de konumlandıran, özel ve ölçeklenebilir yapay zeka uygulamaları geliştirmek olmalı. Eğer yapay zeka stratejiniz henüz hazır değilse, 2025'te bunu en öncelikli hedefiniz haline getirin. Kullanılan araçlar hızla gelişiyor, uyum sağlayamayan işletmelerse geri planda kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor" diye konuştu.
"Yapay zeka destekli bilgisayarlar devrim yaratacak"
Hasdemir'e göre 2025 yılında yapay zeka destekli bilgisayarlar, iş süreçlerinde önemli bir devrim yaratacak. Gömülü yapay zeka özelliklerine sahip bu cihazların iş süreçlerini hızlandırırken verimliliği artıracağını belirten Dell Technologies Türkiye ve eCIS Genel Müdürü Işıl Hasdemir, "Dahili yapay zeka yetenekleriyle donatılmış olan bu cihazlar, verileri yerel olarak işleyebiliyor; bu da daha hızlı performans, gelişmiş güvenlik ve maliyet verimliliği sağlıyor. Bu teknolojilerin, hibrit ve uzaktan çalışma modellerinin yaygın olduğu EMEA bölgesinde, iş yapma şekillerini yeniden tanımlayarak fayda sağlıyor. Günümüz iş dünyasında akıllı cihazlara sahip olmak artık bir lüks değil, bir gereklilik haline geldi. Daha yüksek performanslı CPU'lar, GPU'lar ve NPU'ların bulunduğu bu dönemde şirketler, eski donanımları geride bırakarak yapay zeka destekli cihazlara yatırım yapmayı düşünmeli" dedi.
Veri Merkezlerinin alt yapılarına yatırım şart
Hasdemir, 2025 yılında veri merkezlerininin de yeniden tasarlanması gerektiğine de dikkat çekerek göz önünde bulundurulması gereken kritik noktaları şöyle açıkladı: "Yapay zeka iş yükleri, geleneksel veri merkezlerinin sınırlarını zorluyor. 2025 itibarıyla, yapay zeka uygulamalarının yüzde 95'inin gerçek zamanlı karar almayı desteklemesi bekleniyor. Ancak bu durum, veri merkezlerinin daha esnek, ölçeklenebilir ve enerji verimli yapılara dönüşmesini zorunlu kılıyor. Bu noktada enerji verimliliği, yapay zeka iş yüklerinin çevresel etkilerini en aza indirmek için hayati önem taşıyor. Dell Technologies olarak enerji verimli sıvı soğutma çözümleri gibi yeniliklerimizle işletmelere rehberlik ediyoruz. Veri merkezlerini modernize etmek, performans ve sürdürülebilirlik arasında bir denge kurmanın anahtarı olarak karşımıza çıkıyor. McKinsey'in araştırmalarına göre, Avrupa'daki veri merkezlerine olan talebin 2030 yılına kadar yaklaşık 35 gigawatta (GW) çıkması bekleniyor. Bu talebi karşılamak için veri merkezi altyapısına 250-300 milyar dolar arasında bir yatırım yapılması gerekiyor."
2028 yılına kadar üretken yapay zeka etkileşimlerinin üçte birini yapay zeka ajanları yönetecek
Hasdemir'e göre 2025 yılı, sohbet botları veya sanal asistanların ötesine geçen, yapay zeka ajanlarının yükselişine de sahne olacak. Yapay zeka ajanlarının belirlenen hedeflere ulaşmak için plan yapabilen, karar alabilen ve harekete geçebilen ileri düzey yazılım sistemleri olduğunu açıklayan Hasdemir, "Yapay zeka ajanları, işletmelerin sınırlarını genişletiyor ve reaktif sistemlerden proaktif çözümlere geçiş yapmamızı sağlıyor. Örneğin, Dell olarak, ekiplerin bilgi kaynaklarını - içerik veya kod gibi - daha etkili bir şekilde sınıflandırmalarına yardımcı olmak için yapay zeka ajanlarıyla çalışıyoruz ve bu süreçte elde ettiğimiz değerli deneyimleri müşterilerimizle paylaşıyoruz. Özellikle karmaşık iş süreçlerini yönetmede ve müşteri deneyimlerini kişiselleştirmede büyük bir devrim yaratıyorlar. Gartner'ın tahminlerine göre, 2028 yılına kadar üretken yapay zeka etkileşimlerinin üçte birini bu ajanlar yönetecek. Hasdemir, bu dönüşümün yalnızca işletmeler için değil, bireyler için de teknolojiyle etkileşimde devrimsel bir değişim olduğunu vurguluyor" dedi.
2025'te bu 4 alana odaklanın!
Dell Technologies Türkiye ve eCIS Genel Müdürü Işıl Hasdemir, son olarak işletmelerin 2025'te odaklanması gereken gereken dört alana işaret etti: "2025, teknolojinin iş dünyasını yeniden şekillendireceği bir yıl olacak. EMEA bölgesindeki işletmelerin bu değişimi fırsata çevirebilmesi için cesur, hızlı ve stratejik adımlar atması gerekiyor. Bunun için dört ana odak çok önemli. Birincisi; yapay zeka yatırımları. Yapay zeka stratejinizi oluşturun ve başarılı çözümleri hızla ölçeklendirin. İkincis; altyapınızı modernize edin. Yapay zeka destekli cihazlar ve modern veri merkezi çözümleriyle teknolojik dönüşümünüzü hızlandırın. Üçüncüsü; sürdürülebilirliğe öncülük Edin. Enerji verimliliğine odaklanan teknolojilere yatırım yaparak çevresel sorumlulukta liderlik edin. Son olarak ekiplerinizi güçlendirin. Yapay zeka araçlarını kullanarak çalışanları tekrar eden görevlerde kurtararak stratejik hedeflere odaklanmasını sağlayın
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Vatandaşların ve sivil toplum kuruluşlarının 2024 yılında iklim krizi ile mücadeleye yönelik başlattığı ve imzaladığı kampanyaların sunulduğu Türetim Ekonomisi Derneği & Change.org Türkiye İklim Programı 2024 Değerlendirme Raporu yayınlandı.
Rapora göre, bu sene toplam 65 yeni iklim kampanyası başlatıldı ve tüm kampanyalara gelen 584.197 imza, iklim krizi ile mücadele ve karbon nötr hedefine yönelik yetkililerden değişim talep etti. 27 kampanyanın talebine yönelik olumlu gelişmeler yaşanırken kampanyacılar toplamda 54 farklı karar verici ile doğrudan görüşerek 19 kampanyanın imzalarını yetkililere teslim etti.
İklim Krizi ile Mücadele konusunda 27 Kampanya Somut Etki Yarattı
Kampanyaların 27’si somut etki yaratarak yerel yönetimlerde ve üniversitelerde politika değişikliklerine, orman yangınlarına karşı önlemlere, yerel çevre mücadelelerine ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji çözümlerinin hayat bulmasına yol açtı.
İmzacıların talebi yerine getirilen kampanyalar arasında maden ve termik santral karşıtı çalışmalar dikkat çekti. Ön plana çıkan kampanyalardan bazıları ise şunlar:
Eskişehir Kaymaz’daki Madende Kapasite Artışı ve Atık Barajı İstemiyoruz!
Eskişehir Kaymaz’daki altın madeni için kapasite artışı ve üçüncü atık barajının iptaline yönelik açılan davada Eskişehir İdare Mahkemesi projenin ÇED Olumlu kararı için iptal kararı verdi.
Denizli Avdan'da Kömür Madenine Hayır!
Denizli’nin Tavas İlçesi Avdan Mahallesi’nde kömür madeni açmak amacıyla köylülerin toprakları için alınan “acele kamulaştırma” kararı iptal edildi.
Çanakkale’de Yeni Bir Termik Santral Daha İstemiyoruz
Çanakkale’nin en değerli koylarının bulunduğu ve tamamı orman olan alana kurulması planlanan Kirazlıdere Termik Santrali projesi iptal edildi.
Türkiye’nin Zeytinliklerinin Ölüm Fermanına Hayır!
Binlerce kişinin desteği, oluşan kamuoyu tepkisi ve pek çok davanın da kazanılması sonucunda zeytinlikleri madenlere açacak olan yönetmelik değişikliği tehdidi ortadan kalktı.
İstanbul’da Belediyelere Ait Binaların Çatısına Güneş Paneli Yerleştirilsin
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2029 yılına kadar belediye binalarında enerji ihtiyacının tamamının güneşten sağlanacak seviyeye gelinmesini hedeflediklerini açıkladı.
Türkiye Açık Denizlerdeki Yaşamı Korumak için Hazırlanan Anlaşmayı İmzalasın ve Onaylasın
Ulusal deniz yetki alanlarının ötesindeki biyoçeşitliliği korumayı amaçlayan BM Açık Deniz Anlaşması, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından imzalandı.
“Karar vericileri ikna etmek bu mücadelenin en kritik adımlarından biri”
Kampanyacılar toplamda 54 farklı karar verici ile görüşerek 19 kampanyanın imzalarını yetkililere teslim etti. Türetim Ekonomisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uygar Özesmi, “Karar vericileri bilgilendirmek ve ikna etmek bu mücadelenin en kritik adımlarından biri” dedi.
Binlerce İmza Yetkililere Elden Teslim Edildi
İklim krizi ile mücadeleye yönelik somut adımlar atılması için kampanyacılar, “Orman Yangınlarında Zarar Gören Hayvanlar İçin Tahliye Planı ve İlkyardım Merkezleri Kurulsun” kampanyası özelinde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü; “İklim Krizi Müfredatta Zorunlu Olmalı!” kampanyası özelinde Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı; “Molozlar ve Diğer Atıklar Çevre ve Sağlık Felaketine Sebep Olmasın” kampanyası özelinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi Dairesi Başkanlığı; “Depozito Sistemi Ertelenmesin, Hemen Yürürlüğe Girsin Ve Uygulanmaya Başlasın” kampanyası özelinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “Sıcak Havayla Mücadele Birimleri Kurulsun” kampanyası özelinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İklim Değişikliği Şube Müdürlüğü; “İzmir'in En Büyük Ilçesi Buca'da Yeşil Alanları Artırın” kampanyası özelinde Buca Belediyesi’nin Parklar ve Bahçeler Müdürlüğü; “İzmir'in Nükleer Atıkları Artık Bertaraf Edilsin” kampanyası özelinde Gaziemir Belediyesi; “İstanbul için Yeşil Dönüşüm: Bostanlarla Daha Sürdürülebilir Bir Şehir!” kampanyası özelinde ise İBB Parklar ve Bahçeler Genel Müdürlüğü ile görüşüldü ve imzalar yetkililere iletildi.
Ayrıca “Muğla'daki Termik Santralleri Kapatın!” kampanyasının imzaları Adalet Bakanlığı'na, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na ve Tarım ve Orman Bakanlığı'na, Devlet Su İşleri’ne; “Afşin-Elbistan'da Termik Santral İstemiyoruz” kampanyasının imzaları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı; “İklim Krizi ile Mücadelede Kadının Adını Unutma” ve Türkiye Açık Denizlerdeki Yaşamı Korumak için Hazırlanan Anlaşmayı İmzalasın ve Onaylasın kampanyasının imzaları Çevre Komisyonunda yer alan milletvekili Nermin Yıldırım Kara’ya, “İklim Krizi Bilimsel Gerçekleriyle Kamu Spotu Olsun” kampanyasının imzaları TBMM Dilekçe Komisyonu’na, İklim Afetleriyle Mücadele için Güçlü bir İklim Kanunu İstiyoruz” kampanyasının imzaları Nermin Yıldırım Kaya, İbrahim Akın ve Evrim Rızvanoğlu’na teslim edildi.
Türkiye'nin açıkladığı iklim hedefini yetersiz bulan ve iklim krizine karşı kararlı bir mücadeleye girmesini talep eden Atlas Sarrafoğlu ve Seren Anaçoğlu, İklim Kriziyle Daha Güçlü Mücadele İçin Açtığımız İlk İklim Davasında Yanımızda Ol kampanyası özelinde TBMM'ye giderek milletvekilleri ile görüştü, Dilekçe Komisyonu'na topladıkları imzaları teslim etti.
Genç İklim Hareketi’nin yerel seçimlere yönelik kampanyası ise büyük yankı uyandırdı. Kampanyacı ekip, sadece 63 gün içinde 42 aday ile görüşerek İklim Dostu Kentler için net sıfır emisyon taahhüdü aldı. 8 farklı partiden, 4’ü bağımsız toplam 42 adaydan 15’i seçimi kazandı.
Halk, Hayvanlar ve Çevre için Harekete Geçti
2024’te en çok imza toplayan kampanya ise, yemek atıklarının sokak hayvanları için mamaya dönüştürülmesini talep eden kampanya oldu. Bunun yanında, ormanların korunması, maden ve nükleer karşıtı kampanyalar da halktan yoğun destek gördü. Afetlere dirençli kent talepleri ise 2024 boyunca etkisini sürdürdü.
Yerel Mücadelelere Desteğe Devam
Saha çalışmalarınının önemine dikkat çeken İklim Programı Yöneticisi Yaz Güvendi, “Ekibimiz birçok ilde yerel halkın başlattığı imza kampanyalarına destek olmaya devam etti. Onlarla sahada buluştu, kampanya başlatanlara imza teslimlerinde destek verdi. Bu sene de yine Akbelen mücadelesinin yanındaydık, Soma’da hava kirliliği üzerine röportajlar yaptık, Trakya’da nükleer santralın yapılacağı yeri ziyaret ettik, Adana’da aşırı sıcaklarla ilgili sokak röportajları çektik. Depremin birinci yıldönümünde yine Hatay’daydık ve sahadan güncel haberlerin basına ulaşmasına destek olduk.”
İklim Krizi ile Daha Güçlü Mücadele için “Değişim Elçileri”
Geçen sene başlayan Değişim Elçileri Programı, 2024 yılında da devam etti. 2024’te programa 10 farklı şehirden 13 genç dahil oldu. Programa katılan gençler, iklim krizi ile mücadele ve etkili kampanyacılığa dair 5 eğitime katıldı ve kendi bölgelerinde iklim krizi ile mücadele için kampanyalar tasarlayıp başlattılar. Değişim Elçisi gençlerin başlattığı ve yürütmekte olduğu 20 kampanyaya şimdiye kadar 87.040 imza geldi ve bu kampanyaların 9’u etki yarattı.
Bugüne kadar 17 ilden 23 genç “Değişim Elçisi” olarak sorumluluk üstlendi.
Change.org Türkiye Direktörü Didem Korkut, “2024, kayıtlara sadece en sıcak yıllardan biri olarak geçmekle kalmayacak; aynı zamanda sıcaklıkların sanayi öncesi dönemlere kıyasla 1,5 dereceyi ilk kez aştığı bir yıl olacak. Bu kritik eşik, Türkiye genelinde vatandaşların iklim kriziyle mücadele taleplerini daha da artırdı.” dedi.
Rakamlarla 2024 İklim Mücadelesi
Türetim Ekonomisi Derneği & Change.org Türkiye İklim Programı 2024 Değerlendirmesi’nin tamamına buradan ulaşabilirsiniz:
Editöre not:
Görsellere buradan ulaşabilirsiniz.
İletişim:
Nil Ormanlı
İklim İletişimi Uzmanı
Türetim Ekonomisi Derneği ve Change.org İklim Projesi
[email protected]
05448188680
Türetim Ekonomisi Derneği Hakkında
Türetim Ekonomisi Derneği sosyal girişimciler, sivil toplum uzmanları, araştırmacılar, bilim insanları, ekoloji ve insan hakları aktivistleri, finansal teknolojiler ve sürdürülebilirlik yatırımcıları tarafından Aralık 2015’te, ekolojik ve sosyal açıdan adil iş modellerine yönelik araştırmalar yapmak; iyi uygulamaları güçlendirerek yaygınlaştırmak ve toplumu türetim ekonomisinin doğanın korunması ile sürdürülebilir bir toplum inşası üzerindeki olumlu etkileri hakkında bilgilendirmek amacıyla kurulmuştur.
Kurulduğu günden beri Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan, ekolojik ve sosyal açıdan adil üreticiler ile türeticiler arasında doğrudan bir ilişki kurmak ve sürdürülebilir, döngüsel ve adil bir ekonominin tesisi için çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Bugün derneğin etki alanı içerisinde 770’in üzerinde üretici ve 25 binin üzerinde türetici bulunmaktadır.
Change.org Türkiye Hakkında
Change.org Türkiye, insanların değişim talepleri için imza kampanyası başlatabildiği, ücretsiz ve herkese açık bir platform. Dünyanın en büyük imza kampanyası platformu Change.org, kampanya başlatan kişilere sürekli gelişen kampanya araçları sunarak, gerektiğinde iletişim ve strateji konusunda yardımcı olarak, değişime önayak olan hareketleri destekliyor. Türkiye’de 2012 yılından beri faaliyet gösteren Change.org, Vakfa ait ve kâr amacı gütmeyen bir sosyal fayda şirketi (B-Corp) olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Tüm gelirini bireysel desteklerden elde eden Change.org Türkiye ve yürütülen kampanyalar hakkında daha detaylı bilgi almak için www.change.org adresini ziyaret edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Günümüzün yoğun yaşam temposunda pratik yemek arayışı ihtiyacına yanıt veren Gurmepack, Türkiye'nin teknoloji altyapısıyla geliştirdiği paket yemek markalarından biri olarak sektörde fark yaratıyor. Gurmepack, “Restoranı Pakete Sığdırdık” diyerek hem geleneksel lezzetleri hem de dünya mutfaklarından örnekleri tüketicilerine sunuyor.
Geleneksel ve dünya mutfağından özgün lezzetler
Gurmepack, Hünkar Beğendi, Tavuk Şiş, Bulgur Pilavı, İrmik Helvası gibi geleneksel Türk mutfağı lezzetlerinden, Tatlı-Ekşi Soslu Tavuk, Basmati Pirinç Pilavı, Noodle ve Biryani Tavuk gibi dünya mutfağı klasiklerine kadar geniş bir yelpazede yemek seçenekleri bulunuyor. Yemekler, taze malzemelerle hazırlanarak sofralara ulaşıyor.
Modern üretim tesislerinde yüksek hijyen standartları
Migros iştiraki olan Gurmepack, Gebze’de bulunan 6.000 m²’lik modern üretim tesisinde, yüksek hijyen standartlarında el değmeden üretiliyor. Her bir yemek, alanında uzman şeflerin özenli tarifleriyle hazırlanıyor ve gıda mühendislerinin denetiminden geçerek, güvenli bir şekilde tüketiciye sunuluyor. Gurmepack yemekleri, kullanılan teknolojiyle 4°C’de 28 gün boyunca tazeliğini ve lezzetini koruyacak şekilde ambalajlanıyor. Geleneksel yöntemlerle tencerede ısıtılabilen ürünler, ısıya dayanıklı ve mikrodalga kullanımına uyumlu kapları sayesinde daha pratik bir seçenek olan mikrodalgada da ısıtılıp, tüketilebiliyor.
Sağlıklı ve pratik bir seçenek
Gurmepack, yoğun iş hayatında ev yemeği yemeye vakit bulamayanlar ve sevdikleri için hızlı, güvenilir ve lezzetli çözüm arayanlar için mükemmel bir seçenek sunuyor. Pratik ambalajlarla sunulan yemekler, mutfakta geçirilen zamanı da azaltırken sofralara mutluluk getiriyor.
Gurmepack yemeklerine, Migros şubelerinin yanı sıra Migros Online, Yemeksepeti Market ve Getir gibi platformlardan kolayca ulaşılabiliyor. Gurmepack’in sağlıklı ve özenle hazırlanan lezzetlerini bir kez deneyenler, bu lezzetlerden vazgeçemeyecek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Donald Trump’a yakınlığı ile bilinen avukat Alex Spiro, Martı’nın yönetim kuruluna katıldı. Elon Musk’ı baş hukuk müşaviri olan Alex Spiro, bundan böyle Martı’nın gelecek planları ve stratejik kararlarında destek olacak.
Başarılarla dolu bir kariyer
Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kariyerine New York’ta savcı olarak başlayan Spiro, uluslararası davalardaki başarıları ile biliniyor. Son zamanlarda Twitter davasındaki etkin rolü ile adından sıklıkla söz ettiren Alex Spiro, halihazırda Tesla’nın avukatlığını yapıyor ve aynı zamanda dünya çapındaki birçok üst düzey şirkete de danışmanlık hizmeti veriyor.
Oğuz Alper Öktem: “Alex ile çalışacak olmaktan mutluluk duyuyorum.”
Alex Spiro: “Alper çalıştığım en iyi girişimcilerden biri. Martı’yı desteklemekten memnuniyet duyuyorum.”
Martı kurucusu Oğuz Alper Öktem, konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi: “Alex’in iş dünyası ve politika alanında geniş bir müşteri portföyüne sahip olmasının yanı sıra, küresel teknoloji girişimcileriyle çalışmış olması, şirketimize ve misyonumuza büyük katkı sağlayacak. Alex ile çalışacak olmaktan dolayı çok mutluyum.”
Alex Spiro ise şu açıklamayı yaptı: “Dünyanın en başarılı girişimcileri ve şirketleriyle çalışma şansım oldu. Alper ve ekibi, şimdiye kadar gördüğüm en iyiler arasında. Şirketin ölçeklenmesi ve 2025 yılında kârlılık hedefine ulaşması yolunda Martı’yı desteklemekten memnuniyet duyuyorum.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Arval BNP Paribas Grup CEO'su Alain van Groenendael'in 18-19 Aralık tarihlerinde gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti kapsamında TEB Arval Genel Müdürü Kağan Yaşa ve Togg CEO'su Gürcan Karakaş ile Türkiye'nin yerli elektrikli otomobili Togg'un Yedi Mavi Deneyim Merkezi'nde bir araya geldi. Özellikle elektrikli araçlar ve sürdürülebilir mobilite çözümlerinin öne çıkan başlıklar arasında yer aldığı görüşmede dünya, Avrupa ve Türkiye otomotiv pazarının dinamikleri değerlendirilirken, Togg'un yenilikçi teknolojileri ve sektördeki rolü de detaylı şekilde ele alındı.
Elektrikli araçların sektör dönüşümüne etkilerine dikkat çeken Arval BNP Paribas Grup CEO'su Alain van Groenendael, ziyaret sırasında yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Bugün Togg'un Yedi Mavi Deneyim Merkezini ziyaret etmekten memnuniyet duyuyoruz. Enerji dönüşümü ve elektrikli araçların filolardaki payını artırma ortak hedefine ulaşmak için mutlaka uzman otomotiv üreticileriyle iş birliği içerisinde çalışmamız gerekiyor. Elektrikli araçlar, geleceğin mobilite çözümlerinin ayrılmaz bir parçası olmanın ötesinde, günümüzün sürdürülebilir ulaşım ihtiyaçlarına da yanıt veriyor. Türkiye'nin bu alandaki yatırımları ve Togg'un yenilikçi vizyonu, sadece yerel pazar için değil, ayrıca küresel pazar için de katkı sağlayacak bir örnek teşkil ediyor."
TEB Arval Genel Müdürü Kağan Yaşa TEB Arval'in elektrikli araç kiralama konusundaki sektörel öncülüğüne dikkat çekerek şunları dile getirdi: "Halihazırda TEB Arval filomuzda yüzde yüz elektrikli Togg T10X'ler bulunuyor ve Elektrikli Kolay Paket çözümümüz kapsamında müşterilerimize sağladığımız şarj çözümlerinde de birlikte çalışıyoruz. İş birliğimizi daha da güçlendirmek adına kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Elektrikli araçlar ve sürdürülebilir mobiliteye yönelik çözümlerimizle, hem Türkiye pazarında hem de küresel çevre hedeflerinde önemli bir etki yaratmayıplanlıyoruz. TEB Arval olarak, daha sürdürülebilir bir geleceğin öncüsü olma misyonumuz doğrultusunda, iş ortaklarımızla birlikte mobilitenin geleceğini şekillendirmeye devam edeceğiz."
Togg Ceo'su Gürcan Karakaş ise, Arval BNP Paribas Grup CEO'su Alain van Groenendael ve TEB Arval Genel Müdürü Kağan Yaşa'yı Togg Yedi Mavi Deneyim Merkezi'nde ağırlamaktan mutluluk duyduğunu belirterek, "Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi, mobilite ekosistemimizi sürdürülebilirlik ilkesi etrafında tasarlıyor ve bu yaklaşımımıza iş ortaklarımızın da dahil olmasını arzu ediyoruz. Avrupa'nın en temiz tesislerinde sıfır emisyonlu 'akıllı cihazlar' üretmek üzere yola çıkan şirketimizde, sürdürülebilirliği her alanda bir iş modeli olarak yerleştirmeye çalışırken, tüm değer zincirinde de benimsenmesini arzu ettiğimiz, sürdürülebilir bir iş modeli ortaya çıkarma konusunu da oldukça önemsiyoruz. Bu açıdan bakıldığında Arval BNP Paribas ile hedeflerimizin benzer olduğunu görmek memnuniyet verici. Ülkemizde başlayan çalışmalarımızın küresel pazarlarda da hayata geçirilebilir ortak sonuçlara dönüşebilecek adımlarla ilerlemesi her iki marka için çok kıymetli bir hedeftir." diye konuştu.
Dünya çapında 29 farklı ülkede faaliyet gösteren Arval, tam kapsamlı araç kiralama ve mobilite çözümlerinde uzmandır. Firma, tam elektrikli araçların ve düşük emisyonlu mobilite çözümlerinin benimsenmesi için çalışmalarında kararlı bir duruş sergilemektedir. Togg ile iş birliğinin genişletilmesi hem Türkiye pazarında hem de dünya genelinde sürdürülebilir kalkınmaya yönelik önemli bir adım olarak görülüyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.