Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Moda dünyası, erkekleri de stil konusunda daha bilinçli olmaya ve kendilerini ifade etmeye teşvik ediyor. Eskiden daha klasik ve tekdüze olan erkek gardıropları, artık renklerin, desenlerin ve farklı tarzlardaki parçaların harmanlandığı vitrinlere dönüşüyor. Globaldeki bu trendin izini süren yerli erkek giyim markası Morven de, Türkiye'deki 38. mağazasını Ordu'nun Fatsa ilçesinde açarken, yurt dışındaki ivmesini de hızlandırdı.




  


Günümüzde erkek giyim sektöründeki hızlı dönüşüm, konfor ve estetik arasındaki dengeyi ön plana çıkarıyor. Öyle ki geçtiğimiz yıl 575 milyar dolar değerine ulaşan erkek giyim pazarının bu yıl sonu itibarıyla 610 milyar doları aşması bekleniyor. Globaldeki bu büyümenin ve trendin izini süren yerli markalar, özgün tasarımlar ve kaliteli ürünleriyle fark yaratmaya devam ediyor. Son olarak Türkiye'deki 38. mağazasını Karadeniz'in gözde şehirlerinden Ordu'nun Fatsa ilçesinde açan erkek giyim markası Morven, 2025'e dair ulusal ve global hedeflerini açıkladı.
Ürünleriyle birlikte tüketicilere hem şık hem de konforlu tasarımlar sunduklarını belirten Morven Markanın kurucularından ve Yönetim Kurulu Üyesi İsameddin Bilir, "Eskiden daha klasik ve tekdüze olan erkek gardıropları, artık renklerin, desenlerin ve farklı tarzlardaki parçaların bir araya gelmesiyle daha dinamik bir hal alıyor. Biz de bu trendleri dikkate alarak hem kaliteli kumaşlar kullanıyor hem de fonksiyonel tasarımlarla şıklığı ve konforu bir arada sunuyoruz. Kazakistan, Azerbaycan, Oxford'ta mağazalarımız var ve Güney Afrika, Kanada, Amerika, İngiltere gibi pazarlara ihracat yapıyoruz. Yurt dışında bilinirliğimizi güçlendirirken, ülkemizde de büyüyoruz. 2025'te 38 olan mağaza sayımızı 50'ye çıkarmayı planlıyoruz" dedi.
"Kaliteli kumaşlarla müşterilerimize hem şıklık hem de konfor sunuyoruz"
Morven Yönetim Kurulu Üyesi İsameddin Bilir, "Erkeklerin vitrinleri, artık yalnızca siyah, lacivert ve gri tonlarıyla sınırlı kalmıyor. Canlı renkler, modern kesimler ve sürdürülebilir malzemeler gibi yeni unsurlarla genişliyor. Esnek çalışma ortamları ve rahatlık ihtiyacı, şık ve konforlu seçenekleri gündeme getiriyor. Bu nedenle, artık hafif kumaşlar, rahat kesimler ve farklı renk seçenekleri sunuyoruz. Biz de bunun için sürekli yenilikçi tasarımlar geliştirmeye odaklanıyoruz. Smokin ve takım elbise koleksiyonlarımızda hafif kumaş kullanımına, inovatif kesimlere ve minimal tasarımlara önem veriyoruz. Ayrıca, casual giyim koleksiyonlarımızda esnek ve nefes alabilir kumaşlar kullanıyoruz. Teknolojiyi tasarımla birleştirerek, müşterilerimize hareket özgürlüğü sunan ürünler üretiyoruz" şeklinde konuştu.
"Global ve ulusal pazarda güçlü bir büyüme hedefliyoruz"
Bilir, "2025 itibarıyla global ve ulusal pazarlarda güçlü bir büyüme hedefliyoruz. Bunun yanında, ürün yelpazemizi genişleterek sektördeki liderliğimizi pekiştirmeyi amaçlıyoruz. Ulaşılabilir lüks anlayışımızla yüksek kaliteyi uygun fiyatlarla sunuyor, her kesime hitap ediyoruz. Tasarım ve üretim süreçlerimize gösterdiğimiz özen, zamansız stil anlayışımız ve müşterilerimize verdiğimiz değer, markamızı benzersiz kılan özellikler arasında yer alıyor. Ayrıca, erkek giyiminde detaylara verdiğimiz önem ve fonksiyonel tasarımlarımız, ürünlerimizi her türlü ihtiyaca uygun hale getiriyor, günlük kullanımda olduğu kadar özel anlarda da tercih edilmelerini sağlıyor" ifadelerini kullandı.
"Sürdürülebilirlik bizim için tercih değil, işimizin temel parçası"
Morven Yönetim Kurulu Üyesi İsameddin Bilir sözlerini şöyle tamamladı: "Yolculuğumuza 37 yıl önce küçük bir giyim mağazası olarak başladık. Bugün hem ulusal hem de uluslararası arenada büyüyerek devam ediyoruz. Hedefimiz, gelecekte sürdürülebilirlik anlayışını daha da derinleştirerek hem markamızı hem de sektörü ileriye taşımak. Sürdürülebilirlik bizim için yalnızca bir tercih değil, işimizin temel bir parçası. Koleksiyonlarımızda geri dönüştürülmüş polyester, organik pamuk, modal ve sorumlulukla temin edilen yün gibi çevre dostu malzemeler kullanıyoruz. Doğum günlerinde her çalışanımız için ağaç dikerek doğaya katkıda bulunuyoruz. Sosyal sorumluluk projelerimizle de toplumsal sürdürülebilirliği destekliyoruz.''

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, 12 Aralık Mağazacılar Günü'nü 72 ildeki 1400 mağazasında, 15 bin çalışma arkadaşıyla birlikte kutladı
 
Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, 12 Aralık Mağazacılar Günü'nü CarrefourSA CEO'su Kutay Kartallıoğlu ve İcra Kurulu Üyeleri başta olmak üzere tüm yönetim ekibiyle mağazalarda görev alan çalışanlarıyla kutladı. Organize gıda perakende sektöründeki güçlerinin kaynağının çalışanlar olduğunu söyleyen CarrefourSA CEO'su Kutay Kartallıoğlu, "CarrefourSA ailesi olarak, bugün 15 bin çalışma arkadaşımızla birlikte müşterilerimize hizmet vermeye devam ediyoruz. 72 ilde 1400 mağazamız ve online marketimizle sadece ürün sunmakla kalmıyor; güven, kalite ve samimiyet taşıyoruz. Her gün, doğru ürünü doğru üreticiden temin ederek, doğru fiyatlarla müşterilerimize ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu süreçteki en büyük gücümüz; mağazacılık gibi sabır, özveri ve insan odaklılık gerektiren bir meslekte fark yaratan kıymetli çalışma arkadaşlarımızdır." dedi.
 
Kutay Kartallıoğlu, çalışanların gösterdiği titizlik ve müşterilerle kurduğu sıcak iletişimin CarrefourSA'nın başarısının temelini oluşturduğunu belirterek, "Bu başarı, hepimizin ortak çabası ve takım ruhunun bir yansıması. 12 Aralık Mağazacılar Günü vesilesiyle her bir çalışma arkadaşımın emeğine yürekten teşekkür ediyor, bu büyük ailenin bir parçası olmaktan mutluluk ve gurur duyuyorum. Birlikte nice başarılara imza atacağız" ifadelerini kullandı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dünyaca ünlü Modern Asya ve İtalyan mutfaklarının temsilcisi Novikov, havacılık dünyasında bir ilke imza atarak ilk havalimanı şubesini İGA İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde hizmete açtı.
 
12 Aralık Perşembe günü İGA İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde düzenlenen açılış lansmanına TAYA Grup Genel Müdür Yardımcısı Abdulkadir Özkök, TUM ve TRU CEO'su Sadettin Cesur ve Novikov Şefi Marti Pineda da katıldı.
Yenilikçi Asya ve İtalyan mutfaklarını ilgi çekici bir "market" konseptinde buluşturarak çağdaş tasarım anlayışını ve üst düzey hizmeti kusursuz bir şekilde bir araya getiren Novikov, ilk havalimanı şubesini İGA İstanbul Havalimanı'nda yolcular ile buluşturdu. Geniş menüsü, özenle hazırlanmış lezzetleri ve modern tasarımıyla misafirlerini ağırlamaya başlayan Novikov, yalnızca ikonik lezzetleriyle değil, portföyüne kattığı eşsiz yerel tatlarıyla da fark yaratmayı amaçlıyor.
 
İGA İstanbul Havalimanı'nın, açıldığı günden bu yana sadece bir küresel aktarma merkezi değil, aynı zamanda modern altyapısı, geniş hizmet yelpazesi ve yolcu memnuniyeti odaklı yaklaşımıyla dünya standartlarında bir deneyim merkezi olduğunu vurgulayan TAYA Grup Genel Müdür Yardımcısı Abdülkadir Özkök sözlerine şöyle devam etti: "Dünyanın en yoğun havalimanlarından, Asya, Avrupa ve Orta Doğu'nun kesişim merkezlerinden İGA İstanbul Havalimanı olarak, milyonlarca misafirimizi 'evinde hissettirmek', başka bir deyişle konforlu ve benzersiz bir seyahat deneyimi sunmak en önemli önceliğimiz. Bu yalnızca bir işletmeci olarak sorumluluğumuz değil, kültürümüzün, 'Türk Misafirperverliği'nin de en güzel yansımadır. Dünya çapında birçok ödüle layık görülmüş hizmet kalitemizle, sadece seyahat edenler için değil, global ticaret, kültür ve gastronomi alanında da önemli bir buluşma noktası haline geldik. Yenilikçi projeler ve sürdürülebilirlik vizyonumuzla, havacılık ve gastronomi endüstrisine yön veren bu büyük merkezde, dünyaca ünlü Novikov markasını ağırlayacağımızdan dolayı da çok mutluyuz. Bu vesileyle iş birliği yaptığımız tüm değerli paydaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum."
 
Açılış lansmanına katılan TUM-TRU CEO'su Sadettin Cesur ise, Novikov'un ilk havalimanı şubesini İGA İstanbul Havalimanı'nda açmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek şunları söyledi: "İGA İstanbul Havalimanı, dünya çapında bir yolcu deneyimi sunma vizyonunu destekleyen markalara ev sahipliği yapmaya devam ediyor. TUM ve TRU olara biz de 65'ten fazla ulusal ve uluslararası marka ve 123'ten fazla işletme ile yolculara uçuş öncesi ve sonrası yiyecek ve içecek hizmeti sunuyor, havalimanındaki misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlamaya çalışıyoruz. Mutfağı, hizmet anlayışı ve atmosferiyle Novikov da bundan böyle İGA İstanbul Havalimanı'ndaki misafirlerimize farklı ve eşsiz bir lezzet deneyimi sunacak. Novikov'un tüm dünyadaki havalimanları arasından markasını taşımak için ilk olarak İGA İstanbul Havalimanı'nı seçmiş olması da bizim için ayrı bir gurur kaynağı… TUM ve TRU olarak, gastronomi alanında yol gösterici projeler geliştirmeye, farklı kültürlerden yolculara farklı alternatifler sunmaya ve ulusal ve uluslararası markaları misafirlerimizle buluşturmaya devam edeceğiz. Tüm bu çalışmalarımızın arkasında ise İGA İstanbul Havalimanı'nın üstün hizmet kalitesinin ve misafir deneyimine verdiği önemin de büyük payı var. Skytrax tarafından düzenlenen "Skytrax Awards"'ta "2024 En İyi Yeme & İçme Alanlarına Sahip Havalimanı" ödülüne layık görülmemiz de bunun bir göstergesi. Henüz çok yeni, 9 Aralık Pazartesi günü ise Gault & Millau Türkiye 2025 Rehber Ödülleri'nde "The Best Hospitality Award" dalında kazandığımız ödül, misafirlerimize sunduğumuz hizmet kalitesini bir kez daha tescilledi. Paydaşlarımızla birlikte kusursuz hizmet anlayışımızı sürdüreceğimize ve daha birçok ödüle ulaşacağımıza olan inancım da tamdır."
 
Novikov Şefi Marti Pineda ise açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Novikov olarak dünya çapında tanınan mutfak kültürümüzü ve yenilikçi yaklaşımımızı şimdi İGA İstanbul Havalimanı'na taşımanın heyecanını yaşıyoruz. Havalimanlarının yalnızca bir geçiş noktası değil, yolculara benzersiz deneyimler sunan birer keşif alanı olduğunu düşünüyorum. Bu vizyon doğrultusunda, İstanbul'un zengin kültüründen ilham alarak hazırladığımız seçkin Asya ve İtalyan lezzetleriyle misafirlerimize unutulmaz bir gastronomi deneyimi sunmayı hedefliyoruz. İGA İstanbul Havalimanı gibi bir küresel merkezde, ilk havalimanı şubemizle yer almak bizim için büyük bir onur. Misafirlerimizi bu lezzet yolculuğuna davet etmek için sabırsızlanıyoruz."
 
Misafirlerine, yolculuk öncesi ve sonrası keyifli bir mola sunan Novikov, zengin menüsüyle ulusal ve uluslararası mutfağın en seçkin lezzetlerini bir araya getiriyor. Bu yeni mekân, havalimanında yeme-içme deneyimini yeniden tanımlayarak, yolcuların seyahatlerini daha da özel hale getirmeyi hedefliyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye'nin önde gelen seyahat platformlarından TatilBudur, kişiselleştirilmiş hizmet anlayışıyla misafirlerine en iyi tatil deneyimlerini sunarken ayrıcalıklı uygulamalarla da buluşturuyor. TB Club Kazandıran Tatil Programı ile tatil deneyimini ayrıcalıklı hale getiren TatilBudur; web sitesi, mobil uygulaması,Çağrı Merkezi ve yetkili acenteleri üzerinden yapılan otel ve tur rezervasyonlarında TB Club üyelerine harcadıkça puan kazandırıyor.
Misafirlerine kaliteli tatil deneyimleri için aracılık eden TatilBudur; tatil planlamasını daha ekonomik ve keyifli hale getirmek için TB Club üyelerine ayrıcalıklı bir tatil imkânı sunuyor.
TatilBudur, TB Club uygulamasına dahil olan misafirlerine "hoş geldin hediyesi" olarak 2000 TL değerinde 2000 TB puan hediye ediyor. TB Club üyeleri devam eden yurt içi otel rezervasyonlarından yüzde 3, kayak veya termal otel rezervasyonlarından yüzde 2, Kıbrıs veya şehir otelleri rezervasyonlarından yüzde 1, kültür turlarından yüzde 2 ve yurt dışı turlarında yüzde 1 TB Puan kazanıyor. Program kapsamında edinilen puanlar ise 2 takvim yılı boyunca geçerliliğini koruyarak, misafirlerin istedikleri tatil planlamasında kullanabilmelerine imkan sağlıyor.
Tatil rezervasyonunda en iyi deneyimi sunmak için sürekli yeni projeler hayata geçiren TatilBudur, TB Club programı ile dönemsel kampanyalar ve üçüncü taraf anlaşmalarıyla üyelerine yeni avantajlar sunmaya devam ediyor.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yılın son ayında ekosistem işbirliklerini artıran Katman-1 blokzinciri, 150'den fazla ülkede kullanılan ve 60 milyar dolarlık ticaret hacmine ev sahipliği yapan küresel kripto para borsası ve cüzdanıyla entegre oldu.Performansı, hızı ve ölçeklenebilirliğiyle hızlı büyüyen Katman-1 blokzinciri Sui, 150'yi aşkın ülkede hizmet veren ve 60 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip olan kripto para borsası Backpack ile ve Backpack'in kripto cüzdanıyla entegre oldu.




  


Yılın son günleri yaklaşırken kripto para ve Web3 ekosistemindeki işbirlikleri de hız kazandı. Performansı ve ölçeklenebilirliğiyle 2024'ün en hızlı büyüyen Katman-1 blokzinciri ağlarından biri olan Sui, 150'den fazla ülkeden kullanıcıya hizmet veren ve bir yılda 60 milyar dolarlık işlem hacmine ulaşan kripto para borsası Backpack Exchange ve borsanın cüzdanı Backpack Wallet'la entegre oldu.
Listeleme fırsatları oluşturacak
Benzersiz hız ve ölçeklenebilirlik sunan Sui'nin geliştiricisi olan Sui Vakfı tarafından paylaşılan açıklamada, Sui'nin kullanıcı deneyimi ve çok yönlülüğüyle öne çıkan Backpack ile ortaklığının Katman-1 blokzinciri Sui'deki projeler için çok sayıda entegrasyon ve listeleme fırsatı oluşturacağı belirtildi. Bugüne dek Solana ve Ethereum ağlarını destekleyen, iOS ve Android mobil uygulamalarının yanı sıra Chrome eklentisiyle de kullanılan Backpack cüzdanı, Sui ağı entegrasyonuyla güvenli depolama ve kusursuz kripto varlık alım satımı işlemlerinde Sui desteği de sunmaya başlayacak.
"Çok zincirliği gelecek için önemli bir adım"
İşbirliğine ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Sui Vakfı Küresel Ekosistem Başkanı Jameel Khalfan, "Sui, Backpack'in regüle borsasının ve bağımsız (non-custodial) cüzdanının kullanıcı deneyimlerine entegre oluyor. Sui'deki kullanıcı deneyimini genişletmek ve platformun tüm popüler özelliklerini Sui topluluğuna sunmak için sabırsızlanıyoruz. Sui ve Backpack entegrasyonu, Sui ekosistemi katılımcılarının Backpack'in güvenilir altyapısı aracılığıyla etkileşim kurmasına olanak tanıyan bir platform sunacak. Backpack, Sui entegrasyonuyla, hem kullanıcı sayısını artırmak ve oluşturduğu platformların etkisini genişletmek için hamle yapıyor; hem de Backpack cüzdanının çok zincirli geleceği için de önemli bir adım atıyor" dedi.
Backpack CEO'su ve Kurucusu Armani Ferrante ise "Sui'yi entegre etmek, kullanıcılarımızın Sui'nin hızla büyüyen ekosistemine erişmesini sağlıyor. Ayrıca Sui geliştiricileri, Sui üzerinde geliştirilen projeler ve Sui yatırımcıları da bu entegrasyonla yeni olanaklara kavuşuyor" ifadelerini kullandı.
2024'ü bir dizi entegrasyon ve işbirliğiyle tamamlıyor
Backpack entegrasyonu, 1,8 milyar dolar toplam kilitli varlık eşiğine yaklaşan Katman-1 blokzinciri Sui'nin son dönemde açıkladığı işbirliği ve entegrasyonların en yenisi olma özelliği taşıyor. Move programlama diliyle geliştirilen ve yüksek ölçeklenebilirlik vadeden Katman-1 blokzinciri ve akıllı sözleşme platformu Sui, geçtiğimiz günlerde de her ay 7 milyonu aşkın kullanıcı tarafından aktif olarak kullanılan Web3 cüzdanı Phantom Wallet'la entegre olduğunu duyurmuştu. Ayrıca platform, önce dünyanın dolar destekli en büyük ikinci stabilcoin'i USDC'yi, ardından da First Digital işbirliğiyle, Asya'da yaygın kullanılan FDUSD stabilcoin'ini ağına yerel olarak eklemişti. Telegram tabanlı dokun-kazan oyunlarından MemeFi ile işbirliği açıklayan Sui, Sweet ortaklığıyla Major League Soccer (MLS) tarafından düzenlenen MLS QUEST NFT kampanyasına da ev sahipliği yapmıştı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

YENİ DS N°8 MUTLAK KONFOR, ZARAFET VE ELEKTRİKLİ SÜRÜŞÜ
FRANSIZ SEYAHAT SANATI İLE BİR ARAYA GETİRİYOR!

Seyahat sanatını yollarla buluşturan DS Automobiles, SUV Coupe tasarım dilini benimseyen yeni yüzde 100 elektrikli amiral gemisi DS N°8'i tanıttı. DS N°8'in DS AERO SPORT LOUNGE konseptinden esinlenen tasarımı en zarif SUV'ların dinamizmini yeniden yorumluyor ve tamamen elektrikli bir güç ünitesi ile yollara adım atıyor. Kusursuz kalite, yüksek menzil ve mutlak konfor, DS N°8'i mükemmel seviyede konforlu bir elektrikli araç haline getiriyor. Verimlilik noktasında son derece güçlü olan yeni DS N°8, WLTP döngüsünde 750 km ve otoyolda 500 km'yi aşan bir menzil sunuyor. 0,24 Cx'lik etkileyici bir sürüklenme katsayısına sahip olan yeni DS N°8'in her bir gövde parçası, aerodinamik yapısını en üst düzeye çıkarmak için rüzgar tünelinde test edildi. Yeni DS N°8, karizmatik tasarımı, aerodinamik hatları, öncü teknolojisi ve birinci sınıf konfor öğeleriyle dikkat çekiyor. Bu detaylar, yeni DS N°8'in temel yapı taşlarını oluşturuyor. Yeni DS N°8 ile birlikte DS Automobiles, yeni bir isimlendirme stratejisi ortaya koyuyor. Fransızca'da "numara" yazımının yaygın şekilde kullanımını temsil eden "N°", dillerin ötesine geçen bir zarafet ve zamansızlık sembolü taşıyor. Bu ifade yeni bir çağın başlangıcını simgeliyor. "°" ise zarafet ve uzmanlığı simgeleyen bir elmas ucu şeklinde tasarlandı. 350 HP'ye kadar güç üretebilen ve iki ya da dört tekerlekten çekiş sistemine sahip versiyonlarla sunulacak olan DS N°8, 2025 yılının ortalarından itibaren başta Avrupa'da olmak üzere kademeli olarak pazarlara sunulacak.

DS Automobiles, yeni amiral gemisi DS N°8 ile yeni bir isimlendirme stratejisi ortaya koyuyor. Bu yaklaşım, markanın mevcut ürün yelpazesi ile gelecekteki DS Automobiles modellerinin isimlerini birbirine bağlarken, rakam ifadesi olan "N°" isimlendirmesi ile daha cesur bir mantığı benimsiyor. Bu strateji, otomobilin arkasında tam olarak yazılan DS Automobiles ifadesinin yanı sıra N°8 imzasının yer alması ile hem marka ismine vurgu yaparken hem de marka ile model ismini yeterince ayrı konumlandırabilecek. Yeni "N°" isimlendirme stratejisinin tanıtımı, DS Automobiles için yeni bir model neslinin başlangıcını işaret ediyor ve önemli bir gelişmeyi vurguluyor. Buna ek olarak, otomobilin arkasındaki "°", DS Automobiles DNA'sına atıfta bulunarak bir elmas ucuna benzer bir tasarımı benimsiyor. DS N°8 ise DS 3, DS 4, DS 7 ve DS 9 modellerinin ardından yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. DS N°8, markanın sadece yüzde 100 elektrikli olacak şekilde tasarlanan ilk otomobili olarak öne çıkıyor.

DS Automobiles CEO'su Olivier François, "Sektörümüzün devrimden geçtiği bir dönemde, DS Automobiles elektrifikasyon stratejisini hızlandırarak ön saflarda yer alıyor. DS N°8 ile marka, Fransız Seyahat Sanatı ile sürdürülebilir ve tavizsiz mobilite sunarak enerji dönüşümünün bir parçası oluyor. DS Automobiles'in kadın ve erkek çalışanları DS N°8'i bu boyutta konumlandıracak malzeme ve teknolojiyi seçtiler" değerlendirmesinde bulundu.

DS N°8, DS Automobiles'in amiral gemisi olacak!

"8", DS Automobiles için yeni bir sayıyı ifade ediyor. "8"in sonsuzluk işaretine yakın şekli, uyumlu bir bütün oluşturmak için bir araya gelen denge ve huzuru yansıtıyor. DS N°8, karizmatik tasarımı, aerodinamik hatları, öncü teknolojisi ve birinci sınıf konfor öğeleriyle dikkat çekiyor. Bu detaylar, yeni DS N°8'in temel yapı taşlarını oluşturuyor. DS N°8 modeliyle birlikte DS Automobiles, SUV sınıfındaki araçların tasarımında devrim yaparak, müşterilerinin beklentilerini karşılamayı odağında tutmaya devam ediyor. DS Automobiles'in yeni premium tasarım dili, başarılı SUV Coupe konseptini şekillendiren temel özelliklere sahipken tamamen yeni bir tasarım yaratmayı başarıyor.

Zarif ve aerodinamik tasarım ile 750 km'lik elektrikli menzil!

Yeni DS N°8'in dış tasarımı en zarif SUV'ların dinamizmini yeniden yorumluyor ve tamamen elektrikli bir güç-aktarma sistemi ile yollara adım atıyor. DS AERO SPORT LOUNGE konseptinden esinlenen DS N°8, büyük Fransız otomobil tasarımında ilerici bir yaklaşım sergiliyor. Bununla birlikte yeni elektrikli DS Automobiles modeli, aero-verimlilik arayışına odaklanıyor. Bu verimlilik arayışı, gergin ve incelen çizgileriyle DS N°8'in tasarımına ilham veriyor. DS N°8, 1955'te tanıtılan DS, 1970'te piyasaya sürülen SM ve markanın 2014'teki kuruluşundan itibaren taşıdığı öncü ruhla tam bir uyum yakalıyor. Dış boyutları, DS N°8'e güçlü bir duruş ve mükemmel bir denge kazandırıyor: 4.82 m uzunluğa, 1.90 m genişliğe ve 1.58 m yüksekliğe sahip.

Yeni DS N°8'in geride konumladırılan ön camları ve daha alçak bir konuma yerleştirilen kaput tasarımı aerodinamiğe katkı sağlıyor. Böylece verimlilik noktasında son derece güçlü olan yeni DS N°8, WLTP döngüsünde 750 km menzil sunuyor. 0.24 Cx'lik rekor seviyedeki sürüklenme katsayısına sahip olan yeni DS N°8'in her bir gövde parçası, aerodinamik yapısını en üst düzeye çıkarmak için rüzgar tünelinde test edildi. Bununla birlikte ön tamponun alt kısmına, bataryayı soğutmaya yardımcı olan aktif hava girişleri yerleştirildi. DS Automobiles'in bu olağanüstü başarısı, otomobilin aerodinamiği ve markanın gelişmiş teknolojisi üzerine yapılan kapsamlı çalışmaların bir sonucu olarak öne çıkıyor. Aerodinami üzerinde yapılan tüm çalışmalar sayesinde WLTP'ye göre 60 km, otoyolda ise 75 km'lik bir menzil artışı anlamına geliyor. Bu teknik başarı, dış tasarımın estetiğinden hiçbir taviz verilmeden elde edildi.

Yeni DS N°8'in ön tasarımı, yüksek teknolojiyi yansıtıyor. DS Automobiles'in imzası niteliğindeki bu ışık tasarımı, ön tamponda dikey LED gündüz farları ile vurgulanıyor. Bu farlar, üst düzey görüş sağlayan DS PIXELVISION aydınlatma sistemiyle çevreleniyor. DS N°8'in ön tasarımında, ilk kez DS E-TENSE PERFORMANCE teknoloji laboratuvarında geliştirilen V formundaki dikey LED ışık imzası kullanılıyor. Bu ince ve genişletilmiş imza, tüm DS Automobiles modellerinde aynı doğrultuda dikey yapıda kendini gösteriyor ve otomobilin genişliğini ve statüsünü vurguluyor. DS N°8'in farları, iç mekan süslemelerinde kullanılan Clous de Paris desenini yansıtan üç yatay modülden oluşuyor. Ayrıca DS LUMINASCREEN aydınlatmalı ön ızgara, otomotiv dünyasına yenilik geritiyor. DS Automobiles logosu ilk kez seri bir üretim modelinde ışıklandırılırken, dikey aydınlatma çizgileri ile bu canlandırma destekleniyor.

Diğer taraftan, markanın kimliğini korumak için aracın arkasında "N°8" imzası ve altında "DS AUTOMOBILES" yazısı yer alıyor. DS N°8, DS Automobiles modelleri arasında arka tasarımdaki dikey ışık imzasını benimseyen ilk model olarak da öne çıkıyor. Doğrudan DS AERO SPORT LOUNGE'dan esinlenen bu tasarım, DS N°8'i geceleri 100 metreden daha uzaktan bile anında tanınabilir kılmak için ön taraftaki ikonik dikey imzayı yansıtıyor. Bu ayrılmış marka kimliği, marka ile model arasında net bir ayrım sağlarken, elektrikli geleceğe doğru bir ilerlemeyi de işaret ediyor. Yeni DS N°8'in oranları, SUV Coupe konseptini aşacak şekilde rafine edilirken SUV DNA'sına sadık kalındı. Yeni DS N°8'in arka çamurlukları verimliliği artıracak şekilde tasarlanırken üç boyutlu arka aydınlatma grubu aerodinamik akışı optimize etmek için dikey bir ışık imzası taşıyor.

Thierry Metroz, DS Automobiles Tasarım Direktörü, "DS N°8, her iki dünyanın en iyisini bir araya getiriyor; güçlü bir ön ve arka kimlik ile karizma ve fastback profilinin saflığında görülen zarafet, bagaj kapağına kadar uzanan akıcı ve kesintisiz bir tavan hattı ile vurgulandı. DS N°8 ile tasarımcılar SUV coupé'lerin evrimini öngörmüşler ve bu evrimi göz alıcı ve yüksek teknolojili bir ışık imzasına sahip verimli, zarif bir şekil ile ortaya koymuşlar" dedi.

Renklere gösterilen olağanüstü özen

DS N°8, yan tasarımda yer alan pürüzsüz ve duyusal yüzeyler ile önde ve arkada keskin ve belirgin hatlar arasında ince bir denge gözetilerek tasarlandı. DS AERO SPORT LOUNGE konseptinde olduğu gibi, çift tonlu renkte derin bir siyah renk kullanıldı. Bu renk, tavanın üzerinden başlayıp kaputa kadar devam ediyor ve ızgaraya kadar uzanıyor. Bu genişletilmiş çift tonlu renk, DS N°8'in tasarım karakterini ve zarafetini vurgularken, Fransız otomobil üretiminin şimdiye kadarki en parlak dönemini işaret ediyor. Çift renk tonuna sahip kaputun siyah yüzeyini oluşturmak için kullanılan "Paintjet" teknolojisi, seri üretim bir modelde dünyada ilk kez kullanılıyor. Uygulama süreci, fırınlama aşamasına gerek duymadan gerçekleşiyor ve bu da sera gazı emisyonlarını azaltıyor. DS N°8, beş renk farklı renk seçeneği ile yollara çıkacak. Bu seçenekler arasında Topaz Mavisi, Paladyum Gri ve Alabaster Beyaz olmak üzere üç yeni renk bulunurken, İnci Beyazı ve Perla Nera Siyahı da DS N°8'in renk seçenekleri arasında yer alacak.

DS N°8 "aero-verimlilik" için tasarlanmış bir siluete sahip

DS N°8'in silueti, bagaj üzerindeki spoylere kadar uzanan kesintisiz tavan çizgisi ile akıcı ve kesintisiz bir bir profil görünümü sunuyor. Bu spoyler, arkadaki hava akışını optimize ederek, WLTP'ye göre 12 km veya otoyolda 15 km'lik bir menzil artışı sağlıyor. DS N°8'in özenle tasarlanan gövde tasarımı hava akışına yardımcı oluyor. DS N°8, 2,90 m'lik uzun aks mesafesi ve 15,5 cm yerden yüksekliği sayesinde hava akışını optimize ediyor ve 750 km'ye kadar inanılmaz bir menzil sağlıyor. Ön kapılardaki elektrikli, gizli kapı kolları gövde rengiyle sunulurken, arka kapı kolları kapı direklerine entegre ediliyor.

Bununla birlikte "aero-verimlilik", ön tampona entegre edilen ve hareketli kanatçıkları olan kontrollü hava girişleri gibi yüksek teknoloji ürünleri ile destekleniyor. Soğutma amacıyla açılıp kapanan bu hava girişleri, geleneksel bir hava girişine göre yüzde 95'lik, rakip sistemlere kıyasla ise yüzde 40'lık bir aerodinamik kazanç sağlıyor ve bu da WLTP'ye göre 18 km veya otoyolda 22,5 km'lik bir menzil artışına denk geliyor. DS N°8 kaputu da yine enerji tüketimini optimize etmek amacıyla özellikle alçak konumlandırılıyor. 21 inçlik alaşım jantlar ise hafiflik ve sağlamlığı bir araya getirecek şekilde tasarlandı. Bununla birlikte ağırlıkları 20 inçlik jantlardan 6 kg daha düşük. Bu da konfor için kütlede önemli bir tasarruf sağlıyor.

DS N°8, Fransız seyahat sanatını yeni bir kimlikle somutlaştırıyor

Yeni DS N°8'in iç mekanı, DS Automobiles gösterge panelinin ana hatlarını ortaya koyuyor. Yat tasarımından esinlenen iç mekan tasarımının saflığı, yüksek teknoloji ve uzmanlık seviyesini mükemmel bir şekilde bir araya getiriyor. Bu uyum, DS Automobiles tasarımcılarının malzeme kullanımındaki becerilerini gösteriyor. Yeni DS N°8'in kapı içi döşemeleri, yolcuları sararak ses sistemi ve aydınlatmayı yenilikçi bir şekilde sunuyor. Muhteşem aydınlatma, havada süzülen orta konsolu vurgulayarak, sürücü ve yolculara huzurlu bir his kazandırıyor.

DS AERO SPORT LOUNGE konseptinden ilham alınarak tasarlanan koltuklar, "sarmalayan" yapılarıyla zarif bir tasarıma sahip olup, tamamen entegre kafalık içeriyor. Yüksek yoğunluklu köpük kullanımı ve ayarlanabilir yan destekleri, konforlu bir seyahat sunuyor. Bununla beraber ön koltuklarda masaj, havalandırma ve ısıtma özellikleri yer alıyor. DS Automobiles'in en güncel konsept otomobillerinden ilham alan X şeklindeki yeni direksiyon simidi şimdi DS N°8'de hayat buluyor. Tasarımı geleneksel kuralları yıkarken, mimarisi ve geliştirilmiş ergonomisi sürücüye sürüş keyfine katkıda bulunan yeni tutuş bölgeleri sunuyor. Tamamen yeni direksiyon simidi, ısıtma fonksiyonu sayesinde konfora katkıda bulunuyor.

Konsolun üst kısmı ana interaktif özelliklere ayrılıyor. "PRND" vites seçici, 'Sürüş Modu' seçici ve anında erişilebilen ses seviyesi kontrolü mükemmel bir erişim konforu sunuyor. Bu özellikler, mücevher gibi tasarlanmış ve galaksi şeklini anımsatan ince bir ışık animasyonu ile süsleniyor. Alcantara® ile kaplanan telefon saklama alanı ise değerli bir mücevher kutusuna benziyor. Bununla birlikte gizli saklama alanı ve kol dayamanın altında geniş bir alan yer alıyor. Alt kısımda ise iki adet çıkarılabilir bardak tutucu ve yine iki adet USB-C soketi yer alıyor. Konsolun yan kısımları ise, dokunulduğunda ve bacakla temas edildiğinde hoş bir hissiyat oluşturacak şekilde kaplandı ve dolgunlaştırıldı.

DS N°8 Dinamik Konfor Sunuyor

DS N°8, sürüş deneyimini geliştirmeyi amaçlayan en güncel teknolojilerle dinamik konforun mutlak şekilde yansıtıyor. DS N°8'in sunduğu seyahat sanatı, DS Automobiles tarafından tasarlanan ve geliştirilen özelliklerle şekillendiriliyor.

DS Automobiles Ürün Direktörü Agnès Tesson-Faget, "Markamızın yeni yüzde 100 elektrikli amiral gemisi DS N°8, sınıfında eşsiz elektrik verimliliği ve en yüksek seviyede güvenlik sunarken, dinamik sürüşten ödün vermeden mutlak konfor sağlıyor" dedi.

Yeni DS N°8, Stellantis Grubu'nun STLA Medium platformunu kullanıyor. Bu platformun uzunluğu ve genişliği 97,2 kWh kapasiteye kadar bataryaları barındıracak şekilde optimize edildi. Ayrıca bu platform DS Automobiles yeni amiral gemisinin 740 mm çapındaki büyük tekerleklerine de uyum sağlıyor. Batarya kapasitesi, dingil mesafesi ve büyük tekerleklerden oluşan bu kombinasyon pazarda benzersiz niteliklere sahip. DS N°8, yeni ön ve arka akstan, elektrikli teknolojisine uyarlanmış bir fren sisteminden ve markanın DNA'sı ile mükemmel uyum sağlayan şasi ayarlarından faydalanıyor. Yeni DS N°8 her zamankinden daha fazla dinamik konforu temsil ediyor.

375 HP'ye kadar güç ve 750 km menzil!

DS N°8'in NMC (Nikel-Manganez-Kobalt) bataryasının hücreleri, Stellantis'in kurucularından biri ve en büyük hissedarı olduğu bir ortak girişim olan ACC tarafından Billy-Berclau Douvrin'de (Fransa) tasarlandı ve orada ve üretiliyor. DS N°8'in elektrik motoru ise, grubun bir başka ortak girişimi olan NPE tarafından Trémery (Fransa) tesisinde tasarlandı ve üretiliyorüretildi.

DS N°8, 210 BG ve 350 HP güç üreten yeni yüzde 100 elektrikli güç-aktarma organı seçenekleriyle sunulacak. 350 HP güç üreten versiyon dört tekerlekten çekiş sistemi için iki elektrik motoruyla donatıldı. 350 BG güç üreten dört tekerlekten çekiş sistemine sahip versiyonda +25 BG (toplam 375 BG) ekstra güç sunabiliyor.
 
DS N°8 uzun menzilli batarya seçeneği ile sunulacak. Bu batarya 97,2 kWh net kapasiteye sahip. Dört tekerlekten çekiş sistemine sahip olan DS N°8, 12,9 kWh/100 km enerji tüketimi ile (standart WLTP döngüsü) 750 km menzile sahip. Ayrıca otoyolda (120 km/s sabit hızda) 500 km'nin üzerinde etkileyici bir menzil sunuyor.

Birinci sınıf performans sunan önden çekişli DS N°8, tasarımındaki dinamizmi haklı çıkartan bir 0'dan 100 km/sa hıza erişme performansına sahipken dört tekerlekten çekişli versiyonu 5,4 saniyede aynı hıza ulaşıyor. DS N°8, tüm motor seçenekleri ile 190 km/sa ile sınırlandırılmış maksimum hıza ulaşabiliyor. Bununla birlikte Premium otomobil dünyasında yeni bir mihenk taşı olan yeni DS N°8, sürücüsüne olağanüstü konforlu oturma pozisyonu ile üst düzey bir deneyim sağlıyor. Ayrıca, artırılmış gerçeklik teknolojisine sahip DS EXTENDED HEAD UP DISPLAY sanal gösterge paneli, hız veya takip edilmesi gereken yol gibi ilgili ve kesintisiz bilgileri sağlıyor.

DS N°8 ile daha kolay şarj ve daha kısa molalar

DS N°8, uzun yolculuklar sırasında duraklama sayısını ve süresini minimuma indiriyor. DS N°8, şarj edilmeden Paris'ten Lyon'a kadar 450 km'yi otoyolda gidebilen tek araç olma özelliğine sahip. Yüzde 20 ile yüzde 55 şarj seviyeleri arasında sabit 160 kW maksimum şarj gücü ve batarya ön ısıtma fonksiyonu sayesinde, hızlı şarj istasyonlarında yüzde 20'den yüzde 80 oranına kadar şarj seviyesine erişim 27 dakikada tamamlanıyor.

Daha kısa menzil gerektiren günlük yolculuklar için DS N°8, akıllı batarya yönetimi fonksiyonuna sahip 11 kW'lık bir dahili AC şarj cihazına (ilerleyen dönemde isteğe bağlı 22 kW seçeneği ile) sahip. Ayrıca DS N°8, ısı standart olarak sunulan ısı pompası sayesinde bataryalarının enerjisini korurken daha yüksek bir konfor seviyesi sunuyor. DS N°8'de sunulan 11 kW ve 22 kW'lık dahili şarj cihazları, harici bir elektrikli cihaza güç vermek için V2L (Araçtan Yüke) işlevselliği de sunuyor.

DS N°8, menzilini ve kullanım kolaylığını artıran özellikleri ile enerji konforunu temsil ediyor.

Birinci sınıf konfor sunan DS ACTIVE SCAN SUSPENSION, kamera destekli süspansiyon sistemi

DS N°8, standart olarak, ön camın üst kısmına yerleştirilmiş bir kameraya bağlı değişken sönümleme sistemi ile donatılıyor. Seviye sensörleri ve üç ivmeölçerle desteklenen bu sistem, yol yüzeyini birkaç milisaniye içinde analiz ediyor ve bilgileri, her bir tekerleği kontrol eden bir bilgisayara iletiyor. Bu mekanizma, amortisörün alt ve üst odası arasında (ya da tam tersi şekilde, amortisörün sıkıştırılması veya salınması gerektiğine bağlı olarak) yağın geçişini kontrol eden motorlu bir solenoid valfi aktive ediyor. Süspansiyon, yolun düzensizliklerine mükemmel ve gerçek zamanlı bir şekilde uyum sağlıyor. Bu da DS N°8'in inanılmaz bir yol tutuşu ve konfor sunmasını sağlıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Trendyol, 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan Yerli Malı Haftası kapsamında yerel üreticilere desteğini Yöresinden Ürünler programı ile sürdürüyor. Yöresinden Ürünler programı, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiş coğrafi işaretli ürünler başta olmak üzere yerli üretim ürünleri tüketicilerle buluşturarak Anadolu'daki yerel üreticilere ve sürdürülebilir kalkınmaya destek oluyor.
Ülkemizin topraklarında yetişen yerli ürünlere yönelik farkındalığın arttığı Yerli Malı Haftası, her yıl olduğu gibi bu yıl da yerel üreticileri desteklemek için bir fırsat yaratıyor. Yerli üretim ve tüketim bilincini oluşturmak için her yıl 12-18 Aralık'ta kutlanan Yerli Malı Haftası'na Trendyol da Yöresinden Ürünler programı ile katkı sağlıyor.
Trendyol'un Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) iş birliğiyle 2021 yılında başlattığı Yöresinden Ürünler programı, Anadolu'nun dört bir yanındaki yerel üreticilere dijital dünyada yeni bir alan açıyor. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiş coğrafi işaretli ürünlerin yanı sıra, yer fıstığından sabuna, iğne oyasından gül suyuna kadar yüzlerce yöresel ürün bu program sayesinde tüketicilere sunuluyor.
Yerel Üretim Ekosistemine Katkı
Trendyol'un yüzlerce coğrafi işaretli ürünün dahil olduğu Yöresinden Ürünler Programı Türkiye'nin 81 ilindeki milyonlarca tüketici ile yöresel ürünleri tek tıkla buluşturuyor.
Trendyol'un Yöresinden Ürünler butiğinde, Uşak'ın ev tarhanası, Bursa'nın Gemlik zeytini, Isparta'nın gül yağı gibi coğrafi işaretli ürünlerin yanı sıra, el emeği ve doğal malzemelerle üretilmiş yüzlerce yöresel ürün tüketicilerle buluşuyor. Yerli Malı Haftası kapsamında, Anadolu'nun zenginliklerine olan ilgi bir kez daha artarken, program yerel ekonomiye önemli bir katkı sağlıyor.
Global Pazarlara Açılan Kapı
Dijital fırsat eşitliği sağlama misyonuyla hareket eden Trendyol, Yöresinden Ürünler Programı ile hem yerel üreticilere destek oluyor hem de coğrafi işaretli ürünleri global pazarlara taşıyarak e-ihracat fırsatları yaratıyor. Böylece yerel üreticilerin gelirlerini artırmalarına ve işlerini büyütmelerine de fırsat sağlıyor.
Yöresinden Ürünler'e Trendyol mobil uygulaması veya internet sitesi üzerinden erişmek mümkün. Uygulamada "Hizmetlerim" alanında yer alan Trendyol Pozitif Etki logosuna ya da linke tıklayarak Anadolu'nun eşsiz zenginliklerini inceleyebilirsiniz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Lider tekno-güzellik şirketi L'Oréal Türkiye, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" Programı'nı 22 yıldır sürdürüyor. Bilimde cinsiyet eşitliğini desteklemek, bilim kadınlarının başarılarını görünür kılmak ve yeni nesillere ilham vermek amacıyla hayata geçirilen "Bilim Kadınları İçin" Programı'nda bu yıl Hacettepe Üniversitesi'nden Dr. Gülşah Merve Kılınç, antik DNA'ları inceleyerek ağız mikrobiyatasının evrimi ile günümüz hastalıkları arasında bağ kurmayı amaçlayan projesiyle ödüle layık görüldü.
"Dünyanın bilime, bilimin kadınlara ihtiyacı var" yaklaşımıyla L'Oréal Türkiye'nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü, Türkiye'nin en uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden olan 'Bilim Kadınları İçin' Programı 22 senedir devam ediyor. 40 yaş altı genç ve yetenekli bilim kadınlarının başarılarını taçlandırarak, onların projelerinin dünya çapında duyulmasına fırsat sağlayan "Bilim Kadınları İçin" programında bu yıl ödül kazanan 4 bilim kadını L'Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen ev sahipliğinde, 2017 yılında uluslararası arenada 'L'Oréal Uluslararası Yükselen Yetenek Ödülü'nü kazanan, Türkiye'de ilk uzay radyasyon testlerinin yapıldığı ODTÜ İVME-R'in müdürü Prof. Dr. Bilge Demirköz de onur konuğu olarak katıldığı bir törende tanıtıldı. Hacettepe Üniversitesi, Biyoinformatik Ana Bilim Dalı'ndan Dr. Gülşah Merve Kılınç, antik DNA ile insan ağız mikrobiyotasının ve genetik yapısının zaman içindeki değişimini inceleyen projesiyle 2024 yılı kazananlarından biri seçildi.
Antik DNA çalışmalarıyla tarih yeniden keşfediliyor
Türkiye'nin en gelişmiş İskelet Biyolojisi Laboratuvarı'na ve Human-G adlı Antik DNA Laboratuvarı'na sahip Hacettepe Üniversitesi'nde antik DNA ve popülasyon genetiği üzerine çalışmalarını sürdüren Dr. Gülşah Merve Kılınç, 2024 yılında L'Oréal-UNESCO Bilim Kadınları İçin programında ödül alarak başarılarına yeni bir boyut kattı.
Dr. Gülşah Merve Kılınç, Neolitik dönemin beslenme dönüşümünün ağız mikrobiyotasına etkilerini genetik veri ve popülasyon genetiği analizleriyle incelemeyi amaçlayan projesinde, bu dönüşümün insan ağız mikrobiyatasını nasıl etkilediğini araştırıyor. Proje, sağlıklı insanların ağız mikrobiyatasının evrimini, 6000 yıl önce ve 1000 yıl önce Anadolu'da yaşamış insanların diş ve diş taşlarından elde edilen antik DNA üzerinden inceleyerek, Anadolu'da yaşanan beslenme değişimlerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini aydınlatmayı hedefliyor. Elde edilen bulgularla günümüzdeki ağız mikrobiyatasının evrimi ve günümüzdeki hastalıklarla bağlantısına katkıda bulunulması amaçlanırken, aynı zamanda hastalıkların kökenlerini anlamak ve gelecekte tedavi yöntemleri geliştirmek için de temel oluşturuyor.
Dr. Gülşah Merve Kılınç projesini ve 'Bilim Kadınları İçin' Programı'nı şu sözlerle anlatıyor: "Antik DNA, canlı olmayan biyolojik materyallerden elde edilen genetik bilgilerdir. Antik DNA alanı 2022 yılında Nobel Ödülü'ne konu olmuş, son yılların en parlak araştırma alanlarından biridir. Ağız mikrobiyatasının Anadolu'da Neolitikleşme süreçlerinin sonucunda nasıl değiştiğine dair bu projemiz ise dünyada bir ilk olacaktır. Bu ödül sayesinde laboratuvarımızda hali hazırda yürümekte olan daha büyük ölçekli antik DNA araştırmalarının bir parçasını tamamlayabileceğiz. Buna ek olarak üreteceğimiz sonuçlar yeni proje fikirlerinin doğmasına da olanak sağlayacak. L'Oréal Türkiye'nin de desteği ile bu projeyle hem genç bilim insanlarına hem de bilim insanı adaylarına ilham olmayı çok isterim"
Kılınç, Türkiye'deki ilk 'antik DNA' araştırmalarına katılıyor
Dr. Gülşah Merve Kılınç, 1987 yılında Ankara'da doğdu. Lise yıllarında biyolojiye olan ilgisi, onu Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden lisans derecesi ile mezun olmaya yönlendirdi. Ardından, Bilkent Üniversitesi'nde Moleküler Biyoloji ve Genetik alanında bütünleşik doktora programına tam başarı bursuyla kabul edildi. Doktora sürecinde, sağlıklı insanlarda görülen genetik varyasyonların karakterize edilmesi üzerine araştırmalar gerçekleştiren Kılınç, evrimsel güçler ve genetik çeşitliliğin izleri konusundaki merakını ODTÜ'deki antik DNA ekibine katılarak geliştirdi. Bu adımla çok sayıda bilim insanı ile Türkiye'de ilk 'antik DNA' araştırmalarını yürütmeye başladı.
Doktora sonrası dönemde, EMBO Bursu ile Uppsala Üniversitesi'nde çalışmalarını sürdüren Kılınç, daha sonra Stockholm Üniversitesi'nin antik DNA ekibine katılarak 1000 Antik Genom Projesi'nde görev aldı. Geçtiğimiz on yıl boyunca, çeşitli ulusal ve uluslararası araştırma ekipleriyle birlikte paleogenetik yöntemler kullanarak insan popülasyon genetiği üzerine önemli çalışmalar yürüttü.
Bugün, Hacettepe Üniversitesi, ODTÜ ve Mersin Üniversitesi'nden bilim insanlarıyla birlikte kurduğu antik DNA araştırma grubu ile projelerine devam etmektedir. Dr. Gülşah Merve Kılınç, bu yıl ödül kazanan 4 bilim kadını arasında olmasının araştırma ekibi ile yürüttüğü çalışmaların, birlikte ürettikleri soruların ve yaklaşımların katkısının büyük önem taşıdığını belirtiyor.