Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Türkiye ekonomi gündemi/Açıklanması beklenen ekonomik veriler
Saat Veri Dönem Tahmin Önceki
------ ----------------------------------- ----- ------ ------
10:00 İhracat Beklenti Endeksi 4.çeyrek 104,5
10:00 İthalat Beklenti Endeksi 4.çeyrek 107,6
17:30 Hazine Faiz Dışı Dengesi Eylül -108.33 milyar TL
17:30 Hazine Nakit Dengesi Eylül -194.62 milyar TL
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Avrupa'da Türkiye'nin ekonomik, siyasal ve kültürel özellikleri hakkında bilgileri derinleştirmek, Türkiye-Fransa, Türkiye- AB ilişkilerini ve AB entegrasyon sürecini geliştirmek amacıyla Paris'te çalışmalarını yürüten Institut du Bosphore; "Boğaz'da Buluşmalar" Seminerini 3-4 Ekim tarihlerinde İstanbul'da düzenledi.
Fransa ve Türkiye'nin yanı sıra, Avrupa Birliği çevrelerinden üst düzey konukların davetli olduğu etkinliğin açılış kokteyli 3 Ekim Perşembe günü Pera Müzesi'nde T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay'ın açış konuşmasıyla gerçekleşti.
"Küresel Sınamalara Karşı Stratejik Yanıtlar" başlığı altında 4 Ekim tarihinde düzenlenen seminerin ise açılış konuşmaları Institut du Bosphore Başkanı Bahadır Kaleağası, Institut du Bosphore Bilim Kurulu Eş-Başkanı Ümit N. Boyner, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Nadia Fanton ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından yapıldı.
Seminerin açılışında konuşan Institut du Bosphore Bilim Kurulu Eş Başkanı Ümit N. Boyner şu ifadeleri kullandı:
"On beş yıl önce TÜSİAD'ın girişimiyle kurulan Institut du Bosphore, Türkiye-Fransa ekseninden hareketle, AB, transatlantik ve küresel konuları içeren gündemde ortak noktaları yakalamayı hedeflemekte. Çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz. Bu ortamda Türkiye'nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerinin, değer ve kurallara dayalı niteliğinin korunarak sürdürülebilir ve kapsayıcı politikalar ile geliştirilmesi her zaman olduğundan daha büyük önem taşıdığını vurguluyoruz."
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan açılış konuşmasında şu sözlere yer verdi:
"23 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaşan ikili ticaret hacmi ve ülkemizin sekizinci büyük tedarikçisi konumunda olan Fransa, Türkiye için stratejik öneme sahip bir ülke. Fransa'nın da desteği ile, Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılması ve somut bir zeminde ilerlemesi, tüm Avrupa'nın rekabetçiliğine ve açık stratejik özerkliğine katkı sağlayacaktır."
Fransa ve Türkiye'nin gündeminde olan ortak risk ve fırsatların tartışılmasına zemin hazırlamak ve önümüzdeki dönemde göreve gelecek AB Komisyonu ve Fransa hükümetine yeni perspektifler sunmak hedefiyle iki oturumdan oluşan etkinlik çerçevesinde "Değişen Küresel Düzende Avrupa'nın Geleceğini Şekillendirmek" ve "Bir Uygarlık Dönüşümü? Teknoloji, İklim ve Ekonomi" başlıklı oturumlar gerçekleştirildi.
2009 yılında, Paris'te TÜSİAD'ın girişimiyle kurulan Institut du Bosphore, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne entegrasyonu kapsamında attığı adımların güçlendirilmesi ve toplumlar arası sivil diyaloğun arttırılması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hava taşımacılığı sektörünün önemli global etkinliklerinden WTW Airport Conference 2024, 2-4 Ekim tarihleri arasında İstanbul Çırağan Palace Kempinski Otel'de gerçekleştirildi. Dünyanın farklı ülkelerinden üst düzey sektör temsilcilerinin katıldığı konferansta ikinci gün açılış konuşmasını yapan İSG CFO'su Tahirah Mohamed Nor, pandeminin havacılık sektörüne etkilerini ve sonrasını değerlendirdi. Havacılık sektöründe yapay zeka uygulamalarının ele alındığı oturumda ise İSG Bilgi İşlem ve Otomasyon Direktörü İsmihan Baysal Anderson katılımcılarla buluştu.
Türkiye'nin ikinci, Avrupa'nın dokuzuncu en yoğun havalimanı olan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı CFO'su Tahirah Mohamed Nor, WTW delegelerine hitaben yaptığı konuşmada, pandemi döneminde sektörde yaşananları hatırlatarak şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'nin Asya ve Avrupa arasındaki stratejik konumu, Türkiye'yi havacılık sektöründe bir transit merkezi ve Avrupa pazarı için kritik bir oyuncu haline getiriyor. Küresel olarak, Covid-19 pandemisi yolcu talebinde beklenmedik ve dramatik bir düşüşe neden oldu. Havacılık sektörü, 2020-2022 döneminde toplamda yaklaşık 182 milyar dolar zarar etti. Operasyonlarımızı mart sonundan 1 Haziran 2020'ye kadar 2 ay süreyle durdurmak zorunda kaldık. Haziran 2020'ye kadar havacılık sektörü hem yurt içi hem de uluslararası uçuşları kademeli olarak yeniden başlattı. 2022 yılında İSG 2019 trafiğinin %87'si ile yılı kapatırken 2023 toparlanma açısından daha iyi bir yıl oldu. 2023 yılını 37,1 milyon yolcu ile tüm zamanların en yüksek yolcu seviyesine ulaşarak kapattık ve bu yolcu trafiğinin ana unsuru uluslararası yolcular oldu. 2023 yılındaki bir diğer önemli dönüm noktası da 2. pistin devreye alınmasıydı. İSG, 2024 yılında ise büyüme ivmesini daha da artırdı. Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'ya 13 yeni rota açarak bölgesel bir havacılık merkezi olarak konumunu güçlendirdi. ACI Europe 2024 Haziran Hava Trafiği Raporu'na göre İSG, 2024 yılında 2019'a kıyasla %18,5 büyüme kaydederek "MEGA Havalimanları" kategorisinde en yüksek artışı yakalayan 2. havalimanı oldu. Bu yılın ilk dokuz ayında ise 31 milyon yolcu ağırladık. Covid-19 sürecinde hükümetin hayata geçirdiği önlemler ve İSG'nin krize hızla uyum sağlayarak bu dönemi 'sıfır işten çıkarma' ile terminal yenilemenin yanı sıra altyapı ve operasyonel alanları geliştirme çalışmalarına ağırlık vererek geçirmesi, havacılık sektörünün gördüğü belki de en büyük krizden sonra hızla toparlanılmasını ve hatta eski seviyelerin de üzerine çıkılmasını sağladı. İSG olarak potansiyel riskleri değerlendirip önlem alma kabiliyetimiz, sürekli güncellenen kriz yönetim planımız ve ileri teknolojilerle tüm operasyonel verilerin anlık olarak takibi sayesinde kriz durumlarındaki dayanıklılığımızı tekrar gösterdik."
"Yapay zeka, seyahat deneyimini inovatif hale getirdi"
ISG Bilgi İşlem ve Otomasyon Direktörü İsmihan Baysal Anderson ise "Havalimanları ve Yapay Zeka Devrimi: Fırsatlar ve Zorluklar" başlıklı yapay zeka oturumunda şunları söyledi:
"Havayolu seyahatlerinin hızla gelişen dünyasında artan yolcu sayılarıyla birlikte, yapay zeka tüm deneyimi inovatif hale getirmede önemli bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Operasyonları optimize etmek ve yolcu deneyimini iyileştirmek için pek çok fırsat yaratan yapay zeka destekli teknolojiler aynı zamanda bir takım yasal riskler de barındırıyor. AI teknolojileri; uçuş planlaması, güvenlik ve bagaj yönetimi gibi süreçlerde operasyonel verimliliği artırarak daha hızlı ve sorunsuz bir yolculuk deneyimi sunarken kişiselleştirilmiş hizmetler ile yolcu memnuniyeti de artıyor. Ancak bu devrim beraberinde bazı zorlukları da getiriyor. Veri gizliliği ve güvenliği gibi yasal riskler ön plana çıkarken, havalimanlarında iş sürekliliğinin sağlanması için bu teknolojilerin güvenilirliğine yatırım yapmak gerekiyor. Biz de İSG olarak hızla gelişen teknolojiye uyum sağlamak hem altyapımızı hem de çalışanlarımızın niteliğini bu teknolojilerle uyumlu hale getirmek için sürekli çalışıyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Global moda markası DAMAT TWEEN, döngüsel modadaki öncülüğünü DCEY iş birliği ile taçlandırdı. İş birliği kapsamında asaletin simgesi olan DAMAT TWEEN smokinleri, artık DCEY ayrıcalığı ile kiralanabilecek.
Sürdürülebilirlik felsefesi ışığında “döngüsel moda”nın çok güçlü bir öncüsü olan DAMAT TWEEN, bu alanda bireysel ve toplumsal farkındalığı artırma amacıyla attığı adımlara yenisini ekledi. Bir Orka Holding markası olan DAMAT TWEEN, insani ve çevresel duyarlılığı ekseninde döngüsel modadaki öncülüğünü lüks elbise ve aksesuar kiralama hizmeti veren Davet Çok Elbisem Yok (DCEY) ile iş birliği yaparak taçlandırdı.
İş birliği kapsamında asaletin simgesi olan eşsiz kalitedeki DAMAT TWEEN smokinleri, artık DCEY ayrıcalığı ile kiralanabilecek. Dünyanın en kaliteli kumaşlarının kusursuz kalıplar ve eşsiz bir işçilik sanatı ile buluştuğu DAMAT TWEEN smokinleri, aynı zamanda yüksek esneme kabiliyeti sayesinde tüm özel gecelerde şıklığı konfor garantili olarak sunuyor.
Orakçıoğlu: Lüksü sürdürülebilir ve ulaşılabilir kılıyoruz"
Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “DAMAT TWEEN'i stiline özen gösteren herkesle bulusturmayı amaçlıyoruz. Bu anlamda DCEY iş birliğimiz, lüksü sürdürülebilir moda ekseninde ulaşılabilir kılmak için anlamlı oldu" dedi.
Orka Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Grup Başkanı Büşra Orakçıoğlu Biberoğlu “DAMAT TWEEN olarak DCEY ile modaya olan tutkumuzun ve sürdürülebilirlik ruhumuzun buluştuğu güçlü bir iş birliğine imza attık ve bu anlamlı iş birliği ile döngüsel moda için alternatif alan yarattık. ‘Döngüye Saygı’ mottomuz ışığında yıllar öncesinden üretimden tasarıma çok önemli yatırımları devreye almış durumdayız. Gelecek yıldan itibaren koleksiyonlarımızın yüzde 90’ını geri dönüştürülmüş malzemelerden üretmeyi hedefliyoruz” dedi.
DCEY Kurucusu Eda Franci “DCEY, paylaşım ekonomisinin ve döngüsel modanın ilk örneği olarak kiralama bilincini Türkiye’de hızla yaymaya devam ediyor. Bunun için 14 yıldır çok çalışıyoruz. Hedefimiz tüketime bilinç ve farkındalık sağlamak ve lüksü ulaşılabilir kılmak. Damat Tween ile iş birliğimiz bu açıdan çok güzel ve anlamlı oldu” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
“Sürdürülebilirlik: Etik, İtibar ve Gri Alanlar” temasıyla gerçekleşen panelde, sürdürülebilirlikte "Konuşul(a)mayanlar" ele alındı. Panelde; İnci Holding Yönetim Kurulu Genel Sekreteri (Kurumsal Yönetim, Etik ve Sürdürülebilirlik) Filiz Morova İneler, RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi Kurucu Başkanı Salim Kadıbeşegil ve Metsims Sürdürülebilirlik Müdürü Orhan Atacankonuşmacı olarak yer aldı. Panelin moderatörlüğünü ise Sürdürülebilirlik Adımları Derneği Başkanı Emrah Kurum üstlendi.
Sürdürülebilirlik Adımları Derneği ve Metsims Sustainability Consulting iş birliğiyle, TARKEM ev sahipliğinde, İnci Holding ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Sürdürülebilirlik ve Kent Stratejileri Şube Müdürlüğü yerel paydaşlığında; 3 Ekim’de düzenlenen “Konuşul(a)mayanlar” etkinliği, sektörün önde gelen isimlerinin katılımıyla büyük ilgi gördü. Etkinliğin ana teması olan “Sürdürülebilirlik: Etik, İtibar ve Gri Alanlar” üzerine düzenlenen panelde, sürdürülebilirlikle ilgili pek çok önemli gündem masaya yatırıldı.
Panelde, şirketlerin sürdürülebilirlik uygulamalarında karşılaştığı etik ikilemlerin neler olduğu, kurumsal itibarın önemi ve gerekliliği, sürdürülebilirliğin gri alanlarının nasıl belirsizlikleri içerdiği detaylı bir şekilde incelendi. Ayrıca, yerel ve küresel düzeyde sürdürülebilirlik alanında karşılaşılan zorluklar ve gelecekte yapılması planlanan adımlar üzerinde duruldu.
Etik kurulu olan şirketin etik problemi vardır
Kurumsal itibar yönetimi kavramının Türkiye’de tanınması ve yer etmesine öncülük eden Salim Kadıbeşegil, etik, itibar ve sürdürülebilirlik arasındaki ilişkiyi tanımlarken üç anahtar sözcük olduğuna dikkat çekti. “Meselenin özü olan 1987 Brundtland raporunu ve bunu takip eden 1992 Birleşmiş Milletler Üye Konferansını hatırlayacak olursak; sürdürülebilir insanî gelişim meselesi ilk anahtar sözcüğümüz. Ancak bugün gündemimizde insanî gelişim dışında her şey var. Sürdürülebilirliğin içinden insan çekilip çıkarıldığı için etik ve itibar olmayan işlerin peşine düşülüyor. İkinci anahtar kelimemiz büyüme. Büyüme, insanların baş düşmanı. Etik ve itibarın olduğu yerde büyüme olmaz. Üçüncüsü ise kazan-kazan-kazan dönemi. Sanayi Devrimi ile birlikte kapitalizm, tek bir grubun kazanması üstüne kuruldu. 1950’lerden sonra tek bir grubun kazanmasının yeterli olmadığını görünce kazan-kazan dönemi başladı. Gezegenin kazananlar arasında olmadığı bir iş modeliyle yol almamız mümkün değil. Dolayısıyla iş modellerinin kazan-kazan-kazan üzerine kurulması lazım.” Çarpıcı tespitlerde bulunan Kadıbeşegil, bir şirkette etik kurulu varsa, o şirketin çok ciddi etik sorunları olduğuna vurgu yaparak; değerlerin şirket içinde doğru tanımlandığı takdirde etik kuruluna ihtiyaç kalmayacağını sözlerine ekledi.
Etik liderlik ve üst yönetimin sorumluluğu
Sürdürülebilirlik stratejilerinin sadece çevresel değil, etik sorumlulukları da içeren çok boyutlu bir yaklaşım olduğunu söyleyen İnci Holding Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Filiz Morova İneler, şirketlerin amaçları ve değerleri çatıştığında itibarın ve sürdürülebilirlik stratejilerinin zedelendiğini dile getirdi. Bu noktada, etik liderliğin devreye girdiğini ifade eden Morova İneler, “Üst yönetimin sorumluluğu, sürdürülebilirlik stratejilerini davranış modellerine yansıtmakla başlıyor. Etik liderlik, gayri maddi varlıkların doğru yönetilmesi açısından kritik bir öneme sahip. Üst yönetim, şirketin itibarını ve güvenilirliğini sürdürebilmek için sadece finansal hedeflere odaklanmamalı, aynı zamanda paydaşların çıkarlarını gözeten objektif ve etik kararlar almalıdır. Bu tür bir yaklaşım, şirketin uzun vadeli sürdürülebilirliğini garanti altına almanın yanı sıra, çalışanlar üzerindeki baskıyı azaltarak daha güçlü bir kurumsal kültür yaratır. Sadece söylemde değil, eylemde de etik liderlik örneği sergilemek zorundayız."
Radikal değişiklikler için uzun vadeli hedeflere ihtiyaç var
Sürdürülebilirlikte söylemlerle eylemlerin arasındaki boşluğu değerlendiren Metsims Sustainability Consulting Sürdürülebilirlik Müdürü Orhan Atacan, somut ve ölçülebilir çıktıların eksikliğini ifade etti. Şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda geç kalmışlık hissiyatını telafi etmek amacıyla hızlı hazırlanmış, temelsiz stratejiler geliştirebildiklerine değindi. Sürdürülebilirlikte tedarik zinciri işleyişinin, şirketlerin en çok göz ardı ettiği gri alanlardan biri olduğunu ifade eden Atacan, “Her bir departmanın karar süreçlerinde sürdürülebilirliğe uygun, etik çerçevede hareket edip etmediklerine itina ile bakmaları gerekiyor. Şirketler, ancak gri alanlarla baş etme kapasitesini artırarak etik bir duruş sergileyebilirler. Bununla birlikte karar alma süreçlerinde veri kullanımı çok önemli, ancak bilinçli olarak veya farkında olmadan veriler manipüle edilebiliyor. Sürdürülebilirlik raporlarında ‘-mış gibi gösterme’ ciddi etik problemlere neden oluyor. Bunu önleyebilmek için her bir çalışanın ve yönetimin etik bilince sahip olması gerekiyor.”
Sürdürülebilirlik Adımları Derneği ve Metsims Sustainability Consulting, “Konuşul(a)mayanlar” etkinlik serisinin ilkini İstanbul’da gerçekleştirmişti. Etkinliğin üçüncüsü Kasım 2024’te Gaziantep’te düzenlenerek sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı ve sektörler arası iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Emirates, enerji verimliliğini ve sürdürülebilirliği artırmaya yönelik önemli bir adım atarak, Dubai'deki Emirates Mühendislik Merkezi'nde büyük ölçekli bir güneş enerjisi projesi başlatmak üzere Etihad Clean Energy Development ile ortaklık kurduğunu duyurdu.
2024 Dünya Yeşil Ekonomi Zirvesi'nde yapılan anlaşmanın imza törenine, Dubai Yüksek Enerji Konseyi Başkanı ve Emirates Havayolu ve Grubu Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Şeyh Ahmed bin Saeed Al Maktoum ve Dubai Yüksek Enerji Konseyi Başkan Yardımcısı ve Dubai Elektrik ve Su İdaresi (DEWA) Genel Müdür ve CEO'su Saeed Mohammed Al Tayer katılım sağladı.
İş birliği kapsamında gerçekleştirilecek olan proje, Emirates Mühendislik Merkezi'ndeki fotovoltaik (PV) sistemlerinin geliştirilmesi, mühendisliği, tedariki, inşası, test edilmesi ve devreye alınmasının yanı sıra 20 yıllık işletme ve bakım hizmetlerini de içeriyor.
Toplam 39.960 güneş panelinin kurulmasıyla birlikte bu panellerin, tesisin yıllık enerji tüketiminin %37'sini karşılayacağı öngörülüyor. Tam kapasitede çalıştığında ise her yıl CO2 eşdeğer emisyonlarını 13.000 tondan fazla azaltması bekleniyor. Toplam kapasite 23.177 kWp olarak planlanırken, yıllık üretimin 34.301.960 kWh olacağı tahmin ediliyor.
Emirates Havayolu ve Grubu Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Şeyh Ahmed bin Saeed Al Maktoum konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Sürdürülebilirlik stratejimizin bir parçası olan bu girişim, Emirates'in yenilenebilir enerji çözümlerine olan taahhüdünü ve devam eden yatırımlarını öne çıkartıyor. Emirates Mühendislik Merkezi'ne güneş enerjisini entegre ederek, BAE'nin temiz enerji hedeflerini desteklerken karbon ayak izimizi de önemli ölçüde azaltıyoruz. Sürdürülebilirlik yolculuğumuza bir kilometre taşı daha ekleyen ve tesislerimizdeki güneş enerjisi paneli kurulumlarının sayısını büyük ölçüde artıran bu fotovoltaik güneş enerji sistemleri projesinde Etihad Clean Energy Development ile ortaklık yapmaktan memnuniyet duyuyoruz."
Saeed Mohammed Al Tayer ise konuyla ilgili şunları söyledi: "Bölgenin önde gelen enerji verimliliği çözümleri sağlayıcısı Etihad Clean Energy Development, yüksek performanslı enerji sistemleri sunma konusundaki uzmanlığını sergileyerek projeye öncülük edecek. Bu ortaklık sayesinde Etihad Clean Energy Development ve Emirates, güneş enerjisi sistemlerinin uzun vadeli operasyonel verimliliğini sağlarken, karbon emisyonlarında ve enerji maliyetlerinde önemli düşüşler elde edecek. Bu dönüm noktası niteliğindeki projede Emirates ile iş birliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Ortaklığımız sadece BAE'nin sürdürülebilir bir gelecek vizyonunu desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda havacılık sektöründe yenilenebilir enerjinin benimsenmesi için de bir emsal teşkil ediyor."
İşletme ve bakım için yapılan 20 yıllık anlaşma ile fotovoltaik enerji sistemleri, Emirates Mühendislik Merkezi'nin temiz enerji kullanıp verimli bir şekilde çalışmaya devam etmesini temin ederek uzun vadede çevresel fayda sağlayacak. Bu proje, her iki şirketin de BAE'nin yenilenemeyen enerji kaynaklarına bağımlılığı azaltmaya ve düşük karbonlu bir geleceğe doğru ilerlemeye odaklanan sürdürülebilirlik gündemini desteklemeye yönelik daha geniş kapsamlı çabalarının bir parçası olarak öne çıkıyor.
Dubai'de Emirates'in sahip olduğu ve yönettiği, güneş paneli kurulumları yapılmış diğer tesisler arasında Emirates Uçuş İkram Hizmetleri Tesisi ve bir spor tesisinde bölgenin ilk ve en büyük güneş enerjili otoparkına sahip olan Sevens Stadyumu yer alıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yaşam için Doğrusu’ diyerek hayvan hakları konusunda duyarlılığı artırmayı hedefleyen projelerine devam eden CarrefourSA, 2015 yılından bu yana HayKonfed’le gerçekleştirdiği ‘Dost Hareketi’ projesi kapsamında desteklerine devam ediyor. 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’ne özel düzenlenen etkinlikte ise CarrefourSA müşterileri ve çalışanları, sokak hayvanlarını soğuk kış günlerinde koruyacak kulübeler üretmek için bir araya geldi.
CarrefourSA’nın 2015 yılında Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HayKonFed) ile başlattığı Dost Hareketi projesi, sokakta ve barınaklarda yaşayan sahipsiz hayvanlara destek sağlamayı sürdürüyor. Proje kapsamında son 9 yılda 50.000 adet özel tasarımlı alışveriş çantası satılarak projeye kaynak yaratılırken; aynı zamanda 2.000 gönüllünün katılımıyla gerçekleştirilen 50’den fazla etkinlik sayesinde bugüne kadar yapılan mama dağıtımı 74 tona ulaştı.
“Sorumluluğumuz sadece doğa ve çevreyle sınırlı değil”
“CarrefourSA olarak, 67 ilde 1200’e yakın mağazamız, bayilerimiz de dahil olmak üzere 15.000 kişiye ulaşan kadromuzla sorumluluğumuz sadece doğaya, çevreye ve tüketiciye değil. Hayvan dostu marka anlayışıyla hayatımızın bir parçası olan patili dostlarımıza karşı da sorumluluğumuz var.” diyen CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, “CarrefourSA olarak hayvan dostlarımız için de ‘doğrusu’nu yapmaya devam ediyoruz. 2015 yılından bu yana HayKonFed ile yürüttüğümüz Dost Hareketi’nde mağazalarımızda yer alan yenilebilir tüketim ürünlerinin sokaktaki dostlarımıza ulaşmasını sağlarken, düzenlediğimiz kampanyalarla müşterilerimizin de bu hareketin bir parçası olmasını ve farkındalık kazanmasını hedefliyoruz. Böylelikle hem sokak hayvanlarının temiz gıdaya ulaşmasına yardımcı oluyor hem de taze gıdaların atığa dönüşmesini engelleyerek faydalı bir şekilde kullanılmasını sağlıyoruz. Bunların yanı sıra CarrefourSA, HayKonFed çanta satışlarından elde edilen gelirle de HayKonFed’e destek veriyoruz.” dedi.
Sokak hayvanları için kulübeler hazırladılar
4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’ne özel olarak CarrefourSA İstinye mağazasında düzenlenen dayanışma etkinliğinde ise müşteriler ve çalışanlar sokak hayvanları için bir araya geldi. Etkinlik boyunca yapılan kulübeler, CarrefourSA çalışanları ve gönüllü müşteriler tarafından yaşadıkları bölgelere bırakılarak sokak hayvanlarına ulaştırılacak.
CarrefourSA sokak hayvanlarının beslenmesine katkı sağlamak için pet ürünlerinde geçerli 1 alana 1 bedava kampanyasıyla, müşterilerinin de bu ürünlere uygun fiyatlarla ulaşmasını sağlıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
IP video ve ağ tabanlı güvenlik çözümleri alanında dünya lideri konumunda olan Axis Communications, sektördeki 40. yılını kutladı.
Axis Communications, güvenlik ve video gözetim endüstrisindeki 40. yılını, İstanbul'da iş ortaklarıyla birlikte özel bir akşam yemeğinde kutladı. Bu özel geceye, İsveç İstanbul Başkonsolosu Johanna Strömquist ve Axis'in kurucu ortaklarından ve ağa bağlı kameranın mucidi olan Martin Gren de katıldı.
Fiziksel cihazların internete bağlanması fikrini şekillendiren ve “Nesnelerin İnterneti” (IoT) kavramının oluşumunda da kilit rol üstlenen Martin Gren, yaptığı konuşmada düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi: “Axis'in 40. kuruluş yılını burada, İstanbul'da kutlamaktan büyük mutluluk duyuyorum ve iş ortaklıklarımızla birlikte daha nice kırk yıllarda yeni başarı ve inovasyonlara imza atmayı diliyorum."
Orta Asya Bölge Satış Müdürü Ayşegül Demirkol bu önemli dönüm noktası için şunları söyledi: " Bu sadece bizim değil, aynı zamanda sektörde devrim niteliğinde yeniliklere imza atan bir şirket olarak güvenlik dünyasında bir dönüm noktası. 40 yıldır birlikte yürüdüğümüz bu yolculuk, inovasyon, sürdürülebilirlik ve kaliteye olan kararlılığımızın somut bir göstergesidir."
İsveçli bir girişimci olarak 1996 yılında dünyanın ilk ağa bağlı kamerasını geliştiren Martin Gren, güvenlik sektöründe devrim yaratmış analog kameralardan, dijital ve dünyada ilk defa ağa bağlı kameralara geçişi başlatmıştır. Video gözetim teknolojisinde yeni standartlar belirleyen Axis, ileri seviye analitikler ve yapay zeka destekli çözümler geliştirmeye odaklanarak müşterilerine daha akıllı ve verimli güvenlik çözümleri sunar.
Axis ayrıca 2023 yılı Sürdürülebilirlik Raporu’nda, BM Küresel İlkeler Sözleşmesi'ne dayalı strateji ve operasyonlarının insan hakları, çevre ve yolsuzlukla mücadele ilkeleriyle uyumlu olduğunu da ortaya koydu. 2007'den beri bu ilkeleri destekleyen Axis, BM'nin 2030 Gündemi'ni ve 17 Küresel Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’ni (SKH'ler) de destekliyor.
Axis, 2022 yılı baz alınarak 2030’a kadar scope 1 ve 2 sera gazı emisyonlarını %42 oranında azaltmayı taahhüt eden Axis’in ayrıca scope 3 emisyonlarında, satılan birim başına %51,6 oranında azaltma hedefi bulunuyor.
Axis Communications hakkında:
Axis, güvenliği ve iş performansını artırmaya yönelik çözümler yaratarak, daha akıllı ve daha güvenli bir dünyanın varlığını mümkün kılar. Bir network teknoloji şirketi ve sektör lideri olan Axis; video gözetimi, erişim kontrolü, interkom ve ses sistemleri ile ilgili çözümler sunar. Bu çözümler akıllı analiz uygulamalarıyla daha da gelişmiş hale getirilir ve yüksek kalitede eğitimlerle de desteklenirler.
Axis, 50'den fazla ülkede kendini işine adamış yaklaşık 4.000 çalışana sahiptir ve müşteri çözümleri sunmak için dünyanın her tarafında teknoloji ve sistem entegrasyonu iş ortakları ile iş birliği yapar. Axis 1984 yılında kurulmuş olup genel merkezi İsveç'in Lund şehrindedir.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.