Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
FHA-HoReCa Fuarı, 22-25 Ekim tarihleri arasında Singapore Expo Center'da düzenlendi. Katılımcılara küresel pazardaki en son trendleri keşfetme, yeni ürün lansmanlarını takip etme ve en yeni teknolojileri deneyimleme fırsatı sunan etkinliğe 45 binden fazla sektör profesyoneli katıldı.
Kütahya Porselen, FHA-HoReCa Singapur Fuarı'nda yerini alarak dünyanın dört bir yanından gelen sektör profesyonellerine geleceğe yön veren tasarımlarını sergiledi. İnovatif tasarımları ve yüksek kaliteli ürünleriyle öne çıkan Kütahya Porselen, sergilediği Bone Pera Banquet, Panio, Wellington, Gyoza ve Kratos Tile Legacy koleksiyonları ile katılımcılardan büyük ilgi gördü.
Kütahya Porselen İcra Kurulu Üyesi Tanzer Polat Yılmaz: "Dünya porselen sektörünün öncüsü olarak geleceğin sofralarını birlikte şekillendirmeye yönelik hedeflerimizi FHA-HoReCa'da ziyaretçilerimizle paylaştık"
Kütahya Porselen İcra Kurulu Üyesi Dr. Tanzer Polat Yılmaz, fuara ilişkin yaptığı açıklamada şunları ifade etti: "FHA-HoReCa gibi prestijli bir etkinlikte yer almak, markamızın uluslararası arenadaki güçlü varlığını bir kez daha gözler önüne serdi. 'Let's Shape The Future Together' sloganımızla, yenilikçi tasarımlara odaklanan inovatif yaklaşımımızı ve üretim kapasitemizin gücünü vurgulamak istedik. Dünya porselen sektörünün öncüsü olarak geleceğin sofralarını birlikte şekillendirmeye yönelik hedeflerimizi fuarda ziyaretçilerimizle paylaştık. Bu hedeflerimiz aynı zamanda, Kütahya Porselen'in sektöre yön verme kararlılığını da yansıtmaktadır. Geleceğin porselen dünyasını belirleyecek olan heyecan verici adımları atmaya devam edeceğiz."
Hem Estetik Hem Dayanıklı: Bone Pera Banquet
Kütahya Porselen'in işlevselliği ve estetiği mükemmel şekilde birleştirdiği Bone Pera Banquet, her yemeği en özel şekilde sunmak için tasarlandı. HoReCa sektörünün aradığı modern zarafeti ve sade şıklığı bir araya getiren koleksiyon, zamansız tasarımıyla birbirinden farklı sunumlara uyum sağlıyor. Fuarda büyük ilgi gören Bone Pera Banquet, şeflerin yaratıcılıklarını sergilemeleri için ideal bir zemin sunarken, kenar kırılma garantisi ile hem estetik hem de dayanıklılık açısından üstün özellikler taşıyor.
Sessiz Senfoni: Panio
German Design Awards 2024'te, Mutfak kategorisinde 'Mükemmel Ürün Tasarımı' ödülünü kazanan Panio, bej ve antrasit renk seçenekleriyle fuarın en dikkat çeken koleksiyonlarından biri oldu. Kütahya Porselen'in, ses dalgalarının titreşimlerinden esinlenerek tasarladığı Panio koleksiyonu, sessiz bir senfoninin eşlik ettiği zarif bir yemek deneyimi sunuyor.
Yeni Nesil Tasarım: Wellington
Kütahya Porselen'in yeni nesil teknolojilerle hayata geçirdiği inovatif çalışmalarından biri olan Wellington koleksiyonu, şıklık ve işlevselliği kusursuz bir şekilde buluşturuyor. Modern tasarımı ile dikkat çeken seri, şeflerin kendi tarzlarını yansıtacakları sunumları sergilemelerine olanak tanıyor.
Geçmişin Zarafeti: Kratos Tile Legacy
Geçmişin zarafetini ve kültürel mirasını modern tasarımla birleştirerek unutulmaz bir sofra deneyimi sunan Kratos Tile Legacy, geleneksel motiflerle süslenmiş ve el işçiliğiyle şekillendirilmiş tasarımıyla tarihi dokuyu günümüz estetiğiyle harmanlıyor.
Doğal Görünüm: Gyoza
Fuarda sergilenen Gyoza koleksiyonu, doğal taş görünümü ve elde yapılmış hissi ile fark yarattı. Siyah ve beyaz mat sırları ile huzur ve dengeyi hissettiren Gyoza, yemek ritüeline yepyeni bir boyut katıyor.
Doğadan İlham Alan Koleksiyonlar
Kütahya Porselen, doğanın canlı renklerini ve dokularını modern tasarımlarla bir araya getirdiği Kratos koleksiyonunun Casa Blue, Black Ice, Salda, Rust Green, Rust Brown, Earth ve Dune serilerini de fuarda katılımcılarla buluşturdu. Her parçanın doğanın eşsiz güzelliğinden esinlenerek özenle işlendiği seriler büyük beğeni topladı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin ilham veren moda markası Beymen Club'ta gerçekleşen üst düzey atama ile Beymen Club'tan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı'na strateji, büyüme ve inovasyon odaklı yaklaşımı ve Pazarlama, Dijital ve Satış alanlarındaki deneyimiyle öne çıkan Pınar Lafçı Togay atandı. Togay yeni görevinde Beymen Group bünyesinde markayı ayrı bir iş birimi olarak konumlandırmak üzere gerçekleşen yeni yapılanma kapsamında Beymen Club markasının yönetiminin liderliğini üstlenerek, uçtan uca tüm ticari süreçlerini yönetecek.
Modern, yenilikçi ve ilham veren moda markası Beymen Club; son yıllarda yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiği yatırımlarla ve büyüme yolculuğu ile öne çıkarken, DNA'sındaki keşif, macera ve özgürlük ile şehirli, dinamik ve hayatın içinde olmayı seven ruhunu fark yaratan koleksiyonları ve sporun farklı alanlarındaki iş birlikleri ile güçlendirmeye devam ediyor.
Pınar Lafçı Togay Kimdir?
Orta ve lise eğitimini St. Benoit Fransız Lisesi'nde, lisans eğitimini IEP Lille Siyaset Bilimi ve Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde tamamlayan Pınar Lafçı Togay, profesyonel çalışma hayatına 2006 yılında Legrand Group'ta Ürün Müdürü olarak başladı. Kariyerine 2008 - 2014 yılları arasında Fransız yapı marketleri firması Leroy Merlin'de Ürün Müdürü, Grup Ürün Müdürü, Grup Ürün ve Görsel Mağazacılık Direktörü, Pazarlama ve Tedarik Zinciri Koordinatörü olmak üzere farklı yönetsel roller üstlendi. 2014 - 2019 yılları arasında Penti'de Kıdemli Kategori Grup Müdürü, Kategori Direktörü ve Pazarlama Direktörü rollerini üstlenen Togay, Nisan 2019'da Pazarlama ve Satış Direktörü olarak başladığı Domino's'taki kariyerine Ocak 2022'den itibaren Domino's, Coffy ve Homeless Chef markalarından sorumlu DP Eurasia Group Pazarlama ve Dijital Genel Müdür Yardımcısı olarak sürdürdü. Pınar Lafçı Togay dijital pazarlama, fiyatlandırma ve kampanya yönetimi, inovasyon merkezi ve ürün yönetimi alanlarında farklı projeleri yönetirken; Gürcistan, Azerbaycan ve Türkiye'yi kapsayan DP Eurasia bünyesinde üstlendiği rol ile inovatif stratejileri hayata geçirmek, sinerji yaratmak ve know-how transferini sağlamak üzere birçok projeye liderlik etti
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ev geliştirme perakendeciliğinde Türkiye’nin lider markası Koçtaş’ın, usta arayanlar ile işinin ehli ustaları bir araya getirmek için 2018 yılında hizmete aldığı Ustabilir uygulaması, yarım milyon kullanıcıya ulaştı. Konum ve hizmet türüne göre ihtiyaca uygun, alanında uzman ustaları listeleyen ücretsiz ve komisyonsuz bir platform olan Ustabilir, bugüne kadar 120 bin ustaya da iş imkanı sağladı.
Koçtaş'ın, tadilat yaptırmak ve evini yenilemek isteyenler ile işinin ehli ustaları buluşturduğu Ustabilir uygulaması büyük ilgi görüyor. 2018 yılında başlatılan ve Koçtaş müşterileri ile ustalar arasında bir köprü oluşturan uygulama bugün itibariyle 521 bin 584 kişi tarafından kullanılıyor. 522 bin indirilme sayısına ulaşan uygulamada 120 bin onaylı usta buluyor. Türkiye genelinde Koçtaş’ın bulunduğu tüm illerde kullanımda olan Ustabilir uygulaması ile; boya badanadan yer döşeme ve kaplamaya, su tesisatı tamirinden mutfak ve banyo tadilatına, elektrik ve elektronik hizmetlerinden mobilya ve marangoz işlemlerine, kapı, pencere ve balkon işlerinden yalıtım ve mantolamaya, ısıtma ve soğutmadan, çatı ve oluk tamirine, bahçe ve peyzaj uygulamalarından, duvar, tavan alçı ve yetkili servis hizmetine kadar 14 ana kategoride ve 153 alt kategoride hizmet alınabiliyor.
116 BİN USTAYA İŞ İMKANI
Türkiye’nin en geniş kapsamlı usta uygulaması olan Ustabilir, Koçtaş müşterilerinin tüm ihtiyaçlarını tek bir çatı altında cevap verirken, 120 bin ustaya da iş imkanı tanıyor. Koçtaş müşterileri; aradığı ustayı yorum, kazandığı yıldız, sertifika durumu ve puanı üzerinden değerlendirebiliyor. IOS ve Android platformları üzerinden kullanıcılar ile buluşan ve ücretsiz olan uygulama, evlerini güzelleştirmek isteyenler için büyük kolaylık sağlıyor. Tadilat ve tamirat işleri denildiğinde ilk akla gelen uygulama olan Ustabilir, usta bulma işini geleneksel yöntemlerle halletmeye çalışan kişilere hızlı, kolay ve ücretsiz bir şekilde yardımcı oluyor.
KOÇTAŞ GÜVENCESİ İLE HİZMET
Ustabilir Uygulaması kullanıcılara 4 adımda talep oluşturma imkanı sağlarken konum ve hizmet kategorisine göre ustalar listeleniyor. Uygulama üzerinden not ve fotoğraf paylaşımı sayesinde ustanın evde keşif yapmasına gerek duyulmuyor. Ayrıca ustalarla mesajlaşma ekranından iletişim kurulabiliyor. Bu sayede en güvenilir ve eğitimli ustalar kullanıcılarla buluşuyor. Uygulamanın en çok tercih edilme nedenleri arasında ise kullanıcıların Koçtaş’a olan güvenleri geliyor. Koçtaş eğitimi ve onayından geçen ustalar, gelen tamirat ve tadilat taleplerine sorunsuz karşılık veriyor.
TEK TIKLA İHTİYAÇLARA ÇÖZÜM
Günümüzde usta bulmanın hem maliyetli hem de zaman isteyen bir iş olduğu fikrinden yola çıkarak devreye alınan Ustabilir uygulaması, Koçtaş müşterileri tarafından sıkça kullanılıyor. Koçtaş müşteriler ile deneyimli ustaları bir araya getiren uygulama ile ayda binlerce tamirat ve tadilat işlemi gerçekleştiriliyor. Uygulama içerisinde ustaların puan ve yorumlarına bakılarak doğru tercihi yapma imkanı tanınıyor. Ayrıca müşteriler ustalardan fiyat alarak kendilerine en uygunu tercihi yapılabiliyorlar.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Siemens ve Microsoft, endüstriyel otomasyonda çığır açan bir iş birliğiyle Siemens Industrial Copilot'u yeni bir seviyeye taşıyor. Siemens'in farklı endüstrilerdeki derin bilgi birikimi ile Microsoft Azure OpenAI Hizmeti'nin birleştirilmesi, Copilot'un üretim ve otomasyondaki karmaşık ihtiyaçlara daha iyi yanıt vermesini sağlıyor. Schaeffler ve thyssenkrupp Automation Engineering gibi 100'den fazla şirket, iş süreçlerini optimize etmek, iş gücü sorunlarını aşmak ve yenilikçiliği teşvik etmek için halihazırda Siemens Industrial Copilot'u kullanıyor. Siemens'in mühendislik yazılımı TIA Portal'ı kullanan 120.000 kullanıcı ise artık yapay zekâ destekli bu asistanla çalışmalarını daha da geliştirme fırsatına sahip olacak.
thyssenkrupp Automation Engineering, Siemens Industrial Copilot'un küresel çapta uygulanmasını planlayan ilk şirket olarak dikkat çekiyor. 2025 yılının başlarından itibaren, makineler bu yapay zekâ destekli asistanla tasarlanacak ve tüm ürün yelpazesinde kullanılacak. Bu adım, Siemens'in otomasyon mühendisliğinde yapay zekâ çözümlerini endüstriye sunmadaki liderliğini pekiştiriyor. Ayrıca, Siemens Xcelerator açık dijital iş platformu aracılığıyla bu yeteneklere kolayca erişim sağlanıyor.
Microsoft İcra Kurulu Başkan Yardımcısı ve Baş Ticari Sorumlu Judson Althoff, iş birliğinin önemini şu sözlerle ifade etti: "Siemens ve Microsoft arasındaki iş birliği, endüstride yapay zekâ dönüşümünün yenilikçilik ve operasyonel verimlilik için temel bir unsur haline geldiği bir dönemi işaret ediyor. Microsoft Azure OpenAI Hizmeti'ni Siemens'in endüstriyel çözümleriyle entegre ederek, şirketlere karmaşık sorunları basitleştiren ve verimliliği artıran bulut tabanlı
yapay zekâ araçları sunuyoruz".
Siemens AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Endüstriler CEO'su Cedrik Neike ise iş birliğinin endüstriye katkısını şöyle yorumladı: "Microsoft ile birlikte endüstriyel yapay zekayı yeniden şekillendiriyoruz. Bu sayede müşterilerimiz daha esnek, rekabetçi ve sürdürülebilir çözümlere sahip oluyor. thyssenkrupp Automation Engineering, Siemens Industrial Copilot'un yüksek gereksinimlere sahip koşullarda bile büyük bir verimlilik artışı sağladığını gösteriyor".
Verimlilikte Artış
Siemens Industrial Copilot, Temmuz 2024'te kullanıma sunulduğundan bu yana, birçok sektörde verimliliği artırmak için kullanılmaya başlandı. Mühendisler artık panel görselleştirmelerini 30 saniye içinde oluşturabiliyor ve yalnızca %20 uyarlama gerektiren kodlar üretebiliyor. Bu süreç, manuel iş yükünü azaltıyor, Copilot'un sohbet özelliği, mühendislerin anında net yanıtlar almasını da sağlıyor.
Pil Kalitesinde Dönüşüm
thyssenkrupp Automation Engineering, Siemens Industrial Copilot'un özellikle pil ve hidrojen montaj hatları gibi karmaşık alanlarda sağladığı dönüşüm potansiyelini gözler önüne seriyor.
Örneğin, Copilot destekli makinelerden biri, elektrikli araçlar için üretilen pillerin kalitesinde kritik bir rol oynuyor. Bu, sürdürülebilir enerji geçişi ve %100 güvenilir pillerin sağlanmasında da önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Copilot, veri yönetimi, sensör yapılandırması ve katı pil denetim gereksinimlerini karşılayarak bu süreçleri hızlandırıyor. Bu da mühendislerin daha katma değerli işlere odaklanmasına ve gerçek zamanlı sorun çözme yetenekleriyle kesinti sürelerini en aza indirmelerine olanak tanıyor. thyssenkrupp Automotive Technology CEO'su Dr. Volkmar Dinstuhl, bu gelişmeyi şu sözlerle değerlendirdi: "Siemens Industrial Copilot, iş yükümüzü hafifletecek ve pil testindeki iş gücü sıkıntıları ile artan karmaşıklıkları çözecek. Yapay zekâ destekli bu çözüm, sektörümüzde bir dönüm noktası olacak".
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kentleşmenin artmasıyla birlikte özellikle şehirlerde enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 40'lık kısmı ısıtma ve soğutma için kullanılıyor. Bu nedenle günümüzde yüksek verimli, çevre dostu çözümler büyük bir potansiyel oluşturuyor. İlk kompresörünü ürettiği günden bu yana yenilikçi çözümler geliştirmeye devam eden Danfoss, yiyecek ve içecek sektörüyle iş birlikleri gerçekleştirerek soğutma ekipmanlarını daha enerji verimli hale getirmeyi amaçlıyor. 1993 yılından bu yana soğutma alanında faaliyet gösteren Danfoss'un yiyecek ve içecek endüstrisinde soğuk zincirin korunmasındaki motivasyonu, karbondan arındırma hareketinde inovasyonun önemli rolünü vurguluyor.
"Net sıfır hedefine doğru ilerliyoruz"
Danfoss OEM ve Gıda Perakendesi Ülke Satış Direktörü Sertan Genç, gıda sektöründe karbonsuzlaştırmanın önemine vurgu yaparak Danfoss'un bu alandaki çalışmalarını şöyle değerlendirdi: "Gezegenimiz için sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeye kendini adayan herkes gibi Danfoss olarak biz de net sıfır hedefine doğru ilerliyoruz. Söz konusu hedefe ulaşmak, kaliteyi ve tüketici güvenliğini tehlikeye atmadan karbon ayak izimizi azaltabilecek yenilikçi çözümler geliştirmeyi gerektiriyor. İyileştirilmiş bir soğutucu tasarımı, enerji tüketimini yüzde 22 oranında azaltabilir. Bu anlayıştan hareketle sektörle çeşitli projelere imza atarak enerji verimliliğini sağlamaya gayret ediyoruz. Bu kapsamda önde gelen bir yiyecek ve içecek üreticisinin karbon ayak izini azaltmasına yardımcı olan yeni nesil bir soğutucu tasarımı için bilgi ve bileşenlerimizi kullandık."
"Etkinleştirdiğimiz cihaz özellikleriyle başlangıç tasarımına göre yüzde 30 enerji tasarrufu sağladık"
Projeyi detaylandıran Genç, şöyle devam etti: "İş ortağımızın mevcut şişe soğutucu filosu, karbon ayak izinin neredeyse yarısını oluşturuyordu. Bu soğutuculardan birini performansını değerlendirmek için kullandık ve daha sonra verimliliği artırmak amacıyla içindeki temel bileşenleri değiştirmeye başladık. Soğutucuya, özellikle cam kapılı gıda teşhir dolapları için tasarlanan Danfoss ERC 112 soğutma kontrol cihazını monte ettik. Sonrasında, değişen soğutma koşullarına uyum sağlayabilen ve verimli superheat kontrolü için kılcal borular yerine TD1 termostatik genleşme vanamızı kullandık. Ardından, lamelli ve borulu ısı değiştiricinin yerine verimliliği artıran ve daha yüksek bir kapasite sunan Micro Kanallı Isı Değiştirici (MCHE) montajını yaptık. Son olarak, daha iyi ve sürekli bir hava akışı sağlamak amacıyla üç adet EC fanı taktık. Yapılan tüm iyileştirmelerden sonra, yeni tasarımımızı teste tabi tuttuk. Çalışmalar sonucunda standart çalışma koşullarında tüketilen enerji miktarında yüzde 22 azalma gözlendi. Projenin bir sonraki aşaması, ERC'nin gelişmiş algoritmaları ve ayarlarının etkisini test etmekti. Etkinleştirdiğimiz cihaz özellikleriyle, enerji tüketimini referans noktasından yüzde 10 daha fazla azaltmayı başardık ve başlangıç tasarımına göre toplamda yüzde 30 enerji tasarrufu sağladık."
"Küçük değişiklikler çok daha büyük etkiler sunabilir"
Soğutma sektöründeki büyük filoların enerji tüketimindeki etkisine dikkat çeken Genç, "Büyük soğutma filoları nedeniyle, yiyecek ve içecek sektörünün karbonsuzlaştırılması büyük bir potansiyele sahip. Danfoss soğutma çözümleri kullanılarak yüzde 30'a varan enerji tasarrufu sağlanabilir. Bu oran, şirketlerin sahada sahip olduğu cihaz sayısıyla çarpıldığında çok daha büyük verimliliklere işaret ediyor. Örneğin 2 milyon şişe soğutuculu bir şirket düşünelim. Yüzde 30 enerji tasarrufu, yıllık olarak 216 kWh daha az enerji kullanımına eşittir. 2 milyon cihaz içinse bu, 432 milyon kWh enerji tasarrufu anlamına gelir. 432 milyon kWh enerji tasarrufu, 200 bin ton daha az CO2 emisyonu demektir. 432 milyon kWh, Danimarka'nın yıllık enerji üretiminin neredeyse yüzde 1,4'üne denk geliyor. Kısacası küçük değişiklikler çok daha büyük etkiler sunabilir" ifadelerini kullandı.
Alsense® teknolojisi ile 7/24 izleme imkanı
Danfoss'un gıda endüstrisi için kullandığı IoT bulut çözümü olan Alsense® teknolojisi ve diğer gelişmiş çözümler hakkında da bilgiler veren Sertan Genç, "Alsense® teknolojisi ile soğutma ünitelerinin 7/24 izlenmesine olanak tanıyor, saha ekiplerinin hata oranını en aza indirmesine, enerji ve operasyonel verimliliğini artırmasına ve bakım ile teknik ziyaret ihtiyaçlarını azaltmasına yardımcı olacak anlık performans verilerinin elde edilmesine destek sağlıyoruz. Projemiz, karbondan arındırma konusunda bütüncül bir yaklaşıma sahip. Sadece bileşenlerimizin verimliliğini artırma yöntemlerini değil, aynı zamanda bunların sistemin tamamı üzerindeki genel verimliliğini ve performansını nasıl iyileştirebileceğini gösteriyor. Danfoss kontrol cihazı, ısı değiştirici ve genleşme vanaları, bu olağanüstü sonuçları elde etmek için birlikte çalışıyor. Dolayısıyla bileşenlerimizin kullanımı performansı artırabilir ve en son enerji verimliliği gereksinimlerine uygunluğu sağlarken nihai kullanıcı müşterilere en iyi deneyimi sunabiliriz" diye konuştu.
Karbon ayak izini azaltmak için üç temel adım
Son olarak karbon ayak izin azaltmak için dikkat edilmesi gereken hususları özetleyen Genç, "Bu konuda yapılması gereken ilk üç adım; optimal hassasiyet için gelişmiş bir soğutma kontrol cihazı seçilmesi, etkili bir superheat kontrolü için kılcal boruları termostatik valf ile değiştirilmesi ve sisteme Danfoss Mikro Kanallı Isı Eşanjörünü dahil ederek enerji tüketiminde önemli ölçüde verimlilik sağlanmasıdır" diyerek sözlerini noktaladı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Her yıl 31 Ekim’de kutlanan Dünya Tasarruf Günü; tasarrufun bireyler, ülkeler ve dünyamız için önemine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Hammadde ve kaynak kullanımını azaltmayı, atığı yeniden kullanmayı, azaltmayı veya geri dönüştürmeyi hedefleyen bir strateji benimseyen Epson, çevreye duyarlı ve tasarruf sağlayan ürünler geliştirmeyi sürdürüyor. Marka, EcoTank yazıcılarıyla baskı maliyetlerini yüzde 90 düşürüyor.
Epson, doldurulabilir mürekkep tanklara sahip, mürekkep kartuşu değiştirme sorunu olmadan binlerce sayfa baskı alınmasını sağlayan EcoTank yazıcılarla ekonomik bir çözüm sunuyor.
Ultra düşük maliyetli EcoTank yazıcılarla kartuşa ihtiyaç duymadan baskı alınabiliyor. 3 yıl yetecek miktarda mürekkeple gelen EcoTank serisi, 8 binden fazla siyah-beyaz ve 6.500 sayfaya kadar renkli baskı alınmasını sağlıyor. Epson, böylece baskı maliyetinde yüzde 90'a varan oranda tasarruf edilmesini sağlıyor.
EcoTank ile tasarrufa devam!
Geleneksel yazıcılarda bulunan kartuş yerine, ürünle gelen mürekkep şişeleriyle doldurabilen büyük bir tanka sahip olan EcoTank, 3 yıla yetecek miktardaki mürekkebiyle ortalama 14 bin sayfa yazmaya hazır bir şekilde geliyor.
Kartuş değiştirme zorunluluğunu ortadan kaldıran ürün, maliyet avantajıyla inovatif bir seçenek sunuyor. Kolay kuruluma sahip olan EcoTank, dakikalar içinde doldurulabilen yüksek kapasiteli mürekkep tankıyla dikkat çekiyor. Bir şişelik dolum seti, yaklaşık 66 kartuşa eşdeğer olan EcoTank, kompakt tasarımıyla da öne çıkıyor.
Hem evde hem ofiste
Uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte ofis yerine evlerinde çalışanların sayısında ciddi bir artış yaşanıyor. Baskı maliyetlerini yüzde 90 düşüren bir çözümle uzaktan çalışanlara önemli bir maliyet avantajı sunan EcoTank, diğer yandan küçük ve orta boy işletmelere de sunduğu bu avantajla KOBİ’lerin tasarruf etmelerini ve daha hızlı büyümelerini sağlıyor.
Epson, çevresel etkiyi azaltan, sürdürülebilir ürünler tasarlıyor
Bugüne dek dünya çapında 80 milyondan fazla satılan EcoTank yazıcılar, Wi-Fi üzerinden Epson Smart Panel ile mobil cihazlardan hızlı ve kolay bir şekilde belge bastırılabilmesini sağlıyor. Epson, seçili EcoTank yazıcılarda 3 yıla uzatılmış garanti seçeneği de sunuyor.
Epson hakkında:
Epson, gerek sürdürülebilir operasyonları gerekse verimli, kompakt ve hassas teknolojileriyle yaşamları, toplulukları ve kuruluşları refaha kavuşturmayı amaçlayan bir teknoloji mucidi ve üreticisidir. Şirketin bugünkü değeri 8,5 milyar Euro’dur. Ar-Ge’ye günde 1,14 milyon Euro yatırımı yapan Epson, kendi ürünlerini, kendi fabrikalarında, kendi özgün teknolojilerini kullanarak ve yüksek çalışma standartlarını benimseyerek üretmektedir. Sürdürülebilir yeniliği daha ileri seviyelere taşımayı hedefleyen marka, 2050 yılına kadar karbon negatif ve yeraltı kaynaklarından arınmış operasyonlara sahip olmayı taahhüt etmiştir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Romanya'nın başkenti Bükreş'teki Romexpo Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen ve 19 ülkeden yaklaşık 130 firma ile 2500 ziyaretçinin katıldığı sektörün önemli buluşma noktalarından biri olan TransLogistica Fuarı'nda yer alan TGL, dökme kimyasal taşımacılık, kimyasal tanker yıkama ve çevre dostu çözümler alanındaki lider hizmetlerini tanıtarak dikkat çekti. Şirketin geniş araç filosu, çevreye duyarlı Dilmak Tanker Yıkama Tesisi ve sürdürülebilirlik odaklı hizmetleri ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü.
TGL'nin Şirket Ortağı Zuhal Ballıcalı, fuarın verimli geçtiğini ve beklentilerini karşıladığını belirterek, katılımdan duyduğu memnuniyeti şu sözlerle ifade etti:
"TransLogistica Fuarı, hizmetlerimizi tanıtmak ve sektördeki rekabet gücümüzü göstermek için önemli bir platform sundu. Fuar boyunca sektördeki paydaşlarımızla etkin iletişim kurarak mevcut iş birliklerimizi güçlendirmenin yanı sıra yeni iş fırsatları yaratma konusunda da önemli adımlar attık. Özellikle TGL RO'ya gösterilen yoğun ilgi, gelecekte yeni iş birliklerinin kapısını aralayabileceğimizi gösteriyor. Fuar sonrası aldığımız talepler de bu ilgiyi daha ileriye taşımamız için fırsatlar sunuyor. TGL RO ile bölgedeki lojistik ihtiyaçlara daha yakın olmayı ve yerel pazara daha uyumlu bir şekilde hizmet sunmayı hedefliyoruz. Çevreye duyarlı çözümlerimizle sadece sektördeki sürdürülebilirlik standartlarını yükseltmekle kalmayıp, karbon ayak izimizi azaltarak gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir çevre yaratmayı amaçlıyoruz. TGL RO ile Avrupa operasyonlarımızı daha etkin hale getirirken, çevre dostu teknolojilere yaptığımız yatırımlarla küresel arenadaki konumumuzu güçlendirmeye devam edeceğiz."
Fuar boyunca, sektördeki paydaşlarıyla etkin bir iletişim kuran TGL, mevcut iş birliklerini güçlendirmenin yanı sıra yeni iş fırsatları geliştirmek adına önemli adımlar attı. TGL, karayolu taşımacılığı, intermodal hizmetler ve Batı Avrupa'daki Ro-Ro ve tren rezervasyonları hakkında ziyaretçilerini bilgilendirdi. Sektördeki yenilikleri yakından takip eden TGL, rekabetçi gücünü sergileyerek global ağını daha da genişletme hedefini vurguladı.
Geleceğe Yön Veren Çözümler ve Çevre Dostu Yaklaşım
TransLogistica Fuarı, TGL'ye sadece bir tanıtım imkânı değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik hedeflerini ortaya koyma fırsatı da sağladı. Çevre dostu hizmetleriyle öne çıkan TGL, dökme kimyasal taşımacılığı ve tanker yıkama alanlarında uluslararası çevre standartlarına uygun çözümler sunarak, sektördeki hizmet çıtasını daha da yükseltmeyi hedefliyor. TGL'nin Dilmak Tanker Yıkama Tesisi sayesinde, kimyasal tankerler çevreye zarar vermeden en yüksek güvenlik standartlarına uygun şekilde yıkanıyor. Özellikle çevre dostu hizmetlere gösterilen yoğun ilgi, TGL'nin karbon emisyonlarını azaltma yönündeki çabalarının sektörde karşılık bulduğunu ortaya koyuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Trakya Bölgesi'nde hizmet verdiği 1 milyonu aşkın müşterisinin yanında, Türkiye genelinde büyük sanayi kuruluşları ve ticarethane gruplarında da oldukça önemli bir pazar payına sahip olan, birçok kamu kurumunun elektrik tedariğini sağlayan Trakya Elektrik Perakende Satış A.Ş. (TREPAŞ), müşterilerinin yeşil dönüşümüne de katkı sunuyor. Müşterilerinin RECs International tarafından geliştirilen elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğini belgeleyen uluslararası sertifikasyon sistemi olarak ifade edilen Uluslararası Yenilenebilir Enerjisi Sertifikası (I-REC) almasına aracılık eden TREPAŞ, bugüne kadar 612 milyon kWh'lik elektriğin yeşil enerjiden karşılanmasına katkı sağladı.
"4 MİLYON MESKEN ABONESİNİN ORTALAMA 1 AYLIK ELEKTRİK TÜKETİMİNE EŞDEĞER"
Sürdürülebilir bir geleceğin inşası için çevre dostu elektrik tüketmek isteyen sanayi ve ticarethane müşterilerinin, I-REC almaları sürecinde aracılık görevi üstlendiklerini dile getiren TREPAŞ Genel Müdürü S.Burak Savaş, "Şirketimiz aracılığı ile sanayi ve ticarethane müşterilerimiz bugüne kadar 612 GWh'lik elektrik tüketimini yeşil enerjiden karşılar hale geldi, bu tüketim miktarı ortalama 4 milyon mesken abonesinin 1 aylık elektrik tüketimine eşdeğer. Özellikle tekstil, gıda, otomotiv, metalürji ve çimento sektörlerinden I-REC alma yönünde yoğun bir talep var. Çünkü I-REC alan firmalar, elektrik tüketimlerini yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarından sağladıklarını kanıtlıyor. Bu sertifikayla şirketler, yeşil enerjiye olan bağlılıklarını ve çevre dostu üretim süreçlerini uluslararası standartlara göre belgelemiş oluyor. İklim değişikliğinin dünyanın geleceğini etkilediği bir süreçte böylesine önemli bir alanda müşterilerimizin yanında yer almaktan, onlara bu hizmeti sunmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"PEK ÇOK AVANTAJ SAĞLIYOR"
Özellikle Avrupa Birliği (AB) ile ticaret yapanlar için yenilenebilir enerji sertifikalarının avantajlar sağladığını da kaydeden Savaş, sözlerine şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği'nin karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla yürürlüğe koyduğu Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) da I-REC sertifikasının önemini artırıyor. Bu mekanizma, AB sınırları dışında üretilen ve belirlenen karbon emisyon sınırını aşan ürünlere ek vergi uygulamasını getiriyor. I-REC bu süreçte sanayicilerimize destekleyici bir çözüm sunuyor ve karbon ayak izlerini ve çevresel etkilerini azaltmalarına yardımcı oluyor. I-REC sertifikaları satın alarak şirketler elektrik tüketimlerinden kaynaklanan karbon ayak izlerini azaltabilir ve bu sayede SKDM kapsamındaki karbon yükümlülüklerini daha kolay yerine getirebilirken enerji dönüşüm sürecine de katkı sağlıyor."
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.