Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dell Technologies; Kuzey Amerika, Latin Amerika, EMEA (Avrupa, Ortadoğu, Afrika), APJ (Asya Pasific ve Japonya) ve Çin’de 100’den fazla çalışanı olan kuruluşlardan 6.600 katılımcının yer aldığı ‘Innovation Catalyst’ adlı araştırmanın sonuçlarını açıkladı.
Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 81’i üretken yapay zekâ (GenAI) ve yapay zekânın (AI) gelecekte sektörleri önemli ölçüde dönüştüreceğine inanıyor. Bu oran, 2023’te yüksek ciro artışı (+yüzde 25) elde eden kuruluşlar için yüzde 91 olurken, düşük ciro artışı (yüzde1-5), sabit ciro veya ciro düşüşü kaydeden kuruluşlar için yüzde 75’e düşüyor.
Aralarında Türkiye’nin de olduğu 40 ülkeden 6.600 bilgi teknolojileri (BT) öncüleri ve şirket yetkilisinin yanıtlarına dayanan araştırma, AI ve GenAI’ya ilişkin önemli bir iyimserlik ortaya koysa da kuruluşların hızlı değişime hazır bulunuşları önemli ölçüde değişiyor. Katılımcıların yüzde 82’si rekabet açısından iyi konumlandıklarını ve sağlam bir stratejiye sahip olduklarını belirtiyor. Bununla birlikte, neredeyse yarısı (yüzde 48) önümüzdeki üç ila beş yıl içinde sektörlerinin neye benzeyeceğinden emin olmadığını ve neredeyse her on katılımcıdan altısı (yüzde 57) değişime ayak uydurmakta zorlandığını ifade ediyor. Katılımcılar, inovasyonu teşvik etmede karşılaştıkları zorluklar arasında doğru yetenek eksikliği (yüzde 35), veri gizliliği ve siber güvenlikle ilgili endişeler (yüzde 31) ve sınırlı bütçenin (yüzde 29) yer aldığını belirtiyor.
GenAI, uygulamaya hazır!
Katılımcılar, GenAI’nin BT güvenlik duruşunu iyileştirme (yüzde 52), üretkenliği artırma (yüzde 52) ve müşteri deneyimini geliştirme (yüzde 51) konularında dönüştürücü veya önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte, üstesinden gelinmesi gereken zorlukların da farkındalar. Örneğin yüzde 68’i GenAI’ın yeni güvenlik ve gizlilik sorunları yaratacağından korkuyor, yüzde 73’ü ise verilerinin ve IP’lerinin üçüncü tarafın erişebileceği bir GenAI aracına yerleştirilemeyecek kadar değerli olduğu konusunda hemfikir.
Genel olarak verilen yanıtlar, kuruluşların fikir aşamasından uygulama aşamasına geçerken GenAI pratikleri üzerinde çalıştıklarını gösteriyor; yüzde 58’i GenAI’yi uygulamaya başladıklarını belirtiyor. Kuruluşlarda kullanım arttıkça, risklerin nerede olduğu ve bunlardan kimin sorumlu olduğunun belirlenmesine odaklanılıyor. Katılımcıların yüzde 77’si, herhangi bir AI arızasından veya istenmeyen davranışlardan makine, kullanıcı veya kamu yerine kuruluşun sorumlu olduğu konusunda hemfikir.
Dell Technologies EMEA Başkanı Adrian McDonald konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Birçok kişi GenAI gibi dönüştürücü etkisi olan teknolojilerden faydalanmak için harekete geçiyor; değeri ortaya çıkarmak ve büyümeyi desteklemek için yapay zekâyı verilerine entegre ediyor. Bu fırsatı değerlendirmek, sürdürülebilirlik göz önünde bulundurularak tasarlanmış, inovasyon alanında güvenli ve ölçeklenebilir teknoloji temelleri oluşturmak açısından güvenilir ortaklardan oluşan güçlü bir ekosistem gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Kuruluşlar, günümüz tehdit ortamı zorluklarına göğüs geriyor
Siber güvenlik, kuruluşlar için önemli bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Katılımcıların yüzde 83’ü son 12 ay içinde bir güvenlik saldırısına maruz kaldıklarını bildirerek bu endişeleri doğruluyor. Çoğunluk (yüzde 89) ‘Sıfır Güven’ dağıtım stratejisini benimsiyor, yüzde 78’i ise bir siber saldırı veya veri sızıntısından kurtulmak için bir ‘Olay Müdahale Planı’na sahip olduklarını söylüyor.
Belirtilen ilk üç sorun arasında kötü amaçlı yazılım, kimlik avı ve veri ihlalleri yer alıyor. Kimlik avına ilişkin sorunlar, çalışanların tehdit ortamında oynadığı rol olmak üzere raporda vurgulanan daha geniş bir sorunun altını çiziyor. Örneğin, katılımcıların yüzde 67’si bazı çalışanların verimlilik ve üretkenliği artırmak için BT güvenlik kurallarını ve uygulamalarını atladığına inanıyor, yüzde 65’i ise içeriden gelen tehditlerle ilgili endişelerini dile getiriyor. Bu durum, çalışanlar siber güvenlik tehditlerine karşı ilk savunma hattını temsil ettiğinden eğitime odaklanılması gerektiğine işaret ediyor.
Doğru teknoloji altyapısı, kuruluşların başarılı olmasına yardımcı olacak
Araştırma ayrıca, GenAI gibi teknolojiler ivme kazandıkça ve veri hacimleri arttıkça modern veri altyapısının kritik rolünü de ortaya koyuyor. Modern, ölçeklenebilir bir altyapıya yatırım yapmak, işletmelerde inovasyonu hızlandırmak için en önemli iyileştirme alanı olarak gösteriliyor. BT karar vericilerinin çoğu (yüzde 82), GenAI’ın uygulanmasında öngördükleri zorlukların üstesinden gelmek için şirket içi veya hibrit bir modeli tercih ettiklerini söylüyor.
Verilerin işletme genelinde paylaşılabilmesi inovasyon bulmacasının önemli bir parçasıyken, katılımcıların yalnızca üçte biri (yüzde 33), mevcutta inovasyon çalışmalarını desteklemek için verileri gerçek zamanlı içgörülere dönüştürebildiklerini söylüyor. Bununla birlikte verilen yanıtlar, kuruluşların bu zorluk karşısında harekete geçtiğini gösteriyor. Katılımcıların yüzde 82’si, verilerin farklılaştırıcı olduğunu ve GenAI stratejilerinin verilerden yararlanmayı ve verileri korumayı içermesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca neredeyse yarısı (yüzde 42), önümüzdeki beş yıl içinde verilerinin büyük bir kısmının uçtan geleceğini tahmin ettiklerini belirtiyor.
Diğer araştırma bulguları arasında şunlar yer alıyor:
• Beceriler: Katılımcıların üçte ikisi (yüzde 67) şu anda sektörlerinde inovasyon için gerekli yeteneklerin mevcut olmadığını belirtiyor. Öğrenme çevikliği ve isteği, yapay zekâ akıcılığı, yaratıcılık ve yaratıcı düşünme, önümüzdeki beş yıl için ihtiyaç duyulan en önemli beceri ve yetkinlikler olarak sıralanıyor.
• Sürdürebilirlik: Katılımcıların yüzde 42’si ‘çevresel açıdan sürdürülebilir inovasyonların teşvik edilmesinin’ önemli bir iyileştirme alanı olduğunu düşünüyor. Enerji verimliliği üst sıralarda yer alıyor; yüzde 79’u BT ortamlarını daha verimli yönetmek için hizmet olarak sunulan çözümleri deniyor ve yüzde 73’ü daha enerji verimli hâle gelmek için yapay zekâ çıkarımını aktif olarak uç noktalara taşıyor (örneğin, akıllı binalar).
• BT’yi stratejik bir ortak hâline getirmek: Hâlihazırda, şirket karar vericilerinin yüzde 81’i BT karar vericilerini stratejik görüşmelere dâhil etmiyor, ancak her iki taraf da daha güçlü bir ilişkiyi ikinci en önemli iyileştirme alanı olarak sıralıyor.
‘Innovation Catalyst’ Araştırması hakkında:
Dell Technologies; Kuzey Amerika, Latin Amerika, EMEA, APJ ve Çin’de 100’den fazla çalışanı olan kuruluşlardan 6.600 katılımcının yer aldığı bu araştırmayı yürütmesi için Vanson Bourne ile iş birliği yaptı. Söz konusu kuruluşlar hem kamu hem de özel sektör kuruluşlarından oluşuyor.
Araştırmaya katılanların tamamı, kuruluşları içinde inovasyona yön vermekte ya da etki etmekte olup toplam katılımcıların 3.330’u BT karar vericileri, 3.330’u ise şirket karar vericilerinden oluşuyor.
Görüşmeler Eylül, Ekim ve Kasım 2023’te çevrimiçi olarak ve telefon aracılığıyla gerçekleştirildi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunan hazır beton sektörünü 2023 yılı özelinde kapsamlı olarak analiz eden “Hazır Beton Sektör Raporu”nu açıkladı. Kentsel dönüşümün büyük bir fırsat olduğuna dikkat çeken Rapor, Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında daha vizyoner bir zihinsel ve yönetsel dönüşümü gerçekleştirmemiz gerektiğini ortaya koydu. İnşaat sektörünün yeniden ivmelenmesinin verimlilik, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme başta olmak üzere çok yönlü dönüşümünü bir an önce hayata geçirmesine bağlı olduğunu belirten Rapor, konut stokunun azalmasını sağlamak için ilk el konut satışlarına odaklanılması gerektiğini vurguladı. Hazır beton sektörünün 2022 verilerine göre 94 milyar Türk liralık cirosu, 40 bine ulaşan istihdam hacmi ve yıllık 105 milyon metreküplük üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli olduğunu gösteren Rapor, Türkiye’nin hazır beton üretiminde Avrupa’da lider ülke konumunu sürdürdüğünü ortaya koydu.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Merkez Bankası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verileri ile THBB üyelerinin, THBB dışındaki üreticilerin ve tedarikçilerin sağladığı bilgiler ışığında hazırlanan 2023 yılı “Hazır Beton Sektör Raporu”nu yayımladı. Rapor, Türkiye ekonomisi, inşaat sektörü ve hazır beton sektörüne yönelik detaylı analizler, değerlendirmeler ve projeksiyonlar içeriyor.
Türkiye, hazır beton üretiminde Avrupa liderliğini sürdürüyor
Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 36 yıldır çalışan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), kalite, çevre, sürdürülebilirlik, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarıyla inşaat, hazır beton ve ilgili sektörlerin gelişimine büyük katkı sağlıyor. Hazır beton sektörü, 2022 yılı verilerine göre 94 milyar Türk liralık cirosu, 40 bine ulaşan istihdam hacmi ve yıllık 105 milyon metreküplük üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yerde duruyor. Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) 2022 yılı verilerine göre AB üyesi bütün ülkelerin toplam üretim miktarı 262 milyon metreküp iken, Türkiye tek başına 105 milyon metreküp beton üretmiştir. Bu üretim miktarıyla Türkiye, AB ülkeleri arasında birinci ülke konumunda yer alıyor. Hazır beton sektörünün, inşaat sektörüne ve buna bağlı olarak ülke ekonomisine sağladığı büyük katkı, inşaat sektörünün en temel kolu olduğunu gösteriyor.
İnşaat sektörünün yeniden ivmelenmesi için çok yönlü dönüşüm gerekiyor
İnşaat sektörü, 2 milyonluk istihdam gücüyle yaklaşık 250 yan sektörü doğrudan ve dolaylı bir şekilde etkileyen geniş kapsamlı bir sektördür. Uzun yıllar ülkemiz için lokomotif görevi gören olan inşaat sektörü 2018 yılından beri eski günlerini arar bir konuma gelmiştir. Sektörün yeniden ivmelenmesi ve gelişmesi, ekonomik belirsizliklerin giderilmesi kadar inşaat sektörünün de verimlilik, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme başta olmak üzere çok yönlü dönüşümünü bir an önce hayata geçirmesine bağlıdır. Son yıllarda öne çıkan nitelikli iş gücü sorunu da sektörün çözüm üretmesi gereken bir konu olmuştur.
2011-2017 yılları arasında inşaat sektörü bileşik yıllık %10 büyürken; 2018-2022 yılları arasında sürekli küçülmüştür. 2023 yılında ise sektör %7,8'lik büyüme ile bu trende son vermiştir.
İnşaat sektörünün canlanması için ilk el konut satışlarına odaklanılması gerekiyor
11 yıllık süre içinde toplam konut satışları 2020 yılında rekor seviyeye ulaşmış ve sonraki iki yılda da benzer bir performans sergilemiştir. Bu performansta ilk el konut satışlarından ziyade ikinci el konut satışları etkili olmuştur.
2023 yılı ise olumsuz yönde rekorların öne çıktığı bir yıl olmuştur. Konut satış verilerinin TÜİK tarafından paylaşılmaya başlandığı 2013 yılından beri en düşük ilk el konut satışı, en düşük ipotekli konut satışı adedi ve en düşük ipotekli konut oranı 2023 yılında gerçekleşmiştir.
Yaklaşık 1,2 milyon konut satışı, %14,5 ipotek oranı ile gerçekleşmiştir. Bir önceki yıla göre hem ilk hem de ikinci el konut satışları ve ipotekli satış oranı azalmıştır. -2017 yılından beri yıllık ilk el konut satışlarında sürekli bir düşüş meydana gelmektedir. Konut satışlarındaki bu olumsuz tablo 2024 yılı için de endişe yaratmaktadır.
İnşaat sektöründe canlanmaya neden olacak, konut stokunun azalmasını sağlayacak ve gelecek adına motivasyon oluşturacak olan veri, ilk el konut satışlarıdır. Bu nedenle inşaat sektörünü değerlendirmek için bu veriye odaklanmak daha isabetli analizler yapılmasını sağlamaktadır.
Yapı Denetim Sistemi ile depreme dayanıklı binaların inşası mümkün olmuştur
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden etkilenen 11 ilimizde yıkılan binaların %98’i 2000 yılından önce inşa edilmiş ve mühendislik hizmeti almamış, denetime tabi olmamış yapılardı. Oysa 2000 yılı öncesinde de deprem yönetmelikleri, uygulama standartları, İmar Kanunu, fenni mesuliyet “TUS” sistemi gibi birçok husus yürürlükteydi. 1999 Marmara Depremi ile tüm bunların depreme dayanıklı, can ve mal güvenliğini sağlayan yapıların inşasında etkili olmadığı görülmüş ve sonrasında önemli aksiyonlar alınmıştı. Bu aksiyonlara örnek olarak; hazır beton ve nervürlü çelik donatı kullanımının zorunlu hâle gelmesi, Yapı Denetimi Sistemi'nin (YDS) tüm ülke geneline yayılması ve Deprem Yönetmeliklerinin güncellenmesi verilebilir. Bu aksiyonlar sonucunda 2000 yılı sonrasında ve özellikle 2011 yılında YDS’nin tüm Türkiye’de uygulamaya geçmesi sonucunda daha güvenilir ve depreme dayanıklı binaların inşası mümkün olmuştur ancak günümüzde dahi yapı stokumuzun yaklaşık yarısı 2000 yılı öncesi inşa edilmiş durumdadır.
Kahramanmaraş ve Hatay Depremlerinde yıkılan binaların %2’si ise 2000 yılından sonra inşa edilmiştir ancak bunların büyük bir çoğunluğu yapı denetimine tabi tutulmamıştır. Depremin etkilediği 11 ilde yapı denetim yönetmeliği yürürlüğe girdikten sonra ve hazır beton kullanılarak yapılan 151 bin 990 binadan 272’si yıkılmıştır. Yıkılmayan bina oranı %99,8’dir.
Kentsel dönüşüm büyük bir fırsattır
2012 yılında yürürlüğe giren Kentsel Dönüşüm Kanunu’nda 2023 yılında yapılan değişiklikler ile sürecin daha hızlanması beklenmektedir. Kentsel dönüşümün ana teması riskli yapıların dönüştürülmesi olarak algılansa da dönüşüm sürecinin çok boyutlu bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Kent madenciliği prensipleri ile inşaat ve yıkıntı atıklarının sürdürülebilir bir şekilde değerlendirilmesi, olası afetler için tam donanımlı toplanma alanlarının yapılması, ulaşım akslarının yeniden planlanması, düşük karbonlu malzemelerin kullanılması gibi birçok boyutta süreç desteklenmelidir.
THBB Başkanı Yavuz Işık: “Daha vizyoner bir zihinsel ve yönetsel dönüşümü gerçekleştirmeliyiz”
Hazır Beton Sektörü Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Cumhuriyetimizin 100. yaşını büyük bir kıvanç ve gururla karşıladığımız 2023 yılında yaşadığımız depremler ve kaybettiğimiz canlar hepimizde büyük bir hüzne sebep olmuştur. Tarihimiz boyunca yaşadığımız savaşlar ve afetler ulusumuzu her zaman birbirine kenetlemiş ve daha da güçlendirmiştir. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında aynı acıları yaşamamak için benzer hataları yapmadan daha vizyoner bir zihinsel ve yönetsel dönüşümü gerçekleştirmeliyiz.” dedi.
Hazır beton sektörünün 2023 yılında %10-15 arasında bir büyüme gerçekleştirdiği tahmin ediliyor
Hazır beton sektörü verilerini değerlendiren THBB Başkanı Yavuz Işık, THBB tarafından yapılan sektör araştırması sonucunda hazır beton sektörünün 2023 yılında %10-15 arasında bir büyüme gerçekleştirdiğinin tahmin edildiğini belirterek “2024 yılında hazır beton sektörünün kötümser senaryoda %5 oranında küçüleceği, iyimser senaryoda ise %5 kadar büyüyebileceği tahmin edilmektedir.” dedi.
Güvenli yapılar için sorumluluk bilinciyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz
Birliğin kaliteli yapılaşma odaklı çalışmalarına değinen THBB Başkanı Yavuz Işık, “Uzun yıllardır hem raporlarımızda hem de basın açıklamalarımızda kentsel dönüşüm sürecinin hızlanmasının ve riskli yapı stokunun ivedi olarak dönüştürülmesinin altını çizdik. Hazır beton kalitesini ülke genelinde artırmak için paydaşlarımızla birlikte şimdiye kadar büyük çaba sarf ettik. Güvenli yapılar için standartlara uygun hazır betonun olmazsa olmaz bir unsur olduğunu bilmemize ve vurgulamamıza rağmen bunun yeterli olmadığını ve inşaat uygulamalarındaki hataların neler olduğunu da anlatmaya çalıştık. Sayısız seminer, toplantı, eğitim, teknik doküman ve raporumuza karşın yeterli gelişimin sağlanamaması, gelecek adına daha çok çalışmamız gerektiğini göstermektedir. Birliğimiz daha yüksek bir motivasyon ve sinerji ile güvenli ve sağlam yapılaşma için tüm gücünü kullanmaya kararlıdır. Birliğimiz ayrıca, yazılı ve görsel medyada hazır beton ile ilgili bilinçsiz ve art niyetli dezenformasyon ile de mücadele etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam edecektir.” şeklinde konuştu.
Birliğin Bilim Kurulunda yer alan 45 akademisyen tarafından hazırlanan “Hazır Beton ve Depreme Dirençli Yapılar İçin Akademik Değerlendirme”ye, önemine istinaden Sektör Raporunda da yer verdiklerini söyleyen THBB Başkanı Yavuz Işık, “Akademik Değerlendirme, yapıların, depreme dayanıklı olması için; işlevsellik, hizmet görebilirlik, her çeşit iç ve dış etkenlere direnç ve sürdürülebilirlik bakımından; ilgili standartlara ve şartnamelere uygunluğu sağlayacak deneyim ve yetkinlikte mühendislerden oluşan yönetim tasarım, yapım ve denetim ekibi tarafından inşa edilmesi zorunluluğuna dikkat çekmektedir.” diye konuştu.
Yıllardır riskli yapı stokunun dönüştürülmesini sürekli gündeme getirdiklerini belirten THBB Başkanı Yavuz Işık, “1995 yılında ülkemizde hazır beton üretimine yönelik herhangi bir denetim mekanizması yokken THBB üyeliğinin birinci şartı Kalite Güvence Sistemi (KGS) Belgesi almaktı. Başka bir sektörde benzeri olmayan bu uygulama ile THBB, üyelerinin standartlara uygun üretim yapmasına liderlik ederken bir yandan da tüm sektörün bu yöne evrilmesini sağlamıştır. Daha sonra yürürlüğe giren G İşareti Yönetmeliği ile bu süreç tüm sektöre yayılmıştır. THBB olarak bütün hazır beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz. Kahramanmaraş Depremleri sonrasında sadece riskli yapıların değil, üretimden tasarıma, tasarımdan uygulamaya, uygulamadan denetime kadar tüm süreçlerdeki iş yapış şeklinin ve zihniyetin de dönüşmesi gerektiğinin önemini bir kez daha gördük. Bu konuda gerekli politikaların ve eylem planlarının oluşturulmasını destekliyor ve tüm paydaşları göreve çağırıyoruz.” dedi.
2023 Yılı Hazır Beton Sektör Raporu’na Türkiye Hazır Beton Birliği web sitesinden https://panel.basinlistem.com/[email protected]&MailID=35775770&url=https%3a%2f%2fwww.thbb.org%2fsektor%2fhazir-beton-sektor-raporu%2f2023-yili-hazir-beton-sektor-raporu%2f ulaşabilirsiniz.
Türkiye Hazır Beton Birliği hakkında
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 1988 yılından beri güvenli ve dayanıklı yapıların inşası amacıyla standartlara uygun beton üretilmesi, tekniğine uygun beton uygulamalarının yaygınlaşması ve ülkemizde kaliteli, dayanıklı, yüksek dayanım sınıflarında beton kullanılması için uğraş veren mesleki bir kuruluştur. THBB, Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (The Concrete Sustainability Council) üyesi; Beton Sürdürülebilirlik Konseyi “Bölgesel Sistem Operatörü”dür. THBB’ye üye olacak şirketlerin bütün hazır beton tesislerinde standartlara uygun üretim yapması, THBB Kalite Güvence Sisteminin (KGS) sürekli habersiz denetimlerine tabi olarak KGS Uygunluk Belgesi alması, uygun laboratuvar bulundurması, teknik, çevre, iş sağlığı ve güvenliği, yasal ve etik kriterleri eksiksiz yerine getirmesi zorunludur.
USD/TRY: Geçen hafta yayımlanan ekonomik veriler ve jeopolitik gelişmelerle güçlenen Dolar, bu hafta genel olarak Orta Doğu'daki tansiyonun düşmesi ve dün beklentilerin altında kalan PMI'larla geri çekiliyor. FOMC tarafında faiz indirimi konusunda aceleci davranılmaması gerektiği söylemlerine karşın, PMI verilerinin hem hizmet hem de imalat tarafında beklentilerin belirgin bir şekilde altında kalması faiz indirimi beklentilerinin canlanmasına neden oldu. Veriler sonrası Dolar endeksi (DXY) %0,4'e yakın değer kaybederek 105,7 seviyelerinden kapanış yaptı. Veri takvimi açısından yoğun geçen bu haftada, bugün ABD tarafında dayanıklı mal siparişleri takip edilecek. Yarın büyüme ve işsizlik verileri, cuma günü ise PCE verileri piyasaların odağında olacak. Yurt içi tarafta ise yarın PPK'daki faiz kararı izlenecek. Beklenti %50 olan politika faizinin sabit tutulması yönünde. Bu sabaha bakıldığında Mart ayında %77,2 olarak açıklanan imalat sanayi kapasite kullanım oranı %77 olarak açıklanırken, Mart ayında 103,5 olarak açıklanan Reel Kesim Güven Endeksi ise Nisan ayında değişim göstermedi. Kur tarafında dün kapanış 32,55 seviyesinde gerçekleşirken bu sabah fiyatta yatay hareket gözlemleniyor.
EUR/USD: ABD tarafında PMI verilerinin beklentilerin altında açıklanması faiz indirimleri için umutları artırdı. Euro Bölgesi'ndeki PMI rakamlarının ise beklentilerin üzerinde açıklanması, Haziran ayında faiz indirimine gitmesine kesin gözüyle bakılan ECB'nin sonrasında temkinli davranmasına sebep olabilir. Bugün ajandada önemli bir veri akışı bulunmazken, yarın ABD ilk çeyrek büyümesi ve Cuma günü ABD PCE rakamları piyasaların takibinde olacaktır. Önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan FOMC toplantısında direkt karara etki etmese de açıklamalara etki edebilecek nitelikteki veriler, borsaların yönünü tayin edebilir. PMI rakamları sonrasında güçlenen ve %0,4 primlenen parite tarafında ise bu sabah hafif geri çekilme gözleniyor. Yükseliş olması durumunda 1,0730 direnç seviyesi olarak öne çıkarken geri çekilme halinde ise 1,0635 yakın destek bölgesi konumunda.
XAU/USD: Ons Altın dün seansı 0,23% değer kaybıyla 2.322 seviyesinde tamamladı. Gelen satışlarla 2.292 seviyesine kadar gerileyen değerli maden ABD PMI verilerinin beklentinin altında açıklanmasıyla toparlanma kaydetti. Orta Doğu'daki jeopolitik gerginliğin azalmasıyla Ons Altın üzerindeki baskı devam ediyor. Teknik seviyelere bakacak olursak, 2.292 seviyesi destek olarak önce çıkarken, 2.347 ve 2.385 seviyeleri sıralı direnç konumunda.
Ziraat Yatırım Menkul Değerler
www.ziraatyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
TCMB yarın valörlü 2 hafta vadeli 1.1 milyar dolar ve 2 hafta vadeli 80 milyon euro tutarlı döviz karşılığı TL swap ihalesi açtı.
TCMB'nin swap ihaleleri 13.30-14.00 saatlerinde gerçekleşecek
YURT DIŞI PİYASALAR BÜLTENİ
Gündem Masası
ABD’de dün imalat ve hizmet sektörü öncü göstergeleri beklentileri karşılamadı ve ekonomide son dönemde gördüğümüz güçlü veri yüksek enflasyon algısını hafifletti. Fed senaryolarında değişiklik olmasa da zayıf veri - iyi piyasa ilişkisini yakın zamanda takip edebiliriz. 2-10 yıllık tahvil faizlerinde sınırlı geri çekilme var. ABD endeksleri bu gerekçeye ek olarak gelen şirket karlarından da destek alıyor.
ABD’de bugün haftalık mortgage başvuruları (14:00) ve Mart ayı dayanıklı mal siparişleri (15:30) izlenebilir. ABD'de bilanço takvimi ise yoğun; bugün 33 S&P500 bileşeni şirketin bilançolarını takip edeceğiz. Endekslerde yüksek beta katsayısına sahip Boeing (BA) seans açılışı öncesinde finansallarını açıklayacak. Seans kapanışı ile birlikte ise Meta Platforms (META), Ford Motor (F), IBM finansalları endeks fiyatlamalarına etki edebilir.
ABD endekslerinde işlem gören şirketlerden 335’i son kapanış ile birlikte bilançolarını açıkladı. Sektör bazında perakende, kamu hizmetleri ve endüstri sektörleri satışlar tarafında en yüksek pozitif sapma görülen sektörler olarak belirtilebilir. Endeks bazında ise S&P 500'ün yaklaşık %20'si gelir bildirdi. FactSet verilerine göre bu şirketlerin %76'sı piyasa beklentilerini aştı. Goldman Sachs, yüksek enflasyon karşısında marj baskısı endişelerine rağmen bu yıl gelir büyümesinin daha yüksek olmasını bekliyor.
JPMorgan CEO’su Jamie Dimon ise önceki gün yaptığı açıklamada, Amerikan ekonomisinin güçlü olmaya devam ettiğini ancak bir “stagflasyon” dönemine girebileceğini belirtti. Dimon ayrıca mevcut jeopolitik durumun muhtemelen İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ekonomiler için en karmaşık ve tehlikeli süreci beraberinde getirdiğini vurguladı. ABD’de, Temsilciler Meclisi’nin ardından Senato da Ukrayna - İsrail ve Tayvan için 95 milyar dolarlık yardım paketini onaylandı. Bu da bölgede yeni saldırıların gelebileceğine ilişkin endişeleri artırıyor.
Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş.
https://www.yf.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
2024-4-24 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 10:00) | |||
---|---|---|---|
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 32,5745 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 34,8384 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 40,5341 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 35,6512 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 2437,37 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 2425,18 |
2024-4-24 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 11:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 32,5506 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 34,7917 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 40,4587 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 35,6094 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 2440,31 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 2428,11 |
ECB Yönetim Konseyi üyesi ve Bundesbank Başkanı Joachim Nagel', ECB'nin borçlanma maliyetlerinde Haziran ayında yapılacak olası ilk indirimin ardından ne olacağına dair taahhütte bulunamayacağını kaydetti
Nagel, altı hafta sonra yapılacak bir sonraki toplantıya kadar gelecek olan verilerin %2 enflasyon hedefine ulaşılacağına dair güveni artırması durumunda, "Haziran ayında faiz indiriminden yana olurum. Ancak böyle bir adımın ardından mutlaka bir dizi faiz indirimi gelmeyebilir. Enflasyonun hedefe zamanında ve sürdürülebilir bir şekilde döneceğinden tam olarak emin değilim." ifadelerini kullandı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Migros, yerel tarım ekonomisinin güçlenmesine ve sürdürülebilir tarımı teşvik etmeye bu kez de yerli susam üretim hamlesi ile devam ediyor. Migros, Pol’s iş birliğiyle, Çukurova bölgesindeki yüzde 90’ı kadın üreticileri kapsayan ‘Yerli Susam, Yerli Üretim’ projesini hayata geçirdi.
Migros, Türkiye'nin yerli susam üretiminde artış sağlamak ve yerel tarımı desteklemek için önemli bir adım daha atarak Pol’s iş birliğiyle ‘Yerli Susam, Yerli Üretim’ projesini başlattı. Proje sayesinde, son yıllarda ağırlıklı olarak ithal edilen susam ürünün yerel üretimi desteklenerek sürdürülebilir bir tedarik zinciri oluşturulması amaçlanıyor. Yerli susamın yanı sıra yerli susamla üretilen tahin ve helva ürünleri, Migros mağazalarında Pol’s markası altında satışa sunuldu.
“Susam, sözleşmeli tarım modeliyle, yüzde 90’ı kadın üreticilere ürettirildi”
Zengin lif içeriğine sahip ve aynı zamanda yüksek oranda kalsiyum, demir ve magnezyum içeren yerli susam üretimini desteklemek üzere, projenin ilk aşamasında Adana Çukurova bölgesinde, sözleşmeli tarım modeliyle, yüzde 90’ı kadın üreticiler olmak üzere 390 dekarlık alanda susam ekimi gerçekleştirildi. Migros’un alım garantisiyle güç bularak, yeniden üretime geçen çiftçiler, ürünün dikim öncesi, hasat ve kurutma süreçlerinde, ziraat mühendislerinden oluşan Pol’s Tarım Koordinasyon ekibinden zirai eğitim ve teknik destek aldılar. Tamamen geleneksel yöntemle yapılan hasat, getirisiyle de üreticisini memnun etti. Üretilen yerli susamlar, Pol’s fabrikasına gönderilerek şeker pancarı ile tatlandırılmış tahin, çifte kavrulmuş tahin helvası ve Ermenek bölgesine özgü üzüm pekmezi ile tatlandırılmış Ermenek helvası üretildi. Ürünler Pol’s markası ile Migros mağazalarında satışa sunuldu. Projenin genişleme aşamalarında ise daha önce hiç susam ekilmemiş farklı bölgelerde de yerli susam ekiminin yaygınlaştırılması ve daha fazla çiftçiye ulaşılması hedefleniyor.
“İthalatı yüksek olan susamı yerelleştirmeyi hedefliyoruz”
Yerli üretimi teşvik edecek iş birlikleri gerçekleştirdiklerini belirten Migros Grubu Pazarlama İcra Kurulu Üyesi Ekmel Baydur, “Yerli üretimle birlikte, yerel kalkınmanın önemi çok büyük. Kendi kendine yeter olmak için Türkiye’nin her bölgesinde yerel üretimin devamlılığını sağlamaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bir taraftan sürdürülebilir tarıma yatırım yaparken, bir taraftan da kadın üreticilerin güçlenmesine yönelik çalışmalarımıza her yıl yenilerini ekliyoruz. ‘Pol’s iş birliği ile ‘Yerli Susam, Yerli Üretim’ projesini bu kapsamda hayata geçirdik. Projenin genişlemesiyle beraber susam ekim alanlarını, çalıştığımız çiftçi sayısını ve tonajı artıracağız. Ayrıca mevcut potansiyel alanlarda da verimi artırmayı hedefliyoruz” dedi.
Pols şirketi CEO’su Ali Polat ise “Migros’un talebi ile başlayan projede, ilk etapta 120 ton yerli susam için sözleşme yaptık. Migros’un alım garantisi, üreticilerimiz için çok büyük teşvik oldu. Yerli susamın hasat süresi 120 gün. Çukurova bölgesinde yapılan Mısır ekiminin ardından boş kalan arazilerin etkin kullanımı için susam üretimini teşvik ettik. Böylece yıl boyunca sürekli bir üretim döngüsü oluşturarak yerli tarımın sürdürülebilirliğini sağlıyoruz” dedi.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.