Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
BIST30- «Sıkılaşma sürecinin» en önemli yol haritalarından olan faiz politikasında bugün, TCMB PPK, nisan
ayı faiz kararını açıklayacak. 500 baz puan artışın ardından konsensüs ,bu ay faiz değişiklik olmayacağı
şeklinde. 1Ç24 mali tabloları bugün BIMAS ve TAVHL’nın sonuçları ile başlıyor. BIST30, 10674 zirve denemesi
sonrası 10.600 üzerinde denge bulmaya çalışıyor. Gelecek hafta açıklanacak S&P açıklaması öncesinde
10700-10500aralığındaki yön arayışı devamedebilir.
Garanti BBVA Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş
https://www.garantibbvayatirim.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş. iş burada yer alan bilgilerin, doğruluğundan, yeterliliğinden veya tamlığından ve bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisap edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. İleti, gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Akbank Teknoloji mühendisleri tarafından geliştirilen yeni “büyük dil modeli”, bankacılık uzmanlığı gerektiren konuları etkin bir şekilde anlayarak daha verimli ve hızlı sonuç üreten bir yapay zeka altyapısına olanak sunuyor. Geliştirilen yeni büyük dil modelinin ilk uygulama alanı müşteriler, iş ortakları ya da resmi kurumlardan yazışma yoluyla gelen binlerce talimat ve talebin anlaşılması, analiz edilmesi ve işlemlerin otomatik olarak gerçekleştirilmesi olarak belirlendi.
Yenilikçi ürün ve hizmetlerle bankacılığın geleceğini şekillendiren Akbank, yürüttüğü yapay zeka çalışmalarının yanı sıra üretken yapay zeka (GenAI) çözümlerini de bir süredir odağına almıştı. Bu kapsamda Akbank, bankacılık alanındaki tecrübesini yapay zeka teknolojileri alanındaki gücü ile bir araya getirerek, bankacılık ürün ve süreçleri üzerine uzmanlaşmış kendi “büyük dil modeli”ni geliştirdi.
Akbank Teknoloji mühendisleri tarafından geliştirilen yeni “büyük dil modeli”, açık kaynaklı birçok model üzerinde yürütülen araştırma çalışmalarının sonucunda seçilen, Türkçe ve İngilizceyle birlikte sekiz dilde iletişim imkânı sunan Mixtral modelini temel alıyor. 56 milyar token ve bankacılık özelinde 100 bin örnek doküman ile eğitilen bu yeni model, bankacılık uzmanlığı gerektiren konuları etkin bir şekilde anlayarak daha verimli ve hızlı sonuç üreten bir yapay zeka altyapısına olanak sunuyor.
Bankacılık hizmetleri üretken yapay zeka ile yeniden şekilleniyor
Geliştirilen büyük dil modelinin ilk uygulama alanı resmi kurumlar, iş ortakları ya da müşterilerden yazışma yoluyla gelen binlerce talimat ve talebin otomasyon dahilinde okunması, anlamlandırılması ve işlemlerin otomatik olarak gerçekleştirilmesi olarak belirlendi. Böylece müşteriler tarafından şubelere gelen para transferi talimatları gibi detaylı işlemlerin daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi ile müşteri deneyimi en üst seviyeye çıkartılıyor.
Akbank Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Gökçay yaptığı açıklamada; “Akbank olarak bankacılığın geleceğini tanımlama vizyonumuzla inovasyon çalışmalarımızın sınırlarını genişletmeye devam ediyoruz. Günümüzün hızla değişen teknoloji ortamında yapay zeka, bulut tabanlı uygulama modernizasyonu, servis bankacılığı teknolojileri gibi alanlarda çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz. Teknoloji, bankacılığın geleceğinde kritik bir rol üstleniyor ve bu rol hem hizmetleri hem de müşteri deneyimini kökten değiştirecek güçte. Biz de önemli yatırım alanlarımızdan biri olan yapay zeka teknolojilerini, pek çok yeni bankacılık hizmetini sunabileceğimiz stratejik bir değer potansiyeli olarak görüyoruz” dedi.
Akbank’ın daha önce sunduğu doğal ses modeli, yardımcı sohbet botları gibi yapay zeka uygulamaları ile her zaman müşterilerinin hayatını kolaylaştıran çözümlerde öncü olduğunu belirten Gökçay, sözlerine şöyle devam etti; “Günümüz dünyasının karmaşık finansal taleplerine cevap olabilmek için 76 yıllık bankacılık tecrübemizi, yapay zeka uzmanlığımız ile sentezleyerek kendi büyük dil modelimizi geliştirdik. Bu kapsamda müşterilerimizden gelen talepleri çok daha hızlı bir şekilde işleyerek yanıtlayacak ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunarak üst düzey bir deneyim sağlayacağız. Bununla birlikte işlenen veriler yalnızca bankamız veri ortamlarında tutuluyor ve güvenle saklanıyor olacak.
Geliştirdiğimiz yeni ‘büyük dil modeli’ müşteri talimatlarını işlemede ve doğruluk oranlarında yüksek başarı sağladı. Model, 56 milyar token ve bankacılık özelinde 100 bin örnek doküman ile eğitildi. Yaptığımız testlerde klasik doğal dil işleme çözümleriyle elde edilen doğruluk oranı, büyük dil modeli ile kurgulanan üretken yapay zeka ve arama optimizasyonu uygulamaları sonrası yüzde 35 artış gösterdi. Akbank olarak, önümüzdeki dönemde de mevcut doğal dil işleme çözümlerini büyük dil modeli ile dönüştürmeyi ve yapay zeka temelli yeni bankacılık uygulamalarını hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Bu çerçevede, müşterilerimizin ihtiyaçlarını öngörebilen, hızlı ve güvenilir çözümler geliştirmek için teknolojiyi en etkin şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve E3G “Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği” isimli yeni rapor ile Türkiye’nin kömürden çıkışının maliyetini santral özelinde inceleyerek ortaya koyuyor. Elektrik sektöründe kömürden vazgeçilmesinin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülen finansman konusunu derinlemesine inceleyen rapor, aşamalı olarak kömürden yenilenebilir enerjiye geçişin potansiyel finansman mekanizmalarını irdeliyor.
Rapor, Türkiye’de bugüne kadar kömürden çıkışın teknik olasılıklarını ve ekonomik boyutunu ortaya çıkaran çalışmaları bir adım öteye taşıyor. Yakın zamanda uygulamaya konulması planan karbon fiyatlaması sonucunda santrallerin hâlihazırda düşmekte olan kârlılıklarını sürdüremeyeceklerini ortaya koyan rapor, Türkiye’nin 2053 net sıfır patikasına erişebilmesi için emekliye ayırması gereken kömürlü termik santrallerin muhtemel finansman ihtiyacını da belirlemeyi amaçlıyor.
Raporda öne çıkan bulgular:
• Raporda, 2035 yılında kadar elektrik üretiminde AB ETS’nin mevcut karbon fiyatının üçte biri baz alınıyor, 2035 sonrası ise AB ETS karbon fiyatının yarısına kadar yükselen aşamalı bir karbon fiyatı uygulanması öngörülüyor. Bu durumda, 30 santralden ikisi dışında hiçbir kömürlü termik santralin kârlılığını sürdüremeyeceği sonucuna ulaşılıyor.
• Santrallerin bu koşullar altında çalışması durumunda, zararın boyutu 40 yıllık senaryoda 13,5 milyar dolar, lisans sonuna kadar çalışmaları durumunda ise 44,5 milyar dolara ulaşıyor. İşletmecilerin zarar eden bir operasyonu sürdürmeleri beklenmediğinden söz konusu santrallerin âtıl varlıklar haline geleceği öngörülüyor.
• Santrallerin lisans sürelerinin sonuna kadar işletmede kalacakları süre boyunca ortalama yıllık sağlık maliyetinin 10 milyar dolar seviyesinde olduğu görülüyor.
Önce ithal kömürle çalışan santraller devre dışı kalıyor
Rapor, yüksek marjinal maliyetleri nedeniyle, bir karbon fiyatlandırma mekanizması uygulanması durumunda ithal kömürle çalışan termik santrallerin devreden çıkacak ilk santraller olduğunu ortaya koyuyor. Raporda yer verilen kömürden çıkış senaryosunda, 2021-2035 yılları arasındaki dönemde, elektrik üretiminde yerli kaynakların payı yüzde 51,3'ten yüzde 73,6'ya yükseliyor ve tamamı yerli ve yenilenebilir kaynaklardan oluşuyor. Olağan senaryoda ise yerli kaynakların (yenilenebilir ve yerli kömür) payı 2035 yılında ancak yüzde 59,2'ye ulaşabiliyor.
SEFiA Direktörü Bengisu Özenç, Türkiye için teknik olarak mümkün ve küresel gelişmeler doğrultusunda kaçınılmaz olan kömürden aşamalı çıkış planlarını geciktirmenin olası olumsuz ekonomik ve sosyal sonuçları üstünde durdu:
“Türkiye’nin 2053 net-sıfır hedefi iklim hedefleri için olduğu kadar, değişen küresel ticaret düzeni içerisinde rekabetçiliğini sürdürülebilmesi açısından da önemli bir hedeftir. Bu hedefin yakalanabilmesi için atılacak ilk adım elektrik arzında kömürden çıkışa yönelik resmi bir pozisyonun açıkça belirlenmesi ve bu hedefe yönelik planlamanın yapılmasıdır. Bildiğiniz gibi Türkiye yakın zamanda bir ulusal emisyon ticaret sistemini uygulamaya almayı planlıyor. Karbon emisyonlarının fiyatlanmasını öngören bu sistemin devreye girmesi ile kömürlü santrallerin finansal dengelerinin olumsuz etkileyeceği aşikârdır. Çalışmamız, oldukça düşük karbon fiyatları altında bile santrallerin faaliyetlerini sürdüremeyeceklerini gösteriyor. Bu açıdan kömürden çıkış, kayıplar oluşmaya başlamadan, erken aşamada hedeflenmelidir. Böylelikle çok katmanlı, çok paydaşlı bir planlanma yapılabilir ve uygun finansman imkânlarının da devreye alınmasıyla kapsayıcı ve adil bir çıkış stratejisi ortaya koymak mümkün olabilir.”
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Aras¸tırmaları Dernegˆi (SEFIA) Finansal Araştırmalar Direktörü İbrahim Çiftçi ise Türkiye’nin de faydalanabileceği kömürden çıkış mekanizmalarına dikkat çekerek,
“Kömürden çıkış, net sıfır hedefi doğrultusunda karbonsuzlaşmanın başlayabileceği en uygun alandır. Kömürden çıkış için bugün uluslararası arenada Türkiye’nin de faydalanabileceği Kömür Emeklilik Mekanizmaları (Coal Retirement Mechanisms - CRM) ya da Kömür Geçiş Mekanizmaları (Coal Transition Mechanisms - CTM) gibi birçok girişim bulunmaktadır. Türkiye, yeni kömürlü termik santral planlaması yapmak yerine enerjide arz güvenliğini korumak, yüksek borç oranlarına sahip bir sektör olan elektrik sektörünün devamlılığını sağlamak ve bu sektörde yaşanacak bir krizin bankacılık sektörü ile girdi sağlayan ikincil sektörleri de etkileyerek ekonomisini tehdit etmesinin önüne geçmek için, bir an önce net sıfır hedefi ile taahhüt etmiş olduğu geçişin planlamasını yapmalıdır.” dedi.
Londra merkezli düşünce kuruluşu E3G Kıdemli Araştırmacısı Öykü Şenlen, kömürden temiz enerjiye geçişte küresel eğilimlerden ayrıştığımızı belirterek, Türkiye’nin uluslararası girişimlere veya diplomatik işbirliklerine katılması gerektiği üzerinde durdu:
“Türkiye, ekonomik zorluklara ve sosyal tepkilere rağmen yeni kömür kapasitesi planlayarak dünyanın geri kalanıyla ayrışma riskiyle karşı karşıya. Yakın zamanda rafa kaldırılan veya iptal edilen projelere rağmen, Türkiye hâlâ OECD ve AB'de planlanan kömürlü termik santral kapasitesinin üçte ikisinden fazlasını planlıyor ve dünya genelinde ilk onda yer alan tek OECD ülkesi. Türkiye'nin OECD, AB ve G20'deki muadillerinin birçoğu kömürden uzaklaşma yönünde önemli ilerlemeler kaydetti. Türkiye de onlar gibi iklim hedefleri doğrultusunda kömürden temiz enerjiye geçişi desteklemek için uluslararası girişimlerde yer almalı ve diplomatik işbirliği fırsatları aramalıdır.”
Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği raporu, 25 Nisan 2024 tarihinde Ankara Assembly One Tower’da yapılan toplantı ile kamuoyuyla paylaşıldı. Kömürden çıkış için alternatif senaryoların tartışıldığı bir panel ile tamamlanan toplantıya, kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra iklim değişikliği ve enerji konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları katıldı.
Rapor ekte yer almaktadır.
Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş.
https://www.yf.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
2024-4-25 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 10:00) | |||
---|---|---|---|
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 32,5679 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 34,9144 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 40,7099 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 35,6674 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 2444,69 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 2432,47 |
2024-4-25 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 11:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 32,5729 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 34,9214 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 40,7356 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 35,6689 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 2447,3 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 2435,06 |
2024-4-25 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 12:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 32,5346 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 34,895 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 40,7366 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 35,6505 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 2437,44 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 2425,25 |
2024-4-25 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 13:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 32,5186 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 34,8827 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 40,6938 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 35,6329 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 2441,55 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 2429,34 |
Eurobond
Piyasasındaki Gelişmeler
•
Bloomberg veri ekranına göre piyasa Fed’in yıl sonuna kadar en fazla 1 adet 25 bps faiz indirimi yapacağını fiyatlıyor Geçtiğimiz aylarda bu beklenti 150 baz puana
kadar çıkmıştı ABD’de faizlerin beklenenden daha uzun süre daha yüksek kalacağı fiyatlamaları ile birlikte ABD tahvil faizlerinde yükseliş oluşuyor
•
ABD faizlerinin yüksek kalması neticesinde GOÜ risk primlerinde de yükseliş izleniyor Sene başından bu güne GOÜ 5 Y CDS primlerinde belirgin artışlar meydana
geldi Haziran’dan bu yanan yurt içinde uygulanan ekonomi politikalarının olumlu etkisi ile Türkiye 5 Y CDS primi diğer GOÜ 5 y CDS’lerinin büyük bir bölümüne göre
çok daha olumlu ayrışma kaydetti
•
Türk Hazine eurobond getiri eğrisinde bu yıl oluşan yukarı kayma, ABD faizlerinin yükselişi ile doğrudan ilgili Eurobond getirilerindeki geçici artışlar uzun vadeli
pozisyon taşımak isteyen yatırımcılar açısından fırsatlar sunabilir
Garanti BBVA Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş
https://www.garantibbvayatirim.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş. iş burada yer alan bilgilerin, doğruluğundan, yeterliliğinden veya tamlığından ve bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisap edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. İleti, gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), 2024 yılı ilk çeyreği değerlendirmesine göre beyaz eşya sektörü iç satışlarda %28 artış kaydederken ihracatta %5 düşüş yaşadı. TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, beyaz eşya sektöründe üretim ve istihdam yapısının bozulmaması için iç piyasadaki tüketim gücünün korunması gerektiğini; sektör üzerindeki maliyet baskısının azaltılarak AB’nin yeşil ve dijital dönüşüm politikalarına uyumun ihracata olumlu yansıyacağını kaydetti.
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2024 yılı ilk çeyrek değerlendirmesinde bulundu. Arçelik, BSH, Dyson, Electrolux, Groupe SEB, Haier Europe, LG, Miele, Samsung, Versuni (Philips) ve Vestel gibi yerli, uluslararası, ithalatçı ve üretici firmaları bünyesinde barındıran TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre; 2024 yılının ilk üç ayında yurt içi satışlar geçtiğimiz yıla göre %28 arttı. Beyaz eşya sektöründeki ihracat düşüşü ise devam ederken, bu dönemde de %5 oranında gerileme gösterdi. 2024 yılı ilk çeyreğinde altı ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar yaklaşık 8,3 milyon adet olarak gerçekleşti ve geçen yıla göre %5 oranında artış gösterdi. Buna paralel olarak üretim miktarı da bir önceki yıla göre %1 artarak benzer seyretti. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda %24 oranında artış görülüyor. Üretim 3 milyon adet ile geçen yılın Mart ayına kıyasla %2 oranında azalırken, ihracattaki düşüş trendi bu ay %11 seviyesinde devam etti.
Gökhan Sığın: “Sektörün üzerindeki maliyet baskısı ihracat rekabetçiliğine olumsuz yansıyor”
TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “Türkiye beyaz eşya sanayisi Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük üretim üssü konumunda. Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör. 60 bin kişiye doğrudan istihdam sağlarken, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünyayla rekabet ediyor. Binlerce KOBİ ölçeğindeki satış ve servis ağımız, yardımcı sanayimizle de gurur duyduğumuz, örnek teşkil eden güçlü bir iş birliğimiz mevcut. Yarattığımız bu güçlü ekosistem sayesinde Türkiye ekonomisinin büyümesinde önemli bir itici güç olmayı sürdürüyoruz” dedi.
Altı ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışların yaklaşık 8.3 milyon adet olarak gerçekleşerek geçen yıla göre %5 oranında artış gösterdiğini kaydeden Sığın, şöyle devam etti: “Sektörümüzün rekabetçiliğini koruması için en kritik konulardan biri maliyet baskısı. Özellikle maliyeti doğrudan etkileyen Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) türü uygulamalarda gerçekleştirilen yüksek artışlar bu dönemde sektörümüzü olumsuz etkiliyor. GEKAP tutarlarının 2020’den bu yana 10 katına çıkmış olması sektörümüzde birim maliyetleri artırdığı gibi ihracat rekabetçiliğine de olumsuz yansıyor.”
Alışverişi zorlaştırıcı uygulamalar iç pazarda daralma riskini getiriyor
Son iki yılda ihracatın sürekli düşüş kaydettiğini ve bu seyrin kısa dönemde değişmeyeceğini ön gördüklerini belirten Gökhan Sığın, sektörün küresel pazarlardaki daralmaya rağmen iç pazarda istikrarlı bir trend gösterdiğini dile getirdi ve ekledi: “İhracattaki düşüşün temel nedeni küresel pazarlardaki daralma oldu. Buna karşılık üretim ve istihdam seviyelerimizi iç pazardan aldığımız bu güç ile korumaya devam ediyoruz. Bu noktada, iç pazar canlılığını sürekli kılmak büyük önem taşıyor. Bu da ancak tüketicilerimizin temel bir ihtiyaç olan beyaz eşyalarını alım gücüne sahip olması ile mümkün.”
Son dönemde gündeme gelen kredi kartı taksit sayılarının azaltılması, kredi faiz ve komisyon oranlarının yükseltilmesi gibi uygulamaların iç pazar için risk oluşturduğuna dikkat çeken Sığın, “Ortalama 10-12 yıl kullanılan beyaz eşyaların hali hazırda tabi olduğu 9 taksit limitinin daha da azalması tüketici cephesine olumsuz yansıyacaktır. Bu durum iç pazarın daralmasına yol açacaktır. Bu da ihracatta karşılaşılan zorlukları iç piyasanın gücüyle telafi eden beyaz eşya sektörü için üretim ve istihdam yapısının bozulmasını gündeme getiriyor” dedi.
Enerji verimli ürünler Türkiye’nin ve tüketicilerin refahına katkı sunuyor
Gökhan Sığın, ihracat bazında değer dağılımını aktarırken, Avrupa’nın hala ana ihracat pazarlarından biri olduğunu belirtti ve ürünlerin AB standartlarına uygunluğu konusunda ülkemizin teknik ve hukuki altyapısının gelişmeye devam ettiğini vurguladı. Ulusal mevzuatın AB’nin yeşil ve dijital dönüşüm politikalarını da kapsayacak şekilde güncellenmesinin sektör için önemli olduğunu dile getiren Sığın, bu tür revizyonların ihracata olumlu yansıyacağını düşündüklerini ifade etti ve sözlerini şöyle noktaladı: “Enerji verimli ürünlerin Türkiye’de daha da yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Bu durum ülke kaynaklarımızın korunmasının yanı sıra tüketicilerimize de tasarruf imkanı sağlıyor. Enerji verimli ürünlerin kullanımının artması sanayimizin varlığı ve sürekliliği için olduğu kadar ülkemizin ve tüketicilerimizin refahı için de büyük önem taşıyor.”
Fatih Özkadı: “Çevre gelirlerinin yeşil dönüşüm ve teknolojiye aktarımı için bir mekanizma kurulmalı”
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı Çevre Kanunu kapsamında 2020’de başlayan Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) uygulamasının da sektör üzerinde artan maliyet baskısına değindi. “GEKAP artık ÖTV gibi sektörün üzerinde maliyet baskısı artıran bir yük haline geldi. Güncel GEKAP birim ücreti, 2020’deki birim fiyatın 10 katı. Örneğin 90 kg’lık buzdolabı için 2020’de ödenen GEKAP ücreti 27 TL’den 270 TL’ye, 70 kg’lık çamaşır makinesi için ise 17,5 TL’den 175 TL’ye ulaştı. GEKAP maliyetlerinin gözden geçirilerek Çevre Kanunu’nda gerekli revizyonların yapılması kritik önem taşıyor” diye konuşan Özkadı, tüm destek, teşvik ve uygulamaların, bütüncül bir bakışla ele alınması gerektiğine işaret etti. Özkadı sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin ve çevrenin korunmasına yönelik uzun vadeli hedefleri perspektifinde çevre uygulamalarındaki gelirlerin ilgili sektör bazında yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği projelerine, teknoloji gelişimine aktarılmasını temin edecek bir mekanizma en kısa sürede kurulmalıdır”.
Özkadı ayrıca Türkiye’ye geçici olarak ithal edilen ve işleme tabi tutulan eşyanın, işleme sonrasında tekrar ihraç edilmesini sağlayan Dahilde İşleme Rejimi’nin teşvikinin (DİR) Türkiye’nin ihracatına büyük katkı sağladığına değindi. Özkadı sözlerini şöyle sürdürdü: “Pandemi sonrası Çin beyaz eşya üreticilerinin AB pazarında ciddi pazar payına ulaşmaları karşısında AB’deki rekabet çok çetin bir hal aldı. Özellikle çelik hammaddelerdeki DİR kullanımının kaldırılması veya kısıtlanması durumunda, çelik hammadde tedarikindeki maliyetlerin %15-20 civarında artmasına sebep olacağından özellikle AB başta olmak üzere uluslararası alanda rekabet edilebilirliğimiz çok ciddi sıkıntı ile karşılaşması mümkündür.”
Mehmet Yavuz: “Yassı çelik ürünlerindeki herhangi bir değişim, sektörü doğrudan etkiliyor”
Sektörün önemli temel girdilerinden yassı çelik ürünleri ile ilgili olarak da TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz şunları söyledi: “Uluslararası konjonktür nedeniyle hammadde maliyetleri değişkenlik göstermektedir. Bu da, tahmin edilebilirliği düşürerek üreticileri daha ihtiyatlı satın almalar yapmaya yöneltmektedir. Ülkemizin sıcak yassı çelik üretimi iç pazar talebini karşılamakta yetersiz kalabilmektedir. Yassı sacın sürdürülebilir bir şekilde temin edilebilmesi anlamında ithalat kanalının açık kalması gerekmektedir. Zira sektörümüz için üretimde bir istikrarsızlık düşünülemez.” Sektörde kullanılan soğuk sacın, sıcak yassı çelikten üretildiğine ve bu nedenle, sıcak yassı çelik ürünlerindeki herhangi bir değişimin, sektörü doğrudan etkilediğini belirten Yavuz, “Son dönemde çelik ürünlerine yönelik farklı ticaret politikası savunma araçları devam etmektedir.” dedi.
Semir Kuseyri: “Yetkili servisler için en doğru kaynak firmaların resmi websiteleri ve www.servis.gov.tr”
Son olarak toplantıda yetkili servislerin önemine değinen TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, 3500’ü aşkın yetkili servisin her gün binlerce tüketiciye çözüm ve destek sunduğunu hatırlatırken ‘aldatıcı’ nitelikli yani yetkili olmadığı halde kendilerini yetkili servis gibi tanıtan kişilerin çok sayıda tüketici mağduriyetine ve ürün kaybına neden olduğuna dikkat çekti. Kuseyri sözlerine şöyle devam etti: “Ürünlerin çalınması, parçalarının eksik teslim edilmesi ya da fahiş fiyat talepleri duyumunu aldığımız olumsuzluklardan sadece birkaçı. Bu noktada tüketicilerimize şirketlerimizin resmi web sitelerinden ya da Ticaret Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan servis.gov.tr üzerinden yetkili servis bilgilerine ulaşmalarını şiddetle tavsiye ediyoruz.”
Çin ziyaretine dün başlayan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, dünya ticaretinde ikinci sırada bulunan Doğu Asya ülkesine Amerikan işletmeleri için eşit bir oyun alanı sağlama çağrısında bulundu.
Blinken'in ziyareti, küresel ticaretten askeri iletişime kadar pek çok konuda görüşme başlığı içeriyor. Bu, geçen yıl başında iki ülke arasında tarihi bir gerilim yaşanmasının ardından gerçekleşen, ilişkileri yumuşatmak amacıyla düzenlenen üst düzey son ziyaret.
Ancak Washington ve Pekin, Amerikan şirketlerinin Çin'deki faaliyetleri ve Çin'in ihracatı ve üretim kapasitesi konusunda giderek daha fazla anlaşmazlığa düşüyor.
Gerginliği besleyen bir başka neden ise Pekin'in Ukrayna'daki savaşta Rusya'yı desteklemesi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Blinken'in Şanghay'da Çin'in üst düzey yetkilisi Chen Jining ile yaptığı görüşmede, Çin'in "ticaret politikaları ve piyasa dışı ekonomik uygulamaları" konusundaki endişelerini dile getirdiğini söyledi.
Chen tercümanlar aracılığıyla yaptığı açıklamada, liderler arasındaki son görüşmenin iki ülke ilişkilerinin istikrarlı ve sağlıklı bir şekilde gelişmesine yardımcı olduğunu söyledi ve "İşbirliği ya da çatışmayı seçmemiz her iki halkın, her iki ülkenin refahını ve insanlığın geleceğini etkileyecektir" diye ekledi.
Şanghay'da bulunduğu sırada New York Üniversitesi'nin kentteki kampüsünde Amerikalı ve Çinli öğrencilerle de görüşen Blinken, kültürlerarası etkileşimin "birbirimizi anlamaya başlamamız için en iyi yol olduğunu" söyledi.
Amerika'nın Sesi internet sitesinde yayınlanan habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
https://d33vxfhewnqf4z.cloudfront.net/a/blinken-cinde-amerikan-sirketlerine-adil-davranilmasi-cagrisinda-bulundu/7584442.html
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.