Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Samsung Electronics, iş ortaklarıyla iş birliği içinde dünya okyanuslarını koruma taahhüdünü ileri taşıdığını duyurdu. Balıkçılıkta kullanılan ağların atıklarını yüksek kalitede bir malzemeye geri dönüştürerek Galaxy cihazlarında kullanan ve böylece plastik atık sorununa çözüm sunan Samsung, tahrip olmuş deniz ekosistemlerini onarmaya yönelik yeni projesiyle de bu alanda önemli bir adım daha atıyor. Mercan resiflerinin restorasyonunda ön saflarda yer alan bölge halkına ve uzmanlara mobil teknolojiler sunan Samsung, bu ekosistemin büyük ölçüde gizli kalan zorluklarına odaklanan yeni bir girişime destek vereceğini duyurdu.
Dünya okyanuslarını korumaya anlamlı destek
Gelecek nesiller için çevreyi koruma taahhüdü veren Samsung, inovatif teknolojileriyle okyanus sağlığını iyileştirmeyi de destekliyor. Samsung, 2022 yılında sunduğu Galaxy S22 Serisi’nden bugüne, hayalet ağlar olarak da bilinen atılmış balık ağlarından geri dönüştürülmüş malzemeleri Galaxy cihazlarında kullanıyor. Samsung, okyanusa bağlı plastiklerin hassas deniz ekosistemlerine verdiği zararı azaltma amacıyla, tüm Galaxy mobil ürünlerinde bu geri dönüştürülmüş malzemenin kullanımını ölçeklendirmeye devam ediyor. Samsung, resiflerin restorasyonu için yeni ve inovatif çözümler keşfetmek üzere ABD merkezli kâr amacı gütmeyen Seatrees kuruluşuyla ve California San Diego Üniversitesi ile güçlerini birleştirerek bu yöndeki eylemlerini bir adım öteye taşıyor. Kıyı topluluklarındaki yerel mercan resifi restorasyon aktivistlerine ve araştırmacılara sağlanan Galaxy kamera teknolojileri, restorasyon aktivitelerinin başarısının daha iyi izlenmesini sağlayacak; iklim değişikliği ve kirlilikten etkilenen resifleri restore etme çabalarının ilerletilmesine yardımcı olacak.
Samsung Electronics Mobil e-Deneyim İş Biriminden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Pazarlama Müdürü Stephanie Choi, “Dünyamızın okyanuslarına olan bağlılığımızı, balık ağı atıklarını Galaxy S22 Serisi’nin temel bileşenlerine dönüştürerek başlattık ve bugüne kadar 150 tondan fazla atık balık ağını Galaxy cihazlarının temel bileşenlerinde kullandık. Bu yıl dünyanın dört bir yanında zarar görmüş deniz ekosistemlerinin onarılmasına ve korunmasına yardımcı olan teknolojiler geliştirerek okyanusları sağlığına kavuşturma taahhüdümüzü daha da ileriye taşıyoruz” dedi.
Samsung ile Seatrees, dünya okyanuslarının sağlığını iyileştiren inovatif çözümleri ileri taşımak üzere Galaxy teknolojilerine yeni bir amaç kazandırıyor. Samsung, kıyı ekosistemlerinin yenilenmesine yardımcı olmak için Galaxy teknolojisiyle Fiji, Endonezya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bu konuda çalışan kâr amacı gütmeyen kuruluşları ve yerel topluluk üyelerini destekliyor. Bu kuruluşlar iklim değişikliği, aşırı avlanma ve bırakılan balık ağları gibi nedenlerle oluşan okyanus kirliliğinden zarar gören resiflerdeki mercanların restorasyonu için mobil teknolojilerin daha fazla alanda kullanılmasını ve süreçlerin daha verimli hale gelmesini amaçlıyor.
Resiflerin takibine ve restorasyonuna inovatif yaklaşım
Mercan resifleri, okyanus tabanının yüzde 1'inden daha azını kaplamalarına rağmen tüm deniz yaşamının yaklaşık yüzde 25'ini destekliyor. Bu da onları dünyanın biyolojik çeşitliliği en yüksek ekosistemlerinden biri haline getiriyor. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan; gıda, geçim kaynağı ve kıyıların korunması açısından resiflere güveniyor. Şu anki azalma hızı devam ederse resiflerin 2050 yılına kadar yok olma riski bulunuyor. Mercan resiflerini koruma projelerinin küresel çapta hızla gelişmesini amaçlayan yeni girişim, kolayca erişilebilir bir teknoloji platformu olarak mobil cihazları kullanan gelişmiş bir takip teknolojisi sunacak.
Mercan resiflerini canlandırma çabaları, onlarca yıldır devam ediyor ve araştırmacılar bu süreci iyileştirmenin yeni yollarını arıyor. UC San Diego Scripps Institution of Oceanography’den ve yerel topluluklardan bilim insanları, resiflerin sağlığını ve büyümesini analiz etmek amacıyla mercan fotoğrafları da dahil olmak üzere çeşitli verileri toplamak için fotogrametri tekniğini kullanıyor. Resiflerin 3 boyutlu modellerinin geliştirilebildiği bu yöntem, araştırmacıların iklim değişikliğinin mercanlar üzerindeki etkilerini hafifletecek uygun müdahaleleri belirlemesine yardımcı oluyor.
Araştırmacıların mercan restorasyon çabalarının resifleri nasıl etkilediğini daha iyi anlamaları ve dolayısıyla dünya çapında daha fazla sayıda resifin korunmasına yardımcı olmaları için elde ettikleri verilerin doğru olması gerekiyor. Ancak mercan resiflerinin tutarlı ve canlı fotoğraflarını çekmek kolay değil. Dalgıçlar resiflerin üzerinden yüzerek binlerce fotoğraf çekerken görüntüler hareket bulanıklığıyla sonuçlanabiliyor ve bu da daha az doğru veri elde edilmesine yol açıyor. Benzer şekilde deniz suyu, uzun dalga boylu ışık olarak da bilinen kırmızı ve turuncu gibi sıcak renkleri emdiği için, çekilen görüntülerin doğruluğunu bozuyor ve fotoğrafların çıplak gözle göründüğünden daha koyu ve mavi çıkmasına neden oluyor.
Mercan restorasyonuna yönelik çabaları küresel çapta iyileştirmek açısından doğru bir su altı kamerasının ne kadar önemli olduğunun bilinciyle Samsung, Galaxy teknolojilerini mercan restorasyona yönelik bir araç sunma amacıyla geliştirdi ve bu zorlukların üstesinden gelmek için iş birliği yaptı. Samsung, bu iş birliği için özel olarak Okyanus Modu adı verilen özelleştirilmiş bir kamera modu geliştirdi. Mercan resiflerini su altında verimli ve yüksek kalitede fotoğraflamak için cihaz üzerindeki Galaxy kamerasını optimize eden Okyanus Modu, hareket bulanıklığını azaltıyor ve su altı çekimlerini geliştirirken kameranın beyaz dengesini optimize ederek araştırmacıların doğru fotoğraflar elde etmesini sağlıyor. Bu da restorasyon başarısının daha iyi analiz edilmesini sağlayarak mercan restorasyon çabalarını geliştiriyor.
Mercan resiflerinin restorasyonuna yönelik tasarım ve uygulamalarda neyin işe yarayıp neyin yaramadığının güvenilir bilgilerle desteklenmesi gerektiğini belirten Scripps Institution of Oceanography'den Deniz Ekoloğu ve Deniz Biyoçeşitliliği Koruma Merkezi Direktörü Dr. Stuart Sandin, mobil teknolojilerin bu bilgilere erişimi güçlendirmek açısından heyecan verici fırsatlar sunduğunu söyledi.
UC San Diego Center for Health Design Direktörü ve İnsan Merkezli Teknolojiler Uzmanı Dr. Eliah Aronoff-Spencer ise şunları ekledi: “Hem inovatif hem de erişilebilir bir teknoloji sunmak için hayata geçirilen bu iş birliği, engelleri aşmayı, araştırma yapmayı ve restorasyonu kolaylaştırıyor. Bu adım, geniş ölçekte daha etkili bilim temelli yönetim sağlama potansiyeline sahip.”
Seatrees Kurucu Ortağı ve Direktörü Michael Stewart konuyla ilgili olarak, “Bu iş birliği, okyanus ekosistemlerini restore ederek umutları yeniden yeşertmek üzere bir araya gelen insanların ve kuruluşların kolektif çabasını temsil ediyor. Samsung ve UC San Diego ile iş birliği yaparak, yerel toplulukların resifleri geniş ölçekte ve etkili bir şekilde restore etmesini destekleyecek inovatif araçlar sunabiliriz” dedi.
Samsung, 2024 yılı boyunca Bali, Viti Levu Adası, Fiji ve Florida gibi mercan resiflerinin azaldığı bölgelerde sürdürülen mercan restorasyon projelerini destekledi ve ilgili proje alanlarında 11.000'den fazla mercan parçası hayata geri döndürüldü. Teknolojiyi iyilik için kullanmaya kararlı olan Samsung ve iş ortakları, deniz ekosistemlerini restore ederek gelecek nesiller için dünya okyanuslarını koruma ortak hedefiyle çalışmaya devam ediyor. Açık iş birliği ruhuna dayanan ve Samsung'un büyük global ölçeğinden yararlanan kuruluşlar, önümüzdeki aylarda bu girişimi daha fazla bölgeye genişletmeye devam edecek.
Samsung'un daha kapsamlı sürdürülebilirlik çalışmaları hakkında bilgi almak için Sürdürülebilirlik Web Sitesi ziyaret edilebilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kutes Metal Stratejik Planlama Müdürü Özgün Elden, İSO Akademi ve Akbank Dönüşüm Akademisi iş birliğinde düzenlenen "Sürdürülebilir Üretimin Finansmanı: Küresel Gelişmeler Işığında 2025'e Bakış" etkinliğine katıldı. Etkinlikte panelist olarak yer alan Elden, Kutes'in sürdürülebilirlik vizyonu ve yatırımları hakkında bilgi verdi.
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) eğitim birimi İSO Akademi ve Akbank Dönüşüm Akademisi iş birliğinde, "Sürdürülebilir Üretimin Finansmanı: Küresel Gelişmeler Işığında 2025'e Bakış" başlıklı etkinlik geniş katılımla gerçekleştirildi. Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu'nda düzenlenen etkinlikte yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirliğin finansman üzerindeki önemi ele alındı. İSO Sürdürülebilirlik ve Koordinasyon Şube Müdürü Gülberk Ertap Kaya'nın modaratörlüğünde gerçekleşen "Sürdürülebilir Üretimin Finansmanı ve Sektör Bazlı İyi Uygulama Örnekleri" başlıklı oturumda Kutes Metal Stratejik Planlama Müdürü Özgün Elden de konuşmacılar arasında yer aldı.
Kutes'in sürdürülebilirlik vizyonu hakkında bilgi veren Elden, karbon yoğun bir geçmişe sahip olan döküm sektöründe yüzde 100 yeşil döküm hedeflerine kararlılıkla ilerlediklerini belirtti. Kısa süre önce Kırklareli ve Edirne'de toplam 26 MW kurulu güce sahip arazi üzeri GES'leri devreye aldıklarını söyleyen Elden, "Tükettiğimiz elektrik enerjisinin % 90'ını yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı planlıyoruz. Aynı zamanda GES'lerimiz sayesinde karbon emisyonlarımızı 56 bin tondan 38 bin tona düşürmeyi hedefliyoruz" dedi. Elden, "2022 yılında ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifikası'nı alarak, enerji kaynaklarını daha sürdürülebilir bir şekilde yönetmeye başladık. Ayrıca, Türkak akrediteli ISO 14064 Sertifikasını alan sektörümüzdeki ilk şirket olmayı başardık. Nihai ürünümüzde de karbon ayak izimizi düşürmek için çalışıyoruz. Eritilen metal içeriğindeki geri dönüştürülmüş malzeme oranını %40'tan %75'e çıkardık. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarımıza devam edeceğiz. Sürdürülebilirliğin sadece çevresel konularla sınırlı olmadığının farkındayız. Faaliyet gösterdiğimiz bölgeler başta olmak üzere ülkemize ve toplumumuza, çalışanlarımıza da katkı sağlamak için çalışmalarımıza devam ediyoruz" diye konuştu.
Kutes Hakkında
Kutes, 1986 yılında Mehmet Bekir Kutmangil tarafından İstanbul kömür işletmeleri maden sahalarında, kömür madenciliği faaliyetleri yürütmek üzere kuruldu. 1990 yılında Kutmangil'in yeni bir sektöre yatırım kararı almasıyla birlikte, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde dökümhane yatırımına başlayan şirket, 1992 yılında Kutes Döküm tesisinde ilk dökümünü gerçekleştirdi. 2016 yılında operasyonlarını genişletme hedefi belirleyen şirket, talaşlı imalat alanında yatırım kararı aldı ve 2017 yılında Kutes Makine tesisini devreye alarak ilk talaşını kaldırdı. Bugün Kutes Döküm, saatte 16 ton ergitme kapasitesi, 120 kalıp kapasiteli iki adet yatay kalıplama hattı ve 50.000 ton kapasiteyle döküm yapıyor. Kutes Makine ise 16 farklı CNC işleme tezgâhında yıllık 100.000 saat kapasite ve %60 yeşil enerjiyle üretime devam ediyor. 2023 yılında Türkiye'nin 32'nci Endüstri Bölgesi ilan edilme gururunu yaşayan Kutes, bugün 30 bin metrekaresi kapalı toplam 207 bin metrekarelik Özel Endüstri Bölgesinde, küresel standartlarda ve 14 kalite sertifikasıyla, 9 farklı sektörde uluslararası markalara "çözüm ortağı" anlayışıyla hizmet veriyor. 2022 yılından itibaren gönüllü olarak GRI onaylı sürdürülebilirlik raporu yayınlayan şirket, 2050 yılına kadar yeşil üretim hedefi belirledi. Bu hedef doğrultusunda Kutes Enerji'yi kuran şirket, Kırklareli ve Edirne illerinde toplam 26 Mwp gücünde güneş enerjisi santrali kurulumu gerçekleştirdi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Müşteri deneyimi (CX) ve dijital hizmetler alanında küresel bir lider olan Konecta, yeni CEO'su Nourdine Bihmane'nin liderliğinde Katalyst 2028 adını taşıyan dönüştürücü 3 yıllık planını duyurdu. Bu girişim, üretken yapay zeka (GenAI) destekli müşteri deneyimi dönüşümünü benimseyerek şirketi sektörün ön saflarına taşımayı hedefliyor. Plan, Konecta'nın GenAI'yi operasyonlarına ve müşterilere yönelik süreçlerine entegre ederek benzersiz bir değer yaratma taahhüdünü yansıtmaktadır. Şirket, bu hedef doğrultusunda stratejik ortaklıklar ve altyapı yönetimine odaklanmaktadır. Bu vizyonun bir parçası olarak Konecta, yenilik ve mükemmelliğe olan bağlılığını vurgulayan yepyeni bir marka kimliği de oluşturmuştur. Yeni marka kimliği, şirketin geleceğe odaklı yaklaşımını ve müşteri deneyimindeki liderlik iddiasını pekiştirmektedir.
Gelecek için Yepyeni Vizyon: CX'i Yeniden Tanımlamak
25 yılı aşkın süredir devam eden pazar liderliğini temel alan Konecta’nın dönüştürücü yol haritası Katalyst 2028, yapay zeka odaklı inovasyon, küresel genişleme ve insan kaynağının yeteneklerini geliştirmeye odaklanarak müşteri deneyimini (CX) yeniden tanımlamayı amaçlıyor. Şirket, binlerce çalışanını yapay zeka araçları ve metodolojileri konusunda eğiterek teknolojiye hazır bir kurum kültürü oluşturmayı hedefliyor. Konecta, yalnızca gelişmiş yapay zeka çözümleri sunmakla kalmayıp, aynı zamanda Google Cloud, Uniphore ve diğer teknoloji liderleriyle stratejik işbirlikleri sayesinde uçtan uca destek sağlıyor.
Konecta Dijital: Dönüşümü Yönlendiriyor
Katalyst 2028 planının temel taşlarından biri, şirketin yapay zeka destekli ve dijital öncelikli çözümlere geçişine liderlik eden özel bir iş birimi Konecta Dijital'in kurulmasıdır. Yeni kurulan bu küresel iş birimi, GenAI, sistem entegrasyonu, çalışan deneyimi çözümleri ve siber güvenlik dahil olmak üzere yenilikçi teklifleri ölçeklendirmeye odaklanırken, aynı zamanda güvenilir bir iş ortağı olarak da hizmet veriyor. Konecta Dijital, Google Cloud ve AWS gibi teknoloji devleriyle olan güçlü ortaklıklarına vurgu yaparak, insan uzmanlığını yapay zeka destekli sanal temsilcilerle birleştiren hibrit çözümler geliştirmektedir. Bu entegrasyon; daha yüksek verimlilik, geliştirilmiş müşteri deneyimi ve önemli maliyet tasarrufları sağlamaktadır. Ayrıca, danışmanlık hizmetleri sayesinde müşteriler operasyonlarını optimize edebilmekte ve yeni teknolojilerin potansiyelinden etkili bir şekilde yararlanabilmektedir. Dijital hizmetlerin önümüzdeki üç yıl içinde büyümeye %50'den fazla katkıda bulunacağı öngörüldüğünden, Konecta Dijital, şirketin 2028 yılına kadar 2,5 milyar € gelir hedefine ulaşmasında ve yüksek değerli pazarlardaki ayak izini genişletmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Danışmanlık ve yenilikçi dijital çözümleri birleştiren bu strateji, Konecta’yı hibrit CX ve dijital dönüşüm alanında küresel bir lider olarak konumlandırmaktadır.
Küresel Erişimi Genişletme
Yeni strateji, Konecta’nın müşteri deneyimi alanındaki benzersiz uzmanlığından ve %96 gibi yüksek bir sözleşme yenileme oranına sahip küresel müşterilerle kurduğu güçlü iş ortaklıklarından faydalanmaktadır. 26 ülkede 120.000’den fazla çalışanı ve 90’dan fazla lokasyonuyla Konecta, şu anda lider olduğu İspanya, İtalya, Kolombiya, Arjantin ve Peru gibi pazarlardaki varlığını pekiştirirken, ABD, Orta Doğu ve Güney Afrika gibi yüksek potansiyelli bölgelere açılmayı planlamaktadır.
Dijital Çağ için Beceri Geliştirme
Konecta, bu iddialı dönüşüm planının bir parçası olarak, insan kaynağının gelişimine öncelik vermekte ve çalışanlarının şirketin dijital dönüşümünü yönlendirebilecek yetkinliğe ulaşmasını sağlamaktadır. Plan kapsamında, ekiplerin insan uzmanlığını yapay zeka destekli çözümlerle birleştiren hibrit rollere hazırlanması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda, kişiselleştirilmiş eğitim modülleri aracılığıyla 4.000 çalışan, gelişmiş yapay zeka ve Generative AI (GenAI) araçları konusunda eğitilecektir. Ayrıca, iş süreçlerini kolaylaştırmak ve verimliliği artırmak amacıyla sanal asistanlar ve yapay zeka koçları gibi dahili çözümler kullanılacaktır. Beceri geliştirme konusundaki bu kararlılık, Konecta’nın teknoloji odaklı bir iş gücü oluşturma ve müşteri deneyimi çözümlerinde en üst düzeyde hizmet sunma hedefiyle doğrudan uyumludur. Bu, aynı zamanda şirketin 2028 yılına kadar kayda değer bir büyüme gerçekleştirme taahhüdünü de yansıtmaktadır.
2028 ve Sonrası için Hedefler
Konecta, hissedarlar tarafından desteklenen 75 milyon Euro’luk üç yıllık bir yatırım planıyla 2028 yılına kadar 2,5 milyar Euro gelir elde etmeyi hedeflemektedir. Bu gelirin %30-40’ının GenAI destekli dijital dönüşüm hizmetlerinden sağlanması beklenmektedir. Bu iddialı plan, yalnızca Avrupa’da lider bir CX sağlayıcısı olmayı değil, aynı zamanda ABD pazarında da güçlü bir oyuncu olmayı hedefleyen Konecta’nın stratejik yönelimini açıkça ortaya koymaktadır. Katalyst 2028 yol haritası, Konecta’yı hem müşterilerine hem çalışanlarına hem de paydaşlarına değer katan ileri görüşlü, yapay zeka destekli bir şirket olarak konumlandırmaktadır. Konecta CEO'su Nourdine Bihmane, “Bu dönüştürücü çağa girerken, Konecta müşteri deneyiminde neyin mümkün olduğunu yeniden tanımlıyor. Gelişmiş GenAI araçlarını insan yaratıcılığıyla entegre ederek, sorunsuz, kişiselleştirilmiş ve etkili etkileşimler sunan bütünsel bir ekosistem yaratıyoruz. Katalyst 2028, bizi CX’in geleceğini şekillendiren kuruluşlar için tercih edilen iş ortağı olarak konumlandırıyor.”
Konecta Hakkında
Konecta, 4 kıtada ve 26 ülkede, 30 dilde faaliyet gösteren, 120.000 çalışanıyla müşteri yönetimi, iş süreçleri ve dijital dış kaynak kullanımı alanında lider, yenilikçi bir küresel hizmet sağlayıcısıdır. Her sektörün kendine özgü ihtiyaç ve fırsatlarına odaklanan Konecta, sürdürülebilir bir iş modeli temelinde; müşteri kazanımı, elde tutma, müşteri hizmetleri, teknik destek ve tahsilat dahil uçtan uca müşteri yönetimi çözümleri sunmaktadır. Bu hizmetler, müşteri deneyimi ve süreç yönetimini destekleyen dijital çözümler ve en son teknolojilerle zenginleştirilmiş dünya standartlarında bir uzmanlık portföyü üzerine inşa edilmiştir. Merkezi Madrid'de bulunan Konecta, telekomünikasyon, enerji, bankacılık, mobilite, perakende ve e-ticaret gibi sektörlerde faaliyet gösteren en büyük markalardan 500’den fazla müşterisiyle, 2 milyar Euro’luk küresel gelir elde etmektedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), bu yıl ABD Miami’de ikincisi düzenlenen Cosmoprof North America Miami Fuarı’nın 2’inci defa milli katılım organizasyonunu gerçekleştirdi. 21-23 Ocak 2025 tarihleri arasında düzenlenen fuara Türkiye’den 30 firma katılarak, yenilikçi ürünlerini alıcıların beğenisine sundu.
Cosmoprof olarak dünya genelinde Bologna, Hong Kong, Mumbai ve Bangkok’ta düzenlenen ve ABD’de “Cosmoprof North America” ismiyle Las Vegas’ta her yıl düzenli olarak gerçekleşen fuar, 2024 yılı itibariyle Miami’de de düzenlenmeye başladı. Bu yıl 21-23 Ocak 2025 tarihleri arasında düzenlenen Cosmoprof North America Miami Fuarı’nın milli katılım organizasyonu 2’inci kez İKMİB tarafından gerçekleştirildi.
Kozmetik ve güzellik sektörüne yönelik sektörün önemli oyuncularını bir araya getiren fuara Türkiye’den milli katılım ile 20 ve bireysel 10 firma olmak üzere toplam 30 firma katıldı. Türk firmaları bu yıl da sektördeki güçlü temsilini sürdürerek, yenilikçi markalarını ve ürünlerini Amerika pazarına tanıtma fırsatını buldu.
Kozmetik ve temizlik ürünleri sektöründe faaliyet gösteren Türk firmaları fuarda, kozmetik, kişisel bakım, parfüm, doğal ürünler ve ilgili sektörlerdeki yenilikçi ürün ve çözümlerini sergiledi.
T.C. Miami Başkonsolosu Resul Şahinol, T.C. Miami Ticaret Ataşesi Ömer İnce, T.C. Miami Ticaret Ataşe Yardımcısı Simru Korur Toprak, İKMİB Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Adıyaman ve TİM Delegesi Süleyman Özgür Öztürk fuara katılan Türk firmalarını ziyaret ederek, başarı dileklerini iletti.
Adil Pelister: “Kozmetik ürünleri sektörümüz 2024 yılında ihracatını yüzde 8,5 artırdı”
İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, kimya sektörü ihracatında uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun alt sektörünün 2024 yılında ihracatını en çok artıran sektörler arasında ikinci sırada bulunduğuna dikkat çekti. Sektörün 2024 yılında 2,08 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini ifade eden Pelister “16 alt sektörümüz arasında yer alan uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun sektörümüz, geçen yılı yüzde 8,5 artışla ve 2 milyar dolarlık ihracatla en çok ihracat yapan alt sektörler arasında 4’üncü sırada tamamladı. Bu yüzde 8,5’luk artış oranı aynı zamanda sektörün diğer 16 alt sektörümüz arasında en çok artış oranına sahip olan 2’inci alt sektör olmasını sağladı. Sektörümüz adına 2024 yılı boyunca düzenlediğimiz fuar milli katılımları, sektörel ticaret ve alım heyetlerinin sektörün gelişimine ve ihracatına sağladığı katkıyı ihracat rakamlarından da görebiliyoruz. İKMİB olarak tüm sektörlerimizi her zaman destekliyoruz ve katkı sağlamaya yönelik çalışmalara önem veriyoruz. Yıl boyunca etkin faaliyetlerde bulunan kozmetik sektörümüzün de zorlu geçen bir yıla karşın ihracatını ciddi oranda artırmayı başarması ve ilk 5 sektör arsında yer alması gurur verici. Özellikle Amerika pazarı, hedef pazarlarımız arasında bulunuyor. Amerika’ya yapılan uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun ihracatı 2024 yılında yaklaşık yüzde 18’lik artışla 135 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Miami fuarının da ihracatçılarımızın yeni kazanımlar elde etmesine önemli bir fırsat sunacağına inanıyoruz. 2025 yılında da sektörümüzün yeni pazarlara açılarak ihracatını artırmasını bekliyoruz.” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yüz yılı aşkın üretim uzmanlığı ile dikkat çeken PHINIA’nın direkt yakıt enjektörleri, hidrojen enerjisi dahil olmak üzere otomotiv ve motor sporlarını sürdürülebilir yaklaşımlarla birleştiren Alpine’in Alpenglow isimli prototipine güç sağlayacak. Bununla birlikte PHINIA, Delphi markasıyla BWT Alpine Formula 1 Takımı ile olan ortaklığını yenileyerek küresel motor sporlarındaki uzman teknik varlığını da sürdürecek. Bu genişletilen ortaklık, PHINIA’nın yüksek performans içeren motor sporlarında ve sürdürülebilir sıfır emisyon teknolojilerinde inovasyonu destekleme konusundaki kararlılığını vurguluyor.
Bağımsız yakıt sistemleri, satış sonrası çözümler ve bileşenler sağlayıcısı olarak sektörde 100 yılı aşkın tecrübesiyle öne çıkan PHINIA, spor otomobil ve motor sporları markası Alpine ile iki alanda gerçekleştireceği iş birliğini duyurdu. Bu kapsamda PHINIA, Alpine’in hidrojenle çalışan Alpenglow prototipinin geliştirilmesini desteklerken ve BWT Alpine Formula 1 Takımı ile çok yıllı ortaklığını yenileyerek genişletecek.
PHINIA, Alpenglow prototipinin hidrojenli otomobil yarışları geleceğine destek oluyor
PHINIA, Alpine’in hidrojenle çalışan konsept otomobili Alpenglow’un geliştirilmesini desteklemek üzere teknik bir ortaklık kurduğunu duyurdu. Proje kapsamında PHINIA, yenilikçi DI-CHG hidrojen direkt enjektörleri ve ilgili sürüş teknolojisi ile Alpine’in sıfır emisyonlu bir geleceğe yönelik vizyonuna güç katacak.
Hidrojen kullanan yüksek performanslı içten yanmalı motorlar için tasarlanan DI-CHG enjektörleri, hassas yakıt teslimatı, çoklu enjeksiyon becerileri ve hem sıkıştırılmış doğal gaz (CNG) hem de hidrojen gazlarıyla uyumluluk gibi güçlü özellikler sunuyor. Bu enjektörler, Alpenglow konseptinin hidrojen yanma sisteminin ayrılmaz bir parçasını oluşturarak sıfır emisyonlu mobiliteyi teşvik ederken optimum performans sağlıyor.
Alpenglow, motor sporları tasarımının ve sürdürülebilir tahrik sistemlerinin geleceğini temsil ederken PHINIA’nın bugünün sürdürülebilirliğini artırarak daha temiz bir gelecek inşa etme yönündeki stratejik vizyonuyla uyum gösteriyor. Yepyeni 6 silindirli Alpenglow Hy6 aracı, geçen yılki Paris Otomobil Fuarı'nda tanıtıldı. 4 silindirli versiyonu Mayıs 2024’te "Total Energies 6 Hours of Spa-Francorchamps" etkinliğinde sergilendi. Alpenglow’un hidrojenle çalışma becerileri, son olarak Le Mans 24 Saat Yarışlarında Fransa’nın efsane futbolcusu Zinedine Zidane’ın yolcu koltuğundaki katılımıyla gösterildi.
Ortaklıkla ilgili değerlendirmede bulunan Alpine Racing Hidrojen Baş Mühendisi Pierre-Jean Tardy, “PHINIA’yı bu heyecan verici hidrojen mobilitesi yolculuğunda teknik ortağımız olarak görmekten büyük heyecan duyuyoruz. Yakıt sistemleri ve gelişmiş enjektör teknolojisindeki uzmanlıkları, Alpenglow’un gerçeğe dönüşmesi için kritik öneme sahip. Birlikte motor sporlarında mümkün olanın sınırlarını zorluyoruz” dedi.
Delphi, BWT Alpine Formula 1 Takımı ile ortaklığını yeniliyor
PHINIA, lider satış sonrası markası olan Delphi ile, BWT Alpine Formula 1 Takımı ile olan 3 yıllık teknik ortaklığını genişletmeye hazırlanıyor. Daha önce seçili yarışlarda araçlarda yer alan Delphi logosu hem araç üstü hem de ilgili ticari ürünlerde tüm global F1 takvimi boyunca güçlü bir varlık gösterecek.
Bu yenilenen ortaklık, Delphi’nin rekabetçi satış sonrası pazarındaki tanınmış itibarını pekiştiriyor.
PHINIA, inovasyonu motor sporları ve daha fazlasına taşıyor
Alpine Racing ve BWT Alpine Formula 1 Takımı ile ortaklıklarını sürdürmekten büyük heyecan duyduklarını dile getiren PHINIA Küresel Satış Sonrası Başkan Yardımcısı Neil Fryer, “PHINIA ve Alpine Racing arasındaki yakın iş birliği, Delphi’nin yüksek performanslı bir teknik lider olarak konumunu yansıtıyor ve bu ortaklık sayesinde yüksek performanslı araçlarda daha sürdürülebilir yanma teknolojilerinin geliştirilmesine destek oluyoruz. Bu iki alanda Alpine ile ortaklık kurmak, teknolojimizin çok yönlülüğünü ve performansını sergilememizi sağlıyor. Delphi yedek parça ürünlerimizin güvenilirliği ve dayanıklılığından, hidrojen yarışlarında kullanılan hassas DI-CHG enjektörlerine kadar otomotiv performansının bir sonraki nesline katkıda bulunmaktan heyecan duyuyoruz” dedi.
Delphi Hakkında
Delphi, PHINIA Inc.'in bir markası olup, gelecek nesil yetenekleri, pazara ilk sunulan yenilikleri, pazar lideri ürünleri ve daha iyi ve daha bağlantılı bir bugün ve yarın için akıllı hizmet çözümlerini destekleyen bir küresel Aftermarket lideridir. Delphi, araçların daha temiz, daha iyi ve daha uzun ömürlü olmalarına yardımcı olmak için dünya çapındaki teknisyenleri hazırlayan çözümler geliştirmeye kararlı.
PHINIA Hakkında
PHINIA, 100 yılı aşkın üretim uzmanlığı ve sektör ilişkileri ile bağımsız, pazarın önde gelen bir premium çözüm ve parça sağlayıcısıdır ve DELPHI®, DELCO REMY® ve HARTRIDGE™ gibi güçlü bir marka portföyüne sahiptir. 20 ülkede 44 lokasyonda 13.000'den fazla çalışanı bulunan PHINIA'nın merkezi Auburn Hills, Michigan, ABD'dedir. Ticari araçlar ve endüstriyel uygulamalar (ağır ve orta hizmet kamyonları, arazi dışı inşaat, deniz, havacılık ve tarım) ve hafif araçlar (binek otomobiller, kamyonlar, minibüsler ve spor arazi araçları) kapsamında, içten yanmalı motorları en yüksek performansta çalıştırmak için yakıt sistemleri, elektrik sistemleri ve aftermarket çözümleri geliştirmekte. Aynı zamanda alternatif yakıtların potansiyelini açığa çıkarmak için ileri teknolojilere yatırım yapmakta. Pazarı bugün daha verimli ve sürdürülebilir hale getirmek için gerekenleri sağlarken, aynı zamanda daha düşük karbonlu mobiliteye katkıda bulunacak yenilikçi ürünler ve çözümlerle geniş bir müşteri yelpazesi için tercih edilen iş ortağı konumunda ve daha temiz bir geleceğe doğru ortak yolculuğu ile güç katmakta.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Geniş ürün yelpazesiyle teknoloji severlere konforlu alışveriş keyfi sunan MediaMarkt, online alışveriş kanalını büyütürken mağaza yatırımlarına da hız kesmeden devam ediyor. Yeni mağazasını 30 Ocak’ta Elazığ’da açmaya hazırlanan MediaMarkt, açılışa özel bir kampanya düzenleyecek.
MediaMarkt son teknoloji, geniş ürün yelpazesini Elazığlılarla buluşturuyor. 30 Ocak’ta Elazığ mağazasını açmaya hazırlanan MediaMarkt, şehrin merkezinde yaklaşık 1.500 metrekarelik bir alana yayılan yeni mağazasında Elazığlılara hizmet verecek. Yeni mağazada yarısından fazlası kadın olmak üzere 30 kişiye istihdam sağlanacak.
MediaMarkt’ın yeni mağazasında; akıllı telefonlardan kulaklıklara, akıllı saatlerden bilgisayar ve tabletlere, elektrikli ev aletlerinden beyaz eşya, televizyon, ses sistemleri ve oyun konsollarına kadar birçok kategoride binlerce ürün tüketicilere sunulacak. MediaMarkt ayrıca mağaza açılışına özel olarak seçili ürünlerde geçerli bir kampanya da düzenliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sentra Gayrimenkul, stratejik büyüme ve hizmet kalitesini yükseltme hedefleri doğrultusunda yönetimsel değişikliğe gitti. Bu kapsamda şirkette daha önce AVM ve Gayrimenkul Direktörü olarak görev yapan ve bu alanda 20 yılı aşkın deneyime sahip olan Mert Örücü, ‘genel müdürlük’ görevine getirildi.
Gayrimenkul sektörünün kadın girişimi ile kurulmuş sayılı şirketlerinden biri olan ve Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Sedakat Özgür’ün yürüttüğü Sentra Gayrimenkul’de daha önce AVM ve Gayrimenkul Direktörü olarak görev yapan Mert Örücü, ‘genel müdürlük’ görevine getirildi. Alanında 20 yılı aşkın deneyimi bulunan Örücü; genel yönetim ve yatırım stratejilerinin belirlenmesinden, kurumun reorganizasyonu, şirket portföyünde bulunan varlıkların yönetim ve yatırım planlamaları ile gerek yurtdışı gerekse yurtiçindeki yeni proje ve yatırım fırsatlarının değerlendirilmesinden sorumlu olacak.
Sentra Gayrimenkul Geliştirme, bu yıl güçlü bir yatırım atağı başlatacak
Türkiye’nin ilk ve köklü alışveriş merkezlerinden biri olan Kale Outlet Center’ı dinamik, modern ve güncel perakende beklentilerine uygun bir yüzle bölgenin önemli bir çekim ve buluşma merkezi haline getirmek hedefiyle hareket eden Sentra Gayrimenkul, bu önemli yatırım atağı öncesinde merkeze daha iyi odaklanmak için verimli bir çalışma ortamı yaratmayı önceliklendirdi. Yeni proje ve yatırımların hazırlıklarına devam eden şirketin portföyünde Beylikdüzü’nde 12 dönüm büyüklüğündeki arsanın yanı sıra Düsseldorf’a bağlı Velbert kasabasında 10 dönümlük bir kilit fabrikası da yer alıyor. Portföy değeri 100 milyon doları aşan Sentra Gayrimenkul; konut, sosyal yaşam alan ve karma kullanım projelerine sıcak bakıyor.
Mert Örücü Hakkında
Dokuz Eylül Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünde lisans eğitimini tamamlayan Mert Örücü, iş hayatına 2001 yılında aile işletmesinde başladı. 2003-2008 yılları arasında gıda ve zincir marketlere yönelik imalat sektöründe faaliyet göstermek üzere kendi şirketini kurdu. Bu süreçte finans, bütçe, maliyet kontrolü, satın alma, fizibilite çalışmaları ve ekip yönetimi gibi alanlarda yöneticilik yaptı.
2008- 2023 yılları arasında Tesco Kipa, AVM Partners, JLL Türkiye, Cushman & Wakefield Türkiye gibi önde gelen uluslararası şirketlerde çalışarak, AVM ve gayrimenkul geliştirme, yönetim, kiralama ve renovasyon alanlarında kapsamlı bir deneyim kazandı. Aralık 2023 yılı itibariyle şirketin portföy yönetiminden sorumlu AVM ve Gayrimenkul Direktörü olarak görev alan Örücü, bu tecrübelerini geçtiğimiz yıl kurulan Sentra Gayrimenkul Geliştirme bünyesinde üstlendiği Genel Müdürlük rolüne taşıdı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin (TRAI) düzenli olarak güncellediği Yapay Zeka Girişimleri Haritası, 2024 son çeyrek verileriyle yenilendi. Haritaya eklenen 19 yeni girişimle toplam girişim sayısı 379’a ulaştı. Yeni girişimler; Yapay Görü ve Üretken Yapay Zeka kategorilerindeki yükselen trendlerin devam ettiğini gösterirken, yeni eklenen girişimler 7 farklı kategoriye dahil oldu.
Yapay zeka teknolojileri dünya genelinde ilerleyişini hızla sürdürürken, Türkiye bu alanda güçlü ve rekabetçi bir ekosistem oluşturmak adına önemli adımlar atmaya devam ediyor. Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin (TRAI), 2017 yılından beri düzenli olarak güncellediği ‘Yapay Zeka Girişim Haritası’nın 2024 son çeyrek verilere göre, yeni güncellemelerle farklı kategorilerden eklenen 19 yeni yapay zeka girişimi ile birlikte yapay zeka ekosistemindeki girişim sayısı 379’a ulaştı. Yeni eklenen girişimler, haritada 7 farklı kategoride kendine yer buldu. Bu çeşitlilik, yapay zeka teknolojilerinin farklı alanlarda yaygın şekilde kullanılmaya devam ettiğini ortaya koydu.
Yapay zeka ekosisteminin yükselen kategorileri: ‘Yapay Görü’ ve ‘Üretken Yapay Zeka’
2024 üçüncü çeyrek ve 2024 son çeyrek güncellemeleri karşılaştırıldığında ise kategoriler bazında dikkat çekici değişimler göze çarptı. Yapay Görü, Üretken Yapay Zeka, Öngörü ve Veri Analitiği, Nesnelerin İnterneti (IOT), Doğal Dil İşleme, Akıllı Platformlar, Chatbot ve Diyalogsal Yapay Zeka kategorilerinde önemli artışlar gözlemlendi. Bu artışın etkisiyle birlikte, 89 girişim ile ‘Yapay Görü’ ve 68 girişim ile ‘Üretken Yapay Zeka’ toplam girişim sayısında lider konumda kalmayı sürdürdü. Yapay Görü alanındaki büyüme, sağlık ve güvenlik gibi kritik sektörlerdeki uygulamalara olan talebi yansıtırken, Üretken Yapay Zeka'nın öne çıkışı, yaratıcı süreçlerin dijital dönüşümüne olan ilgisini artırdı.
Yeni eklenen 19 girişimin ise 5’i Yapay Görü ve 5’i Üretken Yapay Zeka kategorisinde yer alarak, bu iki alandaki yükselen trendleri ortaya koydu. Hem görüntü işleme teknolojilerindeki ilerleme hem de yaratıcı yapay zeka çözümlerine yönelik artan ilgi, bu teknolojilerin Türkiye ekosisteminde de dünya ile uyumlu şekilde stratejik bir rol oynadığını ortaya koydu.
Sektörel verimliliği artıran yeni güç: Yapay Zeka Ajanları
2025 yılının öne çıkacak trendlerinden birinin de Yapay Zeka Ajanları olduğunu belirten TRAI Direktörü Can Sinemli şu değerlendirmelerde bulundu: “Belirli bir görev veya amaca yönelik tasarlanan ve çevreleriyle aktif şekilde etkileşime geçebilen yazılım sistemleri olan bu ajanlar; algılama, karar alma ve eyleme geçme yeteneklerine sahip. Yapay Zeka Ajanları; müşteri hizmetleri, oyun, üretim, sağlık, finans ve ulaşım gibi pek çok sektörde uygulama alanı buluyor ve operasyonel verimliliği artırıyor. Yapay Zeka Girişimleri Haritası’nın 2024 son çeyrek güncellemesinde de bu alanda girişimlerin yer aldığını görüyoruz ve önümüzdeki dönemde bu tür girişimlerin sayısının artmasını bekliyoruz.”
Yapay zeka girişimlerinde ilk üç: Yapay Görü, Veri Analitiği ve Makine Öğrenmesi
Türkiye’de yapay zeka sektörünün son yıllardaki hızlı büyümesini ortaya koyan TRAI Girişimleri Haritası, sektörün trendlerini ve teknoloji dikeylerindeki yenilikleri takip etme imkanı sunuyor. Haritada, Türkiye’deki yapay zeka girişimlerinin en çok odaklandığı alanlar, bir önceki raporda olduğu gibi sıralanıyor. İlk üç sırayı ise Yapay Görü (89 girişim), Öngörü ve Veri Analitiği (68 girişim) ile Makine Öğrenmesi (55 girişim) alıyor.
TRAI Girişimler Haritası’na ulaşmak için: https://turkiye.ai/girisimler/
TRAI Hakkında:
Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) Türkiye’de yapay zeka farkındalığını artırmak ve ekosistemi geliştirmek amacıyla 2017’de kurulmuş bir girişimdir. TRAI Meet-Up, yapay zeka seminerleri, yapay zeka zirveleri, demo-day gibi yüzlerce etkinlik gerçekleştiren TRAI, kuruluşundan bu yana on binlerce kişiye doğrudan temas etmiştir. TRAI ekosisteminde yer alan 379 yapay zeka girişiminin akademi, özel sektör ve yatırımcılarla buluşmasına, ortak projeler gerçekleştirmelerine ve yurt dışına açılmalarına yardımcı olmaktadır. TRAI ekosisteminde, girişimlerin yanı sıra 80’den fazla özel sektör şirket yer almaktadır. Türkiye’nin en büyük yapay zeka zirvesini ve Türkiye Yapay Zeka Haftası etkinliklerini gerçekleştiren TRAI, yerel ekosistemi dünyanın önde gelen yapay zeka ekosistemleri ile buluşturuyor. (https://turkiye.ai/)
TRAI yapay zeka girişim ekosisteminin bir parçası olmak için https://turkiye.ai/startup-application-form/ adresinden başvurabilirsiniz.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.