Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Doğuş Teknoloji sürdürülebilirlik konusundaki taahhüdünü bir adım ileriye taşıyarak, ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınladığını duyurdu. Bu rapor, şirketin sürdürülebilirlik çalışmalarını ve gelecekteki hedeflerini paylaşmayı amaçlıyor.
Rapora ilişkin Doğuş Teknoloji'nin Teknoloji Operasyonları ve Siber Güvenlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik İnisiyatif Lideri Eray Gözener yaptığı açıklamada, sürdürülebilirliğin önemine vurgu yaparak, şirketin toplumsal gelişime katkı sağlama amacıyla gelişen teknoloji ve teknoloji entegrasyonu konusundaki vizyonunu paylaştı. Gözener, "Başarılı ve iklim odaklı küresel politikaların hız kazandığı günümüzde, teknolojik dönüşümün yanı sıra riskleri doğru şekilde yöneterek küresel düzeydeki rekabetçiliğimizi mutlaka artırmamız gerekiyor" dedi.
2020 yılında, tamamı gönüllülerden oluşan Sürdürülebilirlik İnisiyatifi ile Doğuş Teknoloji, global düşünceyi benimseyerek yerel eylemler gerçekleştiren "Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları" doğrultusunda 5 odak alanı belirledi.
Sürdürülebilir Kalkınmada 5 Odak Alanı
"Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından" 5'ini odağına almış olan Doğuş Teknoloji; toplumsal cinsiyet eşitliği, sorumlu üretim ve tüketim, nitelikli eğitim, iklim eylemi, sanayi, yenilikçilik ve alt yapı konularında çalışmalarını sürdürüyor.
Bu doğrultuda Doğuş Teknoloji ilk olarak, sürdürülebilirlik yönetim modelini uygulamaya aldı. Bu model, sürdürülebilirlik hedeflerini şirketin iş stratejisiyle bütünleştirmeyi ve sürekli iyileştirmeyi hedefliyor. Kurgulamış olduğu geniş katılımlı iletişim süreci ile paydaşlarla etkileşim artırıyor, sürdürülebilirlik hedeflerini ve ilerlemelerini paydaşlarıyla aktif bir şekilde paylaşmayı taahhüt ediyor. Sürdürülebilirlik performansını ve hedeflerini detaylı bir şekilde analiz eden sürdürülebilirlik gelişim raporunu da yayınlayan şirket, web sitesinde sürdürülebilirlik hedefleri, projeleri ve paydaşlara yönelik bilgilendirici içerikler de sunuyor.
Yenilikçi Bakış Açısı
Doğuş Teknoloji sürdürülebilirlik çalışmaları, kültürünün merkezinde yer alan "yenilikçilik" bakış açısıyla şekilleniyor. Bunun yanında iş ortaklarıyla birlikte sürdürülebilirlik odaklı projeler geliştirerek sektördeki en iyi uygulamaları paylaşmayı hedefliyor.
Eray Gözener, sürdürülebilirlik projelerine ilişkin ek değerlendirmelerde de bulundu. Genel Müdürlük binasında elektronik atıkların toplanıp bağışlanmasına yönelik TÜBİSAD ile iş birliği yaptıklarını ayrıca, Green IT olma hedefiyle 2022 yılında Doğuş Otomotiv'in yatırım yaptığı güneş enerji panelleri ile Şekerpınar Veri Merkezi'nin enerji dönüşümünü gerçekleştirdiklerini ve veri merkezinin elektriğinin tamamını güneş enerji panellerinden sağladıklarını belirtti. Bu alanda çalışma yapan tek teknoloji şirketi olmaktan mutluluk duyduğunu da ekleyerek, çalışanların farkındalığını artırmak için kurumsal sürdürülebilirlik eğitimleri ve farkındalık çalışmaları yürüttüklerini söyledi.
Doğuş Teknoloji sürdürülebilirlik raporu, sürdürülebilirlik alanındaki taahhüdünü ve gelecekteki hedeflerini duyururken, sürdürülebilirlik çalışmalarını sürekli olarak iyileştirmeye ve paydaşlarıyla iş birliği yapmaya devam edeceğini de vurguluyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
40 yılı aşkın tecrübesiyle Türkiye UPS sektöründe yeniliklere her zaman öncülük eden İnform Elektronik, yeni nesil teknolojinin ürünü olan Solutio UPS ile işletmeler için güvenilir, temiz ve kesintisiz enerji sağlarken sürdürülebilir bir geleceğe doğru adım adım ilerliyor.
Güç ve verimliliğin ismi Solutio
Yüksek güvenliği, sağlam yapısı ve yüksek çıkış Güç Faktörü ile daha fazla güç sağlayan, kusursuz ve estetik tasarıma sahip Solutio UPS, kritik yükler için güvenilir, temiz ve kesintisiz enerji sağlıyor. Minimum alanda maksimum güç yoğunluğu ve maliyet tasarrufu sağlayan Solutio, kullanım sürekliliği, rakipsiz işletim verimliliği, minimize edilmiş kurulum alanı ihtiyacı, en aza indirgenmiş elektrik altyapı maliyetleri (kablo, trafo, jeneratör), düşük soğutma giderleri sayesinde optimize edilmiş toplam sahip olma maliyeti ile hızlı yatırım getirisi sağlıyor. Kesintisiz ve temiz enerji ihtiyacında, Türkiye'nin ve dünyanın en büyük ve güvenilir çözüm ortağı olmayı ve bu alanda kaliteden ödün vermeden ilerlemeyi kendine ilke edinen İnform, Ar-Ge Merkezi’nin hayata geçirdiği projelerinde enerji verimliliği yüksek, yönetilebilir çözümler sunuyor.
Solutio, en yeni teknolojilerle performans ve güvenliği artırırken enerji kalitesi sorunlarına karşı mükemmel koruma sunuyor. Kullanıcı dostu arayüzü ve dokunmatik ekranı sayesinde kullanımı ve kontrolü kolaylaştırıyor. Yüksek performansı estetik tasarım ile taçlandıran Solutio UPS ve CE sertifikalarına sahip olmasının yanı sıra kalitenin ve yeniliğin adı olan İnform’un üretim bandında en son teknoloji ile üretiliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, uçtan uca dijital deneyimle müşterilerinin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Vodafone'lu olmak isteyenler e-Devlet üzerinden hat başvurusunda bulunabildikleri gibi, kişisel dijital asistan TOBi'den de destek alabiliyorlar. Ayrıca, "Tıkla Gel Al" teslimat seçeneğiyle online'dan başvurularını yapıp istedikleri Vodafone mağazasından SIM kartlarını beklemeden teslim alabiliyorlar.
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, şunları söyledi:
"Vodafone olarak, her şeyin hızla dijitalleştiği dünyamızda müşterilerimizin dijital yol arkadaşı olmayı hedefliyoruz. Dijitalleşmenin hız kazanmasıyla müşteri davranışları da değişti. Dijital teknolojilere ve online platformlara ilgi arttı. Numara taşıma ve hat başvurusu işlemleri için dijital kanallara talebin arttığını gözlemliyoruz. Bu tespitten hareketle, uçtan uca dijital müşteri deneyimi hedefimiz doğrultusunda müşterilerimize hat başvurusu ya da numara taşıma işlemleri için e-Devlet'ten başvuruda bulunma imkânı sunuyoruz. Müşterilerimiz kişisel dijital asistanımız TOBi'den de destek alabiliyorlar."
Her 3 müşteriden 2'si e-Devlet ile onayladı
Vodafone müşterileri önce vodafone.com.tr üzerinden istedikleri tarifeyi seçiyor ve kişisel bilgilerini bırakıyor. Kimlik ve başvuru onay yöntemi olarak e-Devlet Kapısı'nı seçiyor. İnternet bankacılığı şifresiyle e-Devlet Kapısı'na giriş yaparak başvurusunu onaylıyor. SIM kartını teslim aldıktan sonra Vodafone Yanımda uygulamasına giriş yaparak sözleşmelerini onaylayıp SIM kart aktivasyonunu gerçekleştiriyor. SIM kart aktivasyonu sonrasında ise yeni hat başvurusu yaptıysa hemen, numara taşıma başvurusu yaptıysa 2-3 gün içinde Vodafone'lu oluyor. Nisan ayından bu yana "SIM kartım kapıma gelsin" seçeneğini seçen her 3 müşteriden 2'si e-Devlet ile onaylama seçeneğini seçti. e-Devlet üzerinden başvurularını onaylayan müşterilerin %96'sı Vodafone Yanımda uygulamasında aktivasyonlarını tamamladı.
TOBi en uygun tarifeyi öneriyor
Vodafone müşterileri, internet sitesinde tarife seçerken kararsız kalırlarsa, kişisel dijital asistan TOBi'den destek alabiliyorlar. TOBi hem kısa bir anketle müşterinin beklentisini aldıktan sonra Yapay Zekâ yardımıyla onun için en uygun tarifeleri öneriyor, hem de müşterinin sorularına cevap veriyor. Müşteriler vodafone.com.tr'yi ziyaret ederek ya da Vodafone mağazalarındaki QR kodunu okutarak TOBi ile konuşmaya başlayabiliyorlar.
Faturalı yeni müşterilerin %32'si dijitalden
Vodafone müşterileri, "Tıkla Gel Al" teslimat seçeneğiyle online'dan başvurularını yapıp istedikleri Vodafone mağazasından SIM kartlarını beklemeden teslim alabiliyorlar. Müşteriler, dijital kanaldan hem faturalı hem de faturasız hat başvurusunda bulunabiliyorlar. Faturasızda sadece "Mağazadan teslim al" seçeneği sunuluyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Güvenlik ve iş zekâsı lideri Securitas Technology'nin bulut üzerinden yönetilebilen, yeni nesil video izleme çözümü, daha düşük işletme maliyetleriyle daha fazla özellik sunuyor. Çözüm sayesinde lokaldeki kamera görüntüsü, güvenli bir şekilde internet üzerinden aktarılarak depolanıyor. Arşivlenmiş görüntülere istenen zamanda, istenen yerden erişme imkanı sağlanırken, işletmenin içindeki kayıtlar hasar görse ya da kaybolsa bile, bulut mimarisinin sunduğu tam güvenli yapı nedeniyle kayıtlara sorunsuz bir şekilde ulaşabilmek mümkün oluyor. Yeni nesil çözüm ile, Securitas Technology'nin Türkiye pazarına sunduğu Avigilon Alta (AVA) marka kameraların yanı sıra ortamdaki mevcut ancak farklı markalardaki kameralar da bulut yapısına dahil edilebiliyor.
Montajı dakikalar içinde yapılan kameralar, ücretsiz olan mobil uygulama üzerinden bulut yapısına dahil ediliyor. Son kullanıcı, 36 ay ve 60 ay aylık hizmet seçeneklerinden dilediğini tercih ederek mobil veya web uygulaması üzerinden cihazlara erişebiliyor. Aylık hizmet seçeneklerinde standart 30 gün kayıt hizmeti olan çözümde, kayıt süresi istenirse 4 aya kadar uzatılabiliyor.
Kayıtlar hem kamera üzerindeki hafıza kartına hem de bulut sistemine kaydediliyor. Böylelikle internet erişiminde sorun olması durumunda sistem üzerindeki hafıza kartına kayıt yapmaya devam ederek kesintisiz hizmet sunuyor.
Video analiz özelliği ile mobil uygulama üzerinden anlık alarm takibi…
Yeni nesil çözümün en önemli faydalarından biri de beraberinde gelen video analizler. Kullanıcının alarm oluşmasını istediği video analiz senaryoları kurulup, mobil uygulama üzerinden akıllı alarm bildirimi alınabiliyor. Olay anına ilişkin geçmiş veya canlı görüntüler izlenebiliyor. Örneğin; çevre güvenliği konusunda sınır ihlal analizi ve başı boş dolaşma analizleri ile istenmeyen bir olay gerçekleşmeden tesis güvenliğinin sağlanmasına imkân tanıyor. Kullanıcının lokasyona gitmesine gerek kalmadan sorun çözülebiliyor.
Ayrıca otopark alanında boş araç park yeri analizi yaptırarak çalışanların ve ziyaretçilerin otoparklardan daha fazla verim almasını sağlamış oluyor. Seçilen kamera modeli üzerinde bulunan ses algılama sensörü ile tesis içinde ani ses yükselmesini tespit edip istenmeyen bir olayı engelleyebiliyor. Başka bir örnek ise dış ortam kamera kullanarak bir tesise giren aracın plakasını algılayıp, entegre olarak çalışan yine bulut tabanlı geçiş kontrol sistemleri ile aracın tesis içine girişini takip altına alabiliyor. Üstelik tüm bu uyarı ve alarmlar, ücretsiz olarak mobil telefona yüklenecek program sayesinde, anında olayı görüntülemeyi ve bilgilendirmeyi sağlıyor.
Perakende analizleri ile mağazalardaki operasyonel verimliliği artırıyor. Çözüm, kamera üzerinde ısı haritası, kişi sayma, demografik analizleri yapıyor. Örneğin; perakende mağazası içindeki müşteri yoğunluğunu analiz edebiliyor, müşterilerin mağaza içinde en çok hangi rafların önünde dolaştığını sıcaklık analizi ile raporlayabiliyor. Sistem üzerinde yer alan detaylı arama özelliği sayesinde, geriye dönük kayıtlardan gün içerisinde mağaza içerisinde dolaşan kişilerin detaylı (cinsiyet, kıyafet renk gibi) analiz raporlarını alabiliyor.
Bulut video izleme, video analiz ihtiyacı olan dağınık yapılar için ideal çözümü sunuyor. Çözüm, perakende, lüks konut, üretim tesisleri gibi pek çok projede kullanılıyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Üretim merkezi Rize Ardeşen, paketleme merkezi Elmalık Köyü'nde bulunan Türk çay markası Lazika bu yıl çay hasadını iki katına çıkartarak, 40 ton el ile toplanmış çay almayı hedefliyor. Lazika, Karadeniz Bölgesi'ndeki kadın istihdamına da katkı sağlıyor. Kadınların, iş gücünün önemli bir kısmını oluşturduğunu belirten Lazika Kurucu Ortağı Emre Erçin, Lazika ekibinin yüzde 90'ının kadınlardan oluştuğunu söylüyor.
Çaya hak ettiği değeri vermek ve Anadolu'dan bir dünya markası çıkarmak üzere yola çıkan Türk çay markası Lazika, mayıs ayında çay hasadına başladı. 2022 yılı hasadında 19 ton el ile toplanmış çay alan Lazika'nın bu yılki hedefi bu rakamın iki katına çıkarak, 40 ton el ile toplanmış çay almak ve işlemek.
Sürdürülebilir tarıma önem veren ve çaya sahip çıkmak misyonuyla yola devam eden Lazika'nın bu yıl çay bahçeleri 14 dönüme ulaştı. Katma değerli ürün sunmak için katma değerli ürüne yatırım yaptıklarını söyleyen Lazika Kurucu Ortağı Emre Erçin, bölgedeki kadınların topladığı el ile toplanmış daha kaliteli 2,5 yaprak yeşil çay için üç buçuk kat fazla fiyat ödediklerini ve lezzetten ödün vermediklerini belirtiyor.
Kadın istihdamına katkı
Hasadın, bölgedeki kadın istihdamı açısından da çok değerli olduğunun altını çizen Emre Erçin, “Kadınlar iş gücümüzün önemli bir kısmını oluşturuyor; ekibimizin yüzde 90'ı kadınlardan oluşuyor. Operasyonumuzun neredeyse tamamı (üretim, AR-GE, paketleme, sevkiyat) bölgede yürütülüyor. Lazika yeşil çaylar Karadeniz Bölgesi'nde 460'ın üzerindeki kadın tarafından mayıs ayında ilk hasatta elle toplanan 2,5 yapraklardan elde üretiliyor. Bazı ürünlerimizin paketlerinde tercih edilen bez ambalajlar da bölgedeki günlük işin az olduğu kış aylarında bölgedeki kadınlar tarafından elle dikiliyor. Ana tedarikçilerimiz arasında da birçok kadın girişimci yer alıyor ve markanın gelişimine katkı sağlıyor” diyor.
2023 ihracat hedefi 1,5 milyon dolar
Lazika'nın iç pazardaki yerinin her sene arttığını, siyah ve yeşil çayın yanı sıra fonksiyonel bitki ve meyve çaylarıyla herkese hitap edebilecek çay çeşitleri ürettiklerini belirten Emre Erçin, “2023'te ihracat hedefimiz ise yeni ülkelerin de katılmasıyla beraber 1,5 milyon dolar” diye ekliyor. Lazika çaylar Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, Avusturya, Amerika, İngiltere, UAE, Avustralya, İsrail, Çek Cumhuriyeti, İsviçre, Azerbaycan olmak üzere 13 ülkeye ihraç ediliyor.
Doğru demleme yöntemiyle Türk çayı dünyayla rekabet edebilir
Türk çayının dünyaya yeterince tanıtılamadığını söyleyen Emre Erçin, “Tarladan itibaren çaya sahip çıkmak, doğru üretimi, hasadı, toplama teknikleri, çay çeşitliliğinin artırılması, dünya çay trendlerine uygun ürün ve üretim yapılması gerekiyor. Dünyada rekabetçi olabilmek için ambalajından ürün içeriğine dünyadaki trendlere yakınlaşmak şart. Lazika olarak Türk çayının demleme kalite standardını anlamak üzerine bir Ar-Ge projesi yürütüyoruz. Bu projede, Türk çayının kaliteli demleme kriterlerini araştırıyoruz. Türk çayına geleneksel tadını veren ana unsur demleme yöntemidir ve Türk tipi çay demleme bir seremonidir. Dolayısıyla bu seremoniye sahip çıkmak, Türk çayını dünyaya bu şekilde tanıtmak gerekiyor” diyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dekogroup ve Aldağ A.Ş. proje ortaklığıyla düzenlenen Four Essentials Mühendislik Toplantısı, 2 Mayıs 2023’te Çırağan Palace Kempinski’de, “Mekanik Tesisat; Sürdürülebilirlik, Tasarruf ve Deprem Gerçeği” temasıyla gerçekleşti. Four Essentials 2023, mekanik tesisat ve inşaat sektörünün dört bileşeni olan; yatırımcı, tasarımcı, yüklenici ve tedarikçileri bir araya getirdi. Yoğun bir katılıma sahne olan organizasyonda açılış sunumunun ardından etkinliği düzenleyen Dekogroup kurucusu Evren Demirci ve Aldağ A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Rebii Dağoğlu’nun katıldığı açılış paneli yapıldı. Dağoğlu’na 6 Şubat depremlerinin ardından Aldağ’ın kurumsal tavrı, yeni hizmete açılan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesi ve Türkiye ekonomisinde yakın gelecekteki gelişmeler hakkında öngörüleri soruldu. Rebii Dağoğlu özetle şunları söyledi.
Bir doğal afet yaşandığı zaman, yapılması gereken şeyler az çok bellidir. Bir taraftan bu hazırlıkları yaparken, bir taraftan da gerekli birimlerle hızlıca irtibata geçmeniz lazım. Sonuçta doğru yönlendirilmeniz lazım ki, yapılan yardım fayda sağlasın. Biz depremin ikinci günü 3 yardım tırını organize ettik. Belirli STK'larla birlikte hareket ettik. Bunun yanı sıra İstanbul merkez, Akhisar fabrika ve bölge müdürlüklerindeki tüm çalışanlarımızı Kızılay'la koordineli olarak kan bağışına yönlendirdik. Depremzede ailelere İstanbul'da çeşitli adreslerde barınma imkânı sağladık. Hem devlet hem de sivil kurumlara maddi katkıda bulunduk.
Deprem bölgesine yaptığı ziyaretle ilgili soruları da yanıtlayan Dağoğlu; Deprem bölgesine şu ana kadar üç ziyaret gerçekleştirdiğini, ilk iki ziyarette durumun çok daha sıkıntılı olduğunu, son ziyaretinde ise tüm depremzedelerin çadırlara yerleştiğini ve güzel havanın da etkisiyle morallerin yüksek olduğunu, buna bağlı olarak depremzedenin olumlu ruh halinin kendisine de yansıdığını, depremzedeler yeni konutlarına geçene kadar bölgeye ziyaretlerinin devam edeceğini söyledi.
İUFM Türkiye’nin, bu projede ve bu kapsamda yer almak da bizim gurur kaynağımız
Four Essentials organizasyonundan iki hafta önce 17 Nisan tarihinde açılışı yapılan İstanbul Finans Merkezi (İFM) ile ilgili bir soruyu Dağoğlu şu ifadeler ile cevapladı;
“İstanbul’un bölgesel ve küresel bir finans merkezi olmasını hedefleyen, yaklaşık 3,4 milyon metrekare alan üzerine kurulan İstanbul Finans Merkezi (İFM) Projesi; Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası gibi kamu bankaları, SPK ve BBDK gibi kamu kurumları, Borsa İstanbul ile Türkiye Sigorta Genel Merkezi'ni bünyesinde barındıracak. Ayrıca ofis alanları, AVM, kongre merkezi, akademi ve eğitim merkezi, rekreasyon ve idare binaları, beş yıldızlı bir otel ve ibadet alanları bu kompleks içerisinde yer alacak.
Ülkemizin uluslararası finans piyasalarında sınıf atlamasına olanak sağlayacak, böylesine geniş kapsamlı, modern ve üst düzey teknik özelliklerle donatılmış, Türkiye'nin prestijli projesinin %90'ınında bu sektörün yerli ve milli markası ALDAĞ ürünlerinin tercih edilmesi bizim için bir gurur vesilesidir.”
Sanayici önünü görebiliyorsa tedbirini alır
Türkiye’de seçim sonrasında dahi mevcut ekonomi politikalarından çok keskin bir dönüş beklemediğini belirten Rebii Dağoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Mevcut programın içinde bazı revizyonlar yapılabilir. Ancak büyüme odaklı politikalarda hız kesilmeyecek. Türkiye'ye ciddi bir döviz girişi var, orası net, ancak döviz girişinin kurumsal ve sistematik bir hale getirilmesi gerekiyor. Yapısal reformlara ağırlık verilmesi ihtiyacı çok net olarak gözüküyor. Sürdürülebilir ve öngörülebilen bir ekonomik büyümenin ortaya konulması önemli. Ancak olumlu olan bir şey şu ki, bankaların ve özellikle kamu bankalarının bilançoları 20 yıl öncesine göre çok daha iyi durumda. Bu da hiç şüphesiz kamunun elini güçlendiren bir etkendir. Enflasyonun bir süre daha yükselmeye devam edeceğini ama hız keseceğini düşünüyorum. Döviz kuru için de aynı şeyi söyleyebilirim ama şahsen dövizdeki bir miktar yükselişten endişe etmiyorum. Gerekli rezervlerin olduğunu düşünüyorum. Sanayici önünü görebiliyorsa tedbirini alır.”
Etkinlik programı Aldağ Paneli ile devam etti. Prof. Dr. Birol Kılkış, Aziz Erdoğan ve Hamit Mutlu’nun katıldığı panelde, Aldağ A.Ş. Danışmanı Prof. Dr. Birol Kılkış, “Küresel Isınmanın 4 X 4 Bileşeni” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda mekanik ve inşaat sektörünün sürdürülebilirlik, enerji tasarrufu ve akılcı kullanımı ile deprem gerçeğinde tasarımcı, yüklenici, yatırımcı ve tedarikçi bileşenlerine koşut olarak enerji ve ekserji, çevre, ekonomi ve insan dörtlü bileşeninin oluşturduğu üç boyutlu matris ve deprem boyutu ile küresel ısınmaya olan tümcel etkileri irdelendi. Ekonomide ise Pareto ekonomisinin yerine Karno çevrimine evrildiği yeni bir ekonomik model tanıtıldı. Etkinlik alanında yer alan Aldağ info standı da sektör profesyonellerinin ilgi odağı oldu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Anadolu Sigorta, gençlerin iş hayatına atılmalarına ve pandemi döneminin olumsuz etkilerinden sıyrılarak istihdama katılmalarına yardımcı olmak için hayata geçirdiği "Genç Anadolu" projesine yeni dönemde de devam ediyor. Proje kapsamında yükseköğretim kurumlarının sigortacılık ile bankacılık ve sigortacılık, risk yönetimi ve aktüerya gibi ilgili bölümlerinden mezun veya yakın zamanda mezun olacak gençlere acentelik imkanı veriliyor. Sigortacılık deneyimi olan ancak acenteliği bulunmayan 35 yaş altı gençlere yönelik projede, başvurular arasından genel yetenek ve değerlendirme süreçleri sonucunda seçilecek adaylar çeşitli eğitimler alıyor. Anadolu Sigorta, program sonunda başarılı olanların acente kuruluş giderlerine katkı sağlıyor.
Genç Anadolu projesi ile ilgili açıklama yapan Anadolu Sigorta Genel Müdürü Z. Mehmet Tuğtan : "Türkiye'nin en köklü sigorta şirketi olarak, gençlere yönelik projeler gerçekleştirmek en öncelikli misyonlarımızdan birini oluşturuyor. Attığımız her adımda gençleri dinliyor, onların vizyonlarından ve bakış açılarından besleniyoruz. Projelerimizle de hayatlarını kolaylaştırmaya, iş hayatına daha çok dahil olabilmelerine imkan sağlamaya çalışıyoruz. Genç Anadolu projesini de bu bakış açısının bir sonucu olarak 2021 yılında başlatmıştık. 2023 yılında da devam edeceğimiz bu projemizle, sektörümüzün geleceğinin teminatı olan gençlerimize acentelik mesleğinde hayalini gerçekleştirme fırsatı sunmaya devam edeceğiz" dedi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dell Technologies, 22-25 Mayıs tarihlerinde düzenlediği Dell Technologies World etkinliğinde pek çok yeni çözümünü tanıttı. Dell Technologies'in uç portföyündeki yenilikler, uç altyapısının dağıtımını ve güvenliğini kolaylaştırarak operasyonları iyileştiriyor ve ağ performansını artırıyor.
Dell Technologies, işletmelerin uç dağıtımlarını basitleştirip optimize etmelerine yardımcı olmak için tasarlanmış uç operasyonları yazılım platformu olan Dell NativeEdge'i kullanıma sunuyor. NativeEdge sayesinde müşteriler, uç konumlardan veri merkezlerine ve çoklu bulutlara kadar binlerce cihaz ve konumdaki uç operasyonlarını kolaylaştırabiliyor.
Project Frontier'in vaatlerinden birini yerine getiren Dell NativeEdge, geniş ölçekte güvenli cihaz ekleme, uzaktan yönetim ve çoklu bulut denetimi sağlayan sektörün tek uç operasyon yazılım platformu olarak karşımıza çıkıyor. NativeEdge, Dell'in uçtan uca portföyündeki çeşitli donanımlarla entegre edilerek, sıfır dokunuşlu dağıtım ve açık bir sistem tasarımıyla herhangi bir kurumsal uç kullanım senaryosunu gerçekleştirmek için özel olarak geliştirildi. Ayrıca yerleşik Sıfır Güven özelliklerine de sahip olan Dell NativeEdge, müşterilerin uygulamalarını ve altyapılarını tüm uç konumlarda koruyarak güvenlik riskini azaltıyor.
Dell Technologies Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Operasyonlardan Sorumlu Eş Başkanı Jeff Clarke, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Verilerin transferi karmaşık ve pahalı bir süreç olduğundan, yönetilmesi ve otomatikleştirilmesi zor dağıtık mimarilere yol açabiliyor. Müşterilerimiz uçta yeni iş yüklerini yönetmeye ve yapay zekâyı artırmaya çalışırken, uç teknolojiler ve uygulamalar ekosistemlerini yönetmenin ve güvence altına almanın daha basit ve etkili yollarını bulmak için Dell'e başvuruyorlar. Dell NativeEdge onları sürücü koltuğuna oturtuyor, böylece tüm uç varlıklarını tek bir çözümle yönetip basitleştirerek daha iyi deneyimler, ürünler ve sonuçlar elde etmelerine yardımcı oluyor.”
IDC'nin Uç Stratejileri Araştırma Direktörü Jennifer Cooke ise "Modern uç iş yüklerinin kullanım senaryoları çok çeşitli ve hızla artıyor, bu da daha karmaşık altyapı ortamlarına ve uç operasyonlara yol açıyor. Dell, müşterilerin uç operasyonlarını kolaylaştırmalarına yardımcı olmayı amaçlayan kapsamlı Dell NativeEdge, yazılımıyla bu karmaşıklığı ve uçta cihaz ve uygulama dağıtımının doğasında bulunan güvenlik sorunlarının çoğunu gideren yeni ve ilginç bir çözüm sunuyor" dedi.
Dell NativeEdge ile daha hızlı dağıtım ve tasarruf
Dell NativeEdge’in sunduğu avatanjları bir örnek üzerinden anlatmak gerekirse; büyük bir üreticinin çeşitli coğrafyalardaki çok sayıda üretim tesisinde paketleme ve sevkiyat operasyonlarını otomatize etmesi gerekebiliyor. Bu durumda IoT, veri akışı ve makine görüsü gibi birden fazla teknolojiyi birbirine bağlaması gerekiyor. Lokasyonlar arasında birden fazla yazılım uygulamasını çalıştırmak için özel cihazlara ihtiyaç duyuluyor. Uygulamaları çalıştırmak için altyapıyı test etmek ve dağıtmak aylar sürebiliyor. Üretici, Dell NativeEdge ile mevcut altyapısını kullanarak teknoloji yığınlarını birleştirebiliyor ve uç varlıklarını, uygulamalarını dağıtma süresini aylardan haftalara indirebiliyor. Platform, uç operasyonları kolaylaştırmak için otomasyon kullanıyor ve üreticinin, yeni uygulamaları merkezden tüm lokasyonlara hızlı ve güvenli bir şekilde sunmasına yardımcı oluyor.
Dell'in yaklaşık 100 büyük müşterinin katılımıyla gerçekleştirdiği bir çalışmada2, ortalama 25 tesisi olan tipik bir üretim müşterisi için NativeEdge destekli dağıtımların potansiyel ekonomik etkisi incelendi. Bir üretim müşterisinin, uç varlıklarının yüzde 75'ini yöneten NativeEdge'e yapacağı üç yıllık bir yatırımla şunları elde edebileceği gösterildi:
• Dell NativeEdge dağıtımlarında yüzde 130'a varan yatırımın geri dönüşü
• Yönetilen her bir uç altyapı varlığına ilişkin olarak cihazların devreye alınması için gereken sürede 20 dakikaya kadar azalma ve kurumsal riskte önemli bir düşüş sonucunda maliyet tasarrufu
• Hızlandırılmış uç varlık dağıtım süreleri ve sıfır dokunuş sayesinde uç operasyon maliyetlerinde azalma
• Saha destek sevkiyatlarına olan ihtiyacı azaltarak taşıma maliyetlerinde tasarruf, seyahat sürelerinin yanı sıra karbondioksit emisyonlarının 14 metrik tona kadar azaltılması
Farklı birçok sektörde faaliyet gösteren müşteriler, NativeEdge sayesinde benzer etkiler görebiliyor.
Yeni perakende uç çözümü, perakende mağazaları ve depolardaki operasyonları basitleştiriyor
Dell, inVia Robotics akıllı otomasyonlu yeni Dell Validated Design for Retail Edge ile de perakende uç çözümlerini genişletiyor. Çevrimiçi sipariş ve kapıda teslimat, perakendecilere daha fazla maliyet yükü getiriyor. Bu çözüm, mevcut depo ve perakende alanını mikro işleme merkezlerine dönüştürerek perakende çalışanlarının toplama, paketleme, sevkiyat ve teslimatta daha verimli olmalarına yardımcı olmak için yazılım ve otomasyon kullanıyor. Perakendeciler, verilerin üretildiği perakende noktalarında yönetilmesi kolay teknolojiyle, çalışanlarına perakende noktalarında daha verimli yol/yön bulma ve sipariş toplama olanağı sağlayarak sipariş işleme sürelerini ve çalışan verimliliğini önemli ölçüde artırabiliyor.
Önceden test edilmiş, onaylanmış ve Dell destekli altyapı çözümü, verimli dağıtım, yönetim ve destek için uç perakende BT ve uygulamalarını tek bir altyapı yığını üzerinde konumlandırıyor. Müşteriler bu çözümü Linux, Microsoft Azure Stack HCI ve VMware Edge Compute Stack dâhil olmak üzere birleşik yönetim seçenekleriyle Dell PowerEdge sunucularında dağıtabilecekler. Bu çözüm müşterilere, akıllı perakende otomasyonuna giden basitleştirilmiş ve esnek bir yol sunuyor.
Bağlantı, verimlilik ve küresel destek uç operasyonları basitleştiriyor
Fortune 100 şirketlerinin yüzde 81'i Dell’in uç çözümlerini kullanıyor. Dell, müşterilerin uç operasyonlarını basitleştirmelerine ve daha fazla değer elde etmelerine yardımcı olmak için sürekli olarak portföyünü yeni çözümler ve yeteneklerle güçlendirmeye devam ediyor:
• Dell Private Wireless with Airspan and Druid, işletmelere uç konumlara dağıtılmış cihaz ve sensörler gibi binlerce uç teknolojisi için güvenilir, güvenli kablosuz bağlantı sağlayan onaylanmış bir özel kablosuz çözümdür. Dell Özel Kablosuz Programı'nın bir parçası olan bu çözüm, uç noktadaki işletmeler için özel kablosuz bağlantı seçeneği sunuyor. Çözüm, kurumsal BT ve operasyonel teknoloji (OT) sistemlerine kolayca entegre edilebiliyor, kişiye özel uygulama ve uçtan uca yönetim ve destek içeriyor.
• Dell anahtarlarındaki ölçeklenebilir, açık kaynak tabanlı bir ağ işletim sistemi olan Enterprise SONiC Distribution by Dell Technologies 4.1, daha iyi yapı görünürlüğü, güvenlik ve performans sağlayan Kullanıcı Konteyner Desteği (UCS - User Container Support) ve akış telemetrisi dâhil olmak üzere ek veri merkezi ağ özelliklerini uç dağıtımlara genişletiyor. Dell'in SONiC çözümü, müşterilerin ağ yapısının yaşam döngüsü yönetimini basitleştirmelerine ve satıcı bağımlılığını önlemelerine yardımcı olmak için çok satıcılı bir ekosistemin esnekliği ile ortak açık kaynaklı araç setlerinin basitliğini birleştiren tek bir ağ işletim sistemi sağlıyor.
• Dell ProDeploy Flex, uçtaki müşteriler için değer elde etme süresini daha da hızlandırmak için tasarlanmış modüler bir dağıtım hizmetidir. Hizmetin esnek yapısı, müşterilerin uç altyapılarından ve uygulamalarından en yüksek değeri elde etmek için uç dağıtım hizmeti ihtiyaçlarını kendi isteklerine göre ayarlamalarına imkân veriyor.
Dell, müşterilerin iş yüklerinin ve verilerinin yerleşimini optimize etmelerine yardımcı olmak için uç çözüm portföyünü genişletmeye devam ediyor ve BT'nin değişen ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla Dell uç çözümü (As-a-service olarak) sunmayı planlıyor. Dell'in büyüyen uç iş ortağı ekosistemi, müşterilerin uç konumlardaki başarısı için kritik önem taşıyor. Dell Edge İş Ortağı Sertifikasyon Programı sayesinde bağımsız yazılım satıcıları (ISV'ler), sistem entegratörleri ve OEM iş ortakları, müşterilere entegre uç altyapı çözümleri sunmak için yazılım uygulamalarını Dell NativeEdge üzerinde test edip doğrulayabilecekler.
Kullanıma sunulma tarihi
• Dell NativeEdge yazılım platformu Ağustos 2023'ten itibaren 50 ülkede müşterilere, OEM'lere ve iş ortaklarına kullanıma sunulacak.
• inVia Robotics özellikli Dell Validated Design for Retail Edge, Ağustos 2023'te tüm dünyada kullanıma sunulacak.
• Dell Private Wireless with Airspan and Druid, Haziran 2023'te tüm dünyada kullanıma sunulacak.
• Dell ProDeploy Flex, Ağustos 2023'te tüm dünyada kullanıma sunulacak.
• Enterprise Sonic Distribution by Dell Technologies 4.1 bugünden itibaren tüm dünyada kullanıma açıldı.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.