Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
TLC Klima, dünyanın en büyük klima üreticilerinden biri olan ve Türkiye’de temsilcisi olduğu Gree Markası ile 11-14 Aralık tarihlerinde Antalya Anfaş Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Hoteltech 2. Otel Teknik Ekipman ve Malzemeleri İhtisas Fuarı’na katıldı. Ulusal çapta otelcilik sektörü profesyonellerini bir araya getiren fuarda yerini alan Gree Klima Türkiye Temsilcisi TLC Klima, ziyaretçilere otelcilik sektörüne özel geliştirdiği enerji verimli ve sürdürülebilir iklimlendirme çözümlerini tanıttı.
Dünyanın en büyük klima üreticilerinden biri olan Gree, TLC Klima temsilciliğinde ile Hoteltech 2. Otel Teknik Ekipman ve Malzemeleri İhtisas Fuarı’na yenilikçi ve gelişmiş ürünleriyle Home, Split, Multi, Salon, Isı Pompası, Mini VRF ve VRF ürün kategorilerindeki geniş ürün gamını standında sergiledi. Otelcilik sektörüne yönelik yenilikçi çözümler sunulan fuarda Gree Türkiye Temsilcisi TLC Klima, enerji verimliliği sağlayan VRF sistemleri ve çevre dostu iklimlendirme üniteleri ile dikkat çekti. Gree Markası Türkiye Temsilcisi TLC Klima, ziyaretçilere sunduğu ürünlerle hem otelcilik sektöründeki konforu hem de enerji tasarrufunu artıran çözümlerini tanıttı. Akdeniz Bölge Müdür Yardımcısı Mehmet Keresteci, Eğitim ve Proje Müdür Yardımcısı Hüseyin Mecit ve Pazarlama Müdürü Serdar Ekmekçi, fuar panelinde TLC Klima'nın faaliyetleri ve temsilcisi oldukları Gree Klima'nın referans projeleri ve sunduğu çözümler hakkında kapsamlı sunumlar gerçekleştirdi.
Fuar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Gree Türkiye temsilcisi TLC Klima’nın Pazarlama ve Ürün Yönetimi’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Filiz Doğan, "Otelcilik sektörü, sürdürülebilirlik ve verimlilik taleplerini gidermek için sürekli bir dönüşüm geçiriyor. Gree’nin Türkiye temsilcisi olarak bu dönüşümde öncülük etmek, sektöre yenilikçi çözümler sunmak bizim için büyük bir önem taşıyor. Fuarda, ürünlerimizi sektör profesyonellerine tanıtmak ve iş birlikleri kurmak adına verimli bir süreç geçirdik. Hem çevre dostu çözümler hem de yüksek performanslı klima sistemlerimizle sektördeki yükselen konumumuzu korumayı sürdüreceğiz. Antalya’daki geniş servis ve bayi ağımız, Gree’nin yenilikçi ürünlerinin kullanıcılarla buluşmasını kolaylaştırırken, müşterilerimize kesintisiz destek sunma güvencesi sağlamaktadır. Bölgedeki güçlü varlığımız, Gree’nin otelcilik sektörü için sunduğu enerji verimli ve sürdürülebilir çözümleri daha erişilebilir hale getirmektedir." açıklamalarında bulundu.
Gree Klima Hakkında
1991 yılında Çin’in Zhuhai şehrinde kurulan Gree Electric Appliances Inc., Ar-Ge, üretim, pazarlama ve servis hizmetlerinin entegre olduğu uluslararası bir iklimlendirme firmasıdır. Kurulduğu günden bugüne tecrübesiyle, teknolojisiyle ve Ar-Ge yatırımlarıyla dünyada 600 milyondan fazla kullanıcının seçimi olmuş, dünyanın en büyük klima üreticisidir. Bugün Çin, Brezilya ve Pakistan’da bulunan 18 klima üretim üssünde 16.000’i Ar-Ge, 30.000’i teknik çalışan olmak üzere 90.000’den fazla personel dünyanın sevdiği bu hava için çalışmaktadır. Gree Klima, 100.000’in üzerinde yerli, 53.000’in üzerinde ise buluş patenti olan kendi teknolojisini geliştiren bir markadır.
TLC Klima Hakkında
30 yılı aşkın sektör deneyimini Ocak 2016’da dünyanın en büyük klima üreticisi olan Gree Klima Sistemleri ile birleştiren TLC Klima, kalite ve optimizasyon odaklı ürün ve hizmetleriyle sürekli gelişerek büyümektedir. “Her Müşteri, Mutlu Müşteri” anlayışından ödün vermeden her hanede, her iş yerinde klima konforunu yaşatabilen bir firma olmayı amaçlamaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yalıtım sektörünün lider markası İzocam, çevreye karşı olan duyarlılığını zirveye taşıyan “Düzenli Depolamaya Sıfır Atık” projesini hayata geçirdi. Yıllardır atık yönetimi uygulanan tesislerinde, proses hurdalarını enerji üretimi için kullanıma geçirerek sıfır atık hedefine ulaştı.
Türkiye’yi 59 yıl önce çevre dostu ve sağlıklı yalıtımla tanıştıran lider marka İzocam, “Düzenli Depolamaya Sıfır Atık” (Zero Waste to Landfill) projesi ile çevreye karşı olan duyarlılığını zirveye taşıdı.
Geçen yıl sürdürülebilirlik politikaları kapsamında sosyal ve çevresel açıdan önemli bir hedef belirlediklerini ve “Düzenli Depolamaya Sıfır Atık” projesine imza attıklarını açıklayan İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Sürdürülebilirlik çalışmalarımız kapsamında 2023 yılı sonu itibariyle imza attığımız bu proje ile çevreye karşı olan duyarlılığımızı bir adım daha ileriye taşıdık. Böylece, yıllardır atık yönetimi uygulanan tesislerimizde, proses hurdalarının enerji üretimi için kullanıma geçirilmesi hedefimize ulaştık” dedi.
“Düzenli Depolamaya Sıfır Atık” projesinin; atık oluşumunun azaltılması, atıkların yeniden kullanılması ve geri dönüştürülmesi gibi sürdürülebilir uygulamalar yoluyla mümkün olduğunca fazla atığı atık depolama alanlarından uzaklaştırmayı ifade ettiğini belirten Savcı, “Bu proje ile proseslerimizden oluşan atıkları asgariye indirmekte, tekrar kullanmakta, tekrar kullanamadığımız geri dönüştürülebilir atıklarımızı ise kaynağında ayrı toplayıp geri dönüştürülmesini desteklemekteyiz. Kullanılan ambalajlarda %70 oranında geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ambalajlar tercih etmekteyiz. Geri dönüştürülemeyen atıklarımızın ise enerji kaynağı olarak farklı sektörlerde kullanılması yoluyla geri kazanılmasını sağlamaktayız. Böylece tüm atıklarımızı sürdürülebilir bir yaşam döngüsüne sokmaktayız.
Tesislerimizde çıkan atık türleri ve ‘Düzenli Depolamaya Sıfır Atık’ kapsamında değerlendirdiğimiz atıklar; plastik, kağıt, karton, tahta, metal, elektronik atık, varil, atık yağ, kimyasallar ile kontamine olmuş atıklar ve proses hurdalarını kapsamaktadır. Tüm atıklar dokümante edilmiş atık yönetimi süreç ve prosedürlerini etkin bir şekilde yerine getirerek lisanslı firmalara gönderilmektedir. Bunlar arasında yer alan plastik, kağıt, karton, tahta, metal, elektronik atık, varil ve atık yağlar tekrar kullanım amacıyla geri dönüşüme gönderilirken, proses hurdaları, kimyasallar ile kontamine olmuş atıklar da enerji üretimi için kullanılmaktadır” diye konuştu.
Murat Savcı, İzocam olarak, Türkiye için yasal bir zorunluluk olmayan “Düzenli Depolamaya Sıfır Atık” projesi ile sadece hedeflerinden birini gerçekleştirdikleri için değil, aynı zamanda şirket olarak sahip oldukları yüksek çevre bilinci hedefine ulaşmanın gururunu yaşadıklarını da vurguladı.
Tüm tesisleri “Sıfır Atık Belgesi”ne sahip
Atık yönetimindeki tutumlarını tesislerine de yansıttıklarını söyleyen İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Tüm tesislerimiz ‘Sıfır Atık Belgesi’ ile faaliyet göstermektedir. İlk olarak 2021’in Temmuz ayında İzocam Tarsus Tesisi’mizin aldığı bu belgeyi, 2022 yılı itibariyle tüm tesislerimiz almaya hak kazanmıştır. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen bu belge; tesiste israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesini veya asgariye indirilmesini, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanmasını ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan bir dizi sürecin tamamlanmış olduğunu ifade etmektedir” şeklinde konuştu.
Üretimde, yüzde 80’e kadar “yedinci doğal kaynak” tan yararlanıyor
Doğadan ilham alarak doğal olanı destekleyen İzocam’ın, ülkemizdeki yasaların zorunlu tutmamasına rağmen, yapımında geri dönüşümlü malzemeler kullanılan, insan sağlığına zarar vermediği ve doğa dostu olduğu kanıtlanmış ürünler sunduğunu da aktaran Murat Savcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çevre dostu malzemeler içeren İzocam ürünleri en az yüzde 30 oranında geri-dönüştürülmüş içeriğe sahip olup İzocam Camyünü üretiminde bu oran yüzde 80’e kadar çıkmaktadır. ‘Yedinci doğal kaynak’ olarak adlandırılan geri dönüştürülmüş malzeme kullanarak atık yönetimini zirveye taşıyan firmamız, ürünlerinin içeriği ile de tüm canlılara ve doğaya sağlıklı bir yaşam imkanı sunmaktadır. İzocam Taşyünü ve İzocam Camyünü, üretiminde kullanılan geri dönüştürülmüş malzemeler sayesinde, karbon ayak izimiz düşerken, yeşil bina sertifikasyon değerlendirmelerinde projelere ek puan kazandırarak LEED - BREAM ve YeS-TR gibi yeşil bina sertifikalarının alınmasına katkı sağlamaktadır. Ayrıca EPD belgeli camyünü, taşyünü ve ekstrüde polistiren ürünlerimiz yalıtım ürünlerinden puan alımını garanti etmektedir.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin yüzde 100 yerli tek IP interkom üreticisi Multitek, aynı zamanda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezi olarak nitelendirilen alanındaki ilk şirket olmasıyla da dikkat çekiyor. Her yıl cirosunun yüzde 10’nu Ar-Ge çalışmaları için kullanan Multitek, kendi mühendis ve yazılımcılarıyla yüksek teknoloji ürünleri geliştiriyor.
Multitek’in son geliştirdiği inovatif ürünlerden birisi de Akıllı Posta Kutusu iBOX. İngiltere’de posta kutularında yaşanan güvenlik sorunlarından dolayı arayışta olan bir şirketin talebiyle geliştirilen iBOX, sektöründe bir ilk.
Multitek Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Ece Demirkol iBOX geliştirme sürecini şöyle anlatıyor: ‘’ İngiltere’de posta kutularında yaşanan güvenlik sorunlarını çözmek isteyen bir şirket, bizden önce Çin ve Avrupa’da çeşitli şirketlerle görüşüyor. Ancak bu firmalar beklentilerini karşılayamıyor. En son bize geldiler ve biz onlar için yeni bir inovasyonla Akıllı Posta Kutusu’nu geliştirdik. Şimdi satışına geçiyoruz. Bu ürünümüzün Kuzey Avrupa’da büyük ilgi göreceğini düşünüyorum. Çünkü bu ülkelerde tek haneli villa tarzı konut stoğu yoğun ve online sipariş verilen malların teslimatında hırsızlık vakaları giderek artıyor. Bu ürün dünyada bir ilk ve bizim ihracatımıza büyük katkı sağlayacak.’’
Akıllı Posta Kutusu iBOX ne sağlıyor?
Dünyanın neresinde olursanız olun, kargo teslimatı için posta kutusunu uzaktan açabilir, teslim sonrası güvenliği sağlamak için kapatabilirsiniz.
Evde bulunmama gibi nedenlerle kargoların geri dönmesini engelleyerek teslimat sürecini hızlandırabilirsiniz.
Teslimat sonrası posta kutusunun güvenliğini sağlayarak çalınma veya zarar görme risklerini ortadan kaldırabilirsiniz.
Ar-Ge ile Global Başarı
Multitek IP interkom ürünlerinin Android işletim sistemine sahip son derece gelişmiş teknolojik ürünler olduğunu vurgulayan Ece Demirkol, ‘’ Ar-ge bizim için bir tutku demek. 2017 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezi olarak nitelendirilen alanımızdaki ilk firma olduk. Her yıl en az 2 adet TÜBİTAK/TEYDEB projesi gerçekleştiriyoruz. Sektörün geleceğini belirleyen teknolojiler geliştirmek, kullanıcıların hayatlarına konfor ve güvenlik katan yeni teknolojiler üretmek işimizin en keyifli yanı. Örneğin Akıllı IP interkom ve bulut tabanlı IP interkom projelerimiz birçok ödüle layık görülen projeler oldu. Büyük ticari başarı da gösteren akıllı interkomlarımız bugün global firmalarla yarışıyor, hatta teknoloji olarak dünya standartlarının ötesinde yer alıyor. IP interkomlarımız neredeyse bir akıllı telefon gibi. Bunu Türkiye’de yapabilen bir rakibimiz yok. Dünyada ise çok az sayıda şirket var.’’ diye konuştu.
İnovasyonda Multitek
Ece Demirkol Multitek’in akıllı ev sistemleri alanında ar-ge’den üretime, satıştan satış sonrası desteğe 200 kişilik bir ekiple uçtan uca hizmet verdikleri ifade etti. Şirketin analog interkom, akıllı interkom, telefon santralleri ve yangın alarm sistemleri dahil yaklaşık 250 adet farklı ürün ile faaliyetini sürdürdüğünü belirten Demirkol, Multitek’in hem donanım hem de bir yazılım şirketi olduğunu bu nedenle sektörden gelen farkı çözüm önerilerini hızlı yanıt verebildiğini söyledi. Demirkol ‘’Bizde inovasyonun bir şirket kültürü. Multitek olarak yüksek teknoloji ile büyük katma değerli ürünler üretiyoruz. Türkiye’nin kilo başına ihracatı 1,37 dolar. Elektrik elektronikte 6 dolar civarında. Bizim ana üretimimiz olan IP interkomda ise 200 dolar. Eylül ayında lansmanını yaptığımız ve dünyada ilk olan her türlü konutun kablo ve cihaz değiştirmeye gerek kalmadan akıllı evlere dönüşmesini sağlayan, sektörümüzün temsilcisi Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) tarafından da 2024 yılında Jüri Özel Ödülü verdiği DiafonBox’dan sonra bulut tabanlı iBOX’ın da büyük ilgi göreceğini düşünüyoruz. Şirket olarak uzun vadede akıllı bina teknolojileri sektöründe lider konumumuzu sürdürerek, global pazarlarda daha etkin bir rol almayı ve global bir marka olarak tanınmayı hedefliyoruz. Bu nedenle katma değeri yüksek inovatif ürünler geliştirmeye devam edeceğiz. ’’ dedi.
Multitek hakkında:
1989 yılında Adnan Demirkol tarafından kurulan Multitek, yüzde yüz yerli sermayeli bir Ar-Ge şirketidir. Faaliyetine telefon santrali üretimi ile başlayan firma bugün 35 yıllık deneyimle bulut tabanlı bina iletişim ve akıllı ev teknolojileri üzerinde çalışıyor. Multitek Ar-Ge’den üretime, satıştan satış sonrası desteğe kadar uçtan uca hizmet veriyor. IP İnterkom sektöründe ilk ve tek yerli şirket olan Multitek, özenle, heyecanla ve tutkuyla teknoloji üretmeye devam ediyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ingredy.app, ülkemizde sosyal kalkınmayı ve biyolojik çeşitliliği önceliklendiren, yerel değerlerimize sahip çıkan tedarikçileri bir araya getirdiği bu etkinlikte, gastronomi dünyasından önemli isimleri de ağırladı. Electrolux Profesyonel mutfağında gerçekleşen bu buluşmada katılımcılar, yerel ürünlerin sunduğu eşsiz tatları deneyimlerken üreticilerin hikayelerini yakından tanıma fırsatı buldu. Etkinliğe Koçulu Çiftliği, Reis Bakliyat, Arıcan Bal, Meandros, Kürşat Zeytinyağı, Lazika Çay, İksirli Çiftlik, Vinolus, Frea Naturalz, Portakal Bahçem, Conker Lakarda, Plant Factory ve Mix Me Up gibi üreticiler katılarak yerel üretimin sosyal ve ekonomik etkisine dikkat çekti.
Ingredy kurucusu Betül Bildik’ten yerel üretime ve sosyal satın almaya vurgu
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Ingredy.app kurucusu Betül Bildik, yerel ürünlerin önemine dikkat çekerek şunları söyledi "Yerel ürünler, gastronomi sektörüne hem lezzet hem de ekonomik değer katıyor. Restoranlarda yerel ürünlerin daha fazla kullanılması, bu ürünlere olan talebi artırarak yerel üreticilere doğrudan destek sağlar. Bu süreç, tarımı ve tedarik zincirini korurken, sürdürülebilir bir ekosistemin oluşumuna da katkıda bulunur." Betül Bildik ayrıca satın alma kararlarının sadece maliyet, kaliteli ürün ve gıda güvenliği gibi kriterlere dayanmaması gerektiğini belirtti. Bildik, sosyal satın almanın önemine vurgu yaparak şunları ekledi:
"Yerel üreticilerden ürün temin etmek, yalnızca kaliteli ve güvenli ürün sağlamak anlamına gelmez. Aynı zamanda yerel istihdamı destekler, bölgesel ekonomiyi güçlendirir ve kırsal kalkınmaya katkıda bulunur. Restoranların satın alma süreçlerinde sosyal etkiyi göz önünde bulundurmaları, gastronomi sektöründe sürdürülebilir bir geleceğin temel taşlarından biridir."
Ingredy Hakkında
Arkasında 20 yıllık sektör tecrübesi bulunan Ingredy, gastronomi profesyonellerini ulusal ve yerel tedarikçilerle buluşturan dijital bir platform. Platformda büyük kurumsal firmalar ve coğrafi işaretli ürünler üreten küçük üreticiler yer alıyor. Yeni nesil çözümleriyle, tedarik zincirini optimize ederek daha verimli, sürdürülebilir ve şeffaf bir sektör yaratmayı hedefleyen Ingredy, şeflerin ve işletmelerin istedikleri ürünü, istedikleri sıklıkta, doğru üreticiden, gerçek kalitesinde ve hızlı bir şekilde sipariş etmelerini sağlıyor. Mevcut sipariş sistemleriyle entegre olabilen platform, işletmelere katma değer yaratabilecekleri veri sunarak geleneksel tedarik zincirinin ötesine geçiyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
‘Her Yaşta’ Projesi ile 5 yıldır toplumun yaşlanmaya hazırlığına rehberlik eden AgeSA, Her Yaşta Fonu’nun dördüncü döneminde destekleyeceği sivil toplum kuruluşunu belirledi. Her Yaşta Fonu, Türkiye Alzheimer Derneği ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Davranış Nörolojisi Anabilim Dalı ortaklığıyla gerçekleşecek. Alz-Tag Projesi’ne, 1.250.000 TL hibe desteği sağlayacak. Proje kapsamında, Alzheimer hastalarının karşılaştığı düşme, yaralanma, kaybolma gibi acil durumlara karşı bakım verenlere ve ailelere yönelik eğitimler ile mentörlük desteği verilecek.
Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörünün lider kuruluşlarından AgeSA’nın hayata geçirdiği Türkiye’nin yaşlanma konulu ilk ve tek KSS projesi ‘Her Yaşta’, 5. yılında yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla bağlantılı projeler geliştiren sivil toplum kuruluşlarını desteklemeyi sürdürüyor. Bu doğrultuda AgeSA, ‘Her Yaşta’ çatısı altında oluşturduğu Her Yaşta Fonu’nun dördüncü döneminde destekleyeceği sivil toplum kuruluşunu belirledi. Hibe kapsamında, Sivil Toplum için Destek Vakfı koordinasyonunda, Türkiye Alzheimer Derneği ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Davranış Nörolojisi Anabilim Dalı ortaklığıyla gerçekleşecek Alz-Tag Projesi’ne, 1.250.000 TL hibe desteği sağlanacak.
AgeSA Hayat ve Emeklilik Pazarlama ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Roşan Dilek, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “AgeSA olarak, ‘Mutlu bireyleri olan güven dolu bir toplum’ için işimizin özündeki iyiliği sunmayı varlık nedenimiz olarak benimsiyoruz. Bu anlamda, yalnızca finansal başarıya odaklanmakla kalmayıp, toplumumuza değer sunmayı ve sosyal etki yaratmayı da görevimiz olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, 5 yıl önce başlattığımız ‘Her Yaşta Projesi’, Türkiye’de yaşlılık konusuna odaklanan tek kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak yoluna devam ediyor. Beş yıldır, toplumumuzu yaşlanmaya hazırlamak ve yaşlılıkla ilgili olumsuz algıları pozitife dönüştürmek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca, yaşlılık ve yaşlanma temalı sivil toplum projelerini desteklemek amacıyla, 2021 yılında Sivil Toplum için Destek Vakfı koordinasyonuyla başlattığımız ‘Her Yaşta Fonu’ ile toplamda 12 projeye 1.5 milyon TL hibe desteği sağladık. Her Yaşta Fonu, bugüne kadar çok değerli başvurular aldı ve sürdürülebilir projelerin gelişmesine de katkı sağladı. Bu yıl da Türkiye Alzheimer Derneği ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Davranış Nörolojisi Anabilim Dalı ortaklığında gerçekleştirilecek ‘Alz-Tag’ projesine destek olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Her Yaşta Fonu ile yaşlanmaya hazırlık ve yaşlı bireylerin desteklenmesine dair sivil toplum projelerini desteklemeyi sürdüreceğiz. Sivil toplum projelerinin sayısının artması, yaygınlaşması ve proje konularının derinleştirilmesi her zaman önceliğimiz olacak.”
Alz-Tag Projesi ile Alzheimer Hastaları ve Ailelerinin Riskleri Analiz Edilecek ve Önleyici Stratejiler Geliştirilecek
Türkiye Alzheimer Derneği’nin Adana, Bursa, Denizli, Kayseri ve İstanbul şubelerinde yürütülecek projenin birinci aşamasında; Alzheimer hastalarının karşılaştığı düşme, yaralanma, boğulma, kaybolma gibi acil durumlar ile günlük hayatın diğer tehlikelerine karşı bakım verenlere yönelik ‘Risk Analizi ve Egˆitim’ atölyesi düzenlenecek. Atölye kapsamında doğru iletişim teknikleri, güvenli bir bakım ortamı oluşturma ve acil durum yönetimi konuları ele alınacak. Ayrıca, kaybolma riskini azaltmak için Akıllı Anahtarlık-Tag gibi teknolojik cihazlarla hastaların konumlarının nasıl takip edileceği ve acil durumlarda yapılacak müdahaleler de anlatılacak. Atölyeler aracılığıyla aynı zamanda 525 hasta ve yakınına Akıllı Anahtarlık-Tagler temin edilecek. Projenin ikinci aşamasında ise risk analizi ve güvenlik konularında desteğe ihtiyaç duyan ailelere altı ay boyunca mentörlük hizmeti sunulacak.
Her Yaşta Projesi Hakkında
Beş yıl önce ‘Her Yaşta Dolu Dolu Yaşa’ mottosuyla çıktığı yolda, yaşlılığa dair negatif algıları değiştirmeyi, yaşlanmaya hazırlık konusunda farkındalık oluşturmayı hedefleyen AgeSA, gerçekleştirdiği iletişim çalışmalarıyla bireyleri aktif, sağlıklı ve sosyal bir yaşlılık dönemine yönelik teşvik eden içerikler paylaşmaya devam ediyor. Heryasta.org ve Her Yaşta’nın sosyal medya hesapları üzerinden 5 yıldır aralıksız farkındalık iletişimleriyle sağlık, kültür, seyahat, hobi, finans ve sosyal konularda içerikler ve ilham veren hayat hikâyeleriyle dijital mecralardan şimdiye dek yaklaşık 38 milyon kişiye erişti.
AgeSA, 5 yıl önce, ‘Türkiye’de Yaşlılık Tahayyülleri ve Pratikleri’ araştırması ile yalnızca Her Yaşta projesinin rotasını belirlemekle kalmadı, yaşlılık alanındaki literatüre de değerli bir kaynak sundu. Elde edilen veriler ışığında, yaşlanmaya hazırlık ve yaş ayrımcılığına dikkat çekmeye yönelik sponsorluklar ve iletişim kampanyaları düzenledi. Farkındalık çalışmalarının yanı sıra pandemi döneminde yardım ve bağış kampanyaları da hayata geçirildi. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da toplam 7 belediye ile işbirliği yapılarak “Pandemi Yardım Projesi” gerçekleştirildi.
2021 yılı itibarıyla Sivil Toplum için Destek Vakfı koordinasyonunda, yaşlıların iyi olma halini destekleyen, yaşlılık ve yaşlanma alanlarıyla kadın, sağlık, eğitim gibi bu alanı çevreleyen konularda projeler geliştiren sivil toplum kuruluşlarına destek için Her Yaşta Fonu’nu kuruldu. Fonun 3’üncü döneminde, 6 Şubat depreminden etkilenen bölgelerde çalışma yürüten Sorumlu Meryem Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, Dem Derneği, Türkiye Alzheimer Derneği ve YÖRET olmak üzere 4 STK destekledi. 2021’den bu yana toplam 12 projeye 1.508.570 TL hibe desteği sağlandı.
2024 yılında, "Her Yaşta" Projesi’nin 5. yılına özel olarak ‘Türkiye Nasıl Yaşlanıyor?’ araştırması gerçekleştirildi. Türkiye temsili araştırmada, 35-55 yaş arasındaki orta yaş grubunun yaşlanmaya bakış açısı, yaşlılık dönemine dair hazırlıkları ve gelecekteki yaşlılık deneyimlerinin bugünkü yaşlılara kıyasla nasıl farklılık göstereceği ele alındı.
AgeSA Hakkında
AgeSA, Sabancı Holding ile iki yüz yıllık sigortacılık geçmişi olan Belçikalı sigorta şirketi Ageas’ın ortaklığıdır. AgeSA aynı zamanda halka açık bir şirket olup, hisseleri "AGESA" koduyla Borsa İstanbul'da işlem görmektedir. AgeSA, bireylerin tasarruf ve birikim ihtiyaçları için bireysel emeklilik ürünleri sunmaktadır. Aynı zamanda, müşterilerine sunduğu hayat ve kaza sigortası ürünleriyle de yaşamın getirebileceği beklenmedik risklere karşı bireyleri ve ailelerini güvence altına almaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2024 yılını, elektronik para ve ödeme sistemleri sektörü için dinamik gelişmelerin yaşandığı, teknolojinin hızla evrildiği ve müşteri beklentilerinin sürekli olarak değiştiği bir yıl olarak ifade eden PayCO Genel Müdürü Fevzi Utku Kılıç, "Bu yıl içinde, özellikle dijitalleşmenin hız kazanması ve ödeme sistemlerinin KOBİ ölçeğinde de yaygınlaşması, sektörün en dikkat çekici trendlerinden oldu. Payco olarak, 2024 yılı boyunca bu değişime hızla uyum sağlayarak sektördeki yerimizi güçlendirmeyi başardık. Finansal teknolojilere yatırım yaparak kullanıcı deneyimini iyileştirdik ve ödeme sistemlerinde güvenliği artıracak çözümleri devreye aldık." dedi.
Dijital cüzdan ve ödeme sistemleri ürünlerimiz büyük ilgi gördü
2024 yılının Payco için büyük bir yenilik yılı olduğunu da sözlerine ekleyen Kılıç, "Geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerle, kullanıcıların ödeme işlemlerini daha hızlı, güvenli ve kolay yapabilmelerini sağladık. Dijital cüzdan ve ödeme sistemleri gibi ürünlerimiz, kullanıcılar tarafından büyük ilgi gördü ve işlem hacmimizde anlamlı bir artış yaşandı. Müşteri geri dönüşlerine odaklanarak, kullanıcı dostu arayüz tasarımı, fiziki cihaz yatırımı ve 7/24 müşteri destek hizmeti gibi uygulamalarımızı geliştirerek müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkardık. Ayrıca, 2024 yılında elektronik ödeme sistemlerinin regülasyonları çerçevesinde önemli düzenlemeler yapıldı. Payco olarak, bu regülasyonlara hızlı bir şekilde uyum sağlayarak, sektördeki en güvenilir ve mevzuata uygun işlem gerçekleştirmeyi hedefleyen elektronik para şirketlerinden biri olduk. Özellikle, veri güvenliği ve kişisel verilerin korunması alanında yaptığımız yatırımlar, kullanıcılarımızın güvenini kazanmak için kritik öneme sahip oldu. ISO standartlarnı benimseyerek, kaliteyi ve güvenliği daha ileriye taşıdık." şeklinde konuştu.
Hem müşteri memnuniyeti artacak hem de şirketimizin gelirleri büyüyecek
2025 yılına ilişkin beklenti ve hedeflerinden de bahseden Kılıç, "2025 yılına girerken, elektronik para ve ödeme sistemleri sektöründe önümüzdeki yılın çok daha yenilikçi ve rekabetçi olacağını öngörüyoruz. Bu bağlamda, Payco olarak sektördeki pozisyonumuzu pekiştirmek için çeşitli stratejik adımlar atmayı hedefliyoruz. 2025 yılı itibarıyla odaklanacağımız ana alanlar arasında yapay zeka ve veri analitiği teknolojileri ve entegre ödeme çözümleri yer alacak. Gelecek yıl, ödeme süreçlerinin hızlandırılması ve daha kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimi sağlanması için yapay zeka ve veri analitiği kullanımı artırılacak. Özellikle, kullanıcıların alışveriş alışkanlıkları ve ödeme tercihleri analiz edilerek, onlara en uygun kampanya ve teklifler sunulacak. Bu, hem müşteri memnuniyetini artıracak hem de şirketimizin gelirlerini daha da büyütecek.
Nakitsiz Toplum ve Finansal Erişim
Bankacılık sistemine erişimi olmayan bireyler için çözümler geliştirmeye devam edeceğiz. Payco Kart ile finansal erişimi artırmayı hedefliyoruz. FAST entegrasyonu ile daha hızlı ve kolay para transferi çözümleriyle müşterilerimize pratik hizmetler sunacağız. Yenilikçi cüzdanımız vasıtasıyla, yabancı para transferleri, kıymetli maden alım-satımı, fatura tahsilatı gibi yeni ürünlerle müşterilerimizin tüm finansal işlemlerini tek bir platformdan kolayca yönetmelerini sağlayacağız.
Sürdürülebilirlik ve Toplumsal Sorumluluk
Sosyal sorumluluk projelerine ve çevresel sürdürülebilirliğe önem veren bir şirket olarak, 2025 yılına gelindiğinde, çevre dostu ödeme sistemleri ve sürdürülebilir iş uygulamalarını öncelikli hale getirmeyi ve müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz. Şirket içi enerji tasarrufu önlemleri, kağıtsız ofis uygulamaları ve çevre dostu veri merkezleri gibi inisiyatiflerle, çevresel etkimiz düşürmeyi planlıyoruz.
2025 yılı için hedeflediğimiz tüm bu yenilikler ve stratejik adımlar, Payco'nun sektördeki liderliğini daha da pekiştirmeyi ve kullanıcılarımız için en iyi ödeme deneyimini sunmayı amaçlıyor. Yeni yılda daha güçlü, daha yenilikçi ve daha kullanıcı odaklı bir şirket olma yolunda kararlılıkla ilerleyeceğiz." diyerek sözlerini bitirdi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin en kapsamlı fintek ekosistemi Aktif Bank'ın iştiraki Aktif Ventures, ürün portföyüne dahil ettiği Sodec Technologies'in KYC (Müşteri Tanıma - Know Your Customer) çözümleriyle önemli bir adım atıyor. Bu yeni çözümle birlikte Aktif Ventures, Sodec'in KYC çözümünü Apilion API platformuna entegre ederek sektöre daha kapsamlı bir hizmet sunmayı amaçlıyor. Sodec Technologies'in KYC çözümleri, özellikle bankalar, ödeme hizmeti sağlayıcıları (PF) ve e-para kuruluşları gibi KYC hizmeti talep eden firmalar için daha erişilebilir hale gelecek. Bu ortaklık, Sodec Technologies'in kısa vadeli olarak yurt içindeki hedeflerinin yanı sıra, küresel pazara açılmasını da destekleyecek.
"Fintek dünyasında güvenli doğrulama çok önemli"
Sundukları KYC hizmeti ile fintek dünyasını daha önce hiç olmadığı kadar güvenli hale getirdiklerini belirten Sodec Technologies Kurucu Ortağı ve CTO'su Serhat Dertli, "İş birliği kapsamında KYC, Kimlik Doğrulama, Data Doğrulama ve Pasaport Doğrulama ürünlerimiz kullanılacak. Aktif Ventures'ın Apilion API platformu kullanıcıları, Sodec'in ürününü test etme imkanı bularak ürün hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilecek. Ayrıca alternatif bir satış kanalı olarak konumlandığımız için Sodec'in çözümlerinin farklı alanlara ulaşma kapasitesini artıracağız." şeklinde konuştu.
"Apilion'u daha kapsamlı bir hizmet merkezi haline getiriyoruz"
Aktif Ventures'ın Türkiye'nin en güçlü API Platformu olan Apilion ile KYC hizmetini kullanıcılarına hızlı ve güvenli bir şekilde entegre etme imkanı sunacağını dile getiren Aktif Ventures IT Direktörü Emre Kara ise konu hakkında "Sodec ile gerçekleştirdiğimiz bu stratejik iş birliği sayesinde, Apilion API platformumuzu daha güçlü ve kapsamlı bir hizmet merkezi haline getiriyoruz. KYC (Müşterini Tanı) çözümlerinin entegrasyonu, sadece güvenilir doğrulama süreçleri sunmakla kalmıyor, aynı zamanda sektördeki işletmelerin güvenlik ve erişilebilirlik ihtiyaçlarına hızlı, verimli ve yenilikçi çözümlerle yanıt veriyor. Sodec'in KYC çözümlerini platformumuza entegre etmek, güvenlik standartlarını artırarak finans, teknoloji ve birçok sektörde dijital doğrulama süreçlerini daha sorunsuz hale getirecek. Bu iş birliğini, geleceğin dijital dünyasında güvenli ve hızlı erişim adına attığımız önemli bir adım olarak görüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu değerli iş birliği ile tüm sektörlere yönelik uçtan uca kapsamlı ve güvenilir hizmet sunma misyonumuzu güçlendirerek ekosistemin tüm paydaşlarıyla birlikte büyümeye ve daha büyük başarılara imza atmaya devam edeceğiz." dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Teknolojinin hızlı gelişimi, çalışma, yaşama ve yenilik yapma şekillerini kökten dönüştürmeye devam ediyor. Yapay zeka (AI), artık sadece popüler bir terim olmaktan çıkıp küresel dönüşümün merkezinde yer alıyor. EMEA bölgesindeki teknoloji liderlerinin geleceğe hazırlanmalarına yardımcı olacak 2025'teki öngörülerini paylaşan Dell Technologies Türkiye & eCIS Genel Müdürü Işıl Hasdemir, "2024 yılı, işletmelerin yapay zeka araçlarını deneyimlediği bir keşif yıldı. 2025 yılıysa yapay zekanın keşif aşamasından uygulama aşamasına geçtiği bir yıl olacak. McKinsey'e göre, Generatif AI kullanımı sadece 10 ayda iki katına çıktı. İşletmeler bu süreçte öğreniyor, test ediyor ve yapay zekanın neler başarabileceğine dair içgörüler elde ediyor" dedi.
Oyunun kuralları değişiyor
Şirketlerin 2025 için sağlam temelleri olan bir yapay zeka stratejisi geliştirmesi gerektiğine dikat çeken Işıl Hasdemir, uyum sağlayamayan şirketlere de geri planda kalabilecekleri uyarısında bulundu. Hasdemir, IDC'nin "Geleceğin İşletmesi Dayanıklılık ve Harcama Araştırması" verilerinine göre Avrupa'daki şirketlerin yüzde 40'ı GenAI'a ciddi yatırımlar yapıyor ve bu yatırımlar önümüzdeki 18 ayda daha da artacak. Ayrıca, şirketlerin yüzde 30'u, üretim aşamasında GenAI destekli uygulama ve hizmetler kullanmaya başladı. Önümüzdeki yıl boyunca işletmeler, yapay zekayı ölçeklendirdikçe gerçek yatırım getirisini (ROI) görmeye devam edecek. Bu tam anlamıyla oyunun kurallarını değiştiriyor. EMEA bölgesindeki sağlık, finans ve lojistik sektörleri için - yapay zeka destekli yeniliklere açık olan bu alanlarda - pilot projelerden ölçeklenebilir çözümlere geçiş yapmanın zamanı geldi. Odak noktası, mevcut zorlukları çözerken şirketleri gelecekteki fırsatlar için de konumlandıran, özel ve ölçeklenebilir yapay zeka uygulamaları geliştirmek olmalı. Eğer yapay zeka stratejiniz henüz hazır değilse, 2025'te bunu en öncelikli hedefiniz haline getirin. Kullanılan araçlar hızla gelişiyor, uyum sağlayamayan işletmelerse geri planda kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor" diye konuştu.
"Yapay zeka destekli bilgisayarlar devrim yaratacak"
Hasdemir'e göre 2025 yılında yapay zeka destekli bilgisayarlar, iş süreçlerinde önemli bir devrim yaratacak. Gömülü yapay zeka özelliklerine sahip bu cihazların iş süreçlerini hızlandırırken verimliliği artıracağını belirten Dell Technologies Türkiye ve eCIS Genel Müdürü Işıl Hasdemir, "Dahili yapay zeka yetenekleriyle donatılmış olan bu cihazlar, verileri yerel olarak işleyebiliyor; bu da daha hızlı performans, gelişmiş güvenlik ve maliyet verimliliği sağlıyor. Bu teknolojilerin, hibrit ve uzaktan çalışma modellerinin yaygın olduğu EMEA bölgesinde, iş yapma şekillerini yeniden tanımlayarak fayda sağlıyor. Günümüz iş dünyasında akıllı cihazlara sahip olmak artık bir lüks değil, bir gereklilik haline geldi. Daha yüksek performanslı CPU'lar, GPU'lar ve NPU'ların bulunduğu bu dönemde şirketler, eski donanımları geride bırakarak yapay zeka destekli cihazlara yatırım yapmayı düşünmeli" dedi.
Veri Merkezlerinin alt yapılarına yatırım şart
Hasdemir, 2025 yılında veri merkezlerininin de yeniden tasarlanması gerektiğine de dikkat çekerek göz önünde bulundurulması gereken kritik noktaları şöyle açıkladı: "Yapay zeka iş yükleri, geleneksel veri merkezlerinin sınırlarını zorluyor. 2025 itibarıyla, yapay zeka uygulamalarının yüzde 95'inin gerçek zamanlı karar almayı desteklemesi bekleniyor. Ancak bu durum, veri merkezlerinin daha esnek, ölçeklenebilir ve enerji verimli yapılara dönüşmesini zorunlu kılıyor. Bu noktada enerji verimliliği, yapay zeka iş yüklerinin çevresel etkilerini en aza indirmek için hayati önem taşıyor. Dell Technologies olarak enerji verimli sıvı soğutma çözümleri gibi yeniliklerimizle işletmelere rehberlik ediyoruz. Veri merkezlerini modernize etmek, performans ve sürdürülebilirlik arasında bir denge kurmanın anahtarı olarak karşımıza çıkıyor. McKinsey'in araştırmalarına göre, Avrupa'daki veri merkezlerine olan talebin 2030 yılına kadar yaklaşık 35 gigawatta (GW) çıkması bekleniyor. Bu talebi karşılamak için veri merkezi altyapısına 250-300 milyar dolar arasında bir yatırım yapılması gerekiyor."
2028 yılına kadar üretken yapay zeka etkileşimlerinin üçte birini yapay zeka ajanları yönetecek
Hasdemir'e göre 2025 yılı, sohbet botları veya sanal asistanların ötesine geçen, yapay zeka ajanlarının yükselişine de sahne olacak. Yapay zeka ajanlarının belirlenen hedeflere ulaşmak için plan yapabilen, karar alabilen ve harekete geçebilen ileri düzey yazılım sistemleri olduğunu açıklayan Hasdemir, "Yapay zeka ajanları, işletmelerin sınırlarını genişletiyor ve reaktif sistemlerden proaktif çözümlere geçiş yapmamızı sağlıyor. Örneğin, Dell olarak, ekiplerin bilgi kaynaklarını - içerik veya kod gibi - daha etkili bir şekilde sınıflandırmalarına yardımcı olmak için yapay zeka ajanlarıyla çalışıyoruz ve bu süreçte elde ettiğimiz değerli deneyimleri müşterilerimizle paylaşıyoruz. Özellikle karmaşık iş süreçlerini yönetmede ve müşteri deneyimlerini kişiselleştirmede büyük bir devrim yaratıyorlar. Gartner'ın tahminlerine göre, 2028 yılına kadar üretken yapay zeka etkileşimlerinin üçte birini bu ajanlar yönetecek. Hasdemir, bu dönüşümün yalnızca işletmeler için değil, bireyler için de teknolojiyle etkileşimde devrimsel bir değişim olduğunu vurguluyor" dedi.
2025'te bu 4 alana odaklanın!
Dell Technologies Türkiye ve eCIS Genel Müdürü Işıl Hasdemir, son olarak işletmelerin 2025'te odaklanması gereken gereken dört alana işaret etti: "2025, teknolojinin iş dünyasını yeniden şekillendireceği bir yıl olacak. EMEA bölgesindeki işletmelerin bu değişimi fırsata çevirebilmesi için cesur, hızlı ve stratejik adımlar atması gerekiyor. Bunun için dört ana odak çok önemli. Birincisi; yapay zeka yatırımları. Yapay zeka stratejinizi oluşturun ve başarılı çözümleri hızla ölçeklendirin. İkincis; altyapınızı modernize edin. Yapay zeka destekli cihazlar ve modern veri merkezi çözümleriyle teknolojik dönüşümünüzü hızlandırın. Üçüncüsü; sürdürülebilirliğe öncülük Edin. Enerji verimliliğine odaklanan teknolojilere yatırım yaparak çevresel sorumlulukta liderlik edin. Son olarak ekiplerinizi güçlendirin. Yapay zeka araçlarını kullanarak çalışanları tekrar eden görevlerde kurtararak stratejik hedeflere odaklanmasını sağlayın
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.