• BoE/Bailey: Hem enflasyonist hem de dezenflasyonist faktörler var
  • BoE/bailey: Son GSYH verileri oldukça cesaret verici
  • BoE/Bailey: Zayıf PMI verileri şirketlerin belirsizliğini yansıtıyor
  • BIST 100 endeksi bugün %1.92 yükseldi (9490), toplam günlük işlem hacmi 145 milyar 941 milyon TL oldu
  • BoE/Bailey: Zayıf PMI verileri şirketlerin belirsizliğini yansıtıyor
  • BoE/bailey: Son GSYH verileri oldukça cesaret verici
  • BoE/Bailey: Hem enflasyonist hem de dezenflasyonist faktörler var
  • BoE/bailey: Son GSYH verileri oldukça cesaret verici

Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

ürün bulundu.

22 Nisan 2022 • 00:00:00

Günlük bülten (Ünlü Menkul)

29 Nisan 2024 • 07:05:01

Son iki işlem gününde olduğu gibi piyasaların bu hafta makroekonomik dinamikler doğrultusunda yön bulmasını bekliyoruz. Bu kapsamda yurt içinde Nisan ayı TÜFE rakamı ve kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye’nin kredi notu ve görünümüne dair yapması beklenen güncelleme öne çıkarken yurt dışında ise haftanın en önemli konu başlığını Fed toplantısı oluşturuyor. Ayrıca geçen hafta büyük sürpriz yapan ABD büyüme ve enflasyon göstergeleri sonrasında Cuma günü açıklanacak Nisan ayı istihdam rakamlarının önemi de artmış durumda.
Yurt içi piyasaların kapalı olacağı Çarşamba günü FOMC toplantısı sonuçlanacak. Mayıs ayı toplantısında faiz oranlarında değişiklik yapılmayacağı uzun zamandır piyasaların baz senaryolarından birini oluşturuyordu. Bu noktada faiz kararı tek başına piyasalarda anlamlı bir hareketlilik yaratma potansiyeli taşımıyor. Ancak büyümenin zayıfladığı enflasyonun ise piyasa beklentisini geride bırakmaya başladığını düşünürsek sonraki dönemlere ilişkin verilecek mesajların volatilite yaratabileceğini düşünüyoruz. Bu nedenle hem toplantı sonrasında yayımlanacak metindeki olası vurgu değişiklikleri hem de Powell’ın mesajları dikkatle izlenecektir. Toplantıda makroekonomik tahminlerde ise herhangi bir güncelleme yapılmayacak.
Geçen hafta açıklanan ABD ilk çeyrek GSYH ve PCE endeksinin ardından bu hafta ise Aralık ayı istihdam rakamlarını izleyeceğiz. Hatırlanacağı gibi önceki ay istihdam son derece güçlü bir tablo ortaya koymuş ve 214 bin kişi artması beklenen tarım dışı istihdamda 303 bin kişilik artış yaşanmıştı Nisan ayı için şimdilik 250 bine yakın bir beklenti söz konusu. Geçen ay olduğu gibi çok daha kuvvetli bir istihdam artışı görülmesi durumunda ise faiz oralarının uzun bir süre daha yüksek kalacağına yönelik beklentiler artış gösterebilir. Böyle bir senaryoda 10 yıl vadeli tahvil faizinin yukarı yönlü denemelerine devam ettiğini görebiliriz.
Ancak şunun da vurgulamak gerekir ki 300 bini geride bırakan istihdam artışı oldukça güçlü bir tablo çizse de geriye dönüp baktığımızda son bir yılda 300 bin sınırının 4 kez geçildiğini fakat bu artışların hepsi için sonraki aylarda aşağı yönlü revizyona gidildiğini görüyoruz. Bu revizyonların bazıları 20-30 binle sınırlı kalırken bazıları ise 100 bini buldu. Dolayısıyla 303 binin üzerindeki veriye güven duymak zorlaşırken yine aşağı yönlü bir revizyon yapılıp yapılmayacağının da en az manşet rakam kadar önemli olduğunu düşünüyoruz.

 ÜNLÜ Menkul
  unlumenkul.com
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Stratejist Özay: Yabancı, kurumlar arasındaki dengeli mesajlara odaklandı

29 Nisan 2024 • 07:05:01


Kamuda tasarruf açıklamaları ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın faiz kararının ana gündemi oluşturduğu 22 Nisan haftasında, ForInvest YouTube kanalına değerlendirmede bulunan Stratejist Tuğba Özay, "Özellikle politika faizi gelmiş olduğu seviyeler nedeniyle, daha önce öne çekilen talebin önümüzdeki dönemde yavaşlamaya devam etmesini bekleyen bir Merkez Bankası olduğunu görüyoruz. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf için yılın ikinci yarısını işaret etse de Orta Vadeli Plan'da aslında ilk çeyrek belirtilmişti. Şimşek, kamuda tasarruf ve harcama kontrolünün yılın ikinci yarısında etkin bir şekilde devreye gireceğine dikkat çekerken; özellikle ekonomi politika yapıcılarla hükümet arasındaki açıklamaların birbirini destekler nitelikte olması yabancı kurumların da dikkatini çekiyor." dedi.
 
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararının ana gündem maddesi olduğu 22 Nisan haftasında öne çıkan başlıklardan biri de kamuda tasarruf açıklamaları oldu. Stratejist Tuğba Özay, ForInvest YouTube kanalına yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: "Bu hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) herhangi bir değişikliğe gitmeyerek politika faizini yüzde 50'de sabit bıraktı. Metinde ön plana çıkan noktanın para politikasının gecikmeli etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle para politika faizinin gelmiş olduğu seviyeler nedeniyle daha önce öne çekilen talebin önümüzdeki dönemde yavaşlamaya devam etmesini bekleyen bir Merkez Bankası olduğunu görüyoruz. Hem metnin içinde yer alan konular hem de önümüzdeki döneme dair bizi bekleyen riskler arasında jeopolitik risklerin yaratmış olduğu gelişmeler önemli. Çünkü şu an itibarıyla İran-İsrail arasındaki çatışmalar, sular durulmuş gibi görünse de tedarik zinciri problemi ve özellikle maliyet enflasyonu kaynaklı riskleri ortada tutmaya devam ediyor. Bu da metinde yer alan başlıklardan biriydi. Gıda fiyatlarındaki yükseliş de enflasyonu yukarı yönlü canlı tutan etkenler arasında."
 
YABANCI KURUMLAR POLİTİK AÇIKLAMALARDAKİ UYUMU İZLİYOR
 
"Hem anketlere hem rakamlara baktığımızda fiyatlama davranışlarında beklenen düzelmeyi tam anlamıyla görebilmiş değiliz. Hizmet enflasyonu üzerindeki katılığın da hala devam ettiğini görüyoruz diyen Özay, ForInvest Youtube kanalına yaptığı değerlendirmede, "Bunlar öne çıkan riskler arasında yer alıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamaları da hafta genelinde önemliydi. Şimşek, kamuda tasarruf için yılın ikinci yarısını işaret etse de Orta Vadeli Plan'da aslında ilk çeyrek belirtilmişti. Şimşek, kamuda tasarruf ve harcama kontrolünün yılın ikinci yarısında etkin bir şekilde devreye gireceğine dikkat çekerken; özellikle ekonomi politika yapıcılarla hükümet arasındaki açıklamaların birbirini destekle nitelikte olması yabancı kurumların da dikkatini çekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da kamuda gereksiz harcamaların ortadan kaldırılmasına yönelik değerlendirmeleri de bu anlamda önemliydi. Yabancı kurumlar TCMB kararının ardından izlemede kalmaya devam ediyor. Çünkü her birinin görmek istediği nokta mayıs ayında enflasyon tepe noktasına ulaştıktan sonra enflasyonun hangi seviyelerde yapışkan olarak kalmaya devam edeceği ve Merkez Bankası'nın para politikasını ne kadar sıkılaştıracağı. Bununla birlikte dezenflasyon sürecinin temini için mali politikaların da buna destek vermesi gerektiği konusunda herkes hemfikir" açıklamasını yaptı.
 
YABANCILARIN GELMESİYLE GRUP ŞİRKETLERİ ÖN PLANA ÇIKABİLİR
 
Önümüzdeki dönemde para politikasının enflasyonla mücadele konusundaki tek belirleyici olmayacağına, maliye politikalarının da etkinliğinin konuşulmaya başlayacağına dikkat çeken Tuğba Özay, ForInvest Youtube kanalında yayınlanan Yatırım: Gündem programında, "Mevduat faizlerinin yüzde 60'lara yakınsadığı bir ortamda yerli yatırımcının hisse alırken nasıl bir ayrıştırma yapacağı önem kazanacak. Özellikle gıda perakendeciliği şirketleri fiyat artışlarına doğrudan ve hızlı bir şekilde yansıtabilen bir sektör olarak ön plana çıktığı için gıda tarafındaki o olumlu seyrin devamı bekleniyor. Yabancı yatırımcı tarafında bankalar özelinde değil; grup şirketleri özelinde alımların ön plana çıktığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde de yabancının gelmesi halinde grup şirketleri bir miktar ön plana çıkabilir. Girdi fiyatları, TL'deki değer kaybı, artan hammadde maliyetlerine baktığımızda dayanıklı tüketim malları tarafındaki şirketler özelinde iç talep baskılanırsa yurt dışındaki talep bunun ne kadarını karşılayabilecek, bu önemli olacak." diye konuştu.
 
Dış piyasada ise ABD tarafında ilk çeyrekte beklentilerin altında bir büyüme verisi geldiğini hatırlatan Özay, "Yüzde 2,5'lik beklentinin altında yüzde 1,6 büyüdü. Son açıklanan veri enflasyondaki yapışkanlığın devam ettiğini işaret ediyordu. Beklentiler artık 2024 yılı içinde yılın son çeyreğinde bir faiz indirimine kadar gerilemiş durumda." dedi.

   
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

BİST teknik analiz (Yapı Kredi Yatırım)

29 Nisan 2024 • 07:05:01

Endekste kısa vadeli yükseliş potansiyeli devam ediyor ...

  9,850 zirvesinin oluşturduğu realizasyon eğiliminde ana destek noktası olarak izlediğimiz 9,450 seviyesini korumayı başaran piyasada, kısa vadeli yükseliş eğilimi devam ediyor.
%2.29 oranında değer artışıyla 9,915 puan ile tüm zamanların en yüksek seviyesinde haftayı tamamlayan piyasada, haftaya başlarken 9,850 seviyesini ilk önemli destek noktası olarak izliyoruz. İlk etapta 9,850 üzerinde dengelenme çabasında hareketlenecek piyasada, bu nokta üzerinde tutunacak seyrin yukarı atakları sürdüreceğini düşünüyoruz. Bu durumda ilk etapta USD bazında Eylül 2023'te test edilen 314 seviyesine denk gelen 10,200 olmak üzere, ardından ise 324 USD nin (10.500) hedef direnç olarak gündeme geleceğini söyleyebiliriz.
Şu aşamada kısa vadeli yükseliş potansiyelini sürdüren piyasada, bir alt noktada ise 9,450 seviyesini kısa vadeli ana destek noktası olarak almaya devam ediyoruz. 9,450 üzerindeki hareketlerin ise piyasadaki yükselişi sürdüreceğini düşünüyoruz.

Yapı Kredi Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.ykyatirim.com.tr

***
                 Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Haftalık bülten (Bizim Menkul)

29 Nisan 2024 • 07:05:01

Geride bıraktığımız haftada yurt içinde TCMB’nin faiz kararı ön plana çıkarken küresel piyasalarda ise ABD’deki büyüme verisi takip edildi. ABD ekonomisi 2024'ün ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,6 ile beklentilerin altında büyüdü. Beklenti ABD ekonomisinin %2,4 büyüme göstermesi yönündeydi. Küresel piyasalar hafta içinde karışık bir seyir izledi.
Perşembe günü TCMB, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını beklentilere paralel değiştirmeyerek %50 seviyesinde sabit bıraktı. Karar metninde, Mart ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin devam eden zayıflamaya rağmen öngörülenden yüksek gerçekleştiği belirtildi. Metninde, Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşulların önemli ölçüde sıkılaştığı, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlendiği belirtilirken Kurul’un, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediği ifade edildi. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürüleceği vurgulanırken enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunun sıkılaştırılacağı ifade edildi. Bu gelişmeler ışığında haftaya pozitif başlayan ve hafta içinde 9.645-9.956 aralığında karışık bir seyir izleyen BİST100 Endeksi, %2,29 kazançla 9.916 puandan haftayı tamamladı. Haftaya 32,48’li seviyelerden başlayan Dolar/TL, hafta başında 32,70 sınırını test etse de bugün 32,40 sınırının altına kadar geriledi. Euro/TL ise 35,00 sınırının üzerine çıktı.
Yurt dışı yerleşik yatırımcılar, 12-19 Nisan haftasında reel olarak (fiyat ve kur etkisinden arındırılmış) 143,4 milyon dolar hisse senedi satışı, 115,1 milyon dolar Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS-Kesin Alım) alımı ve 15,9 milyon dolar Özel Sektör Tahvil alımı gerçekleştirdi. Aynı haftada yurt içinde yerleşik gerçek kişilerin döviz mevduatı 631 milyon dolar azalarak 111.095 milyon dolara gerilerken, tüzel kişilerin döviz mevduatı 972 milyon dolar artarak 70.688 milyon dolara yükseldi. Kur korumalı mevduat (KKM) hesapları 1.183 milyon dolar azalarak 70.148 milyon dolar (2.266 milyar TL) olarak gerçekleşti. Türkiye’nin dolar bazlı 5 yıl vadeli CDS oranı 300 sınırının üstünde kalmaya devam etti.
Uzun Vadede Ne Bekliyoruz…
TCMB, 19 Ocak’taki 2023 yılının ilk toplantısında politika faizini değiştirmeyerek %9 seviyesinde tutarken, 23 Şubat toplantısında 50 baz puan indirerek %8,50 seviyesine çekti. 23 Mart, 27 Nisan ve 25 Mayıs tarihli toplantılarında ise politika faizini değiştirmeyerek %8,50 seviyesinde sabit bıraktı. Merkez Bankası, 22 Haziran’da 650 baz puan, 20 Temmuz’da 250 baz puan, 24 Ağustos’ta 750 baz puan, 21 Eylül’de 500, 26 Ekim’de 500, 23 Kasım’da 500 baz puan ve 21 Aralık tarihli toplantısında 250 baz puan artırarak politika faizini %42,50 seviyesine çıkardı. TCMB, 2024 yılının ilk toplantısında politika faizini 250 baz puan artırarak %45,00 seviyesine yükseltirken, 22 Şubat tarihli toplantısında politika faizini değiştirmeyerek %45,00 seviyesinde sabit bıraktı. Merkez Bankası, 21 Mart tarihli toplantısında politika faizini 500 baz puan artırarak %50 seviyesine yükseltti.
Mart ayında %3,16 artan TÜFE’nin Nisan 2024 tarihli TCMB piyasa katılımcıları anketine göre; Nisan ayında %3,25, Mayıs ayında %3,00, 2024 yılı sonunda %44,16 ve 12 ay sonrasında %35,17 artması beklenmektedir. Yine aynı ankette Dolar/TL’nin 2024 sonunda 40,01 ve 12 ay sonrasında ise 42,47 olması öngörülmektedir. Cari dengenin 2024 sonunda 32,1 milyar dolar, 2025 yılında ise 30,7 milyar dolar açık vermesi beklenmektedir. GSYH büyümesinin 2024 ve 2025’te sırasıyla %3,3 ve %3,7 olacağı öngörülmektedir. TCMB haftalık repo faizinin cari ay sonunda %50,00, 3 ay sonrasında %50,00 ve 12 ay sonrasında ise %38,18 olması beklenmektedir.

Raporun devamı ve detaylı analizler için tıklayınız.
https://www.bmd.com.tr/application/files/2017/1414/4379/Haftalik_Bulten_26.04.2024.pdf

 BMD Araştırma
 Bizim Menkul Değerler A.Ş.
  bmd.com.tr
 
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

“Kararsız” olarak nitelenen eyaletlerdeki anketlere göre Biden ve Trump’ın oy oranları birbirlerine çok yakın

29 Nisan 2024 • 07:05:01

Michigan, Pensilvanya ve Wisconsin'de gerçekleştirilen yeni bir CBS News anketi, Biden ve Trump'ın oy oranının birbirlerine çok yakın olduğunu ortaya koydu.

Michigan'da Biden %51 ile Trump'ın %49 oyuna karşı çok az bir farkla önde.

Pennsylvania’da ise Biden oyların yüzde 49'unu alırken, Trump yüzde 50 ile çok az farkla önde.

Benzer şekilde Wisconsin'de Biden oyların %49'unu elinde tutarken Trump'ın %50 ile yine bir puan ile Biden’ın önünde.

ABD’de Kasım ayındaki başkanlık seçim sonuçlarını “kararsız” olarak nitelenen eyaletlerin belirlemesi bekleniyor.

Wisconsin, Michigan ve Pennsylvania’da bu eyaletlerin öne çıkanlarından.

Bu eyaletlerdeki seçmenlerin önemli bir bölümü, ekonominin salgından bu yana iyileştiğine inanmıyor.

Michigan ve Pennsylvania’daki ankete katılanların %50'si eyalet ekonomilerinin 2020'den bu yana kötüleştiğini söylerken Wisconsin'de %48 gibi biraz daha düşük bir rakam aynı görüşü dile getirdi.

Ayrıca Michigan’da seçmenlerin %62’si Pennsylvania’dakilerin %61’i ve Wisconsin’deki seçmenlerin %62'si Trump'ın Başkan olduğu dönemde ekonominin "iyi" olduğunu belirtiyor.

Pennsylvania’daki seçmenlerin yüzde 55'i Biden'ın kendilerini endişelendirdiğini söylerken, yüzde 44'ü Trump'ın kendilerini kızdırdığını belirtti.

  Amerika'nın Sesi internet sitesinde yayınlanan habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

 https://d33vxfhewnqf4z.cloudfront.net/a/karars%C4%B1z-olarak-nitelenen-eyaleterdeki-anketlere-gore-biden-ve-trumpin-oy-oranlari-birbirlerine-cok-yakin/7588395.html

Yılın ilk çeyreğinde demir ve demir dışı metaller ihracatı %8,2 azalış ile 3 milyar dolar olurken, çelik sektöründen yapılan ihracat %12,2 artış ile 4 milyar dolar oldu

29 Nisan 2024 • 07:05:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 
Mart ayında Türkiye geneli ihracat yüzde 4,1 düşüş gösterirken, Türkiye’nin en güçlü sektörlerinden çelik ise geçen yıla nazaran toparlanma kaydederek ihracat artışlarına devam etti. Mart ayında yüzde 7,1’lik artışla 1,5 milyar dolarlık ihracata ulaşan çelik sektörü, üst üste üç aydır büyüme göstermiş oldu.
2024 yılına istedikleri gibi başladıklarını kaydeden ADMİB Başkanı Fuat Tosyalı, “Ancak asıl hedefimiz 2022 yılındaki ihracat seviyemize ulaşmak. Sektörümüzdeki yatırımlar, buna bağlı üretimdeki artışlar ve yapacağımız çalışmaların da meyvelerini alarak bu noktaya yeniden erişebileceğimizi düşünüyoruz. Ülke ihracatımızın yüzde 10’undan fazlasını üstlenen sektörlerimizin ihracatta atağa kalkması ülke ekonomimize önemli katkı sağlayacaktır. Demir-çelik sektörümüzün ülke ihracatına yılın ikinci yarısından sonra çok daha ciddi destek vereceğine inanıyoruz” dedi.
Türkiye’nin ihracatı mart ayında yüzde 4,1 azalarak 22,6 milyar dolar oldu. Bu ayda Türkiye geneli demir ve demir dışı metaller ihracatı ise yüzde 11,7 oranında azalış ile 1,1 milyar dolar, çelik ihracatı yüzde 7,1 artış ile 1,5 milyar dolara ulaştı.
Yılın ilk çeyreğinde demir ve demir dışı metaller ihracatı yüzde 8,2 azalış ile 3 milyar dolar olurken, çelik sektöründen yapılan ihracat yüzde 12,2 artış ile 4 milyar dolar oldu. İki sektörün toplam ihracatı yüzde 2’lik büyüme ile 7 milyar doları buldu.
Akdeniz’den yapılan ihracatta çift haneli büyüme
Akdeniz bölgesinden yapılan ihracatta demir ve demir dışı metallerde benzer bir düşüş görülürken, çelikte ise rekor artış kaydedildi. Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği’nden (AKİB) yapılan ihracat rakamları incelendiğinde, demir ve demir dışı metaller ihracatı mart ayında yüzde 14 düşüşle 66 milyon dolar olurken, çelik ihracatı ise yüzde 25,2’lik rekor artışla 182 milyon dolar oldu.
Ocak-Mart döneminde ise demir ve demir dışı metaller sektöründen yapılan ihracat yüzde 6,3 azalış ile 189 milyon dolar, çelik sektöründen yapılan ihracat ise yüzde 48,9 oranında artış ile 444 milyon dolar oldu. Demir-çelik sektörü toplamda ise bu dönemde yüzde 27’lik artışla 633 milyon dolarlık ihracata ulaştı.
Komşulara rekor ihracat artışları
Mart ayında Türkiye’nin demir-çelik sektörünün en fazla ihracat yaptığı ülke 230 milyon dolar ile Romanya oldu. Bu ülkeyi, 188 milyon dolar ile Almanya ve 158 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 10 pazar içinde en dikkat çekici artışlar yüzde 82 ile Romanya’ya, yüzde 53 ile Yunanistan’a, yüzde 29 ile İspanya’ya yapılan ihracatta görüldü.
AKİB’ten mart ayında yapılan ihracat incelendiğinde ise Romanya’ya 45 milyon dolar, Mısır’a 21 milyon dolar ve Cezayir’e 20 milyon dolar ihracat yapıldığı görüldü.
İlk 10 pazar içinde en fazla ihracat artışları yüzde 310 ile Cezayir’e, yüzde 170 ile Mısır’a, yüzde 115 ile Romanya ve Yunanistan’a yapılan ihracatta kaydedildi.
Çelik ihracatında asıl hedef 2022 yılı ihracatını yakalamak
Mart ayına ilişkin ihracat verilerini değerlendiren Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Başkanı Fuat Tosyalı, şu açıklamaları yaptı:
“Geçen yıl çelik sektörümüzde küresel bir talep daralması vardı ve bunun neticesinde ihracatta kötü bir yıl geçirdik. 2024 yılı ise beklediğimiz gibi başladı. Yılı da bu performansımızı artırarak pozitif rakamlarla kapatacağımızı öngörüyoruz. Ancak asıl hedefimiz 2022 yılındaki ihracat seviyemize ulaşmak. Sektörümüzdeki yatırımlar, buna bağlı üretimdeki artışlar ve yapacağımız çalışmaların da meyvelerini alarak bu noktaya yeniden erişebileceğimizi düşünüyoruz. Demir ve demir dışı metallerde ise çelik sektörümüzün geçen yıl yaşadığı duruma paralel bir küresel sorun yaşanıyor. Talebin düşmesi ve fiyatların rekabetçi seviyelerde olmaması sektörü olumsuz etkiliyor. Yılın ikinci yarısından itibaren bu sektörümüzde de toparlanma emareleri göreceğimizi umuyoruz. Ülke ihracatımızın yüzde 10’undan fazlasını üstlenen sektörlerimizin ihracatta atağa kalkması ülke ekonomimize önemli katkı sağlayacaktır. Demir-çelik sektörümüzün ülke ihracatına yılın ikinci yarısından sonra çok daha ciddi destek vereceğine inanıyoruz.”
 

Pasifik Holding CEO'su Dur: Konut finansmanında daha uzun vadelere, daha az faiz oranları ile kaynağa erişime ihtiyaç var

29 Nisan 2024 • 07:05:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Capital, Ekonomist, Start Up ve CeoLife dergileri tarafından düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ Sapanca 2024), bu yıl 13’üncü kez Türkiye ve dünyanın saygın siyasetçilerini, iş dünyası liderlerini ve akademisyenlerini ağırladı.
 
"Sorumlu ve Duyarlı Liderlik: Teknoloji ve Yapay Zekâ Çağında Gezegen ve İnsanlıkla Uyumlu Bir Sisteme Öncülük Etmek" temasıyla düzenlenen zirve ikinci gününde de yoğun katılımla gerçekleşti.
 
UEZ Sapanca 2024’ün ikinci günündeki üçüncü panelin konusu “Gayrimenkulün Yarını: Yaşanabilir Kentler ve Mekanlar Planlamak” olurken, panelin sponsoru Pasifik GYO oldu.
 
Panelin moderatörlüğünü yapan GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Neşecan Çekici, sektördeki gelişmelere ve beklentilere dikkat çekti.
 
Pasifik Holding CEO’su F. Nusret Dur, Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu ve bu acı tecrübeleri aralıkla yaşadığını belirterek, kentsel dönüşüm sürecinin çok iyi yönetilerek bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Finansal okuryazarlık gibi kentsel dönüşüm okuryazarlığının da oluşturulması gerektiğini belirten Dur, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Burada farkındalık oluşturmamız gerekiyor. Kentsel dönüşümün zorunlu olduğu algısının yaygınlaştırılması gerekiyor. 100 milyar dolardan fazla kaynak isteyen bir süreç bu. Mevcut koşullarda bu kaynak ve finansa erişim konusu değinmemiz gereken en büyük zorluklar. Maliyetlerin bu kadar arttığı bu dönemde bizim hem maliyetleri yöneterek mevcut koşulları incelediğimizde hem yüksek faiz oranları hem kısa vadeler bu sürecin önünde engel teşkil ediyor. Yılın ikinci yarısı itibarıyla, faizlerin enflasyonun düşme eğilimine gireceği sinyalleri verildi. Her ne kadar bu da olsa mevcut fiyat düzeyleri dönüşümde üreticinin katlanmak zorunda kaldığı maliyetler oluyor. Finansmanda çeşitlilik ihtiyacı doğuyor. Daha uzun vadelere daha az faiz oranları ile kaynağa erişime ihtiyaç var.”
                                       
Yeşil projelere destek verilmeli
Bu noktada yurtdışından finansman sağlamak için yeşil dönüşüm kapsamında çevre dost projeleri için ilave fon kaynakları yaratılabileceğini söyleyen Dur, konut üreticilerinin sermaye piyasası araçlarından daha fazla yararlanmasının da önünün açılabileceğini söyledi. İşi sadece konut finansmanı olan ipotek bankaları gibi kurumların Türkiye’de yaygınlaştırılabileceğini söyleyen Dur, doğa dostu ve yeşil projelerde farklı destekler verilebileceğini dile getirdi.
  
Şehirlerin master plana ihtiyacı var
ÖZAK GYO olarak perspektiflerinde konut, turizm, ofis, ticari gayrimenkuller ve AVM’lerin olduğunu belirten Özak Global Holding Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, sürdürülebilir bir iş modeli için stratejik hamle yaptıklarını kaydetti. Türkiye’de uygulanan finansal iş modelinde konut sahibi olmanın zor göründüğünü söyleyen Akbalık, “Finansın kullanımında konut 10. sırada yer alıyor. Geçmişte de bu böyleydi. Bunun kök sebebi finansman modeli. Bunu değiştirmezseniz sonuç değişmez. Yapısal bir değişime girmek gerekiyor. Bunun kök sebebinde finansal modeldeki eksiklik ortaya çıkıyor. Dünyada mortgage sistemi olarak kurgulanmış sistemler var. Bunu satın almamız, buna girmemiz gerekiyor. Eğer geçmezsek 4-10 yılda bir bu mevcut durumla karşı karşıya kalırız” dedi.
 
Herkesin uzlaştığı bir şehir planı yapılabilir
Bugün deprem riskinden dolayı depremin yarattığı endişelerin fırsata çevrilebileceğini belirten Akbalık, şöyle devam etti:
“Bunu fırsata çevirmenin yolu da master bir planlama. Herkesin uzlaştığı şehir planı oluşturup bunu sürdürülebilir hale getirmek. Belediyeler yöneticiler değişebilir ama sizin master planını değişmez. Yerinde dönüşüm diyoruz ama neyi dönüştürüyoruz acaba? Ticari açıdan sadece olayı irdelememek bütünsel bakmak gerekiyor. Bunun içim şehrin master plana ihtiyacı var. Bugün sermaye para kazandığı yere girer. Şirketlerin hedefi kârlılıktır. Kârlılığı sağlıyorsanız varlığınızı sürdürebilirsiniz. O zaman burada bu planlanmış şehirler içinde doğru havuçları vererek ve şirketleri teşvik ederek yatırım sağlarsanız hedeflemiş olduğunuz amaca ulaşır kentsel dönüşüm önündeki temel problemleri kaldırırsınız.”
 
Kenstsel dönüşümde problemin köküne inmek gerekiyor
Kentsel dönüşüm sürecinin paydaşları olan kamu, kamu otoritesi STK’lar, müteahhit ve mal sahibinin kendi cephesinden baktığını söyleyen Akbalık, problemin kök sebebine inmek için bir iradeye ihtiyaç olduğunu aktardı. Kentsel dönüşümü gerçekten dönüştürmek için siyasi bir irade ve yönlendirme gerektiğini dile getiren Akbalık, kalıcı teşviklerin verilmesi gerektiğini belirtti.
 
İnsanların yaşadıkları yerler için beklentileri arttı
Akfen Holding Başkanvekili ve CEO’su Selim Akın, yaşam alanlarının dönüşümü üzerine değerlendirmelerde bulundu. İnsanların yaşadıkları yerler için beklentilerinin arttığını ifade eden Akın, şöyle konuştu:
“İnsanlar daha fazla şeylere dikkat ediyorlar. Sürdürülebilirliğe, çevresel etkilere katkılara nelerdir bunlara bakıyor. Yağmur suyunun kullanılması, arıtma gibi teknolojilere bakıyor. İnsanların kendi yaşamlarını idam ettirebileceği alanlar yaratmaya çalışıyoruz.”
 
Turizmde de bir dönüşüm gerekiyor
Servotel Kurucusu, Başkanı ve Yönetici Ortağı Ömer Kemal İsvan, paneldeki konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Dünya turizm liginde top 5-6. Bunun bizden geri alınması söz konusu değil. Bu, bizim yaptığımız bir konu değil. Doğal zenginliklerimiz sonucu bu oldu. Bu işi şu ana kadar çok iyi yapmamamıza rağmen bu seviyede olduk. Önümüzdeki 30 yılda da bu seviyede olacağımızı düşünüyorum.
Yatak ve kapasite artırımına oynadık. Sonra 5 yıldızlı otel yapmaya başladık. Antalya’da fotokopi ile üretilmiş bir üst yapı arzı oluştu. Şimdi bu arz, Türkiye’nin turizmde aslan payı almasında öne çıkıyor. Şimdi bunlar yaşlandı, renove edilmesi gerekiyor. Sahipleri ikinci kuşağa geçiyor. Şu anda bir dönüşüm noktasındayız. Kentsel dönüşüm konuşuyoruz ama turizmde de bir dönüşüm gerekiyor. Fotokopi gibi bunları yapmamamız gerekiyor.”

Lila Kağıt'ın halkaında talep toplama, 30 Nisan ve 2-3 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek

29 Nisan 2024 • 07:05:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin ezber bozan hijyenik temizlik kağıdı şirketi Lila Kağıt’ın halka arz başvurusu, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından onaylandı.
Talep toplama, 30 Nisan ve 2-3 Mayıs 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek.
Dünyada 5 kıtada 80’den fazla ülkeye gerçekleştirdiği yarı mamul ve mamul ihracatı ile birlikte; Sofia, Maylo, UltraBerrak ve Nua markaları ile temizlik kağıdı sektörünün önemli oyuncularından biri olan Lila Kağıt’ın Sermaye Piyasası Kurulu’na halka arz için yaptığı başvuru onaylandı.
Ak Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve Yapı Kredi Yatırım Menkul Değerler A.Ş.’nin liderliğinde toplam 43 aracı kuruluştan oluşan konsorsiyum aracılığı ile; talep toplama 30 Nisan ve 2-3 Mayıs 2024 tarihlerinde, pay başına 37,39 TL fiyatla gerçekleştirilecek. Lila Kağıt, Borsa İstanbul’da “LILAK” kodu ile işlem görecek.
Şirket’in çıkarılmış sermayesinin 500.000.000 TL’den 590.000.000 TL’ye çıkarılması nedeniyle artırılacak 90.000.000 TL nominal değerli 90.000.000 adet B grubu pay ile mevcut ortakların sahip olduğu 30.000.000 TL nominal değerli 30.000.000 adet B grubu pay olmak üzere toplam 120.000.000 TL nominal değerli 120.000.000 adet B grubu payları halka arz edilecek. Halka arz edilecek toplam payların yüzde 70’i yurt içi bireysel yatırımcılara, yüzde 20’si yurt içi kurumsal yatırımcılara, yüzde 10’luk kısmı yurt dışı kurumsal yatırımcılara gerçekleştirilecek satışlar için tahsis edilecek. Toplam 4,5 milyar TL büyüklüğündeki halka arzın gerçekleşmesi ile Lila Kağıt’ın halka açıklık oranı yüzde 20,34 olacak.
Şirket, halka arzdan elde edilecek gelirin önemli bir kısmını Erzurum Fabrika Yatırımı, Ergene Fabrika Yatırımı ve Yenilenebilir Enerji Yatırımları için kullanmayı planlıyor.
Alp Öğücü: “Yatırımcılarımız ile birlikte, sektördeki konumumuzu daha da güçlendireceğiz.”
Konu ile ilgili değerlendirmede bulunan Lila Kağıt Genel Müdürü Alp Öğücü, şirketin son yıllarda gerçekleştirilen yeni yatırımlarla daha da güçlenen potansiyeline güvendiğini belirterek, şunları söyledi: “Sermaye Piyasası Kurulu’nun onayının ardından, halka arz sürecine girmiş bulunuyoruz. Heyecanlı ve gururluyuz. Ezber bozan yaklaşımı ve öncü yatırımları ile sektörüne itici güç sağlayan Lila Kağıt olarak; markalarımız sayesinde iç pazarda elde ettiğimiz sağlam pozisyonumuz ve 80’den fazla ülkeye gerçekleştirdiğimiz bobin kağıt ve temizlik kağıdı ürün ihracatımızla, stratejilerimiz doğrultusunda geleceğe güvenle ilerliyoruz. Halka arzda aramıza katılacak yatırımcılarımız ile birlikte, sektördeki konumumuzu daha da güçlendireceğimize inanıyoruz” dedi.
Özetle Lila Kağıt...
Türkiye’de 80.000’den fazla noktada
Türkiye ve dünyanın hijyenik temizlik kağıdı pazarındaki ihtiyacını karşılamak amacıyla 2006 yılında yüzde 100 Türk sermayeli olarak kurulan Lila Kağıt; Sofia, Maylo, UltraBerrak, Nua markaları ve tuvalet kağıdı, kağıt havlu, mendil, peçete gibi hijyenik temizlik kağıdı ürünleriyle tüketicilerine 80.000’den fazla noktada ulaşıyor. Lila Kağıt, Tekirdağ Ergene’de bulunan yıllık 271 bin tonluk brüt kağıt üretim kapasitesi ve 300.000 m2 açık alana yayılı üretim tesisi ile, sektöründe Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’daki en büyük kapasiteye sahip ilk 10 şirket arasında yer alıyor.
Dünyada 80’den fazla ülkeye temizlik kağıdı satışı
Tekirdağ Ergene ve İstanbul lokasyonlarında binin üzerinde kişiye istihdam sağlayan Lila Kağıt’ın, Ergene tesisinde ürettiği ürünlerin yaklaşık %70’i 80’den fazla ülkeye ihraç ediliyor.
50 MW’lık yenilenebilir enerji yatırımı ve Doğu Anadolu ile Doğu Karadeniz bölgesinin ilk kağıt üretim tesisi
Lila Kağıt, açıkladığı 5,1 Milyar TL’lik yatırım planı ile temizlik kağıdı sektörünü geleceğe hazırlıyor. Bu kapsamda Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’in ilk temizlik kağıdı üretim tesisi olacak yeni fabrikasının inşaatına Erzurum’da başladı. Türkiye'nin farklı lokasyonlarında toplam 50 MW'lık yenilenebilir enerji yatırımı planı da bulunan Lila Kağıt; Tekirdağ Ergene'deki tesisinde 2024 yılı başında 12.5 MW’lık çatı GES’i devreye alarak, projenin ilk fazını hayata geçirdi.
Detaylı bilgi için: www.lilakagit.com
Halka arz fiyatının belirlenmesinde SPK veya Borsa İstanbul A.Ş.'nin herhangi bir takdir yetkisi veya onayı bulunmamaktadır. Yatırımcıların, yatırım kararlarını payların halka arzına iliskin izahnamenin incelenmesi suretiyle vermeleri gerekmektedir. Izahname ve tasarruf sahiplerine satıs duyurusu; www.kap.org.tr, www.lilakagit.com, www.akyatirim.com.tr ve www.ykyatirim.com.tr’de yayımlanmıstır.
 
Lila Kağıt Hakkında
Lila Kağıt, 2006 yılında Türkiye’nin ve dünyanın hijyenik temizlik kâğıdı ihtiyacını karşılamak amacıyla %100 Türk sermayesi ile kurulmuştur. Yıllık 271 bin tonluk kağıt üretim kapasitesi ve 300.000 m2 toplam alana yayılı üretim tesisi ile, sektörde aynı kampüste üretim yapan tam entegre tesisler içinde Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük oyuncularının başında gelmektedir. Sofia, Maylo, UltraBerrak, Nua markaları ve tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu, mendil, peçete gibi hijyenik temizlik kağıdı ürünleriyle tüketicilerine 80.000’den fazla noktada ulaşan Lila Kağıt, 5 kıtada 80’i aşkın ülkeye yarı mamul ve mamul ihracatı yaparak ülke ekonomisi için katma değer sunmaktadır.
Detaylı bilgi için: www.lilagroup.com

Hesaba Altın Havale

Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.

Ücretsiz Hızlı Kargo

Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.

Üst Düzey Güvenlik

256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.

Sertifikalı Ürünler

Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.

hand-package-delivery