Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Decathlon, insanları sporun harikalarıyla harekete geçirme amacı doğrultusunda, Büyükada’da düzenlenen Büyükada Yarı Maratonu’na isim sponsoru oldu. 25 ülkeden 3000 sporcunun rekor katılımıyla gerçekleşen ve farklı teknik seviyelere uygun birçok rotaya ev sahipliği yapan yarı maraton, spor ve doğayı bir araya getiren unutulmaz anlara sahne oldu.

 

Global spor markası Decathlon, her yaştan ve seviyeden sporseveri sporun harikalarıyla harekete geçirme amacı doğrultusunda, 20 Ekim Pazar günü İstanbul’un en prestijli yarışlarından biri olan Büyükada Yarı Maratonu’na isim sponsoru oldu. Etkinlikte, 25 ülkeden gelen 3000 sporcu; 5K, 10K ve Yarı Maraton (21K) olmak üzere birçok teknik seviyeye uygun üç farklı parkurda mücadele etti. Decathlon Büyükada Yarı Maratonu, katılımcılara hem yarış heyecanını hem de Büyükada’nın benzersiz atmosferini bir arada sunarak, spor ve doğayı buluşturan unutulmaz anlara sahne oldu.

 

Dilburnu Tabiat Parkı, Sabuncu Köşkü gibi Büyükada’nın tarihi miraslarının yanı sıra Mizzi Köşkü ve Yalman Köşkü gibi birçok ikonik mekânın güzergâhından geçerek tüm adayı çevreleyen parkurlar, sporculara eşsiz bir rota deneyimi yaşattı. Türkiye’nin dört bir yanından ve yurt dışından gelen koşu tutkunları, sporun birleştirici gücüyle bir araya gelerek, keyifli ve rekabet dolu bir maratonda ter döktü. Gün sonunda ise genel klasmanda ve yaş kategorilerinde dereceye giren kadın ve erkek sporcular, düzenlenen törenle kupa ve çeşitli hediyelerle ödüllendirildi.

 

Koşucuların performansını destekleyecek ekipmanların yer aldığı Decathlon mağaza standında, yarış öncesi ve sonrası ihtiyaçlarını karşılayan sporcular koşunun ardından, yarışın anılarını kalıcı kılmak için Decathlon Member standında yer alan Kişiselleştirme Stüdyosu’nda tişörtlerine nakış yaptırarak kişiselleştirme fırsatından yararlandı. Ayrıca, madalyalarına yarış sürelerini lazer baskı yaptıran sporcular, başarılarını özel tasarımlarla ölümsüzleştirdi.

 

Decathlon Hakkında:

Yeni başlayanlardan, teknik sporculara kadar tüm seviyelere hitap eden ve global bir spor markası olan Decathlon, herkes için yenilikçi bir spor malzemeleri üreticisidir. Dünya çapında 100.000’den fazla takım arkadaşı ve 1.700 mağazasıyla Decathlon ve ekipleri 1976’dan beri süregelen bir tutkuyu gerçekleştirmek için çalışmaktadır: İnsanları sporun harikalarıyla harekete geçirmek, insanların sürdürülebilir bir gelecekte daha sağlıklı ve mutlu olmalarına yardımcı olmak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dünyanın önde gelen bakliyat şirketlerinden AGT Food and Ingredients’ın kurucusu ve Dünya Bakliyat Konfederasyonu 10.başkanı ve yönetim kurulu üyesi Hüseyin Arslan, Dünya Bakliyat Konfederasyonu tarafından sektöre katkılarından dolayı “Ömür Boyu Başarı” ödülüne layık görüldü. İnsanlığın geleceği için kritik öneme sahip olan bakliyatların gelecekte oynayacağı rolü vurgulamaya yönelik yaptığı çalışmalarla 10 Şubat’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından “Dünya Bakliyat Günü” ilan edilmesine sağlayan Arslan, 50 yılı aşkın süredir Türkiye’nin dünya gıda piyasasında yükselmesi için çalışıyor.

Dünya Bakliyat Konfederasyonu’nun (GPC) “Ömür Boyu Başarı” ödülü, dünya çapında bakliyat tüketimini ve üretimini artırmaya kendini adamış endüstri üyelerine veriliyor. GPC Başkanı Vijay Iyengar, “Hüseyin Arslan’ı onurlandırmaktan gurur duyuyoruz. Kendisi bakliyat endüstrisine büyük katkılarda bulundu ve hala aynı kararlılık ve motivasyonla çalışmaya devam ediyor. Sektörümüz onun yıllarca süren özverisi ve sıkı çalışması olmadan bu durumda olmazdı” dedi.

10 Şubat’ı Dünya Bakliyat Günü olarak kabul ettirdi

Mercimek değirmenciliği yapan bir babanın altı çocuğundan biri olan Hüseyin Arslan, küçük yaşlardan itibaren babasıyla çalışarak, bakliyatla ilgili bütün incelikleri öğrendi. 1980’li yıllarda kardeşleri ile birlikte baba mesleği olan bakliyat işleme işini dünyaya açarak, Türkiye’nin yanı sıra ABD, Kanada ve Avustralya’da tesislerin kurulmasına ön ayak oldu. “Üreticiden Tüketiciye’’ prensibi ile çalışan AGT Food and Ingredients, üreticilerden satın aldığı bakliyat ve özellikli diğer ürünleri işleyerek 85 ülkeye ihraç ediyor.

Yurtdışında halka açılan ilk bakliyat şirketinin sahibi

İlk yurtdışı yatırımını 2001 yılında Kanada’da Saskcan Pulse şirketini kurarak gerçekleştiren Hüseyin Arslan, 2011 yılına kadar Kanada, Amerika, Avustralya, İngiltere, Çin ve Güney Afrika’da toplam 21 tesisi bünyesine kattı. Türkiye ve yurtdışında bulunan tüm yatırımlarını Kanada merkezli kurduğu AGT Food and Ingredients adı altında toplayan Arslan, şirketi Kanada’da ve Amerika’da borsaya açarak kurumsallaşmasını sağladı. Böylece, AGT Food and Ingredients yurtdışında borsaya açılan ilk bakliyat şirketi oldu.

Yıllık 5 milyon ton bakliyat işleme kapasitesine sahip olan AGT Food and Ingredients, kırmızı iç mercimek, futbol tipi tümtane kırmızı mercimek, yeşil mercimek, nohut, bezelye ve fasulye gibi ürünleri işleyerek tüketime hazır hale getiriyor.

Türkiye’de ilk defa mercimeği kırmadan soyma işlemini gerçekleştiren şirket, bu türe futbol mercimek adını koyarak literatüre de kazandırdı. Bugün dünya genelinde kırılmamış mercimek siparişi AGT Food and Ingredients üzerinde tescilli olan “futbol mercimek” adıyla veriliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Medeniyet Teknopark Genel Müdürü Ali Ramazan Tak başkanlığındaki 15 teknoloji girişimcisinden oluşan heyet, ticari bir ziyaret kapsamında Dubai’ye gitti. Heyet, dünyanın en büyük teknoloji fuarlarından olan GITEX ve NORTH STAR fuarlarına katılım sağladı ve global arenada güçlü bağlantılar kurma fırsatı elde etti.

B2B görüşmeler ve işbirlikleri

Ziyaret boyunca 30'dan fazla B2B görüşme gerçekleştirildi ve resmi kurum ziyaretlerinde bulunularak iş birliklerinin temelleri atıldı. Ayrıca, uluslararası networking etkinliklerinde farklı sektörlerden profesyonellerle yeni iş fırsatları ve güçlü ilişkiler kuruldu. Medeniyet Teknopark heyeti yaklaşık 10 kurumsal işbirliği görüşmesi yaparak, Türkiye Cumhuriyeti Dubai Başkonsolosluğu, Hazine ve Ticaret Bakanlıkları müşavirlikleri başta olmak üzere 6 kurumsal ziyaret gerçekleştirdi.

Girişimciler ve yatırımcıların buluşması

Heyet, girişimcilerle yatırımcıları buluşturan Wamda Capital ile yaptığı görüşmelerde, yatırım gruplarının bakış açısını analiz etme ve bağlantılar oluşturma şansı buldu.

Medeniyet Teknopark Genel Müdürü Ali Ramazan Tak, ziyaretin girişimciler için sunduğu fırsatları vurgulayarak şunları söyledi: "Girişimcilerimiz, yürüttükleri projeleri burada nasıl geliştirebileceklerini, rakiplerini nasıl konumlandıracaklarını ve projelerinin global pazardaki yerini analiz etme fırsatına sahip oldular. Sadece fuar ziyaretleriyle sınırlı kalmadık; Dubai Silicon Oasis ile önemli bir işbirliği süreci başlattık.

Global networking çalışmaları yapıldı

Bu işbirliği çerçevesinde, dünyadan gelen girişimcilerle bir araya gelerek geniş çaplı bir networking etkinliği düzenledik. Katılımcılar, kendi projelerini ve teknolojik yeniliklerini birbirleriyle paylaştılar. Karşılıklı bilgi alışverişi ve tecrübe paylaşımı, hepimiz için büyük bir kazanım oldu.”

Milli teknolojiyi global pazara taşıma fırsatı

Medeniyet Teknopark, fiziki mekanın çok ötesinde, girişimcilerimizi global pazara hazırlayan ve onları o pazarda büyütme imkanı sunan bir ekosistem sunmakta. Teknolojiye meraklı ve küresel pazarda yer almak isteyen tüm girişimcilerimizi bu fırsatı değerlendirmeye davet ediyoruz."

Verimli bir ziyaret gerçekleştirdiklerinin altını çizen girişimciler, uluslararası pazarlara açılmak ve Türkiye’nin teknoloji sektöründeki gücünü global arenada tanıtmak adına benzer küresel etkinlikleri heyecanla beklediklerini vurguladılar.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Gıdayı her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirmeyi taahhüt eden Tetra Pak, insanı ve gezegeni korumaya yönelik yaklaşımı doğrultusunda yeni “Tetra Brik Aseptic Ultra Edge” ürününü Türkiye pazarına sunuyor. Lojistik açısından elverişli, tutuş ve dökme yönünden kullanışlı, raftaki duruşuyla şık ve sürdürülebilirlik kimliğiyle güçlü olan Tetra Brik Aseptic Ultra Edge; süt, meyve suyu ve bitki bazlı içecek paketlerinin ortam sıcaklığında dağıtımı için ideal bir seçenek sunuyor.

Kullanıcı dostu ve akıllı bir tasarıma sahip olan Tetra Brik Aseptic Ultra Edge, tüketicilerin günlük yaşamlarını kolaylaştıran birçok pratik özellik sunuyor. Yapılan değerlendirmelerde kullanıcı ve tüketici tercihleri açısından olumlu geri bildirimler alan Tetra Brik Aseptic Ultra Edge, sunduğu güvenlik ve kullanım kolaylığı ile dikkat çekiyor.

Yeni ürünle ilgili değerlendirmelerde bulunan Tetra Pak Türkiye, İran, Kafkaslar ve Orta Asya Pazarlama Direktörü Gaye Atakan, şunları söyledi: “Gıdayı her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirme kararlılığımızla iyi olanı koruma misyonumuzu sürdürüyoruz. Bu anlayıştan hareketle geliştirdiğimiz Tetra Brik Aseptic Ultra Edge, Tetra Pak ailesinin tüm üstün özelliklerini bünyesinde barındırırken; işlevsellik, tüketici deneyimi, lojistik ve sürdürülebilirlik açısından da yüksek performans sunuyor. Yenilikçi ürünümüz, tutuş ve dökme kolaylığından raflardaki estetik duruşuna kadar birçok alanda fark yaratıyor. Ürünün dünya genelinde birçok alanda kanıtlanmış başarısını Türkiye'deki müşterilerimizin de hizmetine sunuyoruz. Bu kapsamda Türkiye'yi ilk kez uzun ömürlü süt ile tanıştıran Pınar Süt, ambalajlarını Tetra Brik Aseptic Ultra Edge ile yenileyerek ürünümüzü Türkiye’de tüketicilerle buluşturan ilk marka oldu. Pınar Süt’ün yeni ambalajları, özel kapağı ile tüketiciye kolay açma ve çevirme deneyimi sunarken, geniş ağız çapı ile kesintisiz ve kontrollü dökme performansı sağlıyor. Tetra Pak olarak, uzun yıllardır iş birliği yaptığımız Pınar Süt’ün 50. yılına özel sunduğu bu yeniliğin bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz.”

Damlama ve sıçramayı önleyen akıllı tasarım

1000 ml’lik içecek ambalajı için üretilen Tetra Brik Aseptic Ultra Edge, kare şekli ve kolay kavranan dar çapı ile küçük ellerin bile paketi rahatlıkla tutabilmesini sağlıyor. İdeal bir dökme açısı sunan eğimli üst kısmı ve 30 mm açıklıktaki geniş ağzı sayesinde, içindeki ürünün damlama ve sıçrama olmadan güçlü bir akışla dökülmesine olanak tanıyor. Ayrıca kolay açma ve kapatma mekanizmalarına sahip üç farklı türde kapak kullanılabilen paketlerdeki güvenlik şeridi ve/veya halkası, tüketicilere ürünün açılmamış olduğunu garanti ediyor. Bu özellik, gıda güvenliği konusunda önemli bir avantaj sağlarken, tüketicilerin de ürüne olan güvenini artırıyor. Oksijen, ışık ve nem gibi dış etkenlere karşı güçlü bir bariyer oluşturarak etkili bir paketleme çözümü getiren yeni ürün, paketlenen ürünlerin lezzetini ve besin değerini uzun süre koruyabildiği için tüketicilere her zaman taze ve kaliteli ürünler sunmayı sağlıyor.

Çevresel sürdürülebilirlikte yeni standartlar

Çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli bir rol oynayan Tetra Brik Aseptic Ultra Edge’de kullanılan karton, FSC™ sertifikalı ormanlardan veya diğer denetlenen kaynaklardan geliyor ve bu özelliği FSC™ Gözetim Zinciri sertifikası ile garantileniyor. Bunların yanı sıra ürünle birlikte sunulan seçenekler arasında, atığın önlenmesine yardımcı olabilecek kapaklar da yer alıyor.

Lojistik ve depolama maliyetlerini de azaltıyor

Tetra Brik Aseptic Ultra Edge, lojistik kaynaklarını verimli şekilde değerlendirmeyi, lojistik ve depolama maliyetlerini azaltmayı sağlıyor. Nakliye araçlarında standart palet yükseklik sınırlarını aşmadan, beş kat üst üste istiflenmeyi mümkün kılan şekli sayesinde, her palete daha fazla paket yüklenebiliyor, bu da tek bir kamyonda daha fazla paket taşınması anlamına geliyor. Depo operasyonlarında paket başına taşıma süresi önemli ölçüde azaltılırken, ürünün kompakt yapısı ise depo alanının daha verimli kullanılmasını sağlıyor ve raf kullanımını optimize ediyor.

Tetra Brik Aseptic Ultra Edge’in şekli, aynı zamanda market raf alanını da daha verimli şekilde kullanmaya yardımcı oluyor. Aynı raf alanına standart paketlere kıyasla daha fazla adette ürün yerleştirilebiliyor. Ürünün uzun ve ince şekli, market raflarında yüksek bir etki yaratıyor, markayı ve ürünü farklılaştırıyor. Tasarım farkı sayesinde tüketicilerin tercihlerini de olumlu yönde etkiliyor.

Bir bakışta Tetra Brik Aseptic Ultra Edge

Üretimde son teknoloji
Tüketiciler için işlevsel özellikler
Verimli raf izlenimi
Geliştirilmiş lojistik verimlilik
Üst düzey sürdürülebilirlik
Kullanım esnekliği
Üreticiler için artan rekabet gücü
Tüketici tercihlerinde olumlu etki

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

HUAWEI, 3 Kasım’da gerçekleştirilecek Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu’nun resmi zaman sponsoru oldu. Katılımcılar maraton boyunca, HUAWEI Watch GT 5 Serisi ve HUAWEI Sağlık uygulaması ile performanslarını anlık olarak takip edebilecek. Gerçekleştirilecek online maraton ile de Türkiye genelindeki koşucular bu heyecana dahil olabilecek.

 

Türkiye’nin en köklü spor organizasyonlarından biri olan Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu, 3 Kasım’da gerçekleştirilecek. Giyilebilir teknolojilerde Dünya lideri olan HUAWEI, zaman sponsoru olarak bu büyük organizasyonda yer alırken, maraton süresince HUAWEI Watch GT 5 Serisi ile HUAWEI Sağlık uygulaması, katılımcıların performans verilerini anlık olarak takip edebilmelerini sağlayacak.

 

Online Maraton: Her Yerde Koş, Hedefine Ulaş

HUAWEI, İstanbul Maratonu heyecanını Türkiye genelinde daha geniş bir kitleye yaymak amacıyla iki ayaklı bir online maraton düzenliyor. Organizasyonun maratona hazırlık sürecini temsil eden ilk ayağına, 21 Ekim - 2 Kasım tarihleri arasında HUAWEI Sağlık uygulaması üzerinden 10K, 50K veya 100K mesafeleri seçilerek katılım sağlanabilecek. Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu’nun gerçekleşeceği 3 Kasım tarihinden 30 Kasım’a kadar ise kullanıcılar Huawei Sağlık uygulaması üzerinden 15K ve 42K mesafeleri seçerek maraton heyecanına katılabilecekler. Ücretsiz olarak katılım sağlanabilecek online maraton, Türkiye’nin dört bir yanındaki koşucuları bir araya getirecek. HUAWEI Sağlık uygulamasındaki ‘Keşfet’ sekmesinden ‘HUAWEI Health ile İstanbul Maratonu’ başlığı altındaki ‘Katıl’ butonuna basarak kolayca kayıt yaptırmak mümkün.

 

Maraton Ruhu Özel Kadran Tasarımıyla HUAWEI Saatleri ile Bileklerde Taşınacak

HUAWEI Watch GT 3, GT 4 ve GT 5 serilerine özel olarak tasarlanan maraton temalı saat arayüzleri, maraton ruhunu bileklere taşıma fırsatı sunacak. Bu özel arayüz, HUAWEI Sağlık uygulaması üzerinden indirilebilecek ve kullanıcılar performanslarını her adımda takip edebilecekler.

 

İzleyicilere Özel İzleme ve Destek Alanları ve Maraton Fuarı

Maraton günü Beşiktaş ve Yenikapı’da kurulacak olan özel izleme ve destek alanları ile izleyiciler, maraton heyecanına daha yakından ortak olma fırsatı bulacak. Bu alanlarda oluşturulacak coşkulu atmosfer ve HUAWEI teknolojileri, katılımcılar için unutulmaz anlar yaşatacak. Ayrıca 3 Kasım’da Yenikapı’da düzenlenecek Maraton Fuarı’nda, HUAWEI’in en yeni giyilebilir teknolojileri deneyimlenebilecek ve ziyaretçiler çeşitli etkinliklerle hediyeler kazanabilecek.

 

HUAWEI Teknolojileriyle Performans Takibi

Maraton parkurunun en kritik noktalarına yerleştirilecek olan zamanlayıcılar, HUAWEI Watch GT 5 Serisi’nin ileri teknoloji özelliklerini ön plana çıkaracak. Katılımcılar bu alanlarda performanslarını anlık olarak takip edebilecek. Parkurun 15 km noktasında ve maraton bitiş çizgisinde HUAWEI teknolojileri daha yakından deneyimlenebilecek.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kurulduğu günden bu yana sivil toplumun gelişimine katkı veren Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV), 3 Aralık'ta gerçekleşecek Paylaşma Günü çerçevesinde bağışçılık ve gönüllülük bilincini yaygınlaştırmayı hedefliyor. Otuz yılı aşkın deneyimiyle TÜSEV, Türkiye’de daha güçlü, katılımcı ve itibarlı bir sivil toplum için faaliyetlerini sürdürüyor.

Sivil toplum kuruluşları (STK) toplumsal meselelerle ilgili etkin hizmetlerin ve yenilikçi çözümlerin geliştirilmesi, bu hizmetlerin faydalanıcılara ulaştırılması ve bir arada yaşam kültürünün geliştirilmesi gibi farklı alanlarda katkı sağlarlar. Türkiye’de STK’ların güçlenmesine katkı sunan Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV), 2020 yılından bu yana toplumsal dayanışmayı desteklemek amacıyla Paylaşma Günü'nü düzenliyor.

Uluslararası cömertlik hareketi Giving Tuesday’in Türkiye ayağını oluşturan bu kampanya, STK'lar, bireyler, şirketler, eğitim kurumları ve diğer paydaşların bağışçılık ve gönüllülük konusundaki farkındalığını artırmayı hedefliyor. Dayanışma ve cömertlik kavramlarını temel alan Paylaşma Günü, bireyleri ve kurumları toplumsal katkıya davet ediyor. #PaylaşmaGünü, Türkiye’de bağışçılık kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlayarak, dayanışmanın öneminin hatırlandığı ve kutlandığı tek gün olma özelliğini sürdürüyor. Artan tüketim olgusuna karşı paylaşmayı ve topluma geri vermeyi anımsatmayı hedefleyen hareket, bu evrensel değerlerin bugün tekrar altını çiziyor.

Paylaşma Günü'nün önemine ilişkin bir açıklama yapan TÜSEV Genel Sekreteri Rana Kotan, “Paylaşma Günü ile amacımız, toplumsal dayanışmanın ve cömertliğin toplumun her kesiminde yaygınlaşmasını sağlamak. Bu gün, yalnızca bağışçıları değil, zamanını, bilgisini ve kaynaklarını paylaşarak topluma katkı sağlamak isteyen herkesi bir araya getiriyor. Miktar değil, yarar önemli. Küçük katkılar, büyük değişimler yaratabilir. Türkiye'de toplumsal bağları güçlendiren bu tür hareketlerin daha da yaygınlaşması için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.

Neden Paylaşma Günü?Paylaşma Günü’nün, TÜSEV’in bağışçılık ve gönüllülüğü teşvik ederek toplumsal dayanışmayı güçlendirme misyonunun bir parçası olduğunu belirten Kotan şöyle devam etti:

“Bu kampanya, STK'ların görünürlüğünü artırmayı ve bağışçılık bilincini yaygınlaştırmayı amaçlıyor. İnsanların varlıklarını, zamanlarını ve uzmanlıklarını paylaşmalarını ve bu sayede toplumsal dayanışmayı güçlendirme çağrısı yapıyoruz. #PaylaşmaGünü’nde, bireyler, STK’lar, özel sektör kuruluşları, eğitim kurumları ve daha pek çok paydaş toplumsal gelişime katkı sunan çalışmalarını başta sosyal medya kanalları olmak üzere yaygınlaştıracaklar. Cömertliğin ilham veren örneklerinin #PaylaşmaGünü etiketiyle yaygınlaştırılacağı gün boyunca etiketin binlerce kişiye erişmesi hedefleniyor.

TÜSEV olarak, bireyleri, şirketleri, STK’ları ve eğitim kurumlarını bu harekete katılmaya davet ediyoruz. Küçük bir bağış ya da gönüllü birkaç saat bile toplumsal dayanışmaya büyük katkı sağlar”

TÜSEV Hakkında
TÜSEV 1993 yılında Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının karşılaştığı ortak ve güncel sorunlara çözümler geliştirmek için kuruldu. Türkiye’nin önde gelen vakıf ve derneklerinden oluşan 70 üyesinden aldığı destekle, STK’lar için elverişli ve destekleyici yasal ve mali ortamın oluşturulması ve Türkiye’de daha güçlü, katılımcı ve itibarlı bir sivil toplum için faaliyetlerini sürdürüyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kız çocuklarının eğitimine destek olmak ve onları güçlendirmek amacıyla 8 yıl önce 50 öğrenci ile yola çıkan Faydasıçok Vakfı, bu yıl 68 şehirden kız-erkek öğrencilerden oluşan toplam 350 kişiyi daha programlarına dahil etti. Sanayi sektöründe kadın mühendis oranının düşüklüğünden yola çıkarak bu burs ve gelişim programlarını başlattıklarını belirten Faydasıçok Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Selcen Faydasıçok, “Bu yolculuğa bir ekosistem kurma hayaliyle başladık. Mezunlarımız, kız kardeşlik bağı kuran öğrencilerimiz, onlara destek olan mentorlarımız ve vakıf yönetimiyle hepimizin güçlü bağlarla birbirine bağlı olduğu bir yapı inşa etmek istedik. Bugün, bu ekosistemin meyvelerini topladığımızı görmekten mutluluk duyuyoruz.” dedi.

 

Türkiye'nin en büyük çelik üreticilerinden olan Hasçelik’in kurucusu olan Faydasıçok Ailesi, 2016 yılında kız çocuklarının eğitime ve kişisel gelişimine destek olmak amacıyla Faydasıçok Vakfı’nı hayata geçirdi. Klasik vakıfçılığın ötesine geçen Faydasıçok Vakfı, sadece maddi destek sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda öğrencilerin sosyal gelişimlerini güçlendirmek ve onları iş dünyasına hazırlamak için çeşitli projeler yürütüyor.

 

Kadın mühendislere yol açmak ve geliştirmek için harekete geçtiler

 

Faydasıçok Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Selcen Faydasıçok, vakfın kuruluşunun Hasçelik’te yaşanan deneyimlerle şekillendiğini belirtti. 8 yıl önce, 800 çalışan arasındaki kadın mühendis sayısının yalnızca 8 olduğunu gördüklerinde, bu durumu değiştirmek için harekete geçtiklerini ifade etti. "Bu tabloyu tersine çevirmek amacıyla vakfımızı kurduk. Bugün, kendi grubumuzda beyaz yaka kadın istihdam oranını yüzde 32’ye çıkarmış durumdayız." dedi.

 

Faydasıçok, vakfın burs programları hakkında şu bilgileri paylaştı:


"8 yıl önce, 50 kız öğrenciye burs vererek Sedefteki İnciler Projesi’ni başlattık. Programın ismini Mevlana’nın ‘Her sedefte inci olmaz’ sözünden esinlenerek koyduk. Genç kızlarımızın cevherden mücevhere dönüşme yolculuklarında yanlarında olmak için bu projeyi hayata geçirdik. Şu an bu programda mühendislik okuyan 100 kız öğrencimiz var. Ayrıca, İz Bırakanlar ve El Ele adını verdiğimiz iki burs programımız daha bulunuyor. Çoğunluğu mühendislik öğrencisi olan bu programlarla, üniversitelerin farklı bölümlerinde okuyan kız ve erkek öğrencilere maddi ve manevi destek sağlıyoruz, onları iş hayatına hazırlamayı amaçlıyoruz. Şu anda üç programda toplam 350 öğrencimiz bulunuyor. Bu yıldan itibaren lise öğrencilerini de bu sürece dahil ederek öncülük yapmaya devam edeceğiz."

 

Hayırsever kurumlar da burs vermek için destek sağlıyor

 

Faydasıçok Vakfı’nın uyguladığı burs ve gelişim programları, birçok hayırsever kurumun da dikkatini çekti ve vakıf aracılığıyla burs sağlama sürecine dahil oldular. Faydasıçok Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Selcen Faydasıçok, bursiyer seçim sürecinin çok aşamalı ve titizlikle yürütüldüğünü belirtti. “Bu yıl ilk kez yapay zeka destekli mülakat sistemi kullandık. Böylece geleceği parlak ve desteğe ihtiyacı olan öğrencilere daha etkin bir şekilde ulaşabiliyoruz. Bu bizim için bir pilot uygulama ve bu yöntemi farklı kurumlara da yaymak istiyoruz." dedi.

 

Faydasıçok ayrıca şunları ekledi: “Şu anda 350 öğrencimizin 300’üne biz burs sağlarken, geri kalan 50 öğrencinin finansmanı hayırseverlerin desteğiyle karşılanıyor. Pek çok hayırsever, güvenilir kurumlar ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla bağış yapmak ve yapılan bağışların verimli bir şekilde kullanıldığından emin olmak istiyor. Biz de bu güveni sağlayarak daha fazla ihtiyaç sahibi öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz.”

 

‘Başarıya değil sosyal sorumluluk bilincine odaklanıyoruz’

 

Burs verirken önceliklerini, anne veya babasını kaybetmiş ve maddi imkânları kısıtlı olan öğrenciler olarak belirlediklerini ifade eden Selcen Faydasıçok, "Başarıdan daha çok sosyal sorumluluk bilincine odaklanıyoruz. Bursun devamı için en önemli kriterimiz, öğrencilerin bir sivil toplum kuruluşunda ya da gönüllülük projelerinde aktif olarak yer alması. Amacımız, onlara sosyal sorumluluğun değerini öğretmek ve bu bilinci aşılamak. Bizim yaptığımız şey aslında bir sosyal yatırım." dedi.

 

Faydasıçok, bursiyerlere istihdam konusunda da destek sağladıklarını ve birçok kurumla iş birliği içinde olduklarını belirtti. Ayrıca, pandemi sonrası oluşan mezunlar kulübünün iş hayatına yeni atılan bursiyerlere destek sağladığını, onlara mentorluk yaptığını ve güçlü bir dayanışma örneği sergilediklerini vurguladı. Bursiyerlerin ve mezunların birbirlerine mentorluk yapma ve destek olma konusunu çok önemsediklerini belirten Faydasıçok, şöyle devam etti:

 

"Bu vakfı kurarken, mezunlarla, öğrencilerle, mentorlarla ve vakıf yönetimiyle birlikte güçlü bağlarla örülmüş bir ekosistem oluşturma hayalim vardı. Şimdi bu ekosistemin meyvelerini toplamaya başladık. 50 öğrenciyle başladık, bugün 1788 öğrencimize destek sağladık, umarım daha da çok öğrencimize ulaşırız. Kaynaklarımız sınırlı olsa da asıl önemli olan, çevremize ilham verebilmek. Bizim örnek aldığımız çalışmalar gibi, bizim çalışmalarımızı örnek alan birçok sivil toplum kuruluşunun kurulmuş olması bize inanılmaz mutluluk ve gurur veriyor. Ne mutlu bize ki iyi bir örnek olabiliyor, ilham verebiliyor ve gençlere umut aşılayabiliyoruz."

 

Öğrencileri yeni dünyaya hazırlayan zirve

 

Bu yıl “Yeni Dünya İle Bir Olmak” mottosuyla üçüncü kez düzenlenen zirve hakkında bilgi veren Selcen Faydasıçok, zirvenin nasıl başladığını ve amacını şöyle anlattı: “Her yıl Sedefteki İnciler programındaki öğrencilerimizi mentorlarla buluşturuyorduk. Daha sonra bu gruba İz Bırakanlar da katıldı ve toplamda 200 kişiye ulaştık. Ardından, tüm öğrencilerimizi bir araya getirmek ve bir zirve düzenlemek fikri ortaya çıktı. Yalnızca kendi öğrencilerimizle sınırlı kalmak istemedik, bu zirveyi Türkiye genelinde tüm katılımcılara açalım ve onlara yeni dünyaya hazırlanmaları için ilham verelim istedik. Zirve sayesinde, öğrencilerimizi kendilerine ilham verecek ve yol gösterecek konuşmacılarla buluşturuyoruz. Konuşmacılarla hem tanışma hem de canlı dinleme imkânı bulmalarını sağlıyoruz. Bu şekilde başlayan zirveye, geçen yıl 35 şehirden 300 öğrencimiz katıldı. Geçen yılın teması ‘Yeni Dünyada İyilik Var’ idi, bu yıl ise ‘Yeni Dünya İle Bir Olmak’ konseptiyle yolumuza devam ediyoruz. Tek amacımız var: Gençlere yol göstermek ve onları hem iş hem de sosyal hayata en iyi şekilde hazırlayabilmek.”

 

Faydasıçok ayrıca, kız çocuklarının eğitimine destek olmanın çok önemli bir sorumluluk olduğunu vurguladı ve şu görüşlerini paylaştı: “Kız çocuklarını desteklediğimizde, onları güçlendirdiğimizde, kimseyi geride bırakmadığımızda, kızlarımız okur, güçlenir, çalışır ve tüm toplumu daha iyi bir versiyona taşıyabilirler. Erkek çocuklarını da bilinçlendirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. İki erkek çocuk annesi olarak, onları kadınlara saygı duymayı öğreterek yetiştirdim. Erkek çocuğu annelerine büyük görev düşüyor; çocuklarını saygı ve değer vermek üzere yetiştirirlerse insanlık ve toplum olarak çok daha iyi bir hale gelebiliriz. Bu konuda hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor.”

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin teknoloji markası Casper, oyun ve performans bilgisayarı Excalibur’un gücünü üniversite öğrencileriyle buluşturmak için Türkiye’nin dört bir yanında yolculuğa çıktı. Back to School etkinliği kapsamında, 15 farklı üniversitenin öğrencileriyle bir araya gelmeyi planlayan Excalibur, eğlenceli aktiviteleri ve sürpriz hediyeleri ile gençlerin yeni eğitim dönemine dinamik bir başlangıç yapmasına destek sağladı.

 

Yeni eğitim döneminde öğrencilerin öğrenim hayatını kolaylaştıracak çözümler sunmayı amaçlayan Excalibur, Back to School etkinliği kapsamında Türkiye’nin dört bir yanındaki 15 farklı üniversitenin öğrencileriyle buluştu. Etkinlikteki ilk durağını 7 Ekim’de İstanbul’da başlatan oyun ve performans bilgisayarı Excalibur, Ankara, Antalya ve Isparta gibi büyük şehirlerde toplamda 3.500 km yol katederek önemli üniversitelerin öğrencileriyle bir araya geldi. Gençlerin akademik hayatına renk katmayı ve sosyal bağlantılarını geliştirmeyi hedefleyen etkinlikler, aynı zamanda teknoloji dünyasına dair yeni bilgiler öğrenme fırsatı sundu. Aynı zamanda Excalibur’un yüksek performans sağlayan bilgisayarlarını deneyimleyen öğrenciler, ödüllü aktivitelerle üniversite hayatına keyifli bir başlangıç yapma imkanı da yakaladı.

 

Teknoloji Meraklısı Gençler için Özel Fırsatlar

 

7 Ekim’de başlayan ve 25 Ekim’de son bulacak etkinlik sonunda 600 bine yakın öğrenciye ulaşmayı hedefleyen Excalibur, etkinlik alanlarında yer alan Excalibur bilgisayarlar ile öğrencilere en güncel teknolojileri yakından keşfetme imkanı sağladı. Böylelikle, Excalibur bilgisayarların maksimum performansını ve verimliliğini deneyimleyen öğrenciler, eğlenceli etkinliklerle de çeşitli hediyeler kazanma fırsatı elde etti.

 

“Yeni Eğitim Dönemine Teknolojik Bir Başlangıç”

 

Konuyla ilgili görüşlerini aktaran Casper Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Feray Karaman, “Excalibur olarak, Back to School etkinliği kapsamında Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversiteleri ziyaret ederek, öğrencilerin eğitim dönemine başlarken hem eğlenmelerini hem de teknolojiye olan ilgilerini artırmayı amaçladık. Biliyoruz ki, akademik hayatın yoğunluğuna hazırlanan gençler, böyle etkinliklerle rahat bir nefes alabiliyor ve eğitim programlarına daha motive hazırlanabiliyor. Bunun için Excalibur'un sunduğu maksimum performanslı ve verimli bilgisayarlarımızla gençlerin hem akademik başarılarına hem de oyun dünyasına olan ilgilerine dokunmak istedik. Back to School etkinlik serisi kapsamında sunduğumuz deneyimlerle, öğrencilerin eğitim hayatlarını kolaylaştırmanın yanı sıra, sosyal bağlarını güçlendirmeyi ve üniversite ortamında eğlenceli bir şekilde teknolojiyle buluşmalarını amaçladık. Bununla birlikte etkinlik boyunca sunduğumuz sürpriz hediyeler ve ödüllü aktivitelerle ile gençlerin Casper ile keyifli vakit geçirmelerini sağladık.” açıklamasında bulundu.





Casper Hakkında:



Türkiye’nin teknoloji alanında dünyadaki en önemli temsilcilerinden ve Türkiye'de dijital dönüşüme yön veren lider markalarından Casper, 1991 yılında faaliyetlerine başladı. 34.500 metrekare kapalı alan üzerine kurulu, Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük bilgisayar üretim tesislerinden birine sahip olan Casper, bilgisayar ve telefon başta olmak üzere tüm ürünlerinin tasarım ve ARGE süreçlerini kendi mühendisleri ile yürütüyor. Üretim tesisinde yıllık en az 1 milyon bilgisayar ve 500.000 telefon üretim kapasitesi mevcut. Uluslararası beğeni kazanan tasarım, malzeme ve renk seçimlerini tasarım ekibi ile yürüten Casper, Türkiye’de tüketiciye özel üretim yapma becerisi olan tek bilgisayar üreticisi olarak kullanıcılara yüzlerce çeşit konfigürasyon imkânı sunuyor.



Global çapta kalite ve teknolojiye sahip ürünlerini, geniş hizmet ağı ve yerel üretim avantajlarıyla birleştiren Casper; VIA, Nirvana ve Excalibur markalarıyla akıllı telefondan tablete, dizüstü bilgisayardan mini PC’lere kadar uzanan geniş ürün gamı, yerli üretim ile Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük ediyor. Türkiye’nin tek teknoloji tabanlı ödülü olan Tech Brands Turkey’i üst üste 5 kez kazanan Casper, halk jürisi ile belirlenen Türkiye’nin bütünleşik pazarlama ödülü The ONE Awards’da da teknoloji üreticisi kategorisinde yılın en itibarlı markası ödülünün de sahibi.