Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Dünyanın endüstriyel lastik odaklı şirketi Prometeon Türkiye, 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor. Bu yıl 'Plastik Kirliliğine Çözümler’ temasıyla kutlanan Dünya Çevre Günü’nde Prometeon Türkiyeliler, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Kocaeli Kongre Kültür Merkezi’nde çocuklarla buluşarak ahşap magnet boyama atölyesi ile plastik kirliliği konusunda çocukları bilgilendirecek.
 
Gelecek nesillere daha iyi bir gelecek sunmak için sürdürülebilir kalkınma odaklı çalışmaları odağına alan Prometeon Türkiye, 2019 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UNGC) katılımcısı ve sonraki yıl UNGC’nin İtalya ağının kurucu üyesi olan Prometeon Tyre Group’un sürdürülebilirlik vizyonuna paralel şekilde faaliyetlerini büyütüyor.
 
Prometeon Tyre Group’un kısa süre önce yayınladığı 2022 sürdürülebilirlik raporunda ortaya koyduğu sürdürülebilirlik alanındaki aksiyonlarına özellikle kağıt, plastik ve evsel atık kazanımlarıyla önemli katkılarda bulunan Prometeon Türkiye, arıtma tesisleri sayesinde de önemli çevre kazanımları elde ediyor.
 
1955 ağacın kesilmesi önlendi, 266.100 metreküp su geri kazanıldı
2022 yılında 115 ton kağıt atık kazanımı yapan şirket bu sayede 1955 ağacı kesilmekten kurtardı. Yeni üretime kıyasla metal ve plastik geri kazanımı hedefleyen Prometeon Türkiye 2022 boyunca 750 ton plastik ve 298 ton metal atığın geri kazanımı ile yeni üretime kıyasla yüzde 95 oranında enerji tasarrufu sağladı. 166 ton evsel atığı kompost üretim tesislerine gönderen Prometeon Türkiye gübreli toprak elde ederek organik atıkları da toprak iyileştirici olarak geri kazandırdı ve 700 kilogram cam atık topladı. 2019’dan bu yana Kocaeli Valiliği’nce verilen Sıfır Atık Belgesi’ne sahip olan şirket, 79.522 kilogram sera gazının azaltılmasını sağladı, 4.993.285 Kwh elektrik, 12.220 varil petrol, 388,08 kilogram hammadde tasarrufu yaptı. Prometeon Türkiye ayrıca iklim krizi ve kısıtlı su kaynakları bilinciyle 2022 boyunca arıtma tesislerinde 77.500 metreküp evsel atık su, prosesten kaynaklanan 6.600 metreküp atık su ve 182.000 metreküp yüzey suyunu arıtarak Kocaeli Belediyesi kanalizasyon sistemine deşarj etti.
 
Yeni 02 Serisi ile yakıt tüketimi düşüyor, kilometre performansı ve dayanıklılık artıyor
1960 yılında Türkiye'de kurulan ilk lastik fabrikası olan Kocaeli fabrikasını da yöneten Prometeon Türkiye, Prometeon mühendisliği ile ürettiği lastikleri ve Pro Services çözüm ailesi ile birlikte verimli ve sürdürülebilir taşıma hizmetleri sunuyor. Türkiye’nin ilk Bakanlık lisanslı Ar-Ge merkezinde sürdürülebilirlik, yakıt verimliliği, düşük dönme direnci, yere tutunma ve frenleme gibi yüksek teknoloji gerektiren alanlarda yenilikçi ürünlere odaklanan şirket her yıl daha yüksek teknolojili ve sürdürülebilir ürünler geliştirmek üzere çalışmaya devam ediyor. %100 sürdürülebilir materyallerle üretim için hammadde tüketimini, sanal modelleme ile de test ürünü sayısını azaltmaya yönelik çalışmalar yürüten Prometeon Türkiye, ömrünü tamamlamış lastiği hammadde olarak geri dönüştürme ve yenilenebilir materyaller kullanımına yönelik geliştirme çalışmaları yapıyor. Kısa süre önce, Ar-Ge Merkezi’ndeki lastik test laboratuvarının 12 alanda TÜRKAK tarafından akredite olması sayesinde Prometeon Türkiye, resmi test raporu talep eden kurumlara doğrudan güvenilir test raporu ulaştırabilir hale geldi. Bu gelişme ile test süreçlerinde daha verimli çalışan bir laboratuvara sahip olan şirket, 2022’de satışa sunduğu yeni 02 Serisi lastikleri ile yakıt tüketimini yüzde 1,4 oranında düşürüyor, yüzde 10 daha fazla kilometre performansı, yüzde 20 oranında daha fazla dayanıklılık sunuyor.
 
Prometeon Türkiye, Prometeon Tyre Group’un bütüncül sürdürülebilirlik yaklaşımına paralel olarak çevresel performansını yükseltmeye, “Prometeon mühendisliği” ile Ar-Ge Merkezi’nde geliştirdiği yeni ürün ve teknolojileri ile de gelecekte de alanındaki liderliğini pekiştirmeye devam edecek.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), yolcular aksaklıklarla karşılaştığında tüm paydaşların paylaştığı sorumluluğu ele almak için tüketici koruma düzenlemesi çağrısında bulundu ve yolcuların çoğunun gecikme ve iptal durumlarında havayollarının kendilerine adil davranacağına güvendiğini gösteren anket verilerini yayınladı.

Bir gecikme ya da iptal söz konusu olduğunda, belirli yolcu hakları düzenlemelerinin mevcut olduğu durumlarda, havacılık zincirinin hangi parçasının hatalı olduğuna bakılmaksızın, özen ve tazminat yükümlülüğü havayolu şirketine düşüyo. IATA bu nedenle hükümetleri, uçuş sorunlarına ilişkin sorumluluğun hava taşımacılığı sistemi genelinde daha adil bir şekilde paylaşılmasını sağlamaya çağırdı.

IATA Genel Müdürü Willie Walsh."Herhangi bir yolcu hakları düzenlemesinin amacı kesinlikle daha iyi hizmet sunmak olmalıdır. Bu nedenle, hava trafik kontrol hataları, havayolu dışındaki çalışanların grevleri ve verimsiz altyapı da dahil olmak üzere çok çeşitli temel nedenleri olan gecikmeler ve iptaller için tazminat ödemek üzere havayollarının seçilmesi pek mantıklı değildir. Yolcu hakları düzenlemelerini yürürlüğe koyan ya da güçlendiren hükümetlerin sayısı arttıkça, bu durum havayolu şirketleri için sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. Havacılık sisteminin tüm parçalarını müşteri hizmetlerini en üst düzeye çıkarmaya teşvik etmediği için de yolculara çok az faydası var. Acilen, değer zincirindeki tüm aktörlerin zamanında performans için aynı teşviklerle karşı karşıya olduğu bir 'paylaşılan hesap verebilirlik' modeline geçmemiz gerekiyor," dedi.

Havayolu endüstrisinin ekonomik olarak serbestleştirilmesi, on yıllar boyunca tüketici seçeneklerini artırarak, ücretleri düşürerek, rota ağlarını genişleterek ve yeni girişleri teşvik ederek büyük faydalar sağladı. Ne yazık ki, yeniden düzenleme eğilimi bu ilerlemelerin bazılarını geri alma tehdidi oluşturuyor. Tüketicinin korunması alanında yüzden fazla ülke kendine özgü tüketici düzenlemeleri geliştirmiştir ve en az bir düzine hükümet daha bu gruba katılmak ya da mevcut düzenlemeleri sertleştirmek istiyor.

EU 261'in gözden geçirilmesi gerekiyor

Komisyon'un kendi verileri, mevcut AB 261 Yönetmeliği'nin yürürlüğe girmesinden bu yana, havayollarına - ve nihayetinde yolculara - maliyeti artmaya devam etse bile, gecikmelerin arttığını gösteriyor. Avrupa Adalet Divanı tarafından 70'ten fazla yoruma tabi tutulmuş olup, bunların her biri yönetmeliğin yetkililer tarafından başlangıçta öngörülenden daha ileri götürülmesine hizmet ediyor. Avrupa Komisyonu, Konsey ve Parlamento ile birlikte, Üye Devletler tarafından bloke edilmeden önce masada olan EU261'in Revizyonunu yeniden canlandırmalı. Gelecekte yapılacak tartışmalarda tazminatın orantılılığı ve havalimanları ya da hava seyrüsefer hizmet sağlayıcıları gibi kilit paydaşlara yönelik özel sorumlulukların eksikliği ele alınmalı.

Kanada, ABD ve Avustralya'nın yanı sıra Latin Amerika ve Orta Doğu'daki bazı ülkeler de dahil olmak üzere diğer ülkelerin, EU261'in hiçbir zaman operasyonel aksaklıkları ele almayı amaçlamadığını ve bu nedenle havacılık zincirindeki tüm aktörlere eşit şekilde uygulanmadığını kabul etmeksizin bunu bir model olarak gördüğü AB Yönetmeliği küresel bir şablon olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında, böyle bir gözden geçirmeye daha da fazla ihtiyaç duyuluyor.

Walsh, "EU261, hesap verebilirliğin sistem genelinde daha eşit bir şekilde dağıtılması konusunu ele almayı reddederek, iyileştirme yönünde hiçbir teşviki olmayan bazı aktörlerin hizmet kusurlarını pekiştirmiştir. Bunun klasik bir örneği, Avrupa genelinde gecikmeleri ve hava sahası verimsizliğini önemli ölçüde azaltacak olan Tek Avrupa Hava Sahası'na doğru 20 yılı aşkın süredir ilerleme kaydedilmemesidir" dedi.

Birleşik Krallık için bir fırsat

AB 261'in mantıklı reformu durmuşken, Birleşik Krallık önerilen bazı revizyonları yolcu hakları için Birleşik Krallık'ın Brexit sonrası modeline dahil etme fırsatına sahip. 'UK 261'in uygun bir şekilde reforme edilmesi, mevcut Brexit yanlısı hükümetin göz ardı etmemesi gereken gerçek bir "Brexit temettüsü" için yaldızlı bir fırsat sunuyor.

Kanada iyi düzenleme konusundaki itibarını kaybediyor

Kanada'daki durum özellikle hayal kırıklığı yaratmakta çünkü bugüne kadar iyi dengelenmiş bir düzenleyici rejimden faydalanmış durumda. Güvenliğin önceliğinin açıkça tanınması, yani güvenlikle ilgili sorunların tazminata tabi olmaması buna bir örnektir. Ne yazık ki Kanadalı politika yapıcılar bu önemli istisnayı kaldırmaya meyilli görünüyor. Kanada ayrıca gecikme ya da iptal durumlarında havayolu şirketlerine "suçsuzluğu kanıtlanana kadar suçlu" yaklaşımını benimsediğini açıkladı. Bu hamleler Kanada'daki parti içi politikalardan kaynaklanıyor gibi görünüyor. Dahası, Sınır Hizmetleri (CBSA) veya Ulaştırma Güvenliği (CATSA) gibi devlet tarafından işletilen kurumları performanslarından sorumlu tutmak söz konusu olduğunda hükümetin düzenleyici gayreti buharlaşıyor gibi görünüyor.

Potansiyel parlak noktalardan biri, Kanada Ulusal Havayolları Konseyi'nin, artan şeffaflık, veri raporlama ve hizmet kalitesi standartları da dahil olmak üzere havacılık değer zinciri boyunca paylaşılan sorumluluklar için bir model ortaya koymasıdır.

ABD - sorun arayışında bir çözüm

ABD Ulaştırma Bakanlığı, geciken veya iptal edilen uçuşlar için tazminat ödenmesini zorunlu hale getirmeyi teklif ederken, kendi İptal ve Gecikme Skor Tablosu, ABD'nin en büyük 10 havayolu şirketinin uzun süreli gecikmelerde müşterilere yemek veya nakit kuponları sunduğunu ve dokuzunun da bir gecelik iptalden etkilenen yolcular için ücretsiz otel konaklaması sunduğunu gösteriyor. Piyasa, havayolu şirketlerine rekabet etme, yenilik yapma ve hizmet sunumları açısından kendilerini farklılaştırma özgürlüğü tanırken aynı zamanda bunu zaten gerçekleştiriyor.

Wlash "Bir politikacı için yeni bir yolcu hakları yasası düzenlemek kolaydır, bu onları bir şeyler başarmış gibi gösterir. Ancak her yeni gereksiz düzenleme, hava taşımacılığının maliyet verimliliği ve rekabetçiliği üzerinde bir çıpadır. Duruma bakmak ve 'daha azın daha çok' olduğunu anlamak için cesur bir düzenleyici gerekir. Bu sektörün tarihi, daha az ekonomik düzenlemenin yolcular için daha fazla seçenek ve fayda sağladığını kanıtlamaktadır" dedi.

Yolcular bir sorun olduğu konusunda hemfikir değil

Birkaç nadir örnek dışında yolcuların bu alanda daha güçlü bir düzenleme için feryat ettiğine dair çok az kanıt var. IATA/Motif tarafından 11 pazarda 4.700 yolcuyla yapılan bir ankette yolculara gecikme ve iptal durumlarında kendilerine nasıl davranıldığı sorulmuş. Anket sonuçlarına göre

- Ankete katılan yolcuların %96'sı genel uçuş deneyimlerinden 'çok' veya 'biraz' memnun olduklarını bildirdi

- 73'ü operasyonel aksaklıklar durumunda kendilerine adil davranılacağından emin

- 72'si genel olarak havayolu şirketlerinin rötar ve iptallerle başa çıkma konusunda iyi iş çıkardığını söyledi

- 91'i 'Gecikme veya iptale dahil olan tüm taraflar (havayolları, havalimanları, hava trafik kontrolü) etkilenen yolculara yardım etmede rol oynamalıdır' ifadesine katılmıştır.

Walsh’a göre; "İyi müşteri hizmetlerinin en iyi garantörü tüketici tercihi ve rekabettir. Yolcular, bir havayolu şirketinin ya da tüm havacılık sektörünün yetersiz kalması durumunda ayaklarıyla oy kullanabilirler ve kullanıyorlar da. Politikacılar halkın içgüdülerine güvenmeli ve günümüzde yolcuların kullanabileceği farklı iş modellerini ve seçenekleri düzenlememelidir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:

ANKARA İli POLATLI, ilcesinde PANDA ALÜMİNYUM A.Ş.tarafından yapılması planlanan GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ KAPASİTE ARTIŞI (TOPLAM KURULU GÜCÜ: 11,88 MWm'DEN 24,96 MWm'YE, TOPLAM ALAN 14,63 HEKTARDAN 28,21 HEKTARA) projesi ile ilgili olarak hazırlanan ÇED Raporu, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından incelenerek son şekli verilmiş olup, söz konusu rapor halkın görüş ve önerilerini almak üzere ÇED Yönetmeliği'nin 14.Maddesi (1) no'lu bendi kapsamında Bakanlıkta ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nde on (10) takvim günü görüşe açılmıştır. Bakanlığa/Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne iletilen görüşler projeyle ilgili karar alma sürecinde dikkate alınacaktır. Görüş ve öneriler için bu süreç içerisinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na veya ANKARA Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine müracaat edilebilir. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan ilanda konuya ilişkin şu bilgiler verildi:

ARTVİN ili YUSUFELİ ilçesi sınırları içerisinde Üçkıta Elektrik Üretim San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan Demirdöven Regülatörü ve HES (18,015 MWm / 18,000 MWe) Projesi projesi ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme süreci başlamış ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası halkın görüşüne açılmıştır.Söz konusu projeye ilişkin, halkı proje hakkında bilgilendirmek, görüş ve önerilerini almak amacıyla ÇED Yönetmeliğinin 9. maddesi gereğince 23/06/2023 tarihinde Halkın Katılım Toplantısı düzenlenecektir.ÇED Başvuru Dosyasını İncelemek isteyenler Bakanlık Merkezinde veya ARTVİN Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinde duyuru tarihinden itibaren raporu inceleyerek, zamanlama takvimi içerisinde proje hakkında Bakanlığa veya Valiliğe görüş bildirebilirler. Halkın Katılımı Toplantısı yeri ve saati ile ilgili ÇED İzin Denetim Genel Müdürlüğü ve ARTVİN Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden bilgi alınabilir. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Great Place To Work® Sertifikası™ sahibi organizasyonların dahil olduğu Best Workplaces for Women™ Listesi, 28 Eylül 2023’te açıklanacak. Liste değerlendirmesine dahil olmak isteyen şirketlerin 25 Haziran 2023 tarihine kadar Great Place To Work® Sertifikası™ sürecini başlatmış ve 10 Temmuz 2023 tarihine kadar sertifika almış olması gerekiyor.
 
Great Place To Work® tarafından açıklanan en önemli listelerden biri olan ve kadın çalışanlar için en iyi iş yerlerini gösteren Best Workplaces for Women™ Listesi, 28 Eylül 2023’te açıklanacak. Liste değerlendirmesine dahil olmak isteyen şirketlerin 25 Haziran 2023 tarihine kadar Great Place To Work® Sertifikası™ sürecine başlamış ve 10 Temmuz 2023 tarihine kadar da sertifikaya hak kazanmış olması gerekiyor.
 
2022 yılında 27 organizasyonun yer aldığı listenin analiz sürecindeki verilere bakıldığında çalışan kadınların halen pek çok olumsuz koşulla mücadele ettiği görülmüştü. 2023 yılında farklı STK’lar tarafından gerçekleştirilen araştırmaların da gösterdiği gibi, Türkiye hala arzu edilen noktaya ulaşamadı. Kadınların çalışma hayatına katılımı ev içi sorumluluklar nedeniyle engellenirken çalışan kadınların büyük bir çoğunluğu bu sorumluluklar nedeniyle işlerine ve kariyerlerine tümüyle odaklanamıyorlar. Bunun yanı sıra kadınların büyük bir kısmı, üniversitede aldıkları eğitimleri bilgisayar ve teknoloji kullanımı bakımından yeterli bulmuyor. Kadınların yarısına yakını bu açığı ek eğitimlerle kendi imkanlarıyla kapatırlarken yalnızca 10’da 1’i çalıştıkları kurumdan bu konuda maddi veya manevi destek alabiliyorlar. Best Workplaces for Women™ Listesi’ne girmeyi başarabilen Great Place To Work® Sertifikası™ sahibi organizasyonlar, bu gibi pek çok alanda kadın çalışanları için fark yarattıklarını gösteriyorlar.
 
Eyüp Toprak: “Hem kadın hem erkek çalışanlar için değer, takdir ve katılım en önemli unsur”
Great Place To Work® CEO’su Eyüp Toprak: “Geçtiğimiz yılki analiz verilerine baktığımızda, ülkemiz kadınlarının sosyal ve ekonomik koşullarının halen istediğimiz seviyede olmadığını görmüştük. Kadınlar hala çalışma hayatında eşit ücretleme, işyerinde yükselme, işyerinde ayrımcı politikalara maruz kalma veya eğitim olanaklarından yoksun kalma gibi mağduriyetler yaşamaya devam ediyorlar. Hem kadın hem de erkek çalışanlar için değer, takdir ve katılım gibi konuların, yöneticilerin ajandalarının en başında yer alması gerektiğini düşünüyoruz. Best Workplaces for Women™ Listesi’nde yer alan organizasyonlar, fark yaratarak diğer tüm şirketlere örnek teşkil ediyorlar. Fark yarattığına inanan tüm organizasyonları Great Place To Work® Sertifikası™ sürecine katılmaya davet ediyoruz” dedi.
 
Harika işyerleri, Great Place To Work® Sertifikası™ ile belgeleniyor
Great Place To Work®, farklı büyüklük ve sektörlerdeki organizasyonlara 30 yıldan fazla süredir mükemmel iş yeri olmaları ve kendilerini geliştirmeleri konusunda ölçmeler yaparak, araştırma ve danışmanlık hizmeti veriyor. Bu bağlamda Great Place To Work®, çalışanların mevcut işyerlerindeki deneyimine odaklanan Trust Index™ anketi ve Culture Audit™ for All metodolojisiyle organizasyonun herkes için harika bir iş yeri oluşturmadaki deneyimlerini ölçümlüyor, raporluyor ve yol haritaları çıkartıyor.
 
Great Place to Work® hakkında
Great Place to Work® işyeri kültürü konusunda global otorite konumundadır. 1992'den bu yana gerçekleştirdiği 100 milyondan fazla çalışan anketinden elde ettiği engin bilgiler ile bir işyerini harika hale getiren şeyin ne olduğunu ortaya koymuştur: Güven. Great Place to Work® kuruluşlara kültürlerini ölçme ve tüm çalışanları için yüksek güvene dayalı iş deneyimi oluşturarak daha iyi iş sonuçları elde etme konularında destek olur. Emsalsiz kıyas verilerinden faydalanarak Great Place to Work® Certified™ listesi ve Fortune dergisinde yıllık olarak yayınlanan 100 Best Companies to Work For® ve World’s Best Workplaces™ listeleri de dahil olmak üzere ABD ve 60'tan fazla ülkedeki Best Workplaces™ listelerinde yer alacak şirketler belirlenir. Tüm faaliyetlerini, tüm kuruluşlara A Great Place to Work For All™ sertifikasyonuna hak kazanmaları için yardımcı olarak daha iyi bir dünya oluşturma misyonuna uygun olarak gerçekleştirir.
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 
Premium porselen markası Bonna, Dünya Çevre Günü'ne sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir ürünleriyle destek veriyor.
 
Porselen atığından yeniden tabak üretiyor
2014 yılından bugüne HoReCa sektöründe faaliyet göstererek, otel, restoran ve catering sofralarında şıklık yaratan Bonna, özgün, inovatif ve yenilikçi tasarımlarıyla olduğu kadar sürdürülebilirlik projeleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. 2021 yılında yaban hayatının tehdit altında olan türlerine destek vermek üzere hayata geçirdiği koleksiyonu Prints ile son derece önemli bir adım atan Bonna, "Atıktan tabak, atıksız dünya" hedefi ile üretim yapmaya devam ediyor. Geri dönüştürülmüş porselen atığından elde ettiği Ground ve Cras Koleksiyonlarıyla dönüşüme katkı sağlamayı sürdüren Bonna, atıktan ürettiği tabaklar ile her yıl 3 futbol sahası büyüklüğündeki bir alanın kirlenmemesini sağlıyor. Ayrıca atıktan elde ürettiği ürünler sayesinde 1.200 ton yani yaklaşık 7 futbol sahası büyüklüğündeki yeni kaynağı tüketmemeyi başarıyor.
 
Atık suyun yüzde 80'ini geri dönüştürüyor, yüzde 30 daha az enerji harcıyor
Sürdürülebilir üretimi marka kimliğinin merkezine koyan Bonna, doğaya olan negatif etkiyi minimum düzeye indiriyor. Gelecekte tüm ürünlerini ve üretim şeklini tamamen sürdürülebilirlik üzerine kanalize etme hedefinde olan Bonna, bu kapsamda tüm birimlerde doğalgaz ve elektrik kullanımında sürekli tasarruf için çalışıyor. Makinalarında yaptığı düzenlemelerle %80 oranında elektrik tasarrufu elde eden marka, atık suyun %80'ini geri dönüştürülerek üretimde tekrar kullanılıyor. Bu düzenlemelerle birlikte geleneksel porselene göre yüzde 30 daha az enerji tüketiyor. Ürünlerinin paketlenmesinde kullanılan ambalaj malzemelerini dahi, geri dönüştürülmüş malzemeden üreten Bonna, kenar çıtlama garantisi ile ürünlerinin kullanım ömrünü uzatıyor. Bu sayede HoReCa sektöründe %40 olan ürün zaiyatını yüzde 6-7'lere kadar indiriyor.
 
"Doğal kaynak tüketen bir sektörün tüketimini aşağıya çekmeyi başarıyoruz"
Porselen üretimi yapan şirketler olarak doğal kaynak tüketen bir sektörde olduklarını vurgulayan Bonna Genel Müdürü Erbil Aşkan, Dünya Çevre Günü'de sektöre ve kullanıcılara şu mesajları verdi: "Doğal kaynak tüketen bir sektörün paydaşlarıyız. Bu sebeple özellikle gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da düşünerek hareket etmek zorundayız. Bonna olarak çevremize ve topluma karşı sorumlu üretim standartları geliştirerek, üretim döngümüz boyunca uygulamaya özen gösteriyoruz. Bugün de, gelecekte de tüm iş süreçlerimizi dünyadaki karbon ayak izini azaltarak, daha sürdürülebilir bir üretim döngüsüne doğru geçiş doğrultusunda planlıyoruz. Gayemiz her anlamda doğa dostu sofralar yaratmak ve sektördeki paydaşlarımıza da ilham olabilmek. İnanıyor ve biliyoruz ki sürdürülebilir üretim, toprağa ve insana aldığından fazlasını verir. Sürdürülebilir yaklaşımla, gezegenimizin kaynaklarını israf etmeden üretmek mümkün."

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 İnovatif ürünleri yanı sıra topluma katkı projeleriyle "hayatı iyileştirmeyi" ilke edinen P&G, spordan eğitime, sağlıktan sürdürülebilirliğe her alanda değerli çalışmalara imza atıyor. Sporun bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişime verdiği katkıdan yola çıkarak çocukların ve gençlerin daha fazla spor yapmasını sağlamak amacıyla 2014 yılında Olimpik Anneler Projesi'ni başlatan P&G, 9 yılda spor kültürünün gelişmesi yanı sıra olimpik branşlara olan ilginin de artmasına katkı sağladı.
 
"Depremzedeler için Umutla Paris 2024'e" temalı basın toplantısı, P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu'nun ev sahipliğinde, Fransa İstanbul Başkonsolosu Olivier Gauvin'ın açılış konuşmasıyla, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Genel Sekreteri Neşe Gündoğan ve Olimpik Anneler ile milli sporcuların katılımıyla gerçekleşti. Davette, Turnaoğlu ve Gündoğan ile milli boksör Buse Naz Çakıroğlu ve annesi Duygu Çakıroğlu, milli güreşçi Kerem Kamal ve annesi Şükran Kamal'ın konuşmacı olarak yer aldığı bir panel de gerçekleştirildi. Panelin moderatörlüğünü milli basketbolcu, televizyon sunucusu, spor yöneticisi, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Avrupa Olimpiyat Komiteleri (EOC) Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Üyesi Şükran Albayrak üstlendi. Panelde bugüne kadar proje kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar ve sporun yaygınlaşmasında annelerin rolü ele alındı.
 
 
 
"Umutla Paris 2024" Yolunda 36 Sporcu ve Annesine Destek
2014'te yaptırdıkları spor araştırmasıyla spor kültürünün geliştirilmesine olan ihtiyacı ve bu yolda annelere büyük rol düştüğünü ortaya çıkardıklarını ifade eden Turnaoğlu, "Olimpiyat sponsoru olarak ülkemiz özelinde 2014 yılında Olimpik Anneler projemizi Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ile hayata geçirdik. Spor kültürünü yaygınlaştırmak, Türkiye'de daha fazla çocuğun düzenli spor yapmasını sağlamak ve böylece hem daha özgüvenli, sosyal, başarılı ve sağlıklı bireyler yetiştirmek hem de olimpiyatlarda başarılarımızı annelere rehberlik ederek artırmayı hedef seçtik. 'Çocuğuna spor yaptıran her anne Olimpik Annedir' diyerek çıktığımız bu yolda eğitim ve ekipman desteğinin yanı sıra olimpiyatlara katılan sporcularımıza ve annelerine de destek veriyoruz. Desteklediğimiz 14'ü kadın 29 sporcu Tokyo Olimpiyatları'na gitti ve ülke olarak toplamda 13 madalya kazanırken, bunlardan 8'i Olimpik Anneler programımızın sporcularıydı. Olimpiyat başarılarımızın artarak devam edeceğine inanıyoruz. "Umutla Paris 2024" yolunda 36 sporcumuzu ve annesini desteklediğimizi duyurmaktan mutluluk duyuyoruz" dedi.
 
Umut Evi hareketine spor açılımı
Yaşanılan depremin ilk anından itibaren tüm kurumsal olarak ve markalarıyla bölgeye destek sağladıklarını belirten Turnaoğlu, "Önümüzdeki dönemde de Umut Evi hareketimiz çatısı altında çamaşırhanelerimiz, ağız bakım ünitelerimiz, bebek bakım odası, berber & kuaför gibi kişisel bakım ve hijyen ihtiyaçlarına yönelik hizmetlerimizle deprem bölgesinde olacağız." dedi. Bunun bir parçası olarak spor okulu da açacaklarını müjdeleyen Turnaoğlu, "Yine TMOK iş birliği ile Gaziantep'te açacağımız spor okulu sayesinde afet bölgesinde çocuklara bedensel, zihinsel ve ruhsal açıdan daha sağlıklı bir hayat için fırsat eşitliği sunmuş olacağız. Önümüzdeki dönemde başlatacağımız kampanya ile tüketicilerimizin de bu programa destek olmasını sağlayacağız." diye konuştu.
 
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Genel Sekreteri Neşe Gündoğan "Ülkemizde spor kültürünün yaygınlaşmasına ve daha sağlıklı nesillerin yetiştirilmesine katkıda bulunduğumuz, Olimpiyat Oyunları yolunda milli sporcularımıza ve annelerine destek olduğumuz Olimpik Anneler Projemizin Paris 2024'te 10. yılını kutlayacağız. İlk günden bu yana Projeye duyduğumuz güven ve heyecan, bugünlere dek artarak devam etti. Paris 2024 Olimpiyat Oyunları yolunda da anneleri ile desteklediğimiz 36 sporcumuzun yanında olmaktan mutluluk duyuyor, Oyunlarda ülkemize gurur dolu anlar yaşatacaklarına gönülden inanıyoruz.
 
Proje kapsamında Olimpiyatlar yolunda sağladığımız finansal desteğin yanı sıra ülkemizin karşılaştığı birçok zorlukta da P&G Türkiye ile elimizi uzatmaktan ayrıca memnuniyet duyuyoruz. Umut Evi Hareketi'nin bir paydaşı olarak, tarihimizdeki en ağır yıkıma yol açan deprem felaketinden etkilenen bölgedeki yaraları, sporun iyileştirici gücü ile sarmaya gayret edeceğiz. İnanıyorum ki, Umut Evi dayanışmanın güzel bir örneğini oluşturacak, bölgeye toplumsal fayda üreten kalıcı bir miras bırakacak.
 
Dünyanın heyecanla beklediği bu spor organizasyonuna ev sahipliği yapacak olan Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Olivier Gauvin, Paris 2024 Olimpiyat ve Paralimpik oyunlarının çevresel boyutu başta olmak üzere özelliklerini sunarken, spor alanında Fransa-Türkiye iş birliğine övgüde bulundu

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 
Türkiye'nin önde gelen oyuncu bilgisayarı ve ekipman markası Monster Notebook, karne heyecanının yaklaştığı bu günlerde öğrencileri ve ebeveynleri sevindirecek yeni kampanyasını duyurdu. Monster Notebook, büyük karne kampanyası kapsamında seçili laptop, aksesuar ve monitörlerde indirime gitti. Seçili laptoplarda yüzde 25, seçili aksesuarlarda yüzde 20 ve monitörlerde yüzde 5'e varan indirim fırsatı sunan kampanyadan 30 Haziran'a kadar Monster Notebook mağazaları ve monsternotebook.com.tr üzerinden yararlanılabilecek.
Güvenilir, güçlü ve hızlı
Kampanyaya seçili ürünleriyle dahil olan Monster Notebook Abra serisi, 15.6 ve 17.3 inç boyutlarında IPS ekranla hem oyunlardaki hem de multimedya içeriklerinde görüntüleri eksiksiz görebilmeniz ve Full HD çözünürlükte keyifli bir oyun süreci yaşamanıza olanak veriyor. Yapay zekâ destekli yeni nesil Intel işlemciler, oyun dışındaki arka plan uygulamalarını verimlilik çekirdekleri tarafından, oynanan oyunları ise performans çekirdekleri tarafından yöneterek performansı optimize ediyor ve üretkenliği artırıyor. Intel® Wi-Fi 6 Gig+ teknolojisiyle gelen Abra modeller; güvenli, güçlü ve hızlı internet bağlantısıyla birlikte yüksek indirme ve yükleme hızını kablosuz olarak sunuyor. DDR5 bellek teknolojisi, hızlı frekansları, yüksek bant genişliğini ve verimliliği destekliyor. Bu teknoloji RAM performansını artırıyor, enerji sarfiyatını da ciddi oranda azaltıyor.
10 saate varan çalışma süresi
Taşınabilir bilgisayar kavramını âdeta yeniden tanımlayan Monster Huma serisi modeller ise incelikleri, hafiflikleri ve sundukları güçle kendi sınıfının standartlarını belirliyor. Görünümünü zenginleştirmekle kalmayıp bilgisayarların toplam ağırlığını azaltan ve onları daha sağlam hâle getiren magnezyum alaşımlı kasa, serinin en önemli özelliklerinden biri oluyor. Ayrıca donanımların düşük güç tüketmesi, tam şarj sonrasında bilgisayarınızı 10 saate varan çalışma süresi boyunca kullanabilmenizi sağlıyor. Yüzde 100 sRGB standartlarını destekleyen ekranlarla, video ve fotoğraf düzenleme yazılımlarını ek bir monitöre ihtiyaç duymadan kullanabilir, arzu ederseniz diğer tüm profesyonel yazılımlarınızı Full HD çözünürlüklü ekranlar sayesinde dilediğiniz gibi yönetebilirsiniz. Güncel gereksinimler doğrultusunda şekillendirilen Monster Notebook Huma serisi bilgisayarlar, online eğitim süreçleri için de son derece uygun. Ek bir web kamera olmadan toplantılarınıza katılmanıza yardım eden bilgisayarlarda çoklu mikrofon kurulumu ve HD çözünürlüklü web kamera var. Ayrıca Bluetooth 5.1 ve Wi-Fi 6 gibi modern kablosuz bağlantı olanakları da elinizin altında.
Olağanüstü görsel performans
Kolay ve rahat bir takip imkânı sunan 1500R curved ekran ile yüksek tempo gerektiren oyunlarda oyunun içerisinde hissiyatı yaşatan Monster Notebook Aryond A27 V1.2 oyuncu monitörü yine kampanyaya dahil ürünlerden. 240 Hz FHD VA panelle desteklenen A27 V1.2, içinde barındırdığı 2 adet 2 Watt'lık hoparlörü ile ekstra bir ses kaynağına ihtiyaç duymadan ses üretebiliyor ve film izlerken ya da oyun oynarken eğlenceye ara verme diyor. AMD FreeSync ve NVIDIA G-Sync teknolojileri ile desteklenen Aryond A27 V1.2 yırtılmayan, gecikmeyen ve kaymayan görsel deneyimi olanaklı kılarken gölgelenmeyi engelleyen ve hareket halindeki nesneleri daha keskin gösteren en yeni MPRT teknolojisine sahip.
Ömür boyu bakım garantisi sayesinde daha uzun ömürlü
Monster Notebook, "Ömür Boyu Ücretsiz Bakım Garantisi" kapsamında ücretsiz bakım hizmeti sunuyor. Bu hizmetten yararlanmak isteyen kullanıcılar, anlaşmalı kargo şirketleri ile ücretsiz olarak Monster Notebook'larını teknik servislere gönderebiliyor. Bakım hizmeti kapsamında yapılan fan, toz, klavye, ekran temizliği ve termal macun yenilemesi gibi işlemler cihazların ilk günkü performansını koruyor ve kullanım ömrünü uzatıyor.