Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
ekonomim.com internet sitesinde yayınlanan habere göre; Banka kredilerine ulaşamadığı için finansman sıkışıklığını aşamayan işletmeler, üretimlerini sürdürebilmek için hammaddeci ve toptancıların yüzde 40’ı aşan vade farkıyla karşı karşıya kalmaya başladı. Şu anda rotatif kredinin maliyetinin yüzde 13 seviyesinde olduğu düşünüldüğünde, piyasanın kendini 3 kata kadar daha maliyetli fonladığı görülüyor. Uygun finansman bulamadığı için üretimini düşürmek zorunda kalan ya da sipariş kaçıran firmaların sayısının artmakta olduğunu dile getiren reel sektör temsilcileri, firmaların sermaye ihtiyacının son birkaç yılda 5 kat arttığına dikkat çekerek, özellikle piyasada yüksek vade farklarına maruz kalan KOBİ’lerin krediye erişimlerinin bu zor dönemde hayati olduğunu vurguluyor.
Finansman darboğazının derinleştiği piyasada firmalar adeta birbirini fonlarken, işletmelerin vadeli satışlara uyguladığı faiz oranı yüzde 40’ları aşmaya başladı. Olağan dönemlerde firmaların sık başvurduğu ancak şu an makro ihtiyati tedbirler gereğince yeterince kullandırılmayan rotatif kredinin maliyetinin yüzde 13 seviyesinde, özel bankaların kullandırdığı ticari kredilerin faizinin de yüzde 25-30 bandında olduğu düşünüldüğünde, bazı hammaddeci ve toptancıların piyasayı 3 kata kadar daha maliyetli fonladığı görülüyor. Ancak yılsonu kredi kapanışlarını yapan şirketlerde kasalar adeta boşalmışken firmalar, özkaynak yetersizliği nedeniyle üretimlerini aksatmamak adına piyasa faizine razı oluyor. EKONOMİ gazetesine konuşan reel sektör temsilcileri, uygun finansman bulamadığı için üretimini düşürmek zorunda kalan firmaların sayısının artmakta olduğuna dikkat çekerlerken, özellikle KOBİ’lerin krediye erişimlerinin bu dönemde çok hayati olduğuna işaret ediyor.
https://www.ekonomim.com/ekonomi/piyasanin-faizi-yuzde-50ye-yaklasti-haberi-678888
Üst düzey bir IMF yetkilisi Financial Times'a verdiği röportajda, ABD'de enflasyonun "henüz köşeyi dönmediğini" ve Fedin artan fiyatlara karşı mücadelede zafer ilan etmesi için çok erken olduğunu söyledi.
Fonun Başkan Yardımcısı Gita Gopinath, ABD merkez bankasını bu yıl faiz artışlarını sürdürmeye çağırdı.
Gopinath, "İşgücü piyasasındaki göstergelere bakarsanız ve hizmet enflasyonu gibi enflasyonun çok yapışkan bileşenlerine bakarsanız, enflasyonda henüz köşeyi dönmediğimizin açık olduğunu düşünüyorum."
BIST 100 endeksinde satış baskısı gün boyunca etkili
olurken, endeks günü %1.83 oranında değer kaybı ile
5523.49 seviyesinden günü tamamladı.
Son iki işlem gününde yaşanan satışlar sonrasında
teknik göstergelerde bozulmanın belirginleştiğini
görüyoruz.
Dün küresel piyasalarda negatif yönde ayrışma
yaşanırken, satış bakısının genele yayıldığını
görüyoruz.
Şimdilik ana trendde bir bozulma görülmemesine
rağmen son 2 işlem gününde etkili olan satışların
özellikle endeks 30 dışı ve derinliği daha sığ olan
hisselerde tedirginliği artırdığını söyleyebiliriz.
Güne başlarken küresel piyasalara baktığımızda ABD
vadelileri kapanış saatimizdeki seviyelerinin hafif
üzerinde hareket ederken, Asya borsalarında ise
pozitif havanın hakim olduğunu görüyoruz.
Dünkü kayıplar sonrasında güne tepki alımları ile
başlamasın beklediğimiz endekste 5450-5600 bandını
ilk destek ve direnç seviyeleri olarak takip edeceğiz.
Orta vadeli trendin alt bandı olması açısından kritik
nokta olarak gördüğümüz 5450 desteğinin üzerinde
kalındığı sürece geri çekilmeleri kısa vadeli düzeltme
olarak değerlendireceğiz. Bu seviyenin üzerinde
kalındığı sürece taşınan pozisyonlar sürdürülmesini
uygun buluyoruz.
Gün içinde etkili olabilecek tepki denemelerinin güç
kazanabilmesi için ise 5600’ün üzerinde kapanış
gerçekleşmeli.
A1 Capital Menkul Değerler A.Ş.
www.a1capital.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Barclays, varlık sınıfının 2022'de yüksek faiz oranlarının kredi piyasaları üzerinde baskı oluşturmasıyla ilk gerilemesini yaşamasının ardından, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hedefleri olan şirket tahvillerinin küresel satışlarının bu yıl toparlanarak 460 milyar doları aşacağını bildirdi.
ESG tahvil hacimleri son birkaç yılda arttı, ancak şirketlerin enflasyonla mücadele eden küresel merkez bankalarının agresif parasal sıkılaştırma eylemleri nedeniyle önemli ölçüde daha yüksek borçlanma maliyetleriyle karşı karşıya kalması nedeniyle, şirket tahvili ihraçlarındaki daha geniş bir yavaşlama nedeniyle 2022'de %22 düştü.
Barclays bir araştırma notunda, kurumsal ESG tahvil ihracı geçen yılki 461 milyar dolardan geçen yıl 362 milyar dolara düştüğünü belirtti. Kurum, ESG tahvil satışlarının bu yıl %30 artmasını ve ağırlıklı olarak yeşil tahvillerin etkisiyle 2021'deki neredeyse aynı seviyelere sıçramasını bekliyor.
Barclays ESG FICC Araştırma Başkanı Charlotte Edwards, "Şirketler karbondan arındırma planlarını uygulamaya koyarken, güçlü talep ve finansmana ihtiyaç duyan uzun yeşil projeler listesi sayesinde yeşil tahvil ihracının piyasaya hakim olmaya devam etmesini bekliyoruz." dedi. .
İki firma yaptığı açıklamada, otomobil üreticisi Stellantis'in Archer Aviation'ın elektrikli uçağının imalatına yardımcı olacağını ve ABD şirketindeki hissesini artıracağını bildirdi.
Açıklamaya göre 161 kilometre menzile sahip dört yolcu ve bir pilot taşıyabilen dikey kalkış ve iniş (eVTOL) özellikli Midnight uçağı, 2024'ten itibaren her yıl 2.300 uçak üretim hedefiyle Covington, Georgia'da üretilecek.
.
Avrupa ekonomilerindeki sorunların azalması, TL’nin 2023 yılı değerinde istikrar eğilimini güçlendirecektir. Döviz kurları üzerindeki baskı ihracatın seyrine, ihracatın seyri ise AB ülkelerindeki daralmanın akıbetine göre şekillenecektir. Enerji fiyatlarındaki gerilemeler, arz kısıtlılığına neden olan tedarik ağlarındaki sıkışıklığın giderilmeye başlaması 2023 yılında AB ekonomilerinde toparlanmayı kolaylaştıracağı beklenmektedir. AB ekonomilerindeki dipten dönüş ihracat artışı kanalıyla TL’nin değeri üzerindeki baskıyı zayıflatacaktır.
Canlandırıcı seçim politikalarının uygulanmaya başlanması ise TL’nin dış değeri üzerinde yukarı yönlü baskı yaratmaktadır: Son üç çeyrekte devam eden ekonomik durgunluk ortamında canlandırıcı seçim politikalarının uygulanmaya başlanması ise TL’nin dış değeri üzerinde yukarı yönlü baskı yaratmaktadır. Artan ve daha da artması beklenen bütçe harcamaları ve zorlanacak olan kredi kanalları, yüksek dış ticaret ve cari açık seviyeleri üzerinden TL’nin değerini olumsuz etkileyecektir.
Matematiksel kurallar ve istatistiğin dönemsel ölçüm özellikleri nedeniyle enflasyonda düşüş yönlü baz etkisi başlamış olmakla beraber, alışılmış davranışsal atalet ve katılık, piyasa güveni kazanamamış olan para politikası ve enflasyona karşı ilgisizlik paradigması devam etmektedir.
Türkiye de maliyet veya talep artışlarıyla ilgisi olmayan “fırsatçı-şımarık enflasyon” ve “cehalet enflasyon” türleri, üreticiler, toptancılar, perakendeciler ve stokçular arasında oldukça yaygın olması, genel enflasyonun tahribatını daha da artırmaktadır. Talebe ve maliyete bağlı olmayan fiyat artışlarının toplam enflasyon içerinde önemli ve dengeleri bozucu bir yer işgal ettiği gözlenmektedir. Ayrıca, bu türlü fiyat artışları maliyet artışlarının zaman yayılması gereken yansıma etkisinin daha erken realize olmasına sebep olmaktadır.
“Fırsatçı-şımarık enflasyonu” ve “cehalet enflasyonu” türlerinin önlenmesinin en önemli yolu, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, en son yapılan zammın tarihi ve zam tutarının fiyat etiketlerinin üzerine tüm açıklığıyla not ettirilmesinin zorunlu hale getirilmesidir.
Canlandırıcı seçim politikalarının abartılması, enflasyonda düşüş yönünde başlayan baz etkisinin çok daha erkenden bitmesine sebep olacaktır.
TL’nin dış değerindeki aşağı yönlü eğiliminin döviz satışları yoluyla baskılanması yönündeki politikanın seçime kadar devam edeceği beklenmektedir. Enflasyondaki baz etkisinin devamlılığı, döviz satışlarının kur artışına engel olma başarısına, küresel düzeyde enerji fiyatlarında başlayan durulmanın devam etmesine, kamusal olarak yönetilen/yönlendirilen mal ve hizmet fiyatlarında fahiş zamlar yapılmamasına, FED’in sıkılaşma hamlelerinin yavaş yavaş da olsa gevşemesine ve en azından seçim sonrasında parasal koşulların sıkılaşmasına bağlıdır. Bu öngörü ve varsayımları realize olması halinde 2023 TÜFE enflasyonu gelecek Nisan ayında %37 seviyelerine ineceği ve bu seviye civarında da yılı kapatacağı hesaplanmaktadır. Ancak, yukarıdaki öngörülerimizde oluşacak bozulma yıllık enflasyonu elbette artıracaktır.
Dış borç arayışları seçim sürecinde ekonominin döviz ihtiyacına kısa dönemli yardımcı olacak, ancak orta ve uzun dönemde Türkiye’nin yapısal risklerini artıracaktır.
Sonuçları tarımsal dışa bağımlılığı artırıcı politikalara devam edilmesi, Türkiye’nin temel sorunlarının başında gelmektedir. TMO’nun alım, fiyatlama ve teşvik politikaları ile vergilendirme politikaları tarımsal ithalata bağımlılığın daha da artmasına sebep olmaktadır.
Gıda enflasyonu devam edeceği için toplumsal sefalet daha da yaygınlaşacaktır. Hayvan varlığının gerilemesi ve besiciliğin daha da maliyetli hale gelmesi, et ve süt ürünlerinin fiyatlarında başlayan artış uzun süre devam edeceğinin ve dolayısıyla gıda enflasyonunun nedenidir. Tarımsal ürünlerin ithalata bağımlılığı ise maliyetleri dahada artıracaktır. Seçim politikalarının ötesinde sulanabilir alanların artırılması, tarımsal ürün ihracına ilişkin teşvik ve korumacı politikaların bir an önce devreye alınması için hazırlıklara başlanmalıdır.
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusunda seçime endeksli olarak yapılan popülist düzenlemeler, makro düzeyde Türkiye’de sosyal güvenliğin kalitesini, kamusal dengeleri firmaların likidite dengelerini ciddi ölçüde zayıflatacaktır. EYT yoluyla işsizliğin azaltılacağına ilişkin tahminler gerçekçi değildir. Zira emekli olanlara bireysel bazda yüksek gelir aktarımları sağlanmayacaktır.
Enflasyonla mücadelesinin maliyetinin önemli bir kısmı 2022 yılına yazılmış, 2023 yılının yükünü ciddi bir şekilde azaltmış ve ortaya çıkan bu avantaj resesyon riskini de hafifletmiştir. Ayrıca, 2023 yılında küresel enflasyonda ciddi düşüşler meydana geleceği öngörülmektedir.
Seçim sonrasında enflasyonla büyüme, negatif faiz gibi politikaların terkedileceği yüksek olasılıktır.
Yüksek büyümenin peşinden koşarak işsizliği azaltmak için yüksek enflasyonla reel gelirleri veya alım gücünü aşındırmanın Türkiye ekonomisini nasıl hüsrana uğrattığı açık açık ortaya çıkmıştır.
Fiyatlarda ve kaynak tahsisinde ortaya çıkan istikrarsızlık seviyesi devam ettiği müddetçe, iflas riskleri ve düşük faiz politikalarının beslediği döviz riskleri canlılığını hep koruyacaktır. O nedenle fiyat istikrarını sağlamaya yönelik etkili para politikalarına ve yapısal dönüşüm planlamalarına ihtiyaç. Bulunmaktadır.
Cari açığın kritik eşik olan % 5 seviyesine ulaşması ve aşması halinde dış şoklara yakalanmayı ve döviz krizlerinin realizasyonunu kolaylaştıracaktır.
2022 yılında öne çekilen talep, 2023 yılında düşük talep haline dönüşecektir. Düşme yönünde başlayan baz etkisine rağmen, fiyatlarda azalma olmayacağı için ücretliler lehine yaratılan ek satın alma güçleri birkaç ayda eriyecek, 2022 yılında öne çekilen talep olgusu bu kez yerini düşük talebe bırakacak, büyüme sorunu başlayabilecektir.
Orhan Ökmen
Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
ekonomim.com internet sitesinde yayınlanan habere göre; Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte alternatif bir güzergah olarak öne çıkan, Türkiye’ye ekonomisi ve lojistik sektörü için önemli fırsatlar sunan Orta Koridor’da evdeki hesap çarşıya uymadı. Çin-Türkiye arası demiryolu hattında uzayan transit süreler nedeniyle süre avantajını kaybeden koridor, yükleri navlunun daha cazip hale geldiği denizyoluna kaptırdı.
Avantajdan çok çileye dönüştü
Orta Koridor; Kuzey Koridoru ve Güney Koridoru ile birlikte ‘Yeni İpek Yolu’ olarak da adlandırılan Çin’in Bir Kuşak Bir Yol projenin üç farklı güzergahından biri. Çin, Avrupa’ya karadan demiryolu ağırlıklı kesintisiz bir ticaret yolu kurmak için son yıllarda lojistiğe milyar dolarlık yatırımlar yapıyor. Pandemiyle birlikte ortaya çıkan konteyner krizi ve artan çevresel bilinç, demiryoluna ilgiyi artırmıştı. Bu dönemde özellikle Kuzey Koridoru’na talep arttı. Ancak Rusya- Ukrayna savaşı nedeniyle ambargoyu delmek istemeyen Batılı şirketler, bu hattı kullanmamaya başlayınca Türkiye’nin de dahil olduğu Orta Koridor alternatif bir rota olarak önem kazandı. Türkiye de bu fırsatı değerlendirmek için Çin’e tren seferleri başlattı. Bu seferler 12-17 gün transit süre hedefiyle başlamıştı. İlk sefer denemeleri hükümet yetkililerinin de katıldığı özel törenler eşliğinde yapılınca, hedefl enen sürelere de ulaşıldı. Bu da konteyner krizinin yaşandığı ve navlunların pandemi öncesine göre 10 kata yakın arttığı denizyolundaki yükleri Orta Koridor’a yönlendirme iştahını artırdı. Ancak denemelerin ardından başlayan asıl tarifeli seferler, büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Altyapı sorunları, tren kapasitelerinin yetersiz kalması ve ülkeler arasındaki mevzuatların uyumsuzluğu nedeniyle Orta Koridor’da mal taşımak avantajdan çok çileye dönüştü.
Bu güzergahta yaşanan sorunlar, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği’nin (UTİKAD) önceki gün düzenlediği yıllık değerlendirme toplantısının da önemli gündemlerinden biri oldu. Aynı zamanda DEİK Lojistik İş Konseyi Başkanı olan UTİKAD Başkanı Ayşem Ulusoy, demeçlerinde sıklıkla Orta Koridor’un önemli bir fırsat olduğunu, ancak bu fırsatı kaçırmamak için Türkiye’nin ve komşu ülkelerin acil olarak atması gereken adımlara dikkat çekiyordu. Sektörün korktuğu başına geldi ve bu hatta şimdilik fırsat kaçmış görünüyor. Çünkü Orta Koridor, tüm bu sorunlarla boğuşurken, fırsatları değerlendiremeden denizyoluna karşı rekabet gücünü şimdilik kaybetti. UTİKAD, uzun süredir Orta Koridor’un geliştirilmesine ve güzergahtaki sorunların aşılmasına yönelik uluslararası çapta önemli çalışmalar yürütüyor. Bu konuda hazırlanan raporlar, hem Türkiye’nin hem de komşu ülkelerin ilgili bakanlıkları ve STK’ları ile çeşitli platformlarda paylaşılıyor. Ayşem Ulusoy, özellikle Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte bu güzergahın daha da önem kazandığını vurgulayarak, “Maalesef savaşın olmasını hiç birimiz istemeyiz. Çünkü çok sayıda insan canından oldu ve kadınlar çocuklar perişan oldu. Öte yandan, savaşla birlikte Orta Koridor’un genişlemesi ve daha geliştirilmesi ile ilgili negatif durumdan bize pozitif bir görev çıktı. Ancak bizim, Orta Koridor’da hem mevzuat açısından hem de altyapı açısından ciddi problemlerimiz var. Maalesef şu anda bu güzergah verimli çalışmıyor ” dedi.
https://www.ekonomim.com/sektorler/lojistik/orta-koridorda-hesap-terse-dondu-haberi-678884
Yersiz gevşemenin zamanı değil…
Fed, son toplantısında faiz artış hızında yavaşlamaya gitmiş
ve politika faizini 50 baz puan artırarak 15 yılın en yüksek
seviyesi olan %4,25-4,50 aralığına çıkarmıştı. Son toplantının
dün yayınlanan tutanaklarında 2023 yılında da odak
noktalarının fiyat artış hızını kontrol etmek ve enflasyonla
mücadele olduğu sinyalleri verildi. FED’in aralık ayı toplantısı
sonrasında tüm yetkililer agresif faiz artışı hızını yavaşlatma
konusunda anlaşarak enflasyonu kontrol etmek için
çalışacaklarını belirttiler.
Fed üyelerinin gelecek ay yapacakları toplantıda faizi 50 baz
puan daha artırıp artırmayacağı veya faiz artırım hızını bir kez
daha düşürüp düşürmeyeceği konusunda bir ipucu vermedi.
Fakat tüm üyeler 2023 yılında faiz indirimi olmaması gerektiği
konusunda anlaştı.
Açıklamalar neticesinde S&P endeksi %0.40 yükseliş
kaydetti. Dow Jones Endüstriyel endeksi %0,4 artarak
33.269.77'ye yükseldi. S&P 500 %0,75 değer kazandı ve
Nasdaq %0,69 yükseliş ile günü tamamladı.
Asya piyasaları, Çin ‘in covid-19 salgınının hafiflemesi
beklentileri üzerine yükseliş gösterdi. MSCI'nin Japonya
dışındaki en geniş Asya-Pasifik hisse endeksi sabah açılışla
birlikte %1 yükselerek dört ayın en yüksek seviyesini test
etti. Japonya Nikkei endeksi üç ayın en düşük seviyesine
değdikten sonra bu sabah itibariyle tepki gerçekleştirerek
yükseldi.
Dün Brent tarafında, küresel ekonominin yavaşlama
endişesiyle birlikte Çin’de artan covid-19 vakaları Brent
talebinin azalacağına dair endişe yarattı. Brent vadeli
işlemleri %5,2 düştü. Bu sabah itibariyle Brent %0.90
oranında yukarıda seyrediyor.
Yurt içinde haftalık para ve banka istatistiklerinin
yayımlanacağı günde, Euro Bölgesi enflasyonu, ADP istihdam
verileri, Almanya, ABD ve Kanada ticaret rakamları takip
edilecek.
A1 Capital Menkul Değerler A.Ş.
www.a1capital.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.