Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Endüstriyel dikiş ve nakış ipliklerinin önde gelen üreticilerinden Durak Tekstil, 52 yıllık köklü geçmişi ve güçlü AR-GE çalışmalarıyla birçok farklı sektörün ihtiyaçlarına en iyi çözümleri sunuyor. Türkiye'nin güçlü tekstil merkezlerinden Bursa'daki tesisinde çalışmalarını sürdüren firma, yüksek kaliteli, dayanıklı ve fonksiyonel ipliklerini 77'den fazla ülkeye ihracat yapıyor. Modern makine hatları ile yüksek kapasiteli üretim gücüne sahip olan Durak Tekstil, toplam cirosunun %65'ten fazlasını ihracat pazarlarından elde ediyor. Firma ABD ve AB bölgesi başta olmak üzere hedef pazarlarında varlığını güçlendirecek yatırımlar yapmayı sürdürüyor.
350'den fazla ürün çeşidine sahip olan Durak Tekstil, yenilikçi ürünler için uzman mühendis ve teknisyenlerden oluşan AR-GE birimine yıllık cirosunun %5'ini ayırıyor. Durak Tekstil başta yatak / kapitone endüstrisi olmak üzere, hazır giyim / konfeksiyon, brode, denim, dış mekan ve otomotiv gibi çok farklı uygulama alanlarına ve sektörlere hitap ediyor. Durak Tekstil'in teknoloji, sanat ve sürdürülebilirlik konsepti ile geliştirdiği iplikler geniş renk seçeneği ile nihai ürünlere değer katıyor.
DURAK Duma® ve DURAK Duraless® alt dikiş işliğinde bakışı değiştirdi
Dikiş makinelerinde herhangi bir masurada kullanılabilen Durak Duraless® alt dikiş ipliği ortasındaki özel boşluklu yapısıyla, standart dikiş iplikleriyle karşılaştırıldığında, daha fazla iplik sarımına izin verir ve %10 daha fazla verimlilik sağlar. Sonsuz elyaftan üretilen Duraless®, yumuşak tuşesi ve tüysüz yapısı sayesinde dikiş makinelerinde kir ve toz birimini en aza indirir. Kirlilik sebebiyle oluşabilecek makine sorunlarının da önüne geçen iplik, masura sarıma bağlı temizlik işlemlerini de ortadan kaldırıyor.
Durak Tekstil tarafından %100 yüksek mukavemetli sonsuz elyaf polyesterden üretilen Durak Duma® masura ipliği, yaklaşık 3 kat daha fazla iplik kapasitesi sağlamaktadır. Durak Duma® alt dikiş ipliği ise özel çağanozuyla verimliliği %15 artırır.
Duraless® ve Duma® dikiş ipliği performanslarını yükselten özel yağları, düzenli yapıları, titiz ham madde seçimleri ve özgün yağlama teknikleriyle üstün bir performans sunar. Özel yapıları sayesinde her iki alt dikiş ipliği dikiş prosesinin başından sonuna kadar stabil (istikrarlı) bir tansiyonla kullanıma imkanı verir. Bu ise dikişte herhangi bir çökme, boşa sarma, kopma vb. sorunların meydana gelmesini önleyerek, yüksek kaliteli sonuçlar elde edilmesini garanti eder.
DURAK Durabobbins® dikişin 'kilidi'
Kapitone kilit dikişi için eşsiz bir çözüm olarak dikkat çeken DURAK Durabobbins® alt dikiş ipliğinin farklı kalınlıkları ve uzunluk alternatifleri bulunuyor. Devamlı elyaf, tekstürize, ilikli elyaf ve kesik elyaf polyesterden üretilen iplik, titiz hammadde seçimi ve özgün yağlama teknolojisi sayesinde güçlü bir performans sergiler. Baştan sona tansiyon stabilitesine sahip olan Durabobbins, çökme yapmaz ve en iyi dikiş sonucunu sağlar. Metraj hassasiyetli sarım teknolojisi sayesinde, kozalar arasında metraj farkı maksimum %1 seviyesindedir. Bütün bu özellikleri ile Durabobbins® dikişte yüksek kalite standardı arayanlar için tercihidir.
DURAK Durafix® teknik özellikli dikiş ipliği arayanlar için
450 tex'ten 7 tex'e kadar kalınlık alternatifleri olan DURAK Durafix® dikiş ipliği birçok farklı sektöre hitap ediyor. Kartelasında 300 renk sunan bu yüksek mukavemetli %100 polyester sonsuz elyaf dikiş ipliği, performans artırıcı özel yağları, düzenli yapısı, yüksek mukavemeti ve parlak renkleri ile çok geniş bir uygulama alanına hitap ediyor. İplik gerekli durumlarda bitim aşamasında uygulanabilen aplikasyonlarla, WR, FR, AS, gibi teknik özellikler eklenerek müşteri talebine uygun hale getirilebilir.
Durak Bug Safe® ile daha konforlu ve güvenli dikişler
Yoğun AR-GE çalışmalarının ve düşük çevresel ayak izi ile sürdürülebilir üretimin bir sonucu olarak geliştirilen Durak Bug Safe® ipliği, yapısındaki özel kimyasallar ile küçük böcek ve haşerelerin dikiş bölgelerinden uzak durmasını sağlıyor. Herhangi zararlı bir kimyasal içermeyen iplik, gözle görülmeyen küçük haşereleri öldürmek yerine, dikişten uzaklaştırarak ekosisteme zarar vermiyor. Özellikle yatak ve oyuncak gibi ürünlerdeki nemli kalabilen dikiş bölgeleri için ideal bir çözüm olan Durak Bug Safe® ipliği, akar (mite), tahtakurusu (bed bug), sivrisinek ve benzeri başka haşerelere karşı uzun süre (50 yıkamaya kadar) etkinliğini korur. İpliğin bu başarısı OEKO-TEX ile yapılan ön testlerde kanıtlanmış bulunuyor. Yatak ve oyuncak sektörünün yanı sıra, outdoor tekstil ürünleri için de yeni fırsatlar sunan Durak Bug Safe® ipliği, müşteri talebi doğrultusunda farklı renklerde üretilebiliyor.
Durak Fire Safe P-Aramid® ve Durak Fire Safe M-Aramid® ile ateşe direnen dikişler
Durak Tekstil'in yatak başta olmak üzere ev tekstil ürünlerinde yangın riskini azaltmak için para aramid ve meta aramid elyaflarından geliştirdiği Durak Fire Safe P-Aramid® ve Durak Fire Safe M-Aramid® dikiş iplikleri başarısını uluslararası pazarda teyit ediyor. Çeliğe yakın mukavemeti ile tekstil ürünlerinde yüksek mukavemet ve ısıya dayanıklılık veren aramid elyafından üretilen iplikler, 500 °C'lik ısıya kadar dayanabiliyor. Geç tutuşma özelliği sayesinde ateşin hızla yayılmasının önüne geçen Durak Fire Safe P-Aramid® ve Durak Fire Safe M-Aramid® iplikleri, önde gelen güvenlik ve yanmazlık testlerinden başarıyla geçti. İtfaiyeci ve güvenlik güçleri kıyafetlerinde kullanılabilen iplikler, ayrıca yatak endüstrisi için de üst düzey güvenlik standardı sağlıyor.
Durak Tekstil %100 kesik elyaf para aramid hammaddesinden ürettiği Durak Fire Safe P-Aramid® dikiş ipliğini tex40 ve tex60 olmak üzere iki farklı kalınlıkta pazara sunuyor. 500 °C'lik ısıya dayanan iplik, doğal saman sarısı renklerine sahip bulunuyor.
Özel bir boyama işlemi ile çeşitli renklerde tekstilcilere sunulan Durak Fire Safe M-Aramid® dikiş iplikleri, bu işlem sayesinde ayrıca UV ışınlarına karşı da direnç kazanıyor. Dış giyim ve dış mekan uygulamalarına yönelik tex26, tex40 ve tex70 kalınlıklarında üretilen Durak Fire Safe M-Aramid® iplikleri 370 °C'a kadar sıcaklara dayanabiliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Avrasya'daki güçlü lojistik altyapısıyla dikkati çeken Almark Logistics, bölgenin en büyük lojistik fuarları arasında gösterilen TransRussia 2025 Fuarı'nda Rusya, BDT, Avrupa ve Türkiye'den çok sayıda firmayla yeni iş bağlantıları kurdu.
Almark Logistics Genel Müdürü Onur Güvenler, 20'den fazla ülkeden lojistik şirketlerinin yoğun ilgi gösterdiği fuarda, Avrupa ve Asya ülkelerinden gelen çok sayıda ithalat-ihracat firması ve lojistik şirketi yetkilileriyle görüşmeler gerçekleştirdiklerini anlattı.
"Avantajlı lojistik çözümlerimizi, dış ticaret ve uluslararası taşımacılık sektörü temsilcilerine tanıtma fırsatı bulduk." diyen Güvenler, Türkiye çıkışlı ve varışlı hatlarının yanı sıra başta Rusya olmak üzere BDT ve AB ülkeleri arasındaki üçüncü ülke taşımaları hakkında da sektör profesyonellerine bilgi verdiklerini aktardı.
"BDT ile AB'nin ticaret hacmi 200 milyar avroyu aşabilir"
Güvenler, Rusya'nın, Ukrayna ile ateşkes ya da barış anlaşması imzalamasının gündemde olduğunu hatırlattı. Bu durumda Rusya'nın, AB başta olmak üzere dünyanın geri kalanıyla ticaret hacminin ciddi olarak artabileceğini belirten Güvenler, "BDT ülkelerinin ticaret hacminin, orta ve uzun vadede Türkiye ile 100 milyar doları, AB ile de 200 milyar avroyu aşabileceğini düşünüyoruz." dedi.
Güvenler, artan ticaretin lojistik sektörüne de önemli fırsatlar sunacağını, Ukrayna'daki olası barışın ardından Odessa Limanı'nın faal hale gelebileceğini dile getirdi. Türkiye'nin yanı sıra Rusya ve Ukrayna'da şirketleri olduğuna dikkati çeken Güvenler, şunları da kaydetti:
"Karadeniz limanları ile BDT, Avrasya ve Avrupa ülkelerinde yaygın bir lojistik ağ kurduk. Rusya ve BDT ülkeleri başta olmak üzere faaliyet gösterdiğimiz ülkelerin dilini iyi konuşan ve yasal mevzuatına hakim tecrübeli bir ekiple hizmet veriyoruz. Multimodal, deniz yolu, demir yolu ve kara yolu ile hemen her sektöre hizmet veriyoruz. Araç-ekipman filomuz ve geniş tedarikçi ağımızla bölgeye en hakim lojistik şirketlerinden biriyiz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dicle Elektrik, “Yeteri Kadar” sosyal sorumluluk kampanyası kapsamında 120 kişinin katılımıyla ‘Doğa Dostu Öğretmen Atölyesi’ düzenledi. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle gerçekleşen atölyede iki gün boyunca sürdürülebilirlik odaklı uygulamalar keşfedilirken doğayla uyumlu öğrenme metotları üzerine fikirler geliştirildi. ‘Eğitmen eğitimi’ olarak kurgulanan atölyenin ardından öğretmenler edindikleri bilgileri, kendi okullarındaki meslektaşlarına aktarmak üzere kullanacak.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan 6 ilde elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik, çatısı altında yer aldığı Eksim Holding’in sosyal sorumluluk kampanyası Yeteri Kadar kapsamında “Doğa Dostu Öğretmen Atölyesi”ne ev sahipliği yaptı. Dicle Elektrik ve Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan protokol çerçevesinde hayata geçen atölye ile su, enerji ve gıda israfına karşı toplumsal farkındalığın artırılması hedefleniyor.
İlkokul 3. ve 4. sınıf öğretmenleri arasından 120 kişinin davet edildiği atölyede, sürdürülebilirlik odaklı uygulamalar keşfedilirken doğayla uyumlu öğrenme metotları üzerine fikirler geliştirildi. İki gün süren programda, öğretmenler enerji, su ve gıda israfının boyutları hakkında bilgilendirildi. “Eğitmen Eğitimi” olarak tasarlanan atölyenin ardından öğretmenler, eğitimde edindikleri bilgileri kendi okullarındaki meslektaşlarıyla paylaşmak üzere kullanacak. Bu eğitimden faydalanan öğretmenlerin ise yine proje çerçevesinde hazırlanan “Doğa Dostu Etkinlik Kiti ve Etkinlik Kitabı” içeriklerini 8-11 yaş grubundaki 4 bin öğrenciye aktarması amaçlanıyor.
“Çocukları eğitmeden, geleceği kurtaramayız”
Eğitim programı hakkında değerlendirmelerde bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, “Çevresel farkındalığın artırılmasını ve israfın önlenmesini toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğu olarak görüyoruz. Eksim Holding çatısı altında yürütülen Yeteri Kadar sosyal sorumluluk seferberliğine Dicle Elektrik olarak destek veriyor, çocuklardan başlayarak çevre bilincini güçlendirmeyi önemsiyoruz. Biliyoruz ki çocuklarımızı eğitmeden geleceğimizi kurtarmamız mümkün değil. Bu eğitimlerle öğretmenlerimize sunduğumuz içerikler sayesinde geleceğin yetişkinlerini bugünden bilinçlendirerek sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeyi hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Müdürlüğü ile kapsamlı iş birliği
Dicle Elektrik ve Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasına imzalanan iş birliği protokolü kapsamında 2025 yılı içinde çocuklara ve öğretmenlere yönelik projeler hayata geçirilecek. Bunlar arasında; Dicle Elektrik’in gönüllü çalışanlarının sahneye koyduğu Dicle’nin Rüyası isimli çocuk tiyatrosunun 900 öğrenci ile buluşması, 100 öğretmene “Orman Okulu Eğitimi” verilmesi, ilkokul ve ortaokullarda tasarruf konulu resim yarışmalarının düzenlenmesi gibi çalışmalar yer alıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY, Türkiye Yeşil Hidrojen çalışmasını yayımladı. Çalışma; Avrupa Birliği'ne ihracat yapan ülkeler arasında yer alan Türkiye'nin, AB'nin karbon ayak izini azaltmaya yönelik hayata geçirdiği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'na (SKDM) olan uyumunu ve kapsama girecek sektörleri nasıl etkileyeceğini inceliyor. Karbon yoğun ürünlerin ithalatında ek maliyetler uygulayarak yeşil dönüşümü teşvik etmeyi hedefleyen SKDM, 2027 yılında uygulanmaya başlayacak. SKDM'nin ilk etapta çimento, demir-çelik, alüminyum ve gübre sektörlerini kapsaması planlanıyor. İlerleyen dönemde ise kimya, seramik, cam ve mobilite gibi sektörlerin de kapsam dahilinde olması bekleniyor.
EY Türkiye ekipleri; Yeşil Hidrojen Analizi kapsamında Türkiye'deki demir-çelik, çimento, seramik, alüminyum, cam, enerji, mobilite, kimya ve gübre sektöründeki 20 öncü sektör oyuncusunun üst düzey yöneticileri ile yeşil hidrojen kullanımı, SKDM etkileri, AB'ye ihracat hacimleri ve karbonsuzlaştırma faaliyetleri gibi kritik konuları görüştü.
Kimya sektörü en yüksek ihracat rakamına sahip
Uluslararası Ticaret Merkezi verilerine göre; Türkiye'nin 2019-2023 yılları arasında, SKDM etkisi altındaki önemli sektörlerde ihracat büyümesinin %7,4 olduğu görülüyor. Sektörler bazında incelendiğinde ise; demir ve çelik ihracatının 2019'da %41,45 olan payının 2023'te %35,3'e düştüğü ve bu durumun jeopolitik zorluklar ile artan enerji maliyetlerinden kaynaklandığı görülüyor. Alüminyum ihracatı 2019'daki %7,73'lük oran 2023'te %9,93'e çıkarken, çimento ihracatının 2019'da %10,43 olan payı 2023'te %9,61'e hafif bir düşüş gösteriyor. Kimya ihracatının ise 2023'te 20,63 milyar dolarlık değerle en büyük ihracat sektörü haline gelmesi ve 18,91 milyar dolara sahip demir-çelik sektörünü 1,72 milyar dolar fark ile geride bırakması dikkat çekiyor.
Türkiye'de yeşil hidrojen talebi 2050'de 6 milyon tona çıkabilir
SKDM'nin getirdiği mali baskılar, karbon emisyonunu azaltmak için yeşil hidrojeni sürdürülebilir bir çözüm haline getiriyor. EY analizine göre; Türkiye'nin 2020 yılında yaklaşık 0,8 milyon ton hidrojen kullandığı ve %99'unun gri olduğu tahmin ediliyor. Çalışmada, 2050 yılında Türkiye'de yeşil hidrojen talebinin 5,5-6 milyon tona çıkabileceği değerlendiriliyor.
2040 yılından itibaren yeşil, mavi ve gri hidrojen talebinin piyasada birbirine çok yakın olacağını ve bu tarihten itibaren bu durumun yeşil hidrojen lehine değişmesi bekleniyor.
Öte yandan Türkiye Ulusal Enerji Planı'na göre, Türkiye'de 2030 yılında 2 GW, 2035'te 5 GW, 2053'te 70 GW elektrolizör kapasitesine ulaşılması planlanıyor. Tüm bu politikalar doğrultusunda, hedeflenen yıllık üretim kapasitelerinin 2030 yılında 175-180 bin ton, 2035 yılında 400-450 bin ton, 2053 yılında ise 6-6.5 milyon ton hidrojen olması tahmin ediliyor.
Sektör paydaşları ile yapılan görüşmeler doğrultusunda; sektörlerin yeşil hidrojen kullanma eğiliminde çimento, demir-çelik, seramik ve kimya olarak 4 sektör öne çıkıyor:
" Çimento: Çimento sektöründe, karbon emisyonlarını azaltmak için ciddi adımlar atılıyor. Sektör; alternatif yakıtlar, yenilenebilir enerji kaynakları ve yeşil hidrojen kullanımı gibi teknolojilere yatırım yaparken, Türkiye'de karbon yakalama teknolojileri için gerekli altyapı ve desteğin yetersizliği önemli bir zorluk olarak görülüyor. Özellikle AB'nin SKDM düzenlemeleri, bu sektördeki şirketlere dönüşümün kapısını açıyor.
" Demir - Çelik: Demir ve çelik sektörü, yüksek emisyon yoğunluğu ve kullandıkları teknolojileri nedeniyle büyük bir karbon ayak izine sahip. Sektörde bazı şirketler karbon azaltım yol haritası hazırlarken, bazılarının ise bu alanda henüz herhangi bir çalışma yapmadığı görülüyor. Sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelik araştırmalar ise devam ediyor.
" Seramik: Seramik sektöründe yeşil hidrojen ve SKDM konusunda genel bir farkındalık olduğu ve şirketlerin maliyet artışları ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda çeşitli stratejiler geliştirdikleri görülüyor. Elektrik ve doğalgaz maliyetleri, firmaları yenilenebilir enerji projelerine yönlendiriyor. Bununla birlikte yeşil hidrojenin büyük ölçekli bir uygulaması henüz bulunmuyor ancak küçük çaplı pilot projeler ve araştırmalar yürütülüyor.
" Kimya: Kimya sektöründe ise yeşil hidrojen üzerine yapılan çalışmaların genellikle kademeli olarak ilerlediği görülüyor. Şirketler, yeşil hidrojeni özellikle biyoyakıtlarla birlikte stratejik bir yatırım alanı olarak değerlendiriyor. Ancak mevcut projelerin maliyetleri ve teknolojik güvenliği, yeşil hidrojene geçişi sınırlayan faktörler arasında yer alıyor. Şirketler, yeşil hidrojenin değer zincirindeki konumunu değerlendirirken ulaşım ve güvenlik konularına da önem verdiklerini belirtiyor.
EY Parthenon Şirket Ortağı Cem Çamlı, raporla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye Yeşil Hidrojen Analizimiz doğrultusunda, Türkiye'deki birçok sektörün SKDM düzenlemelerinden etkileneceğini görüyoruz. Türkiye'nin çimento sektörünün karbon azaltımına odaklandığını ancak AB'nin SKDM düzenlemelerinden kaynaklanan altyapı eksiklikleri ve baskılarıyla karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda, SKDM kapsamında olan demir ve çelik sektörü de yüksek emisyonlara sahip. Bazı firmalar karbonsuzlaşma planları yaparken bazılarının da henüz harekete geçmediği dikkat çekiyor. Seramik sektörü ise artan maliyetler nedeniyle sürdürülebilirliğe odaklanarak yenilenebilir enerjiye geçiş yapıyor, ancak yeşil hidrojen kapsamında henüz pilot aşamasında.
Tüm bu sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda; yenilenebilir enerji maliyetlerindeki düşüş, elektrolizör maliyetlerinin azalması ve verimliliğindeki gelişmeler, yeşil hidrojen üretiminde önemli ilerlemeler sağlayacaktır. Bu teknolojik gelişmeler sayesinde, günümüzde yüksek olan yeşil hidrojen fiyatlarının gelecekte, özellikle yenilikçi teknolojilerin ve üretim süreçlerinin olgunlaşmasıyla birlikte, kilogram başına 2 ABD doları seviyelerine kadar gerilemesi bekleniyor. Bu potansiyel fiyat düşüşü, yeşil hidrojenin daha geniş ölçekte benimsenmesine ve enerji sektöründe daha rekabetçi bir yenilenebilir enerji kaynağı haline gelmesine olanak sağlayabilir. Türkiye'de yakın gelecekte, yeşil hidrojen ile ilgili mevzuat, düzenleme ve teşviklerin de şekillenmesini bekliyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bursa - Türkiye'nin önde gelen teknoloji ve servis tedarikçilerinden Bosch, Bursa'da hidrolik ürünler üretimi yapan Rexroth Fabrikası'ndaki Tasarım Merkezi'ne Bosch tarafından global sorumluluklar verildiğini duyurdu. Bosch'un Türkiye'de sanayi teknolojileri alanında faaliyet gösteren ve yaklaşık 1.300 çalışanı bulunan Bosch Rexroth Fabrikası, 2022 yılında 15 mühendisle başladığı geliştirme çalışmalarına, 2024 itibarıyla 24 mühendisle devam ediyor.
Bursa'daki Bosch Rexroth fabrikasında faaliyet gösteren Tasarım Merkezi, aldığı "Global Tasarım Sorumluluğu-Lider Mühendislik" sertifikalarıyla uluslararası alanda önemli bir başarıya imza attı. Bu sertifikalar, merkezin mobil hidrolik alanındaki yetkinliğini ve küresel geliştirme ağındaki rolünü pekiştirdi. Kısa sürede gelinen bu nokta hakkında değerlendirmede bulunan Bosch Rexroth Fabrika Teknik Müdürü İrfan Bayrak, "Bu yeni yetkilendirme sertifikalarıyla birlikte Tasarım Merkezimiz güçlenerek Bursa fabrikamızın yanında Almanya ve Çin fabrikalarına da destek verecek. Dört yıl gibi kısa bir sürede gelinen bu noktadan dolayı mühendislerimizle gurur duyuyoruz. Bir sonraki adım olarak, bu sene içerisinde Ar-Ge merkezi süreçlerini başlatmayı amaçlıyoruz." dedi. Bayrak, böylelikle diğer Bosch Rexroth fabrikalarındaki ürün değişiklikleri veya yenilik entegrasyonu taleplerinde Tasarım Merkezi'nin liderlik edeceğinin altını çizdi. Bosch Rexroth Tasarım Merkezi, ürün tasarım sorumluluğu, simülasyon, proje yönetimi, üretim desteği gibi alanlarda kritik rol oynarken, büyümenin devam ettiği validasyon merkezi ile global çapta da test hizmeti sağlıyor.
Bosch Rexroth Fabrika Müdürü İrfan Bayrak, Tasarım Merkezinin geldiği noktanın Türkiye'nin mühendislik potansiyelini en iyi şekilde yansıttığını dile getirerek şunları söyledi: "Bu başarı, sadece Bosch Rexroth için değil, aynı zamanda Türk mühendisliği için de önemli bir adım. İnovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı projelerimizle, global arenada daha da büyümeye ve ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğiz."
Ar-Ge merkezi olma hedefiyle yol alıyor
Hidrolik pompa, motor ve mobil kontrol ürünlerinde önemli projelere imza atan merkez, sürdürülebilirlik projelerinde de aktif rol alıyor. Ar-Ge merkezi olma yolunda ilerlerken yetkinlik gelişiminin öncelikleri olduğunu vurgulayan Fabrika Ticari Müdürü Tanju Özkonuk, bu gurur verici gelişmenin kendilerini hedeflerine ulaşma yolunda bir adım ileriye taşıdığının altını çizerek, "Bursa'da 2006 yılından bu yana faaliyet gösteren fabrikamızın gelişimi için üniversite sanayi iş birliklerine önem veriyor, ulusal ve uluslararası çağrı programlarına katılarak mobil hidroliğin geleceğine yön vermeyi amaçlıyoruz" dedi.
Fabrika Ticari Müdürü Tanju Özkonuk 24 kişilik mühendislik ekibi hakkında şunları söyledi: "Tasarım merkezimizde 7 lisansüstü mezunu ve 3 lisansüstü öğrenci çalışanımız bulunuyor. Fabrikamızda, kapsayıcı ve pozitif yaklaşım ile yüksek performans kültürünü temel çalışma prensibimiz olarak benimsiyoruz. Çalışma kültürümüzü başarımızın anahtarı olarak görerek ve teknik yetkinliklerimizi sürekli geliştirerek uluslararası sorumluluğumuzu genişletmeyi hedefliyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Lojistik sektörünün köklü markası Boltas, Avrupa taşımalarında kapasitesini artırmaya devam ediyor. Şirketin Satış, Pazarlama & Müşteri Deneyimi Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Alper Eryılmaz, müşteri ve pazar ihtiyaçlarını dikkate alarak yeniledikleri operasyon stratejileri, güçlü dijital altyapıları ve sundukları özel çözümlerle 2025'e de güçlü adımlarla girdiklerine dikkati çekti. Eryılmaz, özellikle İtalya ve Almanya taşımalarına çok hızlı başladıklarını kaydetti.
Lojistik sektöründe yarım asra dayanan tecrübesiyle çözümler üreten Boltas, Avrupa taşımalarında hacmini önemli ölçüde artırdı. Özellikle İtalya ve Almanya'da oldukça güçlü bir yapılanması bulunan şirket, Avrupa çapındaki tercih edilme oranını daha da yukarı çekiyor.
Boltas Satış, Pazarlama & Müşteri Deneyimi Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Alper Eryılmaz, yenilenen operasyon stratejileri, güçlü dijital altyapıları ve müşterilerinin ihtiyaçlarına özel taşıma modelleriyle 2025'e hız kesmeden, güçlü adımlarla girdiklerini belirtti.
Almanya çıkışlarının artması, kapasite artışı getirdi
Operasyonel mükemmelliği sağlamak adına İtalya ve Almanya'da önemli yatırımlar yapmaya devam ettiklerini dile getiren Eryılmaz, bu durumun, stratejik dönüşümlerinin parçası olduğunu vurguladı. Eryılmaz, "Avrupa'da özellikle İtalya ve Almanya'ya yönelik taşımalarımızdaki belirgin artış ve buna bağlı olarak yaptığımız kapasite artışları, yenilenen filomuzun ve yabancı plakalı özmal araçlarımızın getirdiği avantajın en somut göstergesi diyebiliriz. Bu yılın ilk iki aylık dönemine baktığımızda özellikle Almanya'ya gönderdiğimiz araç sayılarında önemli artışlar yakaladık. Bu hızımızı yıl boyunca devam ettirerek hedeflerimizin üzerinde bir büyüme yakalamak istiyoruz." diye konuştu.
İtalya'da yatırımlarımıza devam edeceğiz
İtalya'da 30 yılı aşkın süredir varlık gösterdiklerini anlatan Eryılmaz, filolarındaki yabancı plakalı özmal araçları ve Trieste limanına yakın konumdaki depoları ile İtalya'da ve bölge ülkelerinde en çok tercih edilen lojistik partneri olarak yatırımlarına devam edeceklerini vurguladı. Eryılmaz, Trieste'deki depolarında, parsiyel yük konsolidasyonunun kendi çalışanlarınca yapıldığını ve bu sayede müşterilerine çok daha hızlı hizmet sunabildiklerini kaydetti. Eryılmaz, İtalya'da ayrıca iç dağıtım hizmeti verdiklerini de söyledi.
Avrupa'nın dinamiklerine hâkim
Lojistik operasyonlarını yeniden tanımlayarak daha verimli süreçler elde ettiklerinin altını çizen Eryılmaz, "Yükü bir noktadan diğer noktaya götürmek yeterli değil. Boltas olarak hem bölge ve ülke dinamiklerine hâkimiz hem de müşterilerimizin ihtiyaçlarını doğru şekilde analiz edebiliyoruz. Bu sayede vizyoner bir yaklaşımla müşteriye özel taşıma çözümleri sunabiliyoruz." bilgilerini paylaştı.
Eryılmaz, geliştirdikleri altyapı ve operasyonel stratejilerle Avrupa çapında sürdürülebilir bir büyüme yakaladıklarını, kapasitelerini büyüterek talep artışını karşıladıklarını ve bölgesel tecrübeleriyle hizmet vermeye devam edeceklerini de sözlerine ekledi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hyundai Motor Company, 2025 IF Design Tasarım Ödülleri'ne yine damgasını vurdu.
Farklı kategorilerde tam 18 ödülü birden alan Hyundai, yenilikçiliğini ve sürdürülebilirliğini kanıtladı.
Her kategorideki tasarımlarında zenginlik sunan Hyundai, 11 yıldan bu yana sürekli ödül alıyor.
Hyundai, dünyaca ünlü iF Design Tasarım Ödülleri'nde aldığı övgülerle tasarım odaklı yaklaşımının ne denli doğru bir adım olduğunu vurgulamış oldu. Gelecekteki mobilite çözümlerine yatırım yaparak sürekli olarak gelişim gösteren Hyundai, vizyon sahibi tasarımcıları ve alanında uzman mühendisleriyle bu önemli başarıya ulaştı. Satışa sunulduğu tüm pazarlarda markanın rekabet gücünü artıran tasarım, Hyundai'nin tüm modellerindeki en önemli kriteri olarak yorumlanıyor.
Hyundai'nin 2025 yılında aldığı bu 18 ödül, otomobillerden marka iletişimlerine kadar farklı alanlardaki tasarım mükemmelliğinin genişliğini vurguluyor. Toplam 8 disiplini ve 12 kategoriyi içeren bu ödüller, aynı zamanda elektrifikasyon ve mobiliteki girişimleri de kapsıyor. Hyundai'nin çok yakın bir zamanda Türkiye'de de satışa sunacağı IONIQ 9 modeli otomobil kategorisinde ödül alırken aynı zamanda hidrojenli INITIUM ve PALISADE de zafere ulaştı. Hyundai'nin hızlı şarj robotu ACR, ev tipi şarj cihazı ve Robotics Lab imzalı X-ble giyilebilir robotu da ödüle layık görüldü. Yazılı ve online medya çalışmaları, bayiler için hazırladığı AD Creator gibi uygulamalar da IF Design jüri üyeleri tarafından övgüyle karşılandı.
Bu arada Hyundai'nin yeni elektriklisi INSTER da 2025 Dünyada Yılın Otomobili (WCOTY) yarışmasında ilk 3'e kalarak önemli bir zafer elde etti. INSTER, dünyada yılın otomobili seçildiği taktirde IONIQ 5, IONIQ 6 ve IONIQ 5 N'in başarısını sürdüren dördüncü model olarak öne çıkacak
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Panasonic Connect'in AG-CX370 video kamerası, yayıncılık ve akış uzmanları için yüksek kaliteli video prodüksiyonunu yeni seviyelere taşıyor. Panasonic'in popüler profesyonel video kamera serisi CX'in en yeni üyesi olan CX370, mobiliteyi artıran kompakt ve hafif bir kasa tasarımıyla çarpıcı 4K görüntü kalitesi ve IP tabanlı canlı prodüksiyon özelliklerine sahiptir. 2025'in 2. çeyreğinde piyasaya sürülen CX370, 6-9 Nisan 2025 tarihleri arasında Las Vegas'taki NAB Show'da sergilenecek.
Yüksek kaliteli 4K canlı video prodüksiyonu
CX370, yüksek verimliliğe sahip HEVC/H.265 codec ile 4K/60p/10-bit MOV kayıt imkanı sunuyor. Ayrıca yüksek çözünürlüklü, yüksek hassasiyetli 1.0 tipi 15M MOS sensöre ve HDR kayıt için Hibrit Log Gama (HLG) özelliğine sahiptir. Böylece, canlı yayın ortamları ve sosyal medya platformları için içerik oluşturmak için mükemmel bir özellik sunuyor. CX370, 16 eksenli bağımsız renk düzeltme ile görüntülerin yayın kalitesinde ayarlanmasını mümkün kılıyor.
Gelişmiş IP tabanlı canlı prodüksiyon özellikleri
Üst düzey CX370, IP tabanlı yayın ve kamera kontrolü için dahili NDI®* HX2 IP bağlantısına sahiptir. NDI® HX2, switchler ve kod çözücüler gibi NDI® uyumlu cihazlara bağlandığında sorunsuz, yüksek kaliteli IP tabanlı canlı video prodüksiyonu[1] sağlıyor. CX370, RTMP, RTMPS ve RTSP protokolleri ve yeni nesil, IP tabanlı SRT protokolleri aracılığıyla 4K doğrudan akışı destekliyor.
Önceki CX Serisi video kameralarla karşılaştırıldığında; artık 12G-SDI çıkışını destekleyen CX370, profesyonel yayın ekipmanlarına yüksek kaliteli, düşük gecikmeli ve sıkıştırılmamış 4K video aktarım özelliği sunuyor. CX370, SDI-HDMI çıkışları aracılığıyla eş zamanlı 4K çıkışını da destekliyor.
Yayın kalitesinde çekim için geniş açılı zoom lensi
CX370, 20x optik zum özelliğine sahip güçlü 24,5 mm (35 mm eşdeğeri) geniş açılı zum lensi sayesinde üstün optik performans sunuyor. Yüz algılama, otomatik izleme ve beş eksenli hibrit görüntü sabitleme ile yüksek hassasiyetli otomatik odaklama teknolojisine sahiptir. Böylece CX370, istenmeyen kamera titreşimlerini algılayıp düzelterek hareketli nesnelerin sabit çekimi ve takibi için güçlü bir çözüm sunuyor.
Gelişmiş mobilite ve birlikte çalışabilirlik
CX370; prodüksiyon, yayın ve canlı yayın uzmanları için sunduğu kullanım kolaylığı ile diğerlerinden ayrışıyor. CX350 modelinden farklı olarak, kamera iki dengeli XLR girişine ve bir 3,5 mm stereo mini jack girişine sahiptir. Bu sayede, 4 kanallı 24 bit LPCM ses kaydı için dört adede kadar harici mikrofon veya hat düzeyinde ses desteği sağlıyor.
CX370, AVC-ULTRA (P2 MXF) formatıyla[2] uyumluluğuna ek olarak, kaydedilen çekimlerin kablolu ağ, Wi-Fi (AJ-WM50E isteğe bağlı) veya cep telefonundan USB tethering aracılığıyla yayıncılarla paylaşılmasını sağlayan Dosya Aktarım Protokolünü[3] destekler. Prodüksiyon iş akışları, bu sayede kolaylaştırılıyor ve içeriği yayınlamak için gereken süre önemli ölçüde azaltılıyor.
Yeni entegre GENLOCK giriş terminali, çoklu kamera ortamlarında yayın kalitesinde senkronizasyon sağlarken, görseller aynı anda birden fazla yüksek çözünürlüklü LCD ekran ve vizörde görüntülenebiliyor. Odak ve zum ayarları, kablolu uzaktan kumanda veya LAN bağlantısı üzerinden IP tabanlı ağlar aracılığıyla da kolayca ayarlanabiliyor.
Panasonic Connect Avrupa Profesyonel Video Sistemleri Direktörü Andre Meterian, şunları paylaştı: "Panasonic'in CX serisi, profesyonel video prodüksiyonu ve yayıncılığında yüksek performanslı el tipi kameralarda uzun süredir standardı belirliyor. CX370 ile ister yerinde ister stüdyoda olsun, ek işlevsellik ve mobilite arayan CX350 kullanıcılarımızın ihtiyaçlarını karşılıyoruz. CX370, uzmanların IP tabanlı ağlar üzerinden sorunsuz bir şekilde video çekmesi ve yayınlaması için tasarlanmış 4K'ya hazır video kameralar söz konusu olduğunda pazar lideri konumumuzu güçlendirmedeki bir sonraki adımımızdır."
*NDI® bir video bağlantı teknolojisidir ve Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerde Vizrt NDI AB tarafından ticari marka olarak tescil edilmiştir.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.