Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kripto ekosistemi, aracıları finans sektöründen çıkararak kontrolü geri vermek üzere kurulan bir temele dayanıyor. İki tarafın hiçbir aracı olmadan doğrudan işlem gerçekleştirmesini sağlayan Bitcoin ise yaşanan 2008 finans krizinden sonra ciddi bir potansiyele alternatif oldu. Aynı zamanda birçok zincir; protokol, kripto çözümü ve blok zincirinin ilkelerini benimseyerek daha merkeziyetsiz bir değer aktarımı için çabalıyor. Ancak kripto saklamaya yönelik sunulan tüm çözümler bireysel kontrolü sağlama imkânı sunmuyor. Bazı cüzdan sağlayıcıları kontrolü kullanıcıya verirken bazıları da kriptolara müdahale hakkını saklı tutuyor. Tüketiciler ve kuruluşlar için kritik dijital varlık güvenliği ve kullanımı konusunda dünya lideri olan Ledger, kriptoda bireysel kontrolün 4 avantajını açıklıyor.

 

Kripto, banka gibi merkezi finansal kurumların aksine, bireylere tam mülkiyet sağlar. Kripto cüzdanları, parayı değil, belirli bir hesabı yönetmek için kullanılan ve 'özel anahtar' olarak adlandırılan gizli bilgiyi saklar. Kripto dünyasında varlıkların korunması veya emanet edilmesi, aslında bir kripto cüzdanının özel anahtarlarını kimin kontrol ettiğini ifade eder. Bu bağlamda, kullanıcılar iki yaklaşım benimseyebilir: Custodial cüzdanlar, özel anahtarların merkezi bir borsa gibi üçüncü taraflarca tutulduğu cüzdanlardır. Non-custodial cüzdanlarda ise kullanıcı, özel anahtarlarını kendisi yönetir. Custodial cüzdanlarda üçüncü taraflar fonlara erişim hakkını saklı tutarken, non-custodial cüzdanlarda bireysel kontrol kullanıcının daha fazla sorumluluk üstlenmesini gerektirir. Alternatif olarak, donanım cüzdanlar da mevcuttur; bu cüzdanlar, özel anahtarları tamamen çevrimdışı bir cihazda saklayarak varlıkların daha güvenli bir şekilde yönetilmesini sağlar. İnternet bağlantısına ihtiyaç duymayan ve ayrı bir çipte saklanan bu cüzdanlar, kötü amaçlı yazılımlara karşı ekstra koruma sunar. Tüketiciler ve kuruluşlar için kritik dijital varlık güvenliği ve kullanımı konusunda dünya lideri olan Ledger, kriptoda bireysel kontrolün 4 avantajını açıklıyor.

 

1. Mülkiyet: Kripto dünyasında sıkça dile getirilen "Anahtarlarınız sizde değilse, coin’leriniz sizin değildir" sözü, bu ekosistemin temel ilkelerinden biridir. Merkezi bir cüzdan sağlayıcısı iflas ederse veya herhangi bir sorun yaşarsa, kullanıcı hiçbir hata yapmamış olsa bile fonlarına erişimini kaybedebilir. Ayrıca, merkezi bir kuruluşun banka rezervlerini kullanmasıyla ortaya çıkan karşı taraf riskinin de göz önünde bulundurulması gerekir. Bazı kripto projeleri de banka rezervlerine dayanır. Buna en iyi örnek, itibari para destekli stabil coin’lerdir. Kısacası, merkezi sağlayıcılar banka rezervleri kullanıyorsa, bir coin için non-custodial cüzdan kullanmak tek başına yeterli güvenliği sağlamaz.



2. Cüzdan Seçenekleri: Custodial (emanetçi) cüzdanlar, genellikle sadece bir tarayıcı veya mobil uygulama arayüzü ile sınırlıdır. Ancak, bireysel kontrol sizde olduğunda, çok daha fazla cüzdan seçeneğine sahip olursunuz. Bugün neredeyse tüm non-custodial cüzdanlar, BIP-32 ve BIP-39 standartlarını destekler. Bu sayede, 12-24 kelimelik bir anahtar cümle ile sınırsız sayıda blok zinciri adresini kurtarmak mümkündür. Ayrıca, bu cümle sayesinde cüzdanınızı farklı non-custodial cüzdan sağlayıcıları arasında kolayca aktarabilirsiniz. Custodial cüzdanların aksine, kullanıcı istediği zaman bir sağlayıcıdan diğerine geçme özgürlüğüne sahiptir. Hatta cüzdan sağlayıcısı faaliyetlerini sonlandırsa bile, hesabınızı başka bir non-custodial cüzdana taşımak son derece kolaydır.

 

3. Artırılmış Gizlilik: Blok zincirlerinin açık kayıt defteri doğası gereği, kripto dünyasında gizlilik büyük bir endişe kaynağıdır. Pek çok kullanıcı, gizliliklerini korumak için cüzdan adreslerini anonim tutmayı tercih eder. Bu da yalnızca bireysel kontrol cüzdanlarıyla tam anlamıyla mümkündür. Custodial cüzdanlar ise, kullanıcı adı, adres ve fotoğraflı kimlik gibi kişisel bilgilerin toplandığı Müşterini Tanı (KYC) süreci gerektirir. Bu bilgiler doğrudan bir cüzdan adresiyle ilişkilendirilemese de, varlıklarınızın güvenliği büyük ölçüde cüzdan sağlayıcısına bağlı olur.

 

4. Merkeziyetsiz Ekosisteme Erişim: Non-custodial cüzdanlar, Ethereum ve Solana gibi akıllı sözleşme platformları üzerinde merkeziyetsiz uygulamalara ve hizmetlere erişim sağlar. DeFi protokolleri, merkeziyetsiz borsalar, NFT pazarları ve yönetişim platformları gibi birçok blok zinciri uygulaması, yalnızca sınırlı sayıda cüzdanla uyumludur ve genellikle non-custodial cüzdanları destekler. Bazı platformlar büyük custodial cüzdanlarla çalışabilse de, tüm blok zinciri ekosistemine erişim sağlamak için non-custodial bir cüzdan kullanmak gereklidir.





Ledger Hakkında:

2024'te 10. yılını kutlayan Ledger, bireysel tu¨keticiler ve kurumlar ic¸in Dijital Varlık gu¨venligˆinde du¨nya lideridir. Ledger 180 u¨lkede, 10'dan fazla dilde, 100'u¨n u¨zerinde finansal kuruma ve ticari markaya satmıs¸ oldugˆu 6 milyondan fazla cihaz ile, kullanıcılarına farklı cihazlar ve platformlar ic¸eren bir ekosistem sunuyor. Du¨nyadaki tu¨m kripto varlıkların %20'sinden fazlasının gu¨venligˆi Ledger tarafından sagˆlanmaktadır.

Ledger, dijital varlıklar ic¸in gu¨venli bir c¸o¨zu¨m olarak tasarlanmıs¸tır. Du¨nyanın uluslararası du¨zeyde en saygı duyulan aktif gu¨venlik ekibi Ledger Donjon, Dijital Varlıklar du¨nyasını korumada c¸ok o¨nemli bir kaynaktır. Sadece 2023 yılında 14 milyar dolardan fazla fon hack'lenmis¸, dolandırıcılıgˆa kurban gitmis¸ veya ko¨tu¨ yo¨netilmis¸ken Ledger'ın gu¨venligˆi, toplulugˆuna go¨nu¨l rahatlıgˆı ve taviz vermeyen bir self-custody (bireysel kontrol) sagˆlamaktadır.

LEDGERTM, LEDGER LIVETM, LEDGER RECOVERTM, LEDGER STAXTM, LEDGER FLEXTM ve LEDGER FREE FROM COMPROMISETM, Ledger SAS s¸irketine ait ticari markalardır.

Bluetooth® ismi ve logoları Bluetooth SIG, Inc. s¸irketinin tescilli ticari markalarıdır ve bu isim ve logoların Ledger tarafından kullanımı lisans kapsamındadır.

E Ink®, E Ink Corporation'ın tescilli ticari markasıdır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Tarım sektörünün en önemli buluşma noktası GROWTECH.ANTALYA, sektörün önde gelen temsilcilerini bir araya getirmeye hazırlanıyor. 20-23 Kasım tarihlerinde Antalya ANFAŞ Fuar Merkezi'nde düzenlenecek olan fuar öncesi, Basınçlı Sulama Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Nuri Göktepe ve Türkiye Tohumcular Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler tarımın geleceği ve gelişimi üzerine kritik konuları ele aldı.

 

Bu yıl 23. kez kapılarını açacak olan dünyanın en büyük örtü altı tarım fuarı GROWTECH.ANTALYA, sektörün sürdürülebilirlik, teknoloji entegrasyonu ve iklim değişikliğine uyum alanlarındaki dönüşümünde stratejik bir rol üstlenecek. 125'ten fazla ülkeden ziyaretçisini ağırlamayı hedefleyen fuar bu yıl, son teknolojik gelişmeleri keşfetme, yeni iş ortaklıkları kurma ve global tarım trendlerini yakından takip etme fırsatlarını tek çatı altında sunmaya hazırlanıyor.

 

Tarımda “Su” Bilinci Her Zamankinden Daha Önemli Hale Geldi

 

Bu yıl da GROWTECH.ANTALYA’da yer alacak olan Basınçlı Sulama Sanayicileri Derneği (BASUSAD) Genel Sekreteri Nuri Göktepe, küresel ısınmanın etkilerinin arttığı bu dönemde, tarımsal sulamanın önemine dikkat çekerek, suyun verimli kullanımını teşvik edecek çalışmalarını ön plana çıkaracaklarını vurguladı: "İklim değişikliği ve artan gıda talebiyle birlikte, tarımda suyun doğru ve verimli kullanımı her zamankinden daha kritik bir hale geldi. Falkenmark İndikatörü’ne (su kıtlığı indeksi) göre yılda kişi başına düşen su miktarının 1.700- 1.000 m³ arasında olduğu ülkelerin veya bölgelerin 'su stresi' riskiyle karşı karşıya olduğu göz önünde bulundurulduğunda; İstatistik Kurumu (TÜİK) nüfus senaryolarından hareketle Türkiye'nin de yakın gelecekte bu risk grubu içerisinde yer aldığını belirtmek gerekir. Diğer yandan, iklim değişikliğine bağlı olarak havzalarımızdaki su varlığının değişimine yönelik projeksiyon çalışmaları da Türkiye’de su varlığının % 25’e varan oranlarda azalabileceğini göstermektedir. Bu durumda 25 yıl kadar yakınlıkta, kişi başına düşen su miktarının sadece 802 m³ olacağı öngörülmekte ve her birimize önemli sorumluluklar düşmektedir.”

 

Günümüzde tarımsal sulamada kullanılan 44 milyar metreküp suyun %68’inin halen vahşi sulama yöntemleriyle israf edildiğini belirten Göktepe:

 

“Yıllık en az 15 milyar metreküp su kaybına neden olan yöntemler devam etmekte. Kayıp ve kaçaklarla birlikte bu miktar 20-22 milyar metreküpe kadar çıkabilmekte. Bu noktada, BASUSAD olarak suyun dörtte üçünün tarımsal sulamada kullanıldığı gerçeğine özellikle dikkat çekiyor, basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan bir rol üstleniyoruz. İlk yılından bu yana yer almayı önemsediğimiz GROWTECH.ANTALYA’da bu yıl da yer alarak, hayati önem taşıyan bu sistemlerin ülke genelinde yaygınlaştırılmasına dair kamuoyu bilincini artırmayı hedefliyoruz"

 

Bu alanda üstlendikleri rolün altını çizen Göktepe ayrıca, Kırgızistan, Türkmenistan gibi Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere basınçlı sulama sistemleri konusundaki kamu kurumlarına danışmanlık hizmeti veren ve üyeleri ile aralarında köprü görevi üstlenen BASUSAD olarak, sektörün toplam satış gelirlerinin yıllık yaklaşık 1 milyar USD olduğuna ve bu rakamların da %25’e yaklaşan önemli bir kısmının ihracat kaynaklı olduğunu da belirtti.

 

Türkiye Tohum Sektöründe Önemli Bir Rol Oynuyor

 

Türkiye Tohumcular Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler ise tarım sektörüne dair güncel başlıklara değinerek, GROWTECH. ANTALYA’ya katılım hedeflerinden söz etti:

“Küresel ısınma, salgın hastalıklar ve dünyada yaşanan sosyo-ekonomik değişimler “gıda milliyetçiliği” kavramını ve dolayısıyla sektörümüzü giderek daha fazla ön plana çıkarıyor. Türkiye bu bağlamda, özellikle de stratejik tarım ürünlerine yönelik yerel tohum üretimini teşvik eden rolünü her geçen gün artırmaya devam ediyor. Türkiye olarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın destekleri, tohum üreticilerinin teşvik edilmesi ve tarımsal AR-GE çalışmalarının hızlandırılmasıyla, dışa bağımlılığımızı azaltarak küresel piyasalarda rekabet gücümüzü artırmaya devam ettiğimiz bir dönemden geçiyoruz. 2023 yılı itibarıyla %47 dış ticaret fazlası elde ederek, 472 milyon dolar ihracat başarısı yakalayan bir sektör konumundayız. Türkiye Tohumcular Birliği olarak alt birliklerimizin de desteğiyle, eğitim faaliyetleri, AR-GE çalışmaları ve özel projelere yoğunlaşarak sektörün gelişimine katkı sunmaya devam ediyoruz. GROWTECH.ANTALYA’da ise geleceğimiz için hayati öneme sahip bu sektörün önemini bir kez daha vurgulayacak, yerli ve yabancı paydaşlarımızla bir araya gelerek sektörümüze rehberlik sunmaya devam edeceğiz.”

 

Yerli tohuma dair çalışmalar sayesinde, talebin gelecek yıllarda artacağını da belirten Güler,

 

“Türkiye, özellikle ayçiçeği, mısır, pamuk, buğday ve domates gibi sebze tohumlarında önemli ihracat başarıları elde etmektedir. Özellikle domates, biber ve patlıcan gibi sebzelerin hibrit tohumlarına yurt dışından yüksek bir talep söz konusudur. Yerli üretimin teşvik edilmesi ve kaliteli tohumların geliştirilmesi sayesinde, 2024 yılı itibarıyla ihracat rakamlarının daha da artması beklenmektedir. Ayrıca, tahıl ve baklagil tohumlarında da ihracatın yükselmesi öngörülmektedir. Türkiye’nin iklim ve toprak koşullarına uygun, verimli ve dayanıklı tohumların üretimi, küresel pazarda rekabet avantajı sağlamaktadır. AR-GE çalışmalarının katkısıyla yeni çeşitlerin geliştirilmesi, ihracat potansiyelimizi daha da artıracaktır. Türkiye, bu alanda önemli bir oyuncu olma yolunda ilerlemektedir” görüşlerini belirtti.

 

GROWTECH.Antalya’nın ulusal ve uluslararası alanda sektörün gelişimi için önemli bir platform sunduğunu vurgulayan Fuar Direktörü Engin Er, “23 yıldır başarı ivmesini her geçen yıl yükselttiğimiz fuarımızın, temel taşları arasında paydaş ekosistemimiz yer alıyor. Her yıl önde gelen sektör liderlerinin rehberliğinde ve sektörel iş birliklerinin hızla geliştirmeye odaklandığımı platformumuzda, geniş bir yelpazede fırsatlar sunmaya devam ediyoruz. Tüm paydaşlarımızla birlikte, tarım sektöründeki dönüşüme katkıda bulunmayı ve daha sürdürülebilir bir gelecek için çözümler üretmeyi amaçlıyoruz” görüşlerini belirtti.

 

GROWTECH. ANTALYA Sürdürülebilirlik Programı

 

Sürdürülebilirlik, tarım sektörü için giderek daha önemli hale gelirken, GROWTECH.Antalya bu alandaki katkılarını da artırıyor. Fuarın kapsamlı programında yer alan uluslararası konferanslar, katılımcılara yeni bilgi ve bakış açıları sunarak, sektörel farkındalık ve sorumluluğun artırılmasına da önemli bir katkı sağlıyor. Fuar Direktörü Engin Er, bu konuda katılımcıları teşvik etmek için bir dizi sürdürülebilirlik odaklı uygulamayı da hayata geçirdiklerini belirtti. Er, "Katılımcılarımızın çevre dostu stantlar kullanarak, stand tasarımlarını tekrar kullanılabilir şekilde planlamalarına önem veriyoruz. Stantlarında enerji tasarruflu LED aydınlatma kullanmalarını ve gün sonunda elektrikli ürünleri kapatmalarını istiyoruz. Kağıt broşürlerin kullanımını azaltmak amacıyla dijital platformları tercih etmelerini destekliyoruz; baskı gerektiğinde ise geri dönüşümlü ve sürdürülebilir sertifikalı kağıtlar kullanmalarını öneriyoruz. Promosyon ürünlerinde ise çevresel özelliklere sahip, uzun ömürlü ve yerel tedarikçilerden temin edilen ürünleri tercih etmelerini teşvik ediyoruz."

 

Fuar Hakkında Detaylı Bilgi İçin:

 

https://www.growtech.com.tr/

 

Informa Markets Hakkında

Informa Markets, endüstrilerin ve uzmanlaşmış pazarların ticaret faaliyetlerinde bulunmaları, yenilik yapmalarını ve büyümelerini sağlamak amacıyla iş platformları oluşturmaktadır. Tüm dünyadaki piyasa katılımcılarına, birebir katılımlı fuarlar, hedeflenmiş dijital hizmetler ve aksiyonlanabilir veri çözümleri ile iş faaliyetlerinde bulunmaları ve tecrübe edinmeleri anlamında fırsatlar sunmaktayız. Aralarında İlaç, Yiyecek, Medikal Teknoloji ve Altyapı sektörlerinin de bulunduğu bir düzineden fazla global endüstriden alıcı ve satıcıları bir araya getiriyoruz. Dünyanın önde gelen piyasa-oluşturucu firması olarak, çok çeşitli uzmanlaşmış pazarı hayata geçiriyor, yeni fırsatlar sunuyor ve bu pazarların senenin 365 günü gelişmesine katkıda bulunuyoruz. Daha fazla bilgi için: www.informamarkets.com

Informa AllSecure Hakkında:

Informa, UFI, AEO ve SISO’nun dahil olduğu partner birlikler, sektör paydaşları, fuar alanları, tedarikçiler ve ilgili makamlarla iş birliği yaparak, endüstri çapında güvenli, hijyenik, verimli ve yüksek kaliteli organize etkinlik deneyiminde çıtayı yükselten AllSecure standartlarını geliştirmiştir. Informa AllSecure, bu standartların işimize nasıl uyarlandığını gösterir. Tüm Informa etkinlikleri ilk etapta hükümet ve otoritelerin tavsiyelerine ve bunun yanında fuar alanına veya lokasyona özgü düzenlemelere göre yürütülecektir. Ayrıca, tüm Informa etkinliklerinde “Informa AllSecure 10 Ana Kuralı”na uyulacaktır. Uygulanabilir ve mümkün olan her yerde, etkinliklerimizde ayrıca “Informa AllSecure Rehberi”nde belirtilen daha kapsamlı standartlar ve yönergeler de uygulanacaktır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Deprem ve Zorunlu Deprem Sigortası farkındalığını artırmak için Türkiye turuna çıkan DASK Tırı, 14-31 Ekim tarihleri arasında Doğu Anadolu Bölgesi’ni ziyaret edecek. DASK Tırı Yollarda projesi kapsamında DASK ekibi, Hakkâri, Van, Bitlis, Muş, Ağrı, Kars, Erzurum, Erzincan ve Tunceli’de vatandaşlar ile buluşacak.
Afet döneminde hızla bölgede yerini alan ve sigortalılara en hızlı şekilde hizmet sağlamak amacıyla mobil ofis olarak kullanılan DASK Tırı, şimdi de deprem ve Zorunlu Deprem Sigortası farkındalığını artırmak hedefiyle Türkiye turuna devam ediyor.
DASK Tırı Yollarda projesinin Doğu Anadolu turunda da vatandaşlar ile özel röportajlar yapılacak "Anadolu’nun renkli yüzleri" bölümünde, DASK’ın yüzde 100 sigortalılık hedefine katkı sağlayacak görüşler paylaşılacak. Proje kapsamında düzenlenen “DASK ile Kazan” bilgi yarışması ile deprem ve Zorunlu Deprem Sigortası hakkında sorulara yanıt veren vatandaşlar ödüller kazanma fırsatı da yakalayacak. Tüm bunların yanında VR Gözlükler ile deprem öncesi ve sonrasında yapılacaklara ilişkin görevlerin tamamlandığı oyunda, ziyaretçiler sanal deprem deneyimi de yaşayabilecek.
 
DASK, proje ile tüm Türkiye’yi ziyaret etmeyi hedefliyor
Deprem ve Zorunlu Deprem Sigortası bilinirliğini ve bilincini artırmak için her fırsatta çalışmalar yürüten DASK, bu proje kapsamında da Türkiye’nin 81 ilinde vatandaşlarla buluşmayı hedeflerken, yüzde 100 sigortalılık hedefi için var gücüyle çalışmaya devam ediyor.
 
DASK Tırı Yollarda - Doğu Anadolu Bölgesi Ziyaret Planı
14-15 Ekim 2024 / Hakkâri - Eski Belediye Alanı
16-17 Ekim 2024 / Van - Kent Meydanı
18-19 Ekim 2024 / Bitlis - Cumhuriyet Meydanı
20-21 Ekim 2024 / Muş - Belediye Kent Meydanı
22-23 Ekim 2024 / Ağrı - Abide Meydanı
24-25 Ekim 2024 / Kars - Valilik Önü / Tören Alanı
26-27 Ekim 2024 / Erzurum - Yakutiye Meydanı
28 Ekim 2024 / Erzincan - Dörtyol / Kızılay Meydanı
30-31 Ekim 2024 / Tunceli - Cumhuriyet Meydanı

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Esenyurt, İstanbul’un en kapsamlı istihdam fuarlarından birine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. İlçede faaliyet gösteren yüzlerce firma, iş arayanlar için Esenyurt Belediyesi İstihdam Fuarı’nda buluşuyor. 14-16 Ekim 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan fuarda, sağlıktan teknolojiye, gıdadan tekstile kadar birçok farklı sektörden firma, binlerce istihdam sağlayacak.
Türkiye sanayisinin önemli bir bölümüne ev sahipliği yapan Esenyurt’ta, yüzlerce firma iş arayanlar için tek bir noktada buluşuyor. Esenyurt Belediyesinin bir ilke daha imza atarak düzenlediği İstihdam Fuarı, işçi arayan firmalarla, iş arayan vatandaşları bir araya getiriyor. Esenyurtluların sürekli ve güvenceli bir işe sahip olması amacıyla Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer öncülüğünde düzenlenen fuara, farklı sektörlerden 240 firma katacak. Fuarda, sağlıktan teknolojiye, tekstilden otomotive kadar birçok sektörde iş gücü talepleri olan firmalar, adaylarla yüz yüze görüşme fırsatı bularak istihdam sağlayacak.
Açılışını Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in ilçe protokolüyle birlikte yapacağı İstihdam Fuarı, 16 Ekim'e kadar 10.00 ile 15.00 saatleri arasında Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde ziyarete açık olacak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Fiziksel ve zihinsel bütünlük alanında gıda takviyeleri geliştiren Amare Global, 2024 yılının ilk yarısında Türkiye’deki müşteri sayısını yüzde 52, marka ortağı sayısını yüzde 15 arttırdı. Geçtiğimiz yıl dolar bazında yüzde 46 büyüyerek globaldeki ciro büyümesinde birinci sıraya yerleşen Amare Global, 2024 yılında dolar bazında yüzde 50 büyüme hedefliyor.
48’den fazla ülkede bulunan operasyonlarıyla binlerce kişiye online iş fırsatı sağlayan Amare Global, e-ticaretin marka elçiliğiyle harmanladığı “Yeni Nesil Ticaret” iş modeliyle Türkiye’de büyümesini sürdürüyor. Dünyada ve Türkiye’de hızlı bir büyüme ivmesi yakalayan Amare Global, yeni stratejilerini paylaşmak üzere basın mensuplarıyla bir araya geldi. İstanbul’da gerçekleştirilen basın toplantısına; Amare Global Yönetim Kurulu ve Stratejiden Sorumlu Başkanı David Chung, Amare Türkiye Genel Müdürü Ersin Arısoy, Uzman Diyetisyen ve Sağlıklı Beslenme Uzmanı Selahattin Dönmez ve Diyet ve Beslenme Uzmanı Beste Alimert Altunörs katıldı.
“3 haneli büyüme oranlarına ulaşacağız”
Basın toplantısında; “Amare Yeniden Doğuş” stratejisiyle yeni yapılacak yatırımlar, dijitalleşme alanındaki çalışmalar ve operasyonel iyileştirmelerle her geçen gün büyüdüklerini aktaran Amare Global Yönetim Kurulu Başkanı David Chung; “Doğrudan satış sektörünün 2024 rakamlarına baktığımızda Amare Global olarak, 1000’den fazla doğrudan satış firması arasında son 4 yıllık büyümede süreklilik gösteren şirketler arasında 22’nci sırada yer alıyoruz. Önümüzdeki 5 yıl boyunca, her sene katlanarak büyüyeceğimizi ve 3 haneli büyüme rakamlarına ulaşacağımızı öngörüyoruz. ‘Yeni Nesil Ticaret’ adını verdiğimiz iş modelimiz ile profesyonel marka ortaklarımız aracılığıyla binlerce hayatı ekonomik özgürlük, iyi yaşam, fiziksel ve zihinsel bütünlük alanlarında destekliyoruz. Özellikle son dönemde dünya çapında çok önemli hale gelen zihinsel bütünlük sektöründeki uzmanlığımız ile kendimizi fiziksel ve zihinsel bütünlük gıda takviyesi şirketi olarak konumluyoruz” diyor.
“Türkiye’nin yakaladığı başarı ivmesi bizleri oldukça mutlu ediyor”
Türkiye’nin, Amare’nin faaliyet gösterdiği 48 ülke arasında ABD'den sonra en önemli pazar konumunda olduğunu ifade eden David Chung; “Türkiye bugün ciro büyümesinde 48 ülke arasında birinci, ciro büyüklüğü bakımından son üç yıllık toplamda ABD’den sonra ikinci ülke konumunda. 2023 yılında hızlı büyüme ivmesi yakalayan Amare Türkiye, dolar bazında yüzde 46 büyüdü. 2024 yılının ilk yarısında ise müşteri sayısını yüzde 52 arttırdı. Aralarında pek çok sağlık profesyoneli, iş insanı ve girişimcinin de bulunduğu marka ortağı sayısını ise, yüzde 15 büyüttü. Bu rakamlara baktığımızda Türkiye’nin yakaladığı başarı ivmesi bizleri oldukça mutlu ediyor” dedi.
Türkiye’de yeni yatırımlar gündemde
Türkiye’nin, Amare’nin faaliyet gösterdiği ülkeler arasında pek çok IT uygulaması ve 360 derece pazarlama faaliyetleriyle fark yarattığını ve bunun da operasyonel verimliliği arttırdığını aktaran Chung, “Türkiye; Amare’nin en verimli ülkelerinden biri haline geldi. Müşteri portföyünü, marka bilinirliğini arttırmak adına Türkiye’de pek çok pazarlama çalışmasına önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz. Özellikle dijitalleşme ve iletişim alanında Türkiye’de yeni yatırımlar da gündemimizde olacak. Amacımız, marka ortaklarımızın desteğiyle Türk halkında sağlıklı beslenme, düzenli spor ve gıda takviyesi kullanımını arttırarak onlara daha iyi bir yaşam sunmak” açıklamasında bulundu.
“Amare ürünleri, daha iyi bir yaşam standardına ulaşmanıza katkı sağlıyor”
Toplantının ikinci kısmında söz olan Uzman Diyetisyen ve Sağlıklı Beslenme Uzmanı Selahattin Dönmez; iyi yaşamın temelinde beslenmenin yattığını söyledi. Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği’nin Temmuz 2024 araştırmasına göre, son üç ayda gıda takviyesi kullanımında en çok vitaminlerin tercih edildiğinin altını çizen Dönmez; “Doğal beslenme, iyi bir yaşam için temel bir gereklilik. Ancak modern yaşamın beraberinde sunduğu işlenmiş gıdalar, trans yağlar ve hazır paket besinler, doğal beslenmeyi zorlaştırıyor. Bu durum ise protein, vitamin ve mineral eksiklikleriyle antioksidan yetersizliğine neden olarak sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle, süper gıdalar ve doğal içerikli gıda takviyeleri, antioksidan, vitamin ve mineral desteği sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Amare’nin sunduğu doğal bazlı içeriklerin yüksek teknolojiyle harmanlandığı gıda takviyeleri, besinlerden yeterince alınamayan biyoaktif bileşenleri sağlıyor. Bu da, insanların daha zinde bir vücuda, bağışıklık sisteminin güçlenmesine, kemik ve kas gelişimine, doğal enerji artışına, kısacası daha iyi bir yaşam standardına ulaşmasına destek oluyor. Amare ürünlerinin en çarpıcı özelliği, fiziksel fayda ve zihinsel bütünlük için doğal bazlı içerikleri tercih eden, yüksek teknolojiyle geliştirilen gıda takviyeleri olması. Diğer yandan, temel ihtiyaca göre bilimsel literatür ışığında geliştirilmesi, Amare ürün içeriğine bağlı olarak ürünleri düzenli kullanan kişinin o üründen maksimum şekilde yararlanmasına olanak sağlıyor” açıklamasında bulundu.
“Bağırsak sağlığı, her alanda kritik bir öneme sahip”
Amare “Yeniden Doğuş” basın toplantısına katılan Diyet ve Beslenme Uzmanı Beste Alimert Altunörs, beslenme ihtiyacının daha doğmadan, anne karnında başladığını ve yaşam boyu devam ettiğini belirtti. Günümüzde sağlıklı beslenmenin, gıdaların besin değerinin azalması nedeniyle zorlaştığını ve Amare ürünlerinin bu eksiklikleri gidermeye destek olduğunu söyleyen Altunörs; “Gıdalardan yeterince alamadığımız vitamin, mineral, antioksidan, yağ asidi ve protein gibi besin öğelerini dışarıdan almamıza yardımcı olan gıda takviyeleri, iyi yaşamı destekleyen ürünlerdir. Herhangi bir eksiklik veya sorun beklemeden, tüm bu fiziksel ve zihinsel bütünlüğe destek olmak için kullanılan gıda takviyeleri, iyi yaşamın temelini oluşturuyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, bağırsak sağlığının genel sağlık üzerindeki etkisini ortaya koymuş durumda. Bağırsak sağlığı, sindirimden bağışıklığa ve hatta beyin sağlığına kadar her alanda kritik bir öneme sahip. Bu nedenle, probiyotik ve prebiyotik gibi gıda takviyelerinin de kullanımı arttırıyor. Tüm bunlar doğrultusunda, ben de danışanlarıma sıklıkla Amare’nin antioksidan, omega-3, magnezyum, sindirim destekleri ve kolajen üretiminin artışını destekleyen ürünlerini öneriyorum” açıklamasında bulundu.
Yeni ürünleriyle Türkiye’de büyümeye devam edecek
Amare; global portföyünde yer alan ve yakında Türkiye’de tüketiciler ile buluşturacağı ürünleri ile büyümeye devam edecek. İçerisinde vitamin, mineral, omega 3, kolajen ve protein takviyeleri bulunan şirket, fiziksel bütünlüğü destekleyen ürünler sunuyor. Amare’nin doğal enerji artışı, motivasyon ve odaklanmayı arttırıp kişinin kendisini daha iyi hissetmesini destekleyen zihinsel bütünlük ürünleriyle, hormon dengesini düzenleyen bitkisel içeriklere sahip özel yaşam serisi de dikkat çekiyor.
Zihinsel bütünlük hareketine liderlik etme vizyonuyla hareket eden şirket, binlerce hayata dokunmak ve onlara daha iyi bir yaşam sunmak adına, her geçen gün daha büyük bir özveriyle çalışmalarına devam etmeyi, daha fazla hayata dokunmayı hedefliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Samsung Electronics'in sunduğu yeni Galaxy Buds3 Serisi’yle kullanıcılar, müzik dinlerken ya da çağrı esnasında, yepyeni etkileyici ses kalitesinin ve üstün iletişim özelliklerinin keyfini her zaman her yerde çıkarabiliyor. Kulağa rahat oturan, zengin ses kalitesi ve gelişmiş yapay zekâ özellikleri sunan Galaxy Buds3 Serisi, sıradışı bir ses deneyimi yaşatıyor.
 
Geliştirilmiş tasarımı ve yapay zeka teknolojileri sayesinde Galaxy Buds3 Serisi, her kullanıcının kulağına tam uyum sağlayarak sıradışı bir ses deneyimi sunmayı hedefliyor. Üstün ses kalitesini merkeze alan Galaxy Buds3 Serisi, kişiselleştirilmiş dinleme deneyimi ile öne çıkıyor. Gerçek zamanlı ses analizleri ve optimize edilmiş Aktif Gürültü Engelleme (ANC) özellikleri sunan Galaxy Buds3 Serisi, kullanıcılara yalnızca konfor değil, aynı zamanda zengin ve rafine bir ses deneyimi de vadediyor.
 
Baştan aşağı yeniden tasarlandı
Samsung Electronics, Galaxy Buds3 Serisi’nde, önceki sürümleri ileri taşımak yerine sıfırdan, yeni bir ürün geliştirdiğini açıkladı. Galaxy Buds Serisi’nin kulağa tam oturmasını en önemli faktör olarak gören Samsung Electronics Mobil Deneyim İş Birimi Giyilebilir Ürün Planlama Grubu, ürünün temeline üstün ses kalitesini ve konforu yerleştirdi. Ekip, farklı kulak formları üzerine kapsamlı araştırmalar yaparak birçok 3 boyutlu kulak verisi topladı. Samsung Electronics böylece, bu bulgulara dayanarak, kulağa iyi uyum sağlayan yeni ve rahat bir tasarım geliştirmeyi başardı.
 
Yapay zeka ile dinleme, iletişim ve kişiselleştirme deneyimi ileriye taşınıyor
Galaxy Buds3 Serisi’nde Samsung, yapay zekadan faydalanarak her kullanıcıya kişiselleştirilmiş bir dinleme deneyimi sunmayı hedefledi. Kullanıcılar Galaxy Buds3 Serisi’ni kulaklarına taktığında, dahili ve harici mikrofonlar aracılığıyla gerçek zamanlı ses farklılıklarını analiz eden yapay zeka destekli algoritmalar sayesinde sesleri ve Aktif Gürültü Engelleme (ANC) özelliği optimize ediliyor. Galaxy AI, yeni tasarımın rahat kullanılabilirliğini ve işlevselliğini kesintisiz bir şekilde tamamlıyor.
 
Galaxy Buds3 Serisi’nin sunduğu iletişim deneyimi de Galaxy AI ile önemli ölçüde iyileştirildi. Samsung, ürünün sunduğu iletişim deneyimini güçlendirmek amacıyla yapay zeka teknolojisiyle çeşitli gürültülü ortamlarda arayanın sesini yeniden yapılandırmayı başararak çağrı kalitesini artırdı. Ayrıca Galaxy Buds3 Serisi bir Galaxy akıllı telefonla kullanıldığında, Sözlü Çevirmen özelliği içinde Dinleme Modu da kullanılabiliyor.
 
Samsung, bireysel kullanıcıları daha iyi anlamak adına, Galaxy Buds Serisi’ni, yapay zekadan faydalanan bir ürün haline getirmeyi planlıyor. Her kullanıcıya özel, üstün ses sunmanın ötesine geçmeyi amaçlayan Samsung, cihazın çeviri gibi farklı alanlarda kullanıcıya göre optimize edilmiş çözümler sunabilmesini de sağlamayı da hedefliyor. Ses alanındaki inovasyonları sonu olmayan bir yolculuk olarak gören Samsung, aynı zamanda ses deneyiminin zenginliğini ve özgünlüğünü artırmak amacıyla geliştiricilerle sürekli iş birliği yapıyor.
 
Her detayın düşünüldüğü tasarım süreciyle yeniden geliştirildi
Galaxy Buds3 Serisi’nin geliştirilme süreciyle ilgili olarak, Samsung Electronics Mobil Deneyim İş Birimi Giyilebilir Ürün Planlama Grubu’ndan Donggi Kim, deneyimlerini şu sözlerle paylaştı: “Geliştirme aşamasında çeşitli ses sistemleri mağazalarını ziyaret ettik ve ses kalitesi hakkında fikir edinmek için farklı hoparlör türlerini dinledik. Buna ek olarak, ünlü bir ses profesörü tarafından verilen, ses kavramıyla ilgili detaylı seminerlere katıldık; sofistike, ultra yüksek kaliteli sesler elde etmek için farklı yöntemler kullandık. Çabalarımızın karşılığı olarak, Galaxy Buds3 Pro'nun bastan tize kadar uzanan dengeli seslerini takdir eden kullanıcılardan gelen olumlu geri bildirimler aldık ve bu bizi çok mutlu etti. Tutkum ile mesleğimi birleştiren bu proje, benim açımdan ‘sevdiğim işi yapmak’ anlamına geliyor. Ses ürünlerine büyük ilgi duyan bir odyofil olarak, Galaxy Buds3 Serisi’nin en iyi performansı sunduğundan emin oldum. Galaxy Buds3 Serisi’ni herkese gönülden tavsiye edebiliyorum.”
 
Samsung Electronics Mobil eDeneyim İş Birimi Giyilebilir Ürün Planlama Grubu’ndan Helen Nam ise süreci şöyle aktardı: “Üretimin ilk aşamasında yaptığımız tüketici değerlendirmeleri unutulmaz bir deneyimdi. Araştırmalarımıza göre, birçok kullanıcı, sesler ve gürültü engelleme üzerinde detaylı kontrol imkanına sahip olmak istiyordu. Bu nedenle kullanıcıların ekolayzırı ve gürültü kontrolünü kendi zevklerine göre ayarlamasına olanak tanıyan özel bir çözüm ekledik. Ürün geliştirmenin başlangıcında topladığımız kullanıcı geri bildirimlerine yanıt vermek bizim için çok anlamlıydı. Ayrıca, geliştirici ekibe de tüm bu yolculuk boyunca sundukları aktif destek için teşekkür ediyorum. Bu çalışma vitamin almak gibiydi. Planlamadan ürünün lansmanına kadar, Galaxy Buds3 Serisi’nin gelişiminin her aşamasında kendimi enerjik hissettim. Kullanıcılarında da kendilerini bu yeni ses dünyasına kaptıracağına ve Galaxy Buds3 Pro ile canlanacağına inanıyorum.”
 
Galaxy Buds3 Serisi, yeni tasarımı ve güçlü yapay zeka özellikleriyle Galaxy Buds tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Samsung, Galaxy Buds'ın rafine ve zenginleştirilmiş ses deneyimleri sunma yolculuğunun gelişimini ve ürünün kullanıcılarda bulduğu karşılığı titizlikle takip etmeye devam edecek.
 
Samsung’un yeni Galaxy Buds3 Serisi’yle ilgili daha fazla bilgiye Bluetooth Kulaklık Modelleri ve Fiyatları | Samsung Türkiye adresinden ulaşılabilir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

TikTok, en yeni otomatik performans çözümü olan Smart +'ı Türkiye'de ve dünya çapında duyurdu. Bu yenilikçi reklam çözümü, Türkiye'deki markaların reklam süreçlerini hedefleme, teklif verme ve yaratıcı içerik oluşturma gibi aşamalarını optimize etmelerine yardımcı olarak, gerçek iş sonuçlarını en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olmayı hedefliyor.
Son beş yılda TikTok, 1 milyardan fazla kullanıcıya sahip küresel bir eğlence platformu haline gelerek, markalar için topluluklarıyla özgün şekilde etkileşim kurmalarını sağlayan, keşiflerin iş sonuçlarına dönüştüğü bir mecra haline geldi. İnsanlar TikTok 'a eğlenmek, yeni ürünler ve trendler keşfederek ayrılmak için geliyor. TikTok'ta içerikleri izleyen kullanıcıların yüzde 61’i TikTok’ta bir içerik gördükten sonra bunu bir satın alma eylemine dönüştürüyor [1]. İnsanlar TikTok deneyimlerinin sonucu olarak gerçek aksiyonlar alıyor.
Platform bu hafta, artık Türkiye'de ve uluslararası alanda mevcut olan yepyeni bir reklam çözümü olan Smart +'ı tanıttı. Smart +, markaların TikTok'un tüm gücünden yararlanmasına, reklamlarını geliştirmesine ve doğru reklamı en iyi performansla doğru kişiye sunmasına yardımcı olacak.
Reklam Otomasyonuna Derinlemesine Çözüm
Smart+, performans reklamcılığını hedefleme, teklif verme ve yaratıcı süreçler boyunca otomatikleştirmeyi sağlayan yeni bir performans çözümüdur. Bu çözumle reklamverenler sadece, bütçelerini ve hedeflerini belirlerler ve Smart + otomatik olarak en iyi yaratıcı öğeyi olusturur veya seçer, doğru hedef kitleyi belirler, en iyi reklamı, doğru zamanda doğru müşterinin önüne koyar. Smart +, TikTok 'ta içerik geliştirmeyi, yaratıcılığı ve üretkenliği ölçeklendiren; senaryo yazmaktan video üretmeye kadar tum surecleri optimize ederek verimli hale getiren, üretken yapay zeka destekli bir yaratıcı çözüm paketi olan TikTok Symphony'yi kullanır.
Smart+, reklam satın alma sürecini basitleştirirken, iş sonuçlarını üç farklı kampanya hedefiyle maksimize ediyor:
• Smart+ Web Kampanyaları: Web sitelerine trafik çekerek alt seviye işlemleri (satış gibi) artırıyor.
• Smart+ Katalog Reklamları: Kullanıcıların ilgi alanlarına ve eylemlerine dayalı olarak ilgili ürün önerileri sunarak dönüşüm sağlıyor.
• Smart+ Uygulama Kampanyaları: TikTok’un keşif gücünden faydalanarak uygulama indirmelerini ve dönüşümleri artırıyor.
• Smart+ Aday Müşteri Yaratma Kampanyaları: Katılımcı kitleleri, yeni nesil aday müşteri yaratma çözümlerini kullanarak kullanıcıları yüksek değerli müşterilere dönüştürüyor.
Türk Markaları TikTok’ta Yenilikçi Pazarlama Çalışmalarına Katılıyor
Türkiye’de birçok marka, Smart+’ı test etmeye başladı ve önemli başarılar elde etti. Bunun en önemli örneklerinden biri Türkiye merkezli e-ticaret platformu olan Trendyol’un, Körfez bölgesinde hızla büyüyen dijital pazarlarda performansını artırmak ve satışlarını desteklemek için TikTok’la yaptığı iş birliği oldu. Bu iş birligiyle Trendyol, dijital varlığını optimize etmek için daha geniş, teknolojiyi yakından takip eden bir kitleye ilgi çekici ve etkileşimi artırıcı reklamlar sunarken, reklam harcaması getirisini (ROAS) en üst düzeye çıkarmaya odaklandı.
Trendyol, maksimum performans verimliliği sağlamak için Smart + teknolojisinden yararlandı. Full-funnel stratejisine odaklanan Trendyol, Körfez bolgesinde e-ticaret'e olan talebin artış gösterdiği yüksek alışveriş sezonlarında marka bilinirliğini artırmak için yola çıktı. Smart + ile performans odaklı en iyi uygulamalarını tek bir uyumlu, yüksek verimli kampanyaya sorunsuz bir şekilde entegre eden Trendyol, müşteri deneyimini artırıcı tüm çabaların optimize edilmesini sağladı. TikTok’un gelişmiş yapay zeka araçları, Trendyol’un yaratıcı içeriklerini hızla geliştirmesine olanak tanıdı ve böylece hem üretim maliyetleri azaldı hem de tüketicilerin sürekli aynı veya benzer reklam içeriklerine maruz kalmalarının önüne geçildi. Smart +, bütçeleri otomatik olarak en iyi performans gösteren reklam öğelerine aktararak, kampanya etkinliğinin iyileştirilmesini sağladi. Ayni zamanda kampanya yönetimini de kolaylaştırarak, pazarlama alanında çalışan ekiplerin günlük operasyonlardan ziyade stratejik büyümeye daha fazla odaklanmalarına olanak sağladı.
Smart+ ile otomatikleştirilen kampanyalar sonucunda Trendyol, yüzde 21 daha düşük müşteri edinim maliyeti (CPA), yüzde 26 dönüşüm oranı artışı ve yüzde 89 reklam harcama getirisi artışı (ROAS) elde etti. Bu veriler, TikTok’un hedefleme ve optimizasyon gücünün Türk markaları için sunduğu büyük fırsatları ortaya koyuyor.
TikTok Türkiye İş Birlikleri Yöneticisi Barış Aldanmaz, konuyla ilgili: "TikTok pazarlamanın geleceğini inşa ediyor. Reklam veren iş ortaklarımızı dinliyor, öğreniyor ve performans odaklı çözümler geliştiriyoruz. TikTok, kültür, keşif ve ticaretin buluştuğu eşsiz bir ekosistem. Yeni çözümlerimizle, Türkiye’deki markaların TikTok topluluklarıyla daha güçlü etkileşimler kurmalarını ve başarılı iş sonuçlarına ulaşmalarını sağlamak istiyoruz." diyor.
TikTok, reklamcıların; keşfetmek, araştırmak ve satın almak için TikTok'a gelen topluluklarına ulaşmalarını sağlayacak yenilikçi çözümlerle geleceği inşa ediyor. Platform, medya hedeflerine ulaşmalarına destek olmanın yanı sıra iş ortaklarımızın gerçek iş sonuçları elde etmelerine yardımcı olmaya odaklanmıştır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Sonbaharın habercisi, grip ve soğuk algınlıklarının doğal şifa deposu satsuma mandalinada hasat ve ihracat zamanı geldi.
 
 
Ticaret Bakanlığı Ege Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü başkanlığında oluşturulan "Satsuma Mandarin Çeşidinin Kesim İhraç Tarihlerinin Belirlenmesi Komisyonu” tarafından İzmir'e bağlı ilçelerde emsal teşkil edecek bahçelerde yapılan incelemeler ve alınan numunelerin İzmir Laboratuvar Müdürlüğü'nde yapılan analizi sonucunda; Satsuma Mandarin çeşidinin 14 Ekim 2024 tarihinde kesimine, 18 Ekim 2024 tarihinde ihracatına izin verilmesi kararlaştırıldı.
 
 
Türkiye’nin yıllık 1,9 milyon ton mandalina üretimiyle dünyada ilk üç ülke arasında yer aldığı bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, satsuma mandalinanın en çok sevlien mandalina türü olduğunu vurguladı. Uçak, “Türkiye’nin mandalinası hem iç piyasaya hem de ihracata yetecek seviyede. Tüm vatandaşlarımızı sonbahar ve kış mevsimlerinde sağlıklı ve dinç kalmaları için günlük 2-3 adet mandalina tüketmeye davet ediyoruz” dedi.
 
 
Narenciye ihracatının yüzde 52’si mandalina
 
 
“Dünya genelinde mandalina üretiminden yüzde 5 pay alıyoruz” diyen Uçak sözlerini şöyle sürdürdü; “2023 yılında Türkiye’nin yaş meyve sebze ürünleri ihracatında mandalina 576 milyon dolarlık tutarla en çok ihraç edilen ürün oldu. 2023 yılındaki 1 milyar 112 milyon dolarlık narenciye ihracatından mandalina ihracatı yüzde 52 pay aldı. İnce kabuğu, aromasıyla en çok sevilen mandalina türü olan satsuma mandalinanın ihracatı 2023 yılında 134 milyon dolar olmuştu. 2024 yılının 9 aylık döneminde Türkiye’nin tüm türler toplamında mandalina ihracatı yüzde 3’lük artışla 228 milyon dolardan 235 milyon dolara yükseldi. 2024 yılı sonunda mandalina ihracatında 600 milyon dolara, satsuma mandalinada da 150 milyon dolar ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyoruz.”
 
 
İzmir’de satsuma rekoltesi 166 bin ton
 
 
İzmir’de bu yıl yaptıkları rekolte çalışmasına göre 166 bin ton satsuma mandalina üretimi beklediklerini aktaran Uçak şöyle devam etti; “İzmir Valiliği ve İzmir Tarım İl Müdürlüğü’nün Seferihisar, Menderes ve Selçuk’taki mandalina üreticilerine sağladığı 24 bin akdeniz meyve sineği tuzağı bu yıl akdeniz meyve sineğinin büyük ölçüde azalmasına katkı sağladı. Diğer zararlılarla mücadelede de başarılı bir sezon oldu. Mandalina kalitesi ihracat için uygun. Üreticinin emeğinin karşılığını aldığı bir sezon olması için ihracatçılarımız çaba gösterecekler. Üreticilerimiz ve ihracatçılarımız için verimli bir sezon olmasını diliyorum.”
 
 
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak, Ege Üniversitesi ile mandalinada kayıpları önlemek için kapsamlı bir çalışma yaptıkları bilgisini de veren Uçak, kayıpların sebeplerini belirlediklerini, bundan sonraki aşamada kayıpların önlenmesi için eğitim faaliyetleri gerçekleştireceklerini bunun sonucunda mandalina üretimindeki kayıpların minimize olacağını sözlerine ekledi.
 
İhracatta ilk üç ülke Rusya, Ukrayna ve Sırbistan oldu
 
 
Satsuma mandalina ihracatında Rusya Federasyonu 90 milyon dolarla lider ülke olurken, Rusya’yı 24 milyon dolarla Ukrayna ve 3,5 milyon dolarla Sırbistan izledi. Türkiye, 2023 yılında 47 ülkeye satsuma mandalina ihraç etti.