Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Borusan, 80. yaşını kutladığı bu özel yılda, sürdürülebilirlik vizyonunu güçlendirmeye devam ediyor. Toplumsal ve çevresel faydayı faaliyetlerinin merkezinde tutan Borusan, daha yaşanabilir bir dünya için 2022 yılında hayata geçirdiği Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı'nın üçüncü döneminde destekleyeceği projeleri açıkladı. Toplumsal ve çevresel sorunlara inovatif çözümler üreten projelere odaklanan ve yeni dönemde "Herkesin Faydasına" mesajıyla yola çıkan program, bu yıl rekor sayıda başvuru aldı. Programa Türkiye'nin dört bir yanından olmak üzere 58 ilden tam 428 başvuru gerçekleşti.
Üçüncü döneminde iklim kriziyle mücadele ve eşitsizliklerin azaltılması başlıkları altında daha da derinlik kazanan program kapsamında; yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi, su kaynakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, engellilerin yaşam kalitesi ve eğitimde fırsat eşitliği gibi konuları merkeze alan projeler değerlendirildi. Başvuruların tematik dağılımı incelendiğinde, katılımcıların hem eşitsizliklerin azaltılması hem de iklim kriziyle mücadele başlıklarına duyarlı yaklaşımları ve ele aldıkları konular dikkat çekti. Başvuruların 157'si her iki temayı birden kapsarken, 141 başvuru iklim krizi ile mücadele, 130 başvuru ise eşitsizliklerin azaltılması odaklı oldu.
Kapsamlı destek paketinden yararlanacak projeler için jüri kararını verdi
Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı'nın üçüncü döneminde desteklenecek projeler, her biri kendi alanında uzman isimlerden oluşan bir jüri tarafından değerlendirildi. Jüri üyeleri Gazeteci ve Yazar Arzu Çekirge Paksoy, EKOIQ Genel Yayın Yönetmeni Barış Doğru, Yuvam Dünya Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Kocabıyık, Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Görevlisi Pınar İlkiz, Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Semih Yaşar Boyacı, Pakt Kurucusu Serdar Paktin'ten oluştu.
3 farklı alandaki projeler desteklenecek
Jüri, yaptığı değerlendirmeler sonucu programın yeni döneminde destekleyeceği üç projeyi belirledi. Kullanıcıların deneyimlerini paylaşıp müzelerin gelişimine katkı sağlayabilecekleri bir proje olan Bongo Art Project'te erişilebilir müzeler arşivi oluşturularak, müzelerin erişilebilirlik durumlarına yönelik haritalama çalışması yapılması ve müze yönetimlerine rehberlik edilmesi amaçlanıyor. Türkiye'nin Nesli Tehlike Altındaki Sesleri projesinde iklim değişikliği nedeniyle nesli tehlike altına giren kuşlar ve müzik aletleriyle müzisyenlerin seslerinin bir araya geleceği bir müzik albümü çalışması yapılarak biyoçeşitlilik kaybına dikkat çekilmesi planlanıyor. Roof Coliving projesi ile de mahalle pazarlarında gıda israfının azaltılması, esnafın çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sürdürülebilirlik çerçevesinde de döngüsel ekonomi çözümleri geliştirilmesi hedefleniyor. Borusan, desteklediği projelere ihtiyaç analizleri, iş modeli geliştirme eğitimleri, finansal destek ve proje tanıtımı gibi hizmetler yer aldığı kapsamlı bir paket sunuyor. Ayrıca proje başına 500 bin TL'ye kadar hibe desteği?ile birlikte Borusan'ın ve Impact Hub İstanbul'un iletişim ağlarına dâhil olma fırsatı da sağlanıyor.
"Programa gösterilen yoğun ilgi ve projelerin kalitesi geleceğe dair umutlarımızı artırıyor"
Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı'nın üçüncü dönemine yönelik görüşlerini dile getiren Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, "Bu yıl 80. yaşını kutlayan Borusan Grubu olarak 200 yıl ve ötesinde varlığımızı sürdürme vizyonumuzla her adımımızı çevreye ve topluma değer katma hedefiyle atıyoruz. Üçüncüsüne imza attığımız Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı'na Türkiye'nin dört bir yanından, çok sayıda başvuru aldık. Bu ilgi, programımızın sürdürülebilirlik alanındaki etkisi ve toplumdaki duyarlılığın artmasının da bir göstergesi. Özellikle gençlerin, iklim değişikliği ve sosyal adalet konularına yönelik yenilikçi çözümler üretmeye istekli olmaları, daha yaşanabilir bir dünya için çaba göstermeleri geleceğimiz için umut verici. Başvuruların özgünlüğü ve kalitesi de bizi çok etkiledi. Başarıyla geçen ilk iki dönemin ardından yeni dönemde de fark yaratacağını düşündüğümüz ve desteklemeye karar verdiğimiz projelerimizle 'Herkesin Faydasına' diyerek heyecanla yola çıkıyoruz. Tüm proje sahiplerine başarılar diliyorum." dedi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2024'ün üçüncü çeyreğinde toplam 330 milyon on-chain cüzdan ve hesap USDT almış durumda, bu da stablecoin'in geniş çapta benimsendiğini gösteriyor. Dördüncü çeyrek itibarıyla 109 milyon cüzdanın aktif olarak USDT tutuyor. Bu sayı, Bitcoin tutan cüzdan sayısının iki katından fazla ve Ethereum tutan 128 milyon cüzdana yakın seviyede. Bu da USDT'yi en yaygın tutulan dijital varlıklardan biri haline getiriyor. Ayrıca, 86 milyon merkezi platform hesabı USDT yatırımı alarak gelişmekte olan pazarların bu benimsemedeki öncü rolünü pekiştiriyor. Veriler, USDT'nin değer saklama ve işlem aracı olarak güvenilirliğini artırdığını ve kullanıcıların uzun vadeli bir finansal çözüm olarak USDT'ye yöneldiğini ortaya koyuyor.
USDT, küresel cüzdan sayılarıyla finansal kapsayıcılığı güçlendiriyor
Kullanıcıların ekonomik faaliyetlerini destekleyen güçlü bir değer saklama ve işlem aracı olarak öne çıkan USDT, şu anda 109 milyon cüzdanda bulunmakla beraber, geçmişte bir sentten az bakiye bulunduran cüzdanların yüzde 29'unun da yeniden aktive olduğu görülüyor. Bu durum, toplamda 165 milyon cüzdanın aktif veya yeniden aktive olma potansiyeli taşıdığını gösteriyor. Gelişmekte olan pazarlar, düşük bakiyelerin bile bu teknolojiye erişimi önemli kıldığı bir alan olarak dikkat çekiyor; Dünya Bankası verilerine göre, günde 10 dolardan az gelirle yaşayan yüzde 59'luk küresel nüfus için USDT'nin sağladığı erişilebilirlik hayati önem taşıyor. 1 ila 1.000 dolar arasında USDT tutan 31,5 milyon cüzdan ve 1.000 dolardan fazla USDT tutan 1 milyondan fazla cüzdan, kullanıcıların farklı segmentlerde USDT'yi aktif olarak benimsediğini ortaya koyuyor. Bu tablo, stablecoin'lerin finansal kapsayıcılığı artırma ve ekonomik kalkınmaya destek olma potansiyelini gözler önüne seriyor.
Tether, stablecoin pazarındaki liderliğini güçlendirerek tüm diğer stablecoin'lerin toplamından dört kat daha fazla cüzdana sahiptir. 1 Kasım itibarıyla bir sentten fazla USDT tutan 54 milyon cüzdan, diğer stablecoin'ler için yalnızca 13,8 milyon cüzdan ile kıyaslandığında açık bir fark yaratıyor. Son iki yılda yüzde 71 ve yüzde 129 büyüme oranlarıyla dikkat çeken USDT, özellikle küçük bakiyeli cüzdanların tercih ettiği bir seçenek haline geliyor.
Tether, bankasız bireyler için erişilebilir finansal çözümler sunuyor
Tether Insights, blockchain verilerini güvenilir kaynaklardan derleyerek, stablecoin ekosistemini anlamak için kapsamlı bir analiz sunuyor. Ethereum, Tron, Binance Smart Chain gibi büyük blockchain ağlarından alınan veriler, Solana ve Base gibi yenilikçi ağlarla desteklenerek zengin bir veri tabanı oluşturuyor. On-chain sahip tanımı, belirli bir tarihte blockchain üzerinde stablecoin tutan cüzdanları içerirken, web ziyaretleri analizinde gelir gruplarına göre sınıflandırılan ülkelerden gelen veriler değerlendiriliyor. Ayrıca, düşük bakiye cüzdanların yüzde 29'unun geçmişte yeniden aktive olması, USDT'nin esnekliğini ve kullanıcılar için değerini ortaya koyuyor. Günde 10 dolardan az gelirle yaşayan bireyler için erişilebilir bir finansal çözüm sunma hedefiyle USDT, ekonomik kapsayıcılığı artıran bir teknoloji olarak öne çıkıyor. Bu veriler, Tether'in dünya çapındaki kullanıcılar için finansal özgürlük sağlayan bir araç yaratma misyonunu güçlendiriyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın en prestijli gastronomi rehberlerinden biri olan Gault & Millau, Türk mutfağını ikinci kez dünya vitrinine taşıyarak, ülkemizin zengin yemek kültürünün tanıtımına katkı sağlıyor. İstanbul'da 9 Aralık akşamı gerçekleşen törende İstanbul Boğazı'nın mavi sularına bakan özel lokasyonuyla Four Seasons Hotel Bosphorus'un, Türk Akdeniz deniz ürünlerini yaratıcılıkla sunan restoranı AQUA 3 Şapka ile 'Excellent Table' olarak ödüllendirilirken, Sultanahmet'in en etkileyici yapılarından Four Seasons Hotel Sultanahmet'in yeşillikler içindeki bahçesinde konumlanan AVLU 2 Şapka ile 'Chef's Table' ödülüne layık görüldü. Şehirde klasik haline gelen, her yıl heyecanla beklenen brunch'ıyla beğeni kazanan Four Seasons Hotel Bosphorus, 'En İyi Brunch Mekânı' ödülünü kazandı.
Dünya çapında gastronomi otoritelerinin takdirini kazanan, ilk kez 1969'da Paris'te, gazeteci ve yemek eleştirmeni Henri Gault ve Christian Millau tarafından hayata geçirilen ve bu sene ikinci kez Türkiye'de yayınlanan bu saygın rehber, ülkemizin gastronomi haritasında öne çıkan bir destinasyon olmasına katkı sağlıyor.
AQUA'da, Görkem Özkan'ın geleneksel deniz ürünlerine getirdiği farklı teknik ve özel yorumuyla şekillenen menüsünde sunduğu tatlar, fine dining deneyimini en üst seviyeye taşıyor. Görkem Özkan AQUA'nın Gault & Millau'nun Türkiye için hazırladığı seçkide ikinci kez yer almasıyla ilgili mutluluğunu şu sözlerle dile getiriyor: 'Bu rehberin dünyadaki önemi sebebiyle AQUA olarak içinde yer almamız ve 3 şapka ile ödüllendirilmek onur verici. AQUA ile deniz ürünlerine olan tutkumuzu ve yıllardır süren yolculuğumuzu misafirlerimize en samimi ve unutulmaz deneyimler sunarak yansıtmaya çalıştık. Bu ödül, sadece bugün için değil, gelecekteki adımlarımız için de bize ilham verecek. AQUA'daki her tabak, yenilikçi bir bakış açısıyla, sıradanın dışına çıkmayı hedefleyerek şekillendiriliyor. Burada, geleneksellik ve yenilik arasındaki dengeyi sürekli olarak yeniden keşfetmeye ve bu anlayışla yolumuza devam etmeye kararlıyız."
AVLU'da özel olarak seçilen yerel ve sürdürülebilir ürünlerle Anadolu mutfağını, modern yorumlarla buluşturan Four Seasons Hotel Sultanahmet'in Executive Chef'i Özgür Üstün, restoranın 2 Şapka ile 'Chef's Table' olarak seçilmesinden duyduğu mutluluğu; "Yerel ve sürdürülebilir ürünlerle her tabakta mevsimsel bir hikâye anlatıyoruz. Gault & Millau'un bu ödülü, yıllarca süren tutkulu çalışmamızın ve yenilikçi yaklaşımımızın bir sonucu. Bu ödül, bizi sadece Türk mutfağını daha geniş kitlelere tanıtmaya teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilirliğe olan bağlılığımızı ve her tabakta yansıttığımız bölgesel çeşitliliği de ödüllendiriyor." diyerek, bu ödülün önemini bir kez daha ifade etti.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türk turizm sektörü, yaratıcı pazarlama stratejileri ve yenilikçi projeleriyle öne çıkan performans ajanslarının desteğiyle uluslararası arenada potansiyelini ortaya koyarak zirveye yükseliyor. Son olarak, turizm sektöründeki premium markalara performans pazarlama hizmeti veren IQUEEM, Katar Doha'da düzenlenen Yandex Ads Gala 2024'te 26 ülkeden 80 ajans arasında Akdeniz Bölgesi'ndeki turizm odaklı tek "Gold Partner" ödülüne layık görüldü.
Katar'da düzenlenen görkemli törende ödülü teslim alan IQUEEM İletişim Direktörü Gamze Nurluoğlu, "Bu ödül, sadece IQUEEM'in başarısını değil, aynı zamanda Türkiye'nin turizm sektöründeki güçlü konumunu temsil ediyor. Turizm sektöründe attığımız her adımın, ülkemizin tanıtımına ve ekonomisine katkıda bulunduğunun bilincindeyiz. Bunu artırmak için büyük bir özveriyle çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
"Her yeni yılda daha fazlasını başarmaya hazırız"
Dünyanın en önemli turizm destinasyonlarından biri olarak konumlanan Türkiye, doğal güzellikleri, tarihi mirası ve misafirperverliğiyle her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2024'ün üçüncü çeyrek verilerine göre, turizm gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,9 artarak yaklaşık 24 milyar dolara ulaştı. Ziyaretçi sayısı ise geçen yılın aynı çeyreğine göre %3,5 artarak 23 milyon 206 bin 579 kişiye ulaşırken, bunun %14,7'si ülkemizi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlardan elde edildi. Söz konusu tablonun Türkiye'nin turizmdeki güçlü pozisyonunu ve hedef pazarlardaki etkili stratejilerinin başarısını ortaya koyduğunu aktaran IQUEEM Kurucusu Berkun Meral ise şunları söyledi:
"Bu ödül, 16 yıldır turizm sektöründeki premium müşterilerimize sunduğumuz yaratıcı stratejilerin, rakamsal yükselişle kanıtlanmış başarımızın ve çözüm odaklı yaklaşımımızın globalde takdir edildiğinin bir göstergesi. Sektöre yön veren bir vizyonla 2025'te de sektöre değer katmayı sürdüreceğiz. Bizimle yola çıkan tüm müşterilerimizle birlikte her yeni yılda daha fazlasını başarmaya hazırız."
"Otellerin doğru adımlarla ilerlemesinin önünü açıyoruz"
IQUEEM Kurucusu Berkun Meral, "Yandex iş birliğimizde gösterdiğimiz performans, müşterilere özel ve etkili çözümler sunma vizyonumuzun yalnızca bir parçası. Öyle ki Yandex Ads Agency 2023'te de "Remarketing" kategorisinde 'Silver Partner' ödülüne layık görülmüştük. Tüm bu başarıların rüzgarıyla müşterilerimize daha efektif hizmetler sunmaya devam edeceğiz" şeklinde konuşarak sözlerini şöyle sonlandırdı:
"İzleme ve raporlama süreciyle birlikte stratejik hedefler oluşturarak otellerin doğru adımlarla ilerlemesinin, başarısını sürdürülebilir kılmasının önünü açıyoruz. Böylesi yoğun rekabet ortamında online itibar yönetimini profesyonelleştirerek uzun yıllara dayanan bilgi birikimi ve deneyimimizin tümünü ortaya koyuyoruz. Gelecek dönemde de birlikte başarılara imza atacağız ve ülkemizin turizmdeki potansiyelini tüm dünyaya duyuracağız."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Siemens Akıllı Altyapılar, bağımsız araştırma ve danışmanlık firması Verdantix tarafından bina operasyonları alanında lider şirketlerinden biri olarak gösterildi. Verdantix'ın hazırladığı "Green Quadrant: Bina Operasyonları için IoT Dijital Platformları 2024" raporunda; Siemens'in Building X ürününün, dijital bina operasyonlarının geliştirilmesi hususunda kapsamlı bir dijital paket sunduğu belirtildi. Raporda, Building X ürününün sadece dijital bina operasyonlarını ölçeklendirme esnekliğini değil, aynı zamanda kuruluşların işlevselliği ile etkileşime girmeleri için çoklu giriş noktalarına da vurgu yapıldı.
KARLI BİR BİNA PORTFÖYÜ SAĞLIYOR
Dijital iş platformu olan Siemens Xcelerator'ın bir parçası olan Building X, müşterilerin dijital dönüşümlerini daha kolay, daha hızlı ve esnek bir biçimde yönetmelerini sağlıyor. Building X, müşterilerin bina operasyonlarını dijitalleştirmelerini, yönetmelerini ve optimize etmelerini destekleyen dijital bir bina platformu olarak öne çıkıyor. Bu da binaların otomasyonuna, bakım maliyetlerinin düşürülmesine, daha düşük enerji tüketimine ve sürdürülebilirliğin artmasına yol açarak karlı bir bina yönetimini sağlıyor.
DENEYİMLERİ İYİLEŞTİRİYORUZ
Siemens Akıllı Altyapılar Bina Yazılımlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Rahul Chillar konuyla ilgili şunları söyledi: "Bina yaşam döngüsü maliyetlerini yaklaşık yüzde 80'i işletme ve bakımdan kaynaklanıyor. Bu nedenle, bina sahipleri ve yöneticileri bina sakinlerinin deneyimini iyileştirirken operasyonları optimize etmek üzere giderek daha uygun maliyetli yollar arıyor. Bina operasyonları odaklı en son Green Quadrant raporunda dijital bina platformumuz Building X'in Verdantix tarafından lider konumda gösterilmesinden memnuniyet duyuyoruz"
GENİŞ KAPSAMLI ARAŞTIRMA YAPILDI
Hazırlanan raporda, önde gelen 12 platform sağlayıcısının ve ürün yelpazelerinin ayrıntılı değerlendirmesine yer verildi. Analiz kapsamında, 92 maddelik ayrıntılı bir tedarikçi anketi, üç saatlik canlı ürün demoları ve belirli kullanım senaryoları da dahil olmak üzere tedarikçilerle gerçekleştirilen ürün tanıtımlarının yanı sıra müşteri görüşmeleri ve ikincil araştırmalar da yer aldı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Geleceğin teknolojisini bugüne taşıyan Alman otomotiv üreticisi Opel'in cesur ve yalın tasarım felsefesinin yeni ve sağlam bir yorumu olarak öne çıkan yeni SUV modeli Frontera, kademeli olarak Avrupa pazarlarında yollara çıkmaya başlıyor. Tamamen elektrikli ve verimli 48 Volt hibrit güç seçenekleri ile 2025 yılının ilkbahar aylarında Türkiye'de satışa sunulacak olan yeni Frontera, etkileyici silüeti, yeni "Şimşek" logolu Opel Vizör ön paneli ve geniş çamurluk tasarımıyla sağlam bir duruş sergiliyor. Bununla birlikte çift geniş ekranı, ergonomik ön koltukları ve akıllı saklama alanı çözümleri ile keyifli bir iç mekana sahip olan yeni model, kablosuz şarj ünitesi ve ek USB bağlantı noktalarının yanında pek çok akıllı çözümü de beraberinde getiriyor. 1.600 litreye varan bagaj hacmi ile kalabalık aileler de dahil olmak üzere geniş kullanım alanı arayanların ihtiyaçlarını karşılıyor. Tavan rayları sayesinde üstün bir fonksiyonelliğe sahip bu yeni model, her detayında kullanıcı dostu bir yaklaşım sunuyor. Yeni Frontera ile Opel, her araç segmentinde en az bir elektrikli model sunma hedefine bir adım daha yaklaşarak, sürdürülebilir geleceğe olan bağlılığını bir kez daha vurguluyor.
Alman otomobil üreticisi Opel, doğuştan elektrikli yeni Frontera modelini kademeli olarak başta Avrupa'da olmak üzere müşterileriyle buluşturuyor. Opel'in yeni şimşek logosunun ilk temsilcisi olan bu keyifli ve geniş yeni SUV, 2025 yılının ilkbahar aylarında Türkiye'de satışa sunulacak. Müşteriler, en başından itibaren elektrikli motor seçeneği ile sunulacak olan yeni Frontera'nın 48V hibrit teknolojisine sahip versiyonunu da tercih edebilecekler.
Benzersiz ön siluet; cesur ve yalın tasarım!
Yeni Frontera, Opel'in cesur ve yalın tasarım felsefesini güçlü bir şekilde yansıtarak ilk bakışta dikkat çeken bir görünüme sahip. Benzersiz ön silüeti, fonksiyonel ve geniş kabin alanını modern, etkileyici ve sağlam bir tasarımla buluşturuyor. Yeni Frontera, cesur duruşuyla hem estetik hem de pratik bir SUV deneyimi sunuyor.
Yeni Opel "Şimşek" logosu, seri üretimdeki bir modelde ilk kez kullanılarak, Frontera'nın tasarımına özel bir kimlik kazandırıyor. Bu ikonik logo, Opel Vizör isimli ön panelin merkezinde gururla yerini alıyor. Kesintisiz bir tasarım sunan Vizör, otomatik uzun far özellikli Eco LED farlarla birleşerek otomobilin modern ve dikkat çekici görünümünü tamamlıyor. Alttaki ikizkenar soğutma açıklığıyla desteklenen bu tasarım, otomobilin güçlü duruşunu öne çıkarıyor. Opel'in ünlü "kanat imzası" ise gövde rengindeki ek kısımlarla ayrılan üç aydınlatma bloğuna sahip modern görünümüyle parıldıyor. Yandan görünüm, geniş kabini görsel olarak bölen ayırt edici bir C sütununu ortaya çıkarıyor. Bunlara ek olarak, belirgin çamurluklar, yoldaki sağlam duruşu pekiştirerek yeni modele modern bir görünüm kazandırıyor.
Modern ve teknolojik akıllı kokpit!
Yeni Frontera, modern görünümü iç mekanda da akıllı ve pratik bir tasarımla birleştiriyor. Gösterge paneli ve kapılardaki dekor detayı, kabini görsel açıdan daha da ferah hale getiriyor. Ayrıca, iki adet 10 inçlik ekrana sahip yeni nesil bilgi-eğlence sistemiyle sunulan Opel'e özgü, tamamen dijital Pure Panel kokpit ile birlikte cesur ve şık bir görünüme kavuşan yeni direksiyon, sofistike bir dokunuş sergiliyor. Opel, yeni Frontera'da minimum dikkat dağınıklıyla maksimum konfor felsefesini tutarlı bir şekilde yansıtarak yalın ve kullanışlı bir sürüş deneyimi vadediyor.
GS donanım seviyesinde standart olarak sunulan renkli dokunmatik multimedya sistemi üzerinden akıllı telefonlarda olduğu gibi widget'lar ile özelleştirilebiliyor ve kolay bir kullanım sağlıyor. Navigasyon sistemi ile birlikte sesli kontrol özelliği de destekleniyor. Yeni Opel Frontera'nın hem bilgi-eğlence ekranı hem de sürücü bilgi ekranı kişiselleştirilebiliyor.
Sürdürülebilir malzemelerle olağanüstü konfor!
Tüm bu yeniliklerin yanında yeni Frontera'da Opel yine koltuk yeniliklerini müşteri yelpazesine sunuyor. Ön koltuklarda bulunan ve omurilik üzerindeki baskıyı alan patentli Intelli-Seat özelliği, tüm yolculuklarda olağanüstü konfor sağlıyor. Koltuklar, dikkat çekici tasarımıyla birlikte kontrast oluşturan renkteki dikişleriyle ön plana çıkıyor. Kumaşlar ve kapı panelleri gibi yüzeylerde geri dönüştürülmüş içerikli malzemelerden üretiliyor. Kumaşları tamamen sürdürülebilir nitelikteki geri dönüştürülmüş malzemeyle üretilen araçta hiçbir krom öğe de kullanılmıyor. Aynı yaklaşım, Yeni Frontera'nın aydınlatma ünitelerinde de enerji tasarruflu Eco LED farlar ile kendini gösteriyor. Bununla birlikte GS donanımdaki direksiyon simidi de vegan sentetik deriden üretiliyor. Yeni Frontera'nın üretiminde işlenmiş alüminyumun yanı sıra geri dönüştürülmüş içerikli çelik ve çeşitli polimer öğeler de kullanıldı. Bu sayede, yeni Opel Frontera'nın yüzde 95'e kadar tekrar kullanılabilir malzemelerden oluşması ve yüzde 85 oranında geri dönüştürülebilir olması sağlandı.
Yeni Frontera, sunduğu akıllı çözümlerle araç içi eğlenceyi ve konforu bir üst seviyeye çıkarıyor. Örneğin; ön tarafta bulunan kablosuz şarj ünitesi ve iki USB bağlantı noktası ile arka koltukta bölümünde bulunan iki adet USB bağlantı noktası mobil cihazları kolayca şarj etme imkanı sunuyor. Genellikle ön bölümde yer bulamayan tablet gibi büyük cihazlar, esnek bir kayış sayesinde orta konsolda güvenli bir şekilde saklanabiliyor. Bunla birlikte günlük kullanılan eşyalar, kaymayı önleyen kauçuk kaplamalı kabin saklama alanlarına koyulabiliyor. Arka koltuktaki yolcular ise ön koltukların sırtlıklarındaki entegre akıllı telefon ceplerini kullanabiliyorlar. Tüm bu özellikler araç içi eğlence ve konfora katkı sağlıyor.
Geniş, verimli ve akıllı bir yol arkadaşı
Yeni Opel Frontera 4.380 mm uzunluğu, 1.795 mm genişliği ve 1.627 mm yüksekliği ile bol miktarda esnek bir yaşam ve yükleme alanı sunuyor. Böylece kalabalık yolculuklar için de ideal bir araç olmayı başarıyor. Yeni Frontera, yükleme kapasitesiyle de oldukça etkileyici bir araç olduğunu gösteriyor. Otomobilin arka koltukları dik haldeyken 460 litrenin üzerinde olan bagaj hacmi, koltuklar katlandığında 1.600 litreye kadar yükseliyor. Diğer taraftan 40/60 oranında bölünebilir arka koltuklar sayesinde çok yönlülük sağlanıyor ve ikinci kademe yükleme zemini de standart olarak sunuluyor. Yeni Frontera, isteğe bağlı tavan rayları sayesinde 240 kilograma kadar sabit tavan yükünü taşıyabiliyor.
Yeni Opel Frontera Elektrik ile emisyonsuz sürüş
Tüm yeni Opel modellerinde olduğu gibi yeni Frontera da sadece cesur ve yalın tasarımıyla değil, aynı zamanda çevreci sorumluluğun ön planda olduğu performansıyla da göz dolduruyor. Müşteriler, tamamen elektrikli modelin yanı sıra 48V hibrit teknolojisine ve yüksek verimli güç ünitesine sahip versiyonları da tercih edebilecekler.
Emisyonsuz ulaşımı tercih eden müşteriler için 83 kW (113 HP) güç ve 44 kWs kullanılabilir batarya kapasitesine sahip olan yüzde 100 elektrikli yeni Frontera Elektrik sunulacak. Frontera Elektrik, iki şarj arasında maksimum 305 kilometre (WLTP'ye göre) yol kat edebiliyor. Tamamen elektrikli yeni model, 0'dan 100 km/s hıza 12,1 saniyede çıkıyor ve elektronik olarak sınırlandırılmış 140 km/s azami hıza ulaşıyor.
Frontera Elektrik'in rejeneratif fren sistemi, yavaşlama sırasında enerjinin geri kazanılmasını sağlayarak tüm elektrikli Opel modelleri gibi verimliliğe katkı sağlıyor. Geniş aile dostu yeni Frontera Elektrik'in şarj edilmesi gerektiğinde ise hızlı şarj istasyonunda kısa bir mola vermek yeterli oluyor. Yeni Frontera Elektrik, doğru akım şarj istasyonunda yaklaşık 26 dakikada batarya kapasitesinin yüzde 20'sinden yüzde 80'ine kadar şarj edilebiliyor. Evde şarj için ise standart olarak tek fazlı 11 kW yerleşik şarj cihazıyla sunuluyor.
Yeni Frontera Elektrik, Opel müşterilerine seçim özgürlüğü sunmak amacıyla daha fazla menzil sunan bir başka yüzde yüz elektrikli versiyonla ürün yelpazesini genişletecek. Yeni Frontera Elektrik'in "uzun menzilli" versiyonunda ise yaklaşık 400 kilometreye kadar (WLTP'ye göre ön değer) menzil mümkün olacak.
48 volt teknolojisine sahip verimli Frontera Hybrid
Yeni Opel Frontera Hybrid, 48 volt hibrit teknolojisine sahip 100 kW (136 HP) güce sahip turboşarjlı benzinli motorla sunuluyor. Hibrit çözüm, elektrikli ulaşım arayışında olan ancak sürüş ve kullanım alışkanlıklarını henüz değiştirmek istemeyen kullanıcılar için mükemmel bir seçim olarak öne çıkıyor. 1,2 litrelik benzinli motor, 21 kW (28 HP) güç üreten elektrik motoru ve elektrikli 6 ileri çift kavramalı şanzımandan oluşan kompakt sistem, günlük kullanımda akıllı ve uygun maliyetli bir tahrik sistemi çözümü olarak birçok avantaj sunuyor.
Yenilikçi ve dikkat çekici tasarımı ile akıllı ve eğlenceli çözümler sunan yeni Opel Frontera, elektrikli veya hibrit güç ünitesi seçenekleri ile yollara çıkmaya hazırlanıyor. Bu model, Opel'in elektrifikasyon konusundaki kararlılığını vurgularken, farklı türde müşterilerin ihtiyaçlarına uyum sağlama konusundaki başarısını da gözler önüne seriyor.
48 volt hibrit teknolojisi, benzer bir içten yanmalı araca kıyasla yakıt tüketimini ve CO2 emisyonunu önemli ölçüde azaltırken, sürüş konforunu da artırıyor. Şehir içi ve şehir dışı yollarda günlük sürüşte benzinli motor ve elektrik motoru, gereksinimlere bağlı olarak verimlilik ve performansı optimize ederek birlikte veya ayrı ayrı çalışıyor. Elektrikli tahrik sistemi, hızlanmalarda ve ilk kalkışta benzinli motora destek sağlıyor. Düşük hızlarda ise şehir içinde bir kilometreye kadar veya manevra yaparken sürüşün yüzde 50'sine kadar tamamen elektrikli seyahat olanağı sağlıyor. Opel Frontera Hybrid'in yüksek hızlarda yavaşlaması durumunda, benzinli motor devre dışı kalıyor ve elektrik motoru da jeneratör görevi görerek hibrit sistemin 48 voltluk bataryasını şarj ediyor.
Opel Frontera Hybrid, turbo benzinli motorun gücünden bağımsız olarak çevik bir sürüş keyfi sunuyor. 230 Nm maksimum torka sahip olan araç, 0'dan 100 km/s hıza 9.0 saniyede ulaşıyor. Modelin azami hızı ise 190 km/s.
Opel'in Alman DNA'sına sahip benzersiz süspansiyon düzeni ve sürüş destek sistemleri
Yeni Opel Frontera kullanıcıları, seçilen tahrik sistemi fark etmeksizin Alman DNA'sı taşıyan şasi sayesinde üst düzey sürüş konforunun tadını çıkarıyor. Opel mühendisleri, otoyollardaki yüksek hızlarda bile optimum gövde kontrolü ve markaya özgü sürüş karakteri sağlamak için özel bir çaba harcadılar. Frontera, alçak ağırlık merkezi sayesinde yola her zaman sağlam bir şekilde tutunuyor. Özellikle Frontera Elektrik'te, bataryanın zemine entegre edilmesi bu dengeli sürüşe önemli katkıda bulunuyor.
Son olarak, yeni Opel Frontera'da bulunan gelişmiş sürüş destek sistemleri, sürücü ve yolcuların varış noktasına güvenli ve konforlu bir şekilde ulaşmasını sağlıyor. Elektronik sürüş destek sistemleri arasında, Aktif Acil Fren Sistemi ve Yaya Algılama özellikli Ön Çarpışma İkazı, Sürücü Yorgunluk Tespit Sistemi, Hız Sınırlayıcı özellikli Adaptif Hız Sabitleyici ve geri görüş kamerası gibi sistemler sistem yer alıyor.
Opel hakkında
Avrupa'nın en büyük otomobil üreticilerinden biri olan Opel, kapsamlı elektrikliye geçiş hamlesiyle CO2 emisyonlarının azaltılmasında öncü bir rol üstleniyor. Şirket 1862 yılında Almanya'nın Rüsselsheim kentinde Adam Opel tarafından kuruldu ve 1899 yılında otomobil üretimine başladı. Opel, Ocak 2021'de Groupe PSA ve FCA Group arasındaki birleşmeyle yeni sürdürülebilir ulaşım döneminin küresel lideri olarak kurulan Stellantis NV'nin bir parçası. Şirket, İngiliz kardeş marka Vauxhall ile birlikte dünya genelinde 60'ın üzerinde ülkede temsil ediliyor. Opel, sürdürülebilir bir başarı tesis etmek üzere müşterilerin gelecekteki ulaşım taleplerinin karşılanmasını sağlamak için elektrikliye geçiş stratejisini uyguluyor. 2024 yılına kadar, her bir Opel modelinin bir elektrikli versiyonu satışa sunulacak. Bu strateji, Opel'in sürdürülebilir kârlı, küresel ve elektrikli bir gelecek oluşturmak için uyguladığı PACE planının bir parçası.
Opel, dünyanın önde gelen otomobil üreticisi ve mobilite sağlayıcısı Stellantis tarafından sunulan marka portfoyünün bir parçasıdır. Stellantis (NYSE: STLA) hakkında daha fazla bilgi için www.stellantis.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Daha fazla bilgi için:
https://tr-media.opel.com
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
E-CIX Frankfurt, veri trafiğinde yeni bir rekora imza attı. 20 Kasım akşamı, Türkiye saatiyle 22.11’de, Avrupa’nın en büyük internet değişim noktası üzerinden ilk kez 18 Terabit/saniyeden fazla veri akışı gerçekleşti (tam olarak 18,11 Terabit/saniye). Yeni rekor, çeşitli sağlayıcılardan birçok oyunun piyasaya sürülmesi ve güncellemeler yayınlanması ile eş zamanlı olarak gerçekleşmiş oldu. Son 12 ayda, veri konusunda dünyanın en büyük hub’larından birindeki trafik neredeyse yüzde 10 oranında arttı. Son beş yılda, DE-CIX Frankfurt’taki veri trafiği iki katından fazla artarak yüzde 118’in üzerinde büyüme kaydetti. 18 Terabit, aynı anda yaklaşık 10 milyon TikTok videosunun izlenmesine eşdeğer. Daha analog ifade etmek gerekirse ve bir bitin bir mililitre suya denk olduğunu varsayarsak, bu rakam her saniye yaklaşık 90 milyon küvet dolusu su hacmine karşılık geliyor.
Düşük Gecikmeyle Veri Kullanımı: Endüstriler İçin Oyunun Kurallarını Değiştiriyor
DE-CIX CEO’su Ivo Ivanov: “DE-CIX Frankfurt’taki trafik artışını, dijital ve yüksek bant genişliğine sahip veri tabanlı hizmetler yönlendiriyor. İnternet değişim noktaları, yalnızca son kullanıcılar için streaming ve oyun gibi çevrimiçi hizmetlerin merkezinde yer almakla kalmıyor aynı zamanda endüstriler için de yeni, akıllı ve veri odaklı iş modellerinin kapılarını açıyor. Değer zincirini bir bütün olarak birbirine bağlamak ve ekonomik fırsatları ortak şekilde değerlendirmek için DE-CIX, verilerin güvenli, kontrollü ve düşük gecikmeyle kullanılmasını sağlayan altyapıyı sunuyor.” ifadelerini kullandı.
DE-CIX İnternet Değişim Noktaları: Veri Değişimi İçin En Önemli Altyapı
Dünyanın lider internet değişim operatörü DE-CIX, Avrupa, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika, Orta Doğu ve Asya’daki 60’dan fazla lokasyonunda müşterilerine eşleşme (peering), bulut bağlantısı ve diğer birbirine bağlantı hizmetlerini sunuyor. DE-CIX birbirine bağlantı ekosistemine dünya çapında 600’den fazla şehirdeki veri merkezinden erişilebilir ve 100’den fazla ülkeden binlerce ağ operatörünü (taşıyıcılar), internet servis sağlayıcılarını (ISP’ler), içerik sağlayıcıları ve kurumsal ağları birbirine bağlar. DE-CIX, yılda 40 eksabayta yakın veri hacmi (2023 itibariyle) ve 1100’e yakın bağlantılı ağ ile dünyanın en büyük İnternet Değişimleri’nden biri olma özelliğini taşıyor. Önemli BT altyapısı operatörü olarak DE-CIX, dünya genelindeki konumlarında insanlar, şirketler ve organizasyonlar arasında kesintisiz, hızlı ve güvenli veri alışverişini sağlama sorumluluğunu taşıyor.
Daha fazla bilgi için www.de-cix.net
Bilgi: Saniyede 18 terabit veri işlem hacmi ne anlama geliyor?
Veri akışı saniye başına terabit (Tbit/s) olarak belirtilir.
Terabiti takip eden daha düşük veri hızları, saniyede gigabit (Gbit/s) ve saniyede megabit (Mbit/s) cinsinden belirtilir.
Saniyede 1 terabit, 10³ Gbit/s, 106 Mbit/s, 109 kbit/s veya 1012 bit/s veya 1.000.000.000.000 bit/s’dir.
18 Tbit/s’lik veri trafiği, yaklaşık 10 milyon TikTok videosunun aynı anda izlenmesine eşdeğerdir. Aynı şekilde, her biri saniyede ortalama 25 megabit olan, 720 bin adet 4K videonun aynı anda iletilmesi anlamına da geliyor.
Eğer bir bit, bir mililitre suya eşdeğer olsaydı, 18 terabit, 90 milyon küveti doldururdu.
DE-CIX hakkında
DE-CIX (Alman Ticari İnternet Değişimi), dünyanın önde gelen İnternet Değişim operatörüdür. Avrupa, Afrika, Kuzey Amerika, Orta Doğu ve Asya’daki 60’dan fazla metro pazarda DE-CIX, dünya çapında 600’den fazla şehirdeki veri merkezlerinden erişilebilir durumdadır ve 100’den fazla ülkede binlerce ağ operatörünü (taşıyıcılar), İnternet servis sağlayıcılarını (ISP’ler), içerik sağlayıcıları ve kurumsal ağları birbirine bağlar ve eşleştirme, bulut ve birbirine bağlantı hizmetleri sunar. Almanya’nın Frankfurt kentinde bulunan DE-CIX, yılda 40 eksabayta yakın veri hacmi (2023 itibarıyla) ve 1100’e yakın bağlantılı ağ ile dünyanın en büyük İnternet Değişimleri’nden biridir. 35’ten fazla farklı ülkeden 250’den fazla çalışan, Almanya’da ve tüm dünyada DE-CIX başarı öyküsünün temelini oluşturuyor. Ticari İnternetin başlangıcından bu yana DE-CIX, İnternet Mühendisliği Görev Gücü (IETF) gibi bir dizi önde gelen küresel kuruluşta, bugünün ve geleceğin İnterneti için ortak tanımlayıcı yol gösterici ilkeler üzerinde belirleyici bir etkiye sahip oldu. Dünyanın dört bir yanındaki lokasyonlarda konumlanmış olan DE-CIX, kritik BT altyapısının operatörü olarak, kişiler, kuruluşlar ve organizasyonlar arasında kesintisiz, hızlı ve güvenli veri alışverişi için büyük bir sorumluluk taşıyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.