Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kamuoyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayınlanan Borsa İstanbul açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sermaye Piyasası Kurulu kararı uyarınca devreye alınan Volatilite Bazlı Tedbir Sistemi (VBTS) kapsamında EUKYO.E ve TETMT.E payları 27/06/2024 tarihli işlemlerden (seans başından) 26/07/2024 tarihli işlemlere (seans sonuna) kadar emir paketi tedbiri ile işlem görecektir. Emir paketi tedbiri, "piyasa emri ve piyasadan limite emir girişinin kısıtlanması", "emir iptalinin, emir miktar azaltımı ile emir fiyat kötüleştirmesinin yasaklanması" ve "emir toplama bilgi yayınının kısıtlanması" uygulamalarını kapsamaktadır. İlgili payda halihazırda uygulanmakta olan ve VBTS kapsamında önceki aşamalarda tanımlanan tedbirler de (kredili işlem yasağı ile brüt takas tedbirleri) emir paketi tedbirlerinin uygulandığı süre boyunca devam edecektir.
Not: VBTS kapsamında getirilen tedbirler, payın işlem gördüğü pazarın/platformun işlem kuralları, pazar değişimi veya diğer nedenlerle uygulanan işlem esaslarından ayrı olarak değerlendirilir. Buna göre VBTS tedbirleri diğer düzenlemeler veya kararlarla uygulamaya alınan işlem esaslarının geçerlilik süresinden ayrı olarak tedbir süresinin sonuna kadar uygulanmaya devam eder.
https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/1302244
Türkiye ekonomi gundemi/Açıklanması beklenen ekonomik veriler
Saat Veri Dönem Tahmin Önceki
------ ----------------------------------- ----- ------ ------
10:00 TÜİK ekonomik güven endeksi Haziran 98.2
14:00 TCMB Para Politikası Kurulu faiz Kararı Haziran 50.0% 50.0%
14:00 BBDK haftalık bankacılık sektörü verilerini duyuracak
14:30 TCMB haftalık para ve banka istatistiklerini yayınlayacak
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın en riskli ve stresli mesleklerinin başında gelen hava trafik kontrolörü emekli ve muvazzaf askeri hava trafik kontrolörlerinin uluslararası standartlarda hak ve çıkarlarını korumak ve onları yasal yollardan temsil etmek ve mesleki gelişimlerini desteklemek amacıyla Emekli Askeri Hava Trafik Kontrolörleri (EAHK) Platformu kuruldu. Platformun başkanlığına, uzun yıllar Hava Kuvvetleri'nde Hava Trafik Baş Kontrolörü olarak hizmet vermiş deneyimli hava trafik kontrolörlerinden Emekli Askeri Hava Trafik Kontrolörü Zafer Yeşilgül getirildi.
Platformun kuruluşu nedeni ile yapılan açıklamada halen görevde olan ve emekli olmuş askeri hava trafik kontrolörlerinin mesleki haklarını korumak ve onların bilgi ve mesleki birikimlerini sivil-asker ayrımı olmadan Türkiye’nin hava sahası yönetimine katkı sağlayacak şekilde değerlendirmek olduğu belirtildi.
Hava Sahasının Yönetimine Katkı
Platform Başkanı Zafer Yeşilgül, askeri hava trafik kontrolörlerinin savaşta ve barışta Türkiye’nin hava sahası yönetiminde kritik bir rol oynayan profesyoneller olduğunu vurguladı. Yeşilgül, "Türk hava sahasının yönetimine sivil-asker ayrımı olmadan ICAO kuralları çerçevesinde uluslararası her türlü eğitimi almış ve gerektiğinde başta Afganistan gibi zor bir coğrafyada Birleşmiş Milletler adına yaklaşık 20 yıl Kabil Havalimanı gibi bir limanda Kabil hava trafiğini 7/24 tek başına idare edebilecek kadar tecrübeli ve profesyonel olan TSK mensupları olarak katkıda bulunmak istiyoruz," dedi.
Yeşilgül, platformun kuruluşu ve hedefleri hakkında şunları söyledi: "Birleşmiş Milletler adına görev yapan ve defalarca Birleşmiş Milletler'den övgü ve takdir alan bu profesyonelleri tanımamak, onları yok saymak ve bu zorlu mesleği yaparken hava trafik kontrolörü, ancak sıra özlük hakları ve maaş vermeye gelince sıradan bir astsubaymış gibi davranarak onları yok sayma devrinin artık bitmesi gerektiğini" belirtti.
Mesleki Tecrübelerin Paylaşımı
Yeşilgül, "Emekli Askeri Hava Trafik Kontrolörleri Platformu olarak, Türkiye’de emekli olmuş askeri hava trafik kontrolörlerinin bir araya gelerek mesleki tecrübelerini paylaşmalarını ve mesleki çıkarlarını savunmalarını sağlayacak bir platform oluşturduk. Amacımız, bu tecrübeleri kullanarak ülkemizin hava sahası yönetimi konusunda katkıda bulunmak ve yeni nesil askeri kontrolörlerin yetişmesine destek olmaktır," dedi.
Yeşilgül, platformun ileriye dönük olarak daha fazla emekli kontrolörü kapsayacak şekilde genişlemeyi ve ülkenin hava sahası yönetimi konusunda etkin rol oynamayı hedeflediklerini ifade etti.
Askeri ve Sivil Trafik Kontrolü
Açıklamada, Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki sivil trafiğin aktif olduğu meydanlarda sadece askeri hava trafik personelinin çalıştığı ve bu personelin hem askeri hem de yoğun sivil trafikleri uluslararası kurallar dahilinde yönettikleri belirtildi. Bu görevlerin, aynı kategorideki sivillere kıyasla yüzde 10 kadroyla üstlenildiği ifade edildi.
Yeşilgül, gerek Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nü (SHGM) gerekse Hava Kuvvetleri'ni olması gereken kadroların çok altında çalışan bu meydanların personel yetersizliğini gidermeye çağırdı. Aksi takdirde, beyin ve vücut yorgunluğundan kaynaklanabilecek hataların bedelinin ağır olacağına dikkat çekti.
Sivil Meydanlarda Askeri Kontrolörler
Zafer Yeşilgül, askeri kontrolörlerin sivil meydanlarda hizmet verdiği hakkında bilgi verdi. Konya, Malatya, Diyarbakır, Merzifon, Kayseri, Batman ve Cengiz Topel gibi meydanların kule ve yaklaşmalarının sadece askeri kontrolörler tarafından idare edildiği belirtildi. Muş, Erzurum, Dalaman, Bodrum, Antalya, Bursa Yenişehir, Çardak (Denizli) ve Çorlu’da ise askeri ve sivil kontrolörlerin ortak çalıştığı ifade edildi.
Yeşilgül, Doğu Akdeniz’in yaklaşma kontrolünü sağlayan İncirlik yaklaşmanın, İncirlik Üssü'ndeki Amerikalılara ait olan RAPCAN cihazında Amerikalılarla birlikte görev yapan ve sebebi bilinmemekle birlikte SHGM tarafından kullanılması yasaklanan Amerikan Federal Havacılık İdaresi (FAA) onaylı RAPCAN cihazı ile yapıldığını ve bunun ileride oluşabilecek bir hatada Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) ile sorun yaratabileceğini bildirdi.
Türk Cumhuriyetleri'ninTek Şemsiye Altında Birleşmesi Gerekiyor
Yeşilgül, "Avrupa Birliği'ne üye olmayan bir Türkiye'nin, ana kurucularından birinin Yunanistan olduğu Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı’na (EASA) üye olarak alınmamasına rağmen EASA kurallarını sıkı sıkıya takip ederek uygulamasının tam bağımsız Türkiye çıkar ve menfaatlerine ters düştüğünü" belirtti.
Yeşilgül, "Nasıl ki Amerika kıtası içindeki ülkeler kısa adı FAA olan 'Federal Havacılık İdaresi' altında birleşebiliyorsa, nasıl ki Avrupa Birliği ülkeleri tek hava sahası olarak EASA’da tek çatı altında birleşebiliyorsa Türk Cumhuriyetlerinin de tek şemsiye altında birleşmesi gerektiğini" ifade etti. Yeşilgül, Türk Cumhuriyetlerinin ortak havacılık kuralları çerçevesinde birlikte hareket etmesine öncülük eden bir Türkiye'nin maddi manevi kazançlarının milyarlarca USD olacağını belirtti.
Yeşilgül ayrıca, sivil hava trafik kontrolörlerinin inisiyatif kullanmama eylemini haklı bulduklarını, ancak askeri hava trafik kontrolörü arkadaşlarının maaş ve özlük haklarının aynı işi yapan ve aynı kulede birlikte görev yapan sivil hava trafik kontrolörleriyle aynı oranda korunulması gerektiğini belirtti.
Faaliyet Alanları
Platformun, sivil ve askeri kontrolörler arasındaki ayrıştırmanın ve yetki karmaşasının çözümünü ve askeri kontrolörlerin sivil kontrolörlerle aynı haklara ulaşmalarını sağlamak için çalışacağını ifade eden Yeşilgül, "Platform mesleki gelişim ve eğitim, hukuki haklar ve idari destek, teknolojik ilerleme ve inovasyon ile uluslararası işbirlikleri gibi alanlarda faaliyet gösterecektir," dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sanal ikiz deneyimlerinde bilimsel alanda lider Dassault Systemes ve İsviçreli biyoterapi şirketi CDR-Life, antikor bazlı biyolojik ilaçların kararlılığını incelemek üzere ortaklık kurdu.
Dassault Systemes'in Sözleşmeli Araştırma ekibi, stabilize edici varyantları belirleyen sanal “ya olursa (what if)” deneylerini yürütmek için BIOVIA yazılımını kullandı.
Dassault Systemes (Euronext Paris: FR0014003TT8, DSY.PA) tescilli M-gager platformunu kullanarak CDR-Life'ın, yeni nesil, yüksek oranda tümör seçici immünoterapiler geliştirmesini hızlandırmak için İsviçreli biyoterapi şirketi CDR-Life ile iş birliği yaptığını duyurdu.
Dassault Systemes'in Sözleşmeli Araştırma ekibinden bilim insanları, Dassault Systemes'in BIOVIA yazılımını ve CDR-Life'ın deneysel verilerini kullanarak T-hücresi bağlayıcıları olarak adlandırılan antikor tabanlı biyolojik bileşenler üzerinde sanal “ya olursa” deneyleri gerçekleştirmek için CDR-Life'tan bilim insanlarıyla birlikte çalıştı. Dassault Systemes ekibi, farklı molekülleri sanal olarak modellemek ve diğer moleküler işlevlerden ödün vermeden stabilite gibi istenen özelliklere sahip olanları belirlemek için bilim ve teknoloji alanındaki uzmanlığını kullandı. Sonuçların bütünsel ve sistematik bir analizinden sonra ekip, CDR-Life'a, laboratuvarda test edildiğinde başarı olasılığı en yüksek olan varyantları sağladı.
CDR-Life Keşif Lideri, Fabian Scheifele “Dassault Systemes'in Sözleşmeli Araştırma ekibiyle yaptığımız iş birliği, tescilli antikor tabanlı MHC hedefli T-hücresi yakalayıcı teknolojimize dayalı araştırma ve geliştirme çalışmalarımızı hızlandırdı. Birlikte çalışarak, protein mühendisliği platformumuz için sanal olarak elde edilen bilgileri kullanabilir, daha verimli ve etkili onkoloji tedavilerine giden yolu açabiliriz” dedi.
Kanserin başarılı tedavisinde bir anahtar adım olan yeni nesil immünoterapiler, bağışıklık sistemini olağanüstü özgünlükle kötü huylu hücrelere karşı harekete geçirerek onları yok etmesini sağlar. Antikor bazlı T-hücre bağlayıcıların stabilitesinin iyileştirilmesi, yüksek tümör hücresi öldürme gücü, daha uzun etki süresi ve bağışıklıkla ilişkili yan etki riskinin azalmasıyla sonuçlanabiliyor.
Dassault Systemes Yaşam Bilimleri ve Sağlık Endüstrisi Başkan Yardımcısı Claire Biot ise şunları söyledi: "Karşılanmamış tıbbi ihtiyaçların karmaşıklığı hasta deneyimini ve sağlık sonuçlarını etkiliyor. Her büyüklükteki ilaç ve biyoteknoloji şirketi, insanların daha sağlıklı yaşamalarına yardımcı olacak tedavilerin geliştirilmesini hızlandırmaya çalışıyor. Sonuca dayalı Sözleşmeli Araştırma hizmetimiz, müşterilerimizle projeler üzerinde çalışma şeklimizi değiştiren bir unsur. CDR-Life zamanını ve enerjisini en umut verici adaylarla önceliklendirilmiş deneylere odaklayabildi. Bu sadece bilim insanlarının laboratuvarlarında gerçekleştirmeleri gereken deney sayısını azaltmakla kalmadı, aynı zamanda nihai hedeflerine daha hızlı ulaşmalarına yardımcı olan yeni bilgiler sağladı."
Bilim temelli bir şirket olarak Dassault Systemes, Sözleşmeli Araştırma ekibi aracılığıyla, tüm sektörlerdeki mevcut ve yeni müşterilerinin karşılaştığı iş açısından kritik bilimsel zorluklara çözümler sunuyor. Örneğin pandemi sırasında bu hizmetler, hastanelerde, ofislerde ve kamusal alanlarda virüs yayılma risklerini modelleme, simüle etme ve değerlendirme projeleri için eyleme geçirilebilir sonuçlar ve içgörüler sağladı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
15 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren CHEP; hızlı tüketim ürünleri, gıda, içecek ve perakende sektörlerine tedarik zincirleri çözümleri sunuyor. CHEP’in mavi paletleri, paylaşıma ve yeniden kullanıma dayalı iş modeli ve ekipman kalitesiyle benzerlerinden ayrılıyor. Ayrıca mavi paletler Türkiye’de yerli tedarikçiler tarafından yerli hammadde kullanılarak üretiliyor. Palet kalitesini ve müşteri memnuniyetini sürekli artırmaya odaklanan CHEP, geliştirdiği son teknolojik sistemler ile de adından söz ettiriyor.
Teknolojik atılımlarıyla sektördeki öncü konumlarını kuvvetlendirdiklerini belirten CHEP Türkiye Operasyon Müdürü Emir Yalçınkaya, ‘’Konya’daki servis merkezimizde kalite kontrol süreçlerimizi geliştirmek amacıyla gelişmiş lazer ölçüm ekipmanları kullanıyoruz. Bu son teknoloji sistem, kırık veya standart dışı paletleri bir saniye içinde tespit etmemizi sağlıyor. Böylelikle müşterilerimize A+ kalitede paletler sunmamızı garanti ediyor’’ dedi.
‘’Hasarlı paletler otomatik operasyonları aksatabilir’’
İşletmelere sağladığı fayda üzerine görüş bildiren Yalçınkaya, ‘’Kaliteli paletler, Otomatik Depolama ve Geri Alma Sistemleri (AS/RS) ve robot forkliftler kullanan işletmeler için hayati önem taşıyor. Çünkü hasarlı paletler otomatik operasyonları aksatabilir. Lazer ölçüm ekipmanlarımız paletin her santimini titizlikle ölçerek kalite gereksinimlerimize uygun olup olmadığını kontrol ediyor. CHEP olarak bu girişimin sektörde öncülüğümü yapmaktayız ve bu alanda lider konumdayız. Bu yenilikçi yaklaşımımız, müşterilerimize en iyisini sunma de taahhüdümüzü pekiştiriyor.’’
‘’Küresel tedarik zincirinin görünmez omurgasıyız’’
Sundukları tedarik zinciri çözümlerinin küresel etkisine de değinen CHEP Türkiye Operasyon Müdürü Emir Yalçınkaya, “Palet havuzu, ölçek ve geniş bir küresel altyapı sayesinde çalışıyor. CHEP olarak, 60 yılı aşkın tedarik zinciri deneyimiyle inşa ettiğimiz bu ölçek sayesinde 500 binden fazla müşterinin temas noktasını destekleyen bir pazar lideri konumuna geldik. Küresel tedarik zincirinin görünmez omurgası olarak, dünya genelinde 60'tan fazla ülkede bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye teknoloji perakendeciliğinin ve e-ticaretin öncü markası Teknosa’nın datalarına göre Kurban Bayramı döneminde en çok tercih edilen teknolojik ürünler akıllı telefonlar, şarj cihazları, bluetooth kulaklıklar ve akıllı saatler oldu.
Teknosa, uzun bir tatil dönemine denk gelen Kurban Bayramı’nda tüketicilerin en çok ilgi gösterdiği teknolojik ürünleri açıkladı. Teknosa datalarına göre tüketici tercihlerinde akıllı telefonlar en çok satın alınan ürünler listesinde başı çekerken, telefonlarla birlikte şarj cihazları satışlarında artış yaşandı. Eğitim ve eğlencenin vazgeçilmezleri LCD TV’ler, tabletler ve bluetooth kulaklıklar popülerliklerini korurken, okulların kapanmasının da etkisiyle gaming notebook’lara olan ilgi arttı. Kullanım kolaylığıyla evlerin gözdesi şarjlı süpürgelere olan ilgi sürerken, yüksek çözünürlüklü ve büyük ekranlı televizyonlar popülerliklerini korudu. Sıcak havalarında da etkisiyle vantilatörler bu dönemde tüketici tercihlerinde öne çıktı.
Küçük ev aletlerine ilgi sürüyor
Kurban Bayramı’nda ciro katkısına göre en çok artış gösteren ürünler akıllı telefon, tablet ve gaming notebook olurken, satışlarda payı artan ürünler vantilatör, şarjlı süpürge ve gaming notebook oldu. Bir önceki hafta ile karşılaştırıldığında Kurban Bayramı’nda espresso makineleri %58, şarjlı süpürge %44, fritöz, ütü ve robot süpürge ise %30 oranlarında daha fazla satıldı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kaspersky'nin 27 Haziran Uluslararası KOBİ Günü öncesinde yayınladığı yeni bir rapor, sektörün maruz kaldığı virüs enfeksiyonları sayısının 2024'ün ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre %5 arttığını ortaya koydu. Bu dönemde yazılım ürünlerinin içine gizlenen veya onları taklit eden kötü amaçlı yazılım ve istenmeyen yazılımlarla karşılaşan kullanıcıların sayısı 2 bin 402 olurken, KOBİ ile ilgili yazılımları taklit ederek dağıtılan benzersiz dosya sayısı 4 bin 110 oldu. Bu rakam bir önceki yıla göre %8'lik bir artışa işaret ediyor ve saldırgan faaliyetlerinin artmaya devam ettiğini gösteriyor.
Kaspersky'nin son raporuna göre, küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) siber suçlular tarafından giderek daha fazla hedef alınıyor. En yaygın saldırı biçimi, virüslerin aksine genellikle yasal yazılımları taklit ettikleri için özellikle tehlikeli olan Truva atları olmaya devam ediyor. Truva atlarının uyarlanabilirlikleri ve geleneksel güvenlik önlemlerinden kaçma kapasiteleri, onları siber suçlular için yaygın ve güçlü bir araç haline getiriyor.
Kaspersky raporuna göre Ocak - Nisan 2024 döneminde Truva atı saldırılarının sayısını 100 bin 465 olarak kaydedilerek 2023'ün aynı dönemine göre %7'lik bir artış gösterdi. Bu siber tehditlerin karmaşıklığı ve gelişen doğası nedeniyle siber güvenlik çabaları için önemli bir endişe kaynağı haline gelen ve daha önce tespit edilmemiş çeşitli örneklerden oluşan bir kategori olan DangerousObjects'in oluşturduğu tehditlerden 83 bin 145 daha fazla. Söz konusu kötü amaçlı yazılımlara dair 17 bin 320 saldırı kaydedilmişti ki, bu da 2023'e kıyasla 6 bin 994 daha yüksek.
Microsoft Excel, 2023 ve 2024 yılları arasında dördüncü sıradan birinci sıraya yükselerek bir numaralı saldırı hedefi olma konumuna yerleşti. Microsoft Word ikinci sırada yer alırken, Microsoft PowerPoint ve Salesforce en çok hedef alınan üçüncü sıradaki uygulamalar oldu.
Kaspersky analistleri, KOBİ sektörüyle ilgili tehditler hakkındaki bilgilere erişmek için MS Office, MS Teams, Skype ve KOBİ'lerin kullandığı diğer programlar gibi seçilen uygulamaları Kaspersky Security Network (KSN) telemetrisiyle karşılaştırdı. Bu sayede söz konusu programları hedef alan kötü amaçlı dosyaların ve istenmeyen yazılımların yaygınlığının yanı sıra, bu dosyalar tarafından saldırıya uğrayan kullanıcı sayısı da belirlendi.
Kimlik avı saldırıları, KOBİ sektöründe sürekli bir tehdit olmaya devam ediyor ve işletmeler açısından yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor. Çalışanlara popüler hizmetleri, kurumsal portalları ve çevrimiçi bankacılık platformlarını taklit eden, görünüşte tanıdık ve meşru web sitelerine gidiyormuş gibi görünen bağlantılar gönderiliyor. Hedeflenen kişiler oturum açtıklarında, kullanıcı adlarını ve şifrelerini istemeden siber suçlulara vermiş oluyorlar veya otomatik siber saldırıları tetikleyerek hassas bilgileri ve iş güvenliğini tehlikeye atıyorlar.
Kaspersky Siber Güvenlik Uzmanı Vasily Kolesnikov, şunları söyledi: "İstihbaratımız, genellikle zayıf siber güvenlik farkındalığından kaynaklanan insan hatalarının KOBİ'ler için önemli bir güvenlik açığı oluşturmaya devam ettiğini ortaya koyuyor. Buna ek olarak ofis ortamlarında Microsoft Excel'in her yerde kullanılması, işletme genelinde yaygın olarak paylaşılan büyük veri kümelerinde kötü amaçlı verileri gizleyebilen ve manipüle edebilen siber suçluların saldırıları için ideal bir zemin hazırlıyor. KOBİ'ler genel olarak hedef alınmadıklarını düşünseler de birbiriyle bağlantılı varlıklardan oluşan devasa bir ekosistemin parçası olarak faaliyet gösteriyorlar ve siber suçlular her türlü zayıflıktan faydalanıyor. Bu nedenle, tüm KOBİ'lerin her türlü kurumsal varlığa erişim için net politikalar oluşturması, personele temel siber güvenlik kurallarına uymanın önemi düzenli olarak hatırlatması kritik önem taşıyor."
KOBİ sektörünü siber suçluların artan ilgisinden korumak, özellikle gelişmekte olan ekonomilerin önündeki küresel ekonomik, sosyal ve çevresel zorluklar açısından hayati önem taşıyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre gelişmekte olan ekonomilerdeki her 10 işten 7'si KOBİ sektöründe yer alırken, finansmana erişim orantısız bir şekilde zorlaşıyor. Bu da sektördeki işletmelerin kendilerini saldırılara karşı korumalarını zorlaştıran bir faktör.
İşletmenizi siber tehditlerden korumak için Kaspersky aşağıdakileri öneriyor:
" Şirketinizi çeşitli tehditlere karşı korumak için, her büyüklükteki ve sektördeki kuruluşlar için gerçek zamanlı koruma, tehdit görünürlüğü, EDR ve XDR'nin araştırma ve yanıt yeteneklerini bir araya getiren Kaspersky Next ürün serisindeki gibi çözümleri kullanın.
" Kurumsal hizmetlere erişim için güçlü parolalar kullanma alışkanlığını yaygınlaştırın. Uzak hizmetlere erişim için çok faktörlü kimlik doğrulama kullanın.
" E-posta kutuları, paylaşılan klasörler ve çevrimiçi belgeler dahil olmak üzere kurumsal varlıklara erişim için özel politikalar oluşturun. Bu politikaları güncel tutun ve bir çalışan işini yapmak için artık gerekli erişimlere ihtiyaç duymadığında veya şirketten ayrıldığında bu erişimleri kaldırın. Bulut hizmetlerindeki çalışan faaliyetlerini yönetmeye ve izlemeye yardımcı olabilecek ve güvenlik politikalarını uygulayabilecek bulut erişim güvenliği aracı yazılımı kullanın.
" Acil durumlarda kurumsal bilgilerin güvende kalmasını sağlamak için temel verilerinizi düzenli olarak yedekleyin.
" Yeni güvenlik açıkları için yamaları mümkün olan en kısa sürede yükleyin. Bu sayede tehdit aktörleri söz konusu güvenlik açıklarını kötüye kullanamaz.
" Güvenli internet davranışını aşılayan ve deneme için bir kimlik avı saldırısı simülasyonu içeren Kaspersky Automated Security Awareness Platform çözümü ile iş gücünüzü insan kaynaklı siber saldırılara karşı ekstra bir koruma katmanına dönüştürün. Böylece çalışanlarınız kimlik avı e-postalarını ve sosyal mühendislik ürünü diğer tuzakları nasıl tanıyacaklarını bilirler.
" Kaspersky Profesyonel Hizmetlerini uygulamak, işinde zorlanan BT departmanınızın iş yükünü optimize eder. Bu hizmetle Kaspersky uzmanları mevcut BT güvenliğinizin durumunu değerlendirir, ardından sorunsuz ve sürekli performans sağlamak için Kaspersky yazılımını hızlı ve düzgün bir şekilde yaygınlaştırır ve yapılandırır. Kaspersky Premium Destek ise iş süreçlerini daha az etkileyerek teknik olayların daha hızlı çözülmesini sağlar.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dil yapay zekasında küresel bir lider olan DeepL, bugün Asya Pasifik, Afrika, Avrupa, Amerika, Antartika ve Kuzey Amerika'da 165 yeni pazarın eklenmesiyle işletmelere yönelik çeviri çözümü DeepL Pro'nun dünya çapında lansmanını duyurdu.
Uluslararası bu genişleme, işletmeler arasında özel yapay zeka çözümlerine yönelik artan talebi karşılamak üzere büyüyen DeepL için önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. Bugün Nikkei, Deutsche Bahn ve Zendesk gibi dünya çapında 100 binden fazla işletme ve hükümet, yeni pazarlara açılmak, müşteri hizmetlerini iyileştirmek, çeviri ve yerelleştirmenin şirketlere yarattığı maliyetleri azaltmak için DeepL'in Dil Yapay Zeka platformuna güveniyor.
DeepL CEO'su ve Kurucusu Jarek Kutylowski düşüncelerini "Giderek daha fazla şirket yapay zekanın potansiyelini keşfediyor ve işletmelerine gerçek anlamda değer katan ve yatırım getirisi sağlayan teknolojiler arıyor. DeepL, şirket içi operasyonlardan müşteri hizmetlerine kadar önemli dil kullanım durumları için somut, kanıtlanmış faydalar sağlayan yapay zeka teknolojileri geliştirerek yalnızca bir yapay zeka şirketi olmanın ötesine geçiyor. Misyonumuz, dünya çapındaki işletmeler için dil engellerini ortadan kaldırmak. Dünya çapındaki yayılımımız, bu vizyonu gerçekleştirme yolunda çok önemli bir adıma işaret ediyor ve küresel işletmelerin çalışma ve büyüme şeklini yeniden şekillendirmemize ve dönüştürmemize olanak tanıyor." sözleriyle aktardı.
67,9 milyar dolarlık dil endüstrisini dönüştürmek için yapay zeka dağıtımına öncülük ediyor
Küresel işletmeler arasında yapay zeka çözümlerine olan talep artıyor; işletmelerin yüzde 42'si halihazırda aktif olarak yapay zeka kullanıyor ve yüzde 40'ı potansiyelini araştırıyor. Hızla gelişen bu ortamda DeepL, 67,9 milyar dolarlık dil endüstrisini dönüştürmek için yapay zeka dağıtımına öncülük ederek; üretim, hukuk, perakende, sağlık, teknoloji ve profesyonel hizmetler dahil olmak üzere birçok farklı sektörde işletmeler için tercih edilen Dil Yapay Zekası sağlayıcısı haline geldi.
DeepL'in abonelik hizmeti DeepL Pro'yu da içeren özel Dil Yapay Zeka platformu, iç iletişimden müşteri desteğine ve uluslararası pazar genişletmeye kadar dille ilgili zorlukları ele alarak bugün küresel işletmeler için kritik bir yatırım haline geldi.
Genel amaçlı yapay zeka sistemlerinden farklı olarak DeepL'in son teknolojiye sahip dil çözümleri, dil için özel olarak ayarlanmış özel yapay zeka modellerine dayanıyor ve bu da çeşitli kullanım durumları için daha doğru çeviriler yapılmasına olanak sağlıyor ve oluşabilecek bilgi hataları riskini azaltıyor. İş hayatında ticari çeviriler ve çevirilerin doğruluğu çok önemli olduğundan bu alanda özel olarak eğitilen yapay zeka modelleri, küresel işletmeler için en güvenilir çözüm haline geliyor.
Pro abonelikle işletmeler; doğru, tutarlı ve insan benzeri akıcılık sağlayan birinci sınıf çeviri hizmetlerine erişim kazanıyor
Temel DeepL Pro avantajları aşağıdakileri içeriyor:
" Sınıfının en iyisi veri güvenliği: Maksimum müşteri gizliliği için tüm veriler işlendikten sonra silinir. Profesyonel metinler hiçbir zaman üçüncü taraflarla paylaşılmaz veya DeepL'in yapay zekasını eğitmek için kullanılmaz. Buna ek olarak DeepL, dünyadaki en katı düzenleyici ortamlardan birinde faaliyet gösterir ve ISO 27001 ve SOC 2 Tip II uyumluluğunun yanı sıra; veri koruma, veri gizliliği ve kişisel verilerin aktarımına ilişkin tüm GDPR düzenlemelerine uyar.
" Sınırsız metin çevirisi: Yüksek hacimli çeviri ihtiyaçları olan şirketler, taleplerini kolay ve etkili bir şekilde karşılamak için DeepL Pro'nun sınırsız metin çevirisine güvenebilirler.
" Benzersiz çeviri kalitesi: DeepL'in çeviri çözümleri, dil ve çeviri kullanım durumları için özel olarak tasarlanmış tescilli, özel yapay zeka modelleri tarafından desteklenir ve bu da genel modellere kıyasla daha hassas çeviriler sağlar. DeepL ayrıca üstün kalite sağlamak için dil uzmanlarından gelen insan geri bildirimlerini de içerir.
" Gelişmiş kişiselleştirme: DeepL Pro'nun genişletilmiş kişiselleştirme özellikleriyle marka mesajları tutarlı hale gelir ve ve iletişimi kolaylaşır.
" Gelişmiş belge çeviri kapasitesi: DeepL Pro, orijinal biçimlendirmeyi korurken daha büyük dosyaların çevrilmesine olanak tanır ve işletmelerin belge çeviri ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılamalarına yardımcı olur.
" DeepL API ile sorunsuz entegrasyon: DeepL API Pro aboneliğiyle kuruluşlar; web sitelerini, uygulamaları, dahili ürünleri ve daha fazlasını zahmetsizce çevirebilir ve geniş ölçekte kusursuz çok dilli iletişimi kolaylaştırabilir.
Şirketlere yüzde 345 yatırım getirisi sağlıyor
DeepL'in Dil Yapay Zeka platformunun aynı zamanda önemli ölçüde maliyet tasarrufu ve verimlilik sağladığı da kanıtlandı. Bu sene yapılan bir Forrester araştırması, DeepL kullanımının küresel şirketler için yüzde 345 yatırım getirisi sağladığını, çeviri süresini yüzde 90 oranında azalttığını ve bu sayede iş yükünü de yüzde 50 azalttığını ortaya çıkardı. Bu sonuçlar, gelirlerini artırmak ve yeni girişimler yapmak isteyen şirketler için platformunun gücünün altını çiziyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.