Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
QNB Global Trade markasıyla dış ticaret yapan firmalara finansmandan dijital çözümlere, danışmanlıktan eğitimlere kadar geniş bir destek paketi sunan QNB Türkiye, şimdi de e-ihracat yapan KOBİ'ler için özel bir kampanya başlattı.
e-ihracat yapan KOBİ'ler AliExpress, Amazon, Etsy ve eBay gibi e-ihracat platformlarından QNB Türkiye hesaplarına gelen ihracat bedelleri için Hepsiburada hediye çeki kazanacak.
QNB Türkiye hesaplarına gelen minimum her 500 USD ve üzeri ihracat bedeli için işlem başına 1.000 TL, toplamda 3000TL'ye varan Hepsiburada hediye çeki, takip eden ay içerisinde tanımlanma fırsatı, e-ihracatçı KOBİ'leri bekliyor. 13 Şubat-31 Mayıs 2025 arasında geçerli olacak kampanyaya 2025 yılında QNB hesaplarına ilk defa e-ihracat bedeli gelecek ilk 500 işletme segmentli tüzel firma sahibi müşteri dahil olacak. Belirtilen koşulları sağlayan e-ihracatçı KOBİ'ler en fazla üç işlem için hediye çeki tanımı kazanacaklar.
QNB Türkiye, finansmandan dijital çözümlere, danışmanlıktan eğitimlere kadar geniş bir destek paketi sunan "QNB Global Trade" markası altında, ihracatçıların rekabet gücünü artıracak hizmetler sunmaya devam ediyor. İhracatını büyütmek isteyen KOBİ'ler QNB Türkiye avantajlarından faydalanıyor!
Kampanya hakkında detaylara ulaşmak ve başvurmak isteyen tüzel firmalar link üzerinden ayrıntılar hakkında bilgi sahibi oluyor. Aynı zamanda kampanya hakkında detaylara ulaşmak isteyenler qnb.com.tr web sitesi üzerinden, İşim İçin > Ticari/Kurumsal > Dış Ticaret- QNB Global Trade Hizmetleri > Kampanyalar > e-İhracat Kampanyası adımlarını takip ederek de bilgi edinebilirler.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
QUA, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarına devam ediyor. T2D Yenilenebilir Enerji Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. iş birliğinde hayata geçireceği GES projesi ile karbon ayak izini azaltmak ve sürdürülebilir çevrenin korunmasına katkıda bulunmak hedefiyle enerji ihtiyaçlarının bir kısmını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacak.
İklim değişikliğiyle mücadeleyi, ekonomik - sosyal kalkınmayı ve çevresel sürdürülebilirliği temel sorumluluğu olarak kabul eden QUA, Aydın Söke'deki fabrikasının 150.000 metrekarelik çatısında hayata geçireceği 20,4 MWp kapasiteye sahip Güneş Enerji Santrali (GES) projesiyle sürdürülebilir enerji çözümlerinde yatırımlarına devam ediyor. 10.2 milyon dolarlık bir yatırım ile başlayan ve 2025 yılı içerisinde tamamlanması planlanan GES projesi, QUA'nın sürdürülebilir enerji vizyonunun somut bir göstergesi olarak öne çıkacak.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan QUA Genel Müdürü Ali Küçük, "QUA olarak çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliği sadece bir strateji değil, temel bir değer olarak kabul ediyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını odağımıza alarak üretim, istihdam, insan kaynakları gibi birçok farklı alandaki uygulamalarımızla sadece iş süreçlerimizi değil, aynı zamanda geleceğe olan sorumluluğumuzu da şekillendiriyoruz. Bu anlamda, karbon ayak izini azaltma, enerji verimliliğini artırma ve atık yönetimi konularında belirlediğimiz somut hedeflerle, sürdürülebilirlik yolculuğumuzda kararlılıkla ilerliyoruz. Yenilenebilir enerji yatırımlarımız da bu sürecin önemli bir parçası. Aydın Söke'deki fabrikamızda hayata geçireceğimiz 20,4 MWp kapasiteli GES projesi, yalnızca enerji ihtiyacımızı karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda çevresel etkilerimizi azaltarak daha yeşil bir geleceğe katkı sağlama amacımıza hizmet edecek. QUA olarak, sürdürülebilir üretim süreçleri ve çevresel etkileri minimize eden stratejilerimizle, sektörümüze öncülük etmeye devam edeceğiz" dedi.
QUA'nın yeni GES projesi ile 35.478 adet yeni nesil Topcon - Ntype güneş paneliyle yılda 20,4 MWp'lik elektrik üretilmesi hedefleniyor. Bu sayede 365.200 ağacın kesilmesi önlenirken, karbon salınımı yaklaşık 140.000 ton azaltılacak.
2025-4-16 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 10:00) | |||
---|---|---|---|
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 38,1136 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 43,299 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 50,552 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 46,7308 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 4054,04 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 4033,77 |
2025-4-16 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 11:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 38,114 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 43,4023 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 50,6287 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 46,8375 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 4062,76 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 4042,45 |
EURUSD
Yeni günde Euro varlıkları, bölgeden gelecek olan enflasyon verisini yakından takip edecek. Gelecek olan veri ile birlikte volatilite oldukça artacaktır. Veri TSİ 12:00’da açıklanacak. Veri ardından Euro bölgesinde enflasyonda son durum incelenecek. Bununla birlikte Avrupa Merkez Bankası’nın da faiz patikasındaki olası beklentiler de şekillenecektir. Bugün ki enflasyon verisi sonrasında ise yarın Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararı açıklanacak. Bu sebeple Euro varlıkları için önemli ekonomik veriler piyasaları bekliyor. Paritenin hafta içerisindeki performansına baktığımızda ise dalgalı bir seyir izlendiği görülüyor. Diğer yandan 15:30’da ABD kanadından gelecek olan Perakende Satışlar verisi ardından; 20:15’te FED Başkanı Jerome Powell’ın konuşması da yakından izlenecek. Bu sebeple piyasaları yeni günde veri yoğun bir gündem bekliyor. Bunlar dışında küresel bazda gümrük vergisi tarifeleri ana gündem maddelerinden biri olarak kalmaya devam ediyor. EURUSD paritesini teknik olarak inceleyecek olursak 1.1473 - 1.1625 - 1.1744 seviyeleri direnç noktaları olarak; 1.1278 - 1.1143 - 1.0954 seviyeleri ise destek noktaları olarak takip edilebilir.
PETROL
Petrol kanadında ticaret savaşları konusu fiyatlamalar üzerinde etkili olmaya devam ediyor. Bu konuda gelen haber akışları sert hareketlenmeler yaşanmasında etkili oluyor. Artan bu riskler, küresel ekonomiye dair belirsizliği artırırken, bu belirsizlikler petrol talebine yönelik endişeleri de artırıyor. Bu da petrolü baskılayan unsurlar arasında yer alıyor. Diğer yandan yeni günde ABD kanadından gelecek olan ham petrol stokları ekonomik verisi izlenecek. Veri TSİ 17:30’da açıklanacak. Veri ile fiyatlamalarda volatilite artacaktır. Crude ürününü teknik olarak inceleyecek olursak 61.03 - 62.68 - 63.90 seviyeleri direnç noktaları olarak; 60.44 - 58.99 - 57.58 seviyeleri ise destek noktaları olarak takip edilebilir.
Altın
Ons altın son günlerde gerçekleştirdiği hareketlenmeler ile tarihi rekorlarını güncelliyor. Haftaya 3222 dolar seviyelerinde başlayan ons altın, haftanın üçüncü işlem gününe 3230 dolar seviyelerinde başlasa da, günün ilerleyen saatlerinde yukarı yönlü hareketlenmeler ile sabah saatleri itibari ile 3295 dolar seviyelerini test etti. Gümrük tarifeleri konusu küresel ekonomide endişeleri artırırken, risk iştahında da düşmeler yaşanmasına neden oluyor. Bu da güvenli liman ihtiyacını artırıyor. Son olarak ABD Başkanı Donald Trump; kritik minerallerin ithalatına gümrük vergisi getirilip getirilmeyeceğiyle ilgili bir soruşturma başlattı. Bu da yukarı yönlü hareketlenmeleri destekleyen unsurlar arasında yer aldı. Yeni günde 15:30’da ABD’de açıklanacak olan Perakende Satışlar verisi izlenecek. 20:15’te ise FED Başkanı Jerome Powell’ın konuşması takip edilecek. XAUUSD grafiğini teknik olarak inceleyecek olursak 3300 ve 3320 seviyeleri psikolojik direnç noktaları olarak; 3270 - 3250 - 3230 seviyeleri ise destek noktaları olarak takip edilebilir.
NAS100
Gümrük tarifeleri politikası baskılı fiyatlamalar yaşanmasına neden oluyor. Zaman zaman bu konuda gelen haber akışları ve atılan adımlar risk iştahında da düşüşler yaşanmasına neden oluyor. Son olarak ABD Başkanı Trump’ın Çin’e çip satışlarında belirsiz bir süre lisans zorunluluğu getirmesi baskıların artmasına da neden oldu. Diğer yandan yeni günde 15:30’da ABD kanadından gelecek olan perakende satışlar verisi volatilitenin artmasına neden olacaktır. 20:15’te ise FED Başkanı Powell’ın açıklamaları izlenecek. NAS100 endeksini teknik olarak inceleyecek olursak 18971 - 19387 - 19789 seviyeleri direnç noktaları olarak; 18361 - 17905 - 17376 seviyeleri ise destek noktaları olarak takip edilebilir.
İnfo Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.infoyatirim.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, ‘Türkiye Enerji Dönüşümü Görünümü 2024’ raporunu yayınladı
2024’te yenilenebilir enerji kaynakları elektrik kurulu gücünün yüzde 59’unu, elektrik üretiminin yüzde 46’sını oluşturdu
Devreye alınan yeni elektrik kapasitesinin de yüzde 99’u yenilenebilir enerji santrallerinden geldi
Yenilenebilir enerji kurulu gücü geçen yıl toplam 68,8 GW’a ulaştı
Türkiye’nin enerji ürünleri ithalatı 2024’te 65,6 milyar dolar, enerji kaynaklı dış ticaret açığı ise 49 milyar dolar oldu
2024’te Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli adımlar atıldı, ancak fosil yakıtların azaltılmasına yönelik hedef ve politikalar belirsizliğini koruyor
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin hazırladığı ‘Türkiye Enerji Dönüşümü Görünümü 2024’ raporu açıklandı. Raporda, enerji üretimi, tüketimi ile sera gazı emisyonları, arz güvenliği ve düşük maliyetli enerji arzı, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ile elektrifikasyon başlıkları altında enerji dönüşümünde 2024 görünümü ele alındı.
Çalışmada, geçtiğimiz yıl enerji dönüşümüne ilişkin hedeflerin yukarı yönlü güncellenmesinin yanı sıra yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği politikalarının, şebeke yatırımları, dijitalleşme, elektrifikasyon, adil dönüşüm ve yeşil finansman gibi temel alanlarla birlikte bütüncül bir çerçevede ele alınmaya başlandığına dikkat çekildi. Bu yaklaşımın, enerji dönüşümünün kamu politikalarının merkezine yerleştiğini ortaya koyduğu vurgulanarak, özellikle dönüşüm sürecine ivme kazandıracak yenilenebilir enerji hedeflerindeki artışın, bu yeni politika yöneliminin en belirgin göstergelerinden biri olduğu ifade edildi.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerindeki iddialı artışın enerji dönüşümündeki kararlılığı gösterdiğini ancak fosil yakıtlarla ilgili projeksiyonların güncellenmemesinin belirsizlik yarattığını ifade etti. Güllü şunları söyledi: “Öncelikle uzun vadeli stratejilerin açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Türkiye’de halihazırda sadece elektrik sektörünün dönüşümü için yıllık 15 milyar dolarlık yatırım ihtiyacı bulunuyor. Bu finansmanın sağlanabilmesi için piyasalarda şeffaflık ve öngörülebilirlik hayati önem taşıyor. 2024, Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli adımların atıldığı, ancak mevcut politika ve uygulamaların kapsamı ve etkisi üzerine yeni soruların gündeme geldiği bir yıl oldu. Enerji sektörünün dönüşümünün olası jeopolitik gelişmelerden olumsuz etkilenmeden başarılı olabilmesi için kararlı, uzun vadeli ve bütüncül bir yaklaşıma ihtiyacımız var.”
Güllü, kurulması planlanan ulusal Emisyon Ticareti Sistemi’nin (ETS) önemli adımlardan biri olduğunu ve bu doğrultuda oluşturulacak ikincil mevzuatın enerji dönüşümünün desteklenmesine yönelik uygulamaları netleştirmesinin önem taşıdığını vurguladı.
2025’te hedef yıllık 5 GW güneş, 3 GW rüzgar
‘Türkiye Enerji Dönüşümü Görünümü 2024’ raporunda, geçen yılın yenilenebilir enerji kapasite gelişimleri değerlendirildiğinde, geçmiş yıllarda yapılan yatırımlar sayesinde hidroelektrik, rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütleden oluşan yenilenebilir enerji kurulu gücünün toplam 68,8 gigavata (GW) ulaştığı ortaya konuldu.
2024’te yenilenebilir enerji kaynakları elektrik kurulu gücünün yüzde 59’unu ve elektrik üretiminin yüzde 46’sını oluşturdu. Yine 2024’te devreye alınan yeni elektrik kapasitesinin de yüzde 99’u yenilenebilir enerji santrallerinden sağlandı.
Devreye alınan 6,5 GW kurulu gücün 4,3 GW’ı güneş, 1 GW’ı rüzgar, kalan kısmı ise hidroelektrik ve diğer yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. Güneş enerjisindeki dikkat çekici büyümeye karşın rüzgardaki kurulumlar hedeflerin gerisinde kaldı. 2025 hedefi ise güneş enerjisi kurulu gücüne 5 GW, rüzgar kurulu gücüne ise 2-3 GW eklenmesi yönünde. Bu hedeflere ulaşmada yatırım ortamı ve finansmana erişim, destekleyici politikalar ve paydaşlar arası iş birliği belirleyici olacak.
İthal fosil yakıta bağımlılık devam ediyor
Yenilenebilir enerji üretiminde önemli gelişmeler kaydedilmesine rağmen Türkiye’nin toplam enerji tüketiminde ithal fosil yakıtlara olan bağımlılığı büyük oranda devam ediyor.
Ulusal enerji denge tablosuna göre 2023’te birincil enerji arzı içinde toplam fosil yakıt payı yüzde 82, ithal fosil yakıt payı yüzde 79 olarak gerçekleşti. Kaynak bazında değerlendirildiğinde 2023’te ham petrolün yüzde 87’si, doğal gazın yüzde 98’i ve kömürün yüzde 61’i ithal edildi.
Elektrik üretiminde ise hidroelektrik ve diğer yenilenebilir kaynakların payındaki artış sayesinde 2024’te yerli kaynakların payı yüzde 59’a ulaştı. Türkiye’nin enerji ürünleri ithalatı 2024’te 65,6 milyar dolar, enerji kaynaklı dış ticaret açığı ise 49 milyar dolar oldu. 2024’te 2023’e kıyasla enerji ürünleri ithalatı yüzde 5, enerji kaynaklı dış ticaret açığı yüzde 7 azaldı. Uluslararası petrol fiyatlarının yatay ve doğal gaz fiyatlarının 2023’e kıyasla ortalamada biraz daha düşük seyretmesi, diğer yandan yurt içi talepteki durgunluk düşüşte etkili oldu. Yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminin artması da ithal fosil yakıt talebini sınırlayan etkenler arasında.
Türkiye’nin enerji yoğunluğu düşüyor, iyileşmenin hızlanması gerek
2024’te enerji verimliliğinde iyileşme hızlandı ama 2053 net sıfır hedefi için uzun dönemde yıllık yüzde 3 iyileşmenin sürdürülmesi gerekiyor. Rapor, hem enerji verimliliğinin artırılması, hem de karbonsuzlaşmanın hızlanması için elektrifikasyonun önemini vurguluyor. Elektrikli araçlar ulaştırmada, ısı pompaları ısıtma ve sanayide verimliliği artıracak ve karbon salımını azaltacak başlıca teknolojiler olarak öne çıkıyor. Raporda elektrikli araç satışlarının toplam araç satışları içindeki payının yüzde 10’a yükseldiği, ancak trafikteki toplam araçlar içindeki payının hala yüzde 1 seviyesinde olduğu belirtiliyor. Isı pompalarındaki gelişim ise henüz potansiyelin çok altında. Diğer taraftan, 2025 başında yüksek tüketimli konut ve ticarethane kullanıcıları için elektrik fiyatlarındaki sübvansiyonların kaldırılmasının hem elektrikli araçların hem ısı pompalarının cazibesini azaltabileceği vurgulanıyor.
Çalışmada, enerji dönüşümü için sadece üretimin karbonsuzlaştırılmasının, yani elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payını artırmanın yeterli olmadığına dikkat çekiliyor. Son kullanım sektörlerinde enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı ve özellikle sanayinin yeniden yapılandırılması ve karbonsuzlaştırılması büyük önem taşıyor.
Artan yatırım ihtiyacının finansmanı için koordinasyon şart
Raporda yenilenebilir enerji teknoloji maliyetlerindeki düşüşün teşvik ihtiyacını azalttığı vurgulanarak şu ifadeye yer verildi: “Güneş ve rüzgar enerjisi maliyetleri küresel olarak fosil yakıtlarla rekabetçi hale gelirken bu kaynaklar pek çok ülkede artık teşviğe ihtiyaç duymadan hayata geçebilecek durumda. Bu durum, Türkiye gibi enerji ithalatına bağımlı ülkelerde enerji bağımsızlığı ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda enerji dönüşümünü olumlu etkiliyor. Türkiye’deki gelişmiş yenilenebilir enerji ekosistemi ve dinamizm, yeni kapasite artışlarının ağırlıklı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından gelmesini sağlamaya devam edecek. Ancak, dönüşümün şebeke altyapısı, elektrifikasyon ve yeni teknolojilere yönelik gereksinimleri dikkate alındığında, bu süreç için gerekli finansman ihtiyacı her zamankinden daha kritik hale geliyor.”
Ayrıca net sıfır karbon hedefine ulaşmak için yıllık yatırım tutarının geçmiş dönemdeki enerji yatırımları ortalamasının 2,5 katına ulaşması gerekiyor. Bu doğrultuda, uluslararası kaynaklara erişimi ve kaynak çeşitliliğini artıracak, koordinasyonu sağlayacak merkezi bir yapılanmanın oluşturulması ve kamu öncülüğünde bir yeşil finansman stratejisi hazırlanması, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu kaynaklara erişimi için önemli olacak.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi tarafından hazırlanan raporlara https://shura.org.tr/raporlar/ adresinden ulaşabilirsiniz.
https://shura.org.tr/veritabani adresinden enerji sektörüne dair güncel verilere ulaşabilirsiniz.
https://shura.org.tr/powerflow adresinde Türkiye elektrik sisteminin basitleştirilmiş interaktif simülasyonunu kullanabilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin yüzde yüz yerli poliüretan sistem evi Kimpur, uluslararası otomotiv sanayisine yönelik kalite yönetim sistemi standardı olan IATF 16949:2016 sertifikasını almaya hak kazandı. Bu önemli başarı, Kimpur'un otomotiv sektöründeki küresel büyüme hedeflerine sağlam bir temel oluştururken, üretim süreçlerinde kalite, güvenlik ve verimlilik anlayışını bir kez daha tescilledi.
Uluslararası Otomotiv Endüstrisinin Yüksek Kalite Standartlarına Tam Uyum
IATF 16949; otomotiv sektörünün tedarik zinciri genelinde yüksek kalite standartlarını garanti altına almak amacıyla geliştirilmiş, küresel ölçekte kabul gören bir kalite yönetim sistemi standardıdır. Bu sertifikasyon, Kimpur'un uluslararası otomotiv endüstrisinin kalite beklentilerine tam uyum sağladığını ve bu alandaki ihtiyaçları karşılayabilecek üretim disiplini ve kapasitesine sahip, güvenilir bir iş ortağı olduğunu belgelemiştir.
Kimpur, geliştirdiği yüksek performanslı poliüretan sistemlerle otomotiv sektörüne; direksiyon, kolçak, tampon, konsol, çamurluk, paspas, fender, filtre, koltuk ve ses yalıtımı gibi birçok farklı alanda çözüm sunuyor. Özellikle hafif araç üretiminin önem kazandığı günümüzde, poliüretanın hafiflik, dayanıklılık ve esneklik gibi özellikleri sayesinde bu malzeme, otomotiv sektöründe enerji verimliliğini artırmak ve yakıt tüketimini azaltmak amacıyla sıklıkla tercih edilen bir bileşen haline gelmiştir. Bu nedenle Kimpur'un sunduğu çözümler, sektörde artan bir taleple karşılık buluyor.
Kimpur CEO'su Cavidan Karaca, konuyla ilgili şunları söyledi:
"Otomotiv sektörü, kalite, sürdürülebilirlik ve ileri teknolojiye dayalı çözümler konusunda oldukça yüksek standartlar talep ediyor. Kimpur olarak IATF 16949 sertifikasını alarak, bu beklentileri karşılayabilecek altyapıya ve bilgi birikimine sahip olduğumuzu kanıtladık. Bu başarı, sadece teknik bir yeterlilik değil, aynı zamanda global pazarlarda rekabet gücümüzü artıran stratejik bir adımdır. Bugün beş kıtada 55'ten fazla ülkeye ihracat yapan bir firma olarak, bu sertifika ile uluslararası otomotiv sektöründeki varlığımızı daha da güçlendireceğiz."
Kimpur'un Ar-Ge odaklı üretim yaklaşımı, kalite kontrol süreçlerindeki hassasiyeti ve otomotiv sektörüne özel geliştirdiği poliüretan sistemleri, firmanın bu alandaki uzmanlığını pekiştiriyor.
Uluslararası geçerliliğe sahip bu sertifika ile birlikte Kimpur, otomotiv sektöründe yeni iş birliklerine kapı aralamayı, mevcut müşteri portföyünü genişletmeyi ve global pazarlardaki konumunu daha da güçlendirmeyi hedeflemektedir
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından hazırlanan “TR-METALENDEKS Türkiye Metal Sanayi İhracat Endeksi” mart ayı sonuçları açıklandı. ABD'nin koyduğu yeni tarifeler nedeniyle global pazarlarda büyük bir belirsizlik yaşanmasına ve Avrupa'daki durgunluğa karşın TR-METALENDEKS, ocak ve şubattan sonra mart ayında da değer ve birim değer olarak yükselmeyi başardı. Metal sanayi ihracat değer endeksi 151,7 puandan 168,94 puana çıkarken, metal sanayi ihracat birim değer endeksi de şubat ayında 123,0 puan iken mart ayında 125,19 puana tırmandı. Geçtiğimiz ay miktar endeksi de şubattaki 123,3 puandan 134,95 puana yükseldi ve yönünü tekrar yukarı çevirdi.
Türkiye metal sanayi ihracatında önemli bir gösterge olan ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından hazırlanan “TR-METALENDEKS Türkiye Metal Sanayi İhracat Endeksi”nin mart ayı sonuçları açıklandı. Ocak ve şubat aylarındaki artışın ardından Mart ayında da ihracat değer ve birim değer endekslerinde bir artış görüldü. Avrupa'daki durgunluğun devam etmesinin yanında ABD'de açıklanan yeni vergilerin yarattığı büyük belirsizliğe karşın bu artışın önceki aylara göre çok daha yüksek olması ise sektörün geleceği açısından umut verdi.
BİRİM FİYATLAR, DEĞER VE MİKTAR ARTTI
Metal sanayi ihracat miktar endeksi şubat ayında 123,3 puan iken mart ayında 134,95 puana yükseldi. Dünya metal fiyatlarındaki yükselişle birlikte ihracat birim fiyatlarındaki yükselişin de etkisi ile metal sanayi ihracat değer endeksi mart ayında önemli ölçüde yükseldi ve 151,7 puandan 168,94 puana çıktı. Benzer şekilde metal sanayi ihracat birim değer endeksi de şubat ayında 123,0 puan iken mart ayında 125,19 puana tırmandı. İhracat ortalama birim fiyatları ise, şubat ayında 4,60 dolar/kg iken mart ayında 4,68 dolar/kg olarak gerçekleşti.
Metal ihracatı yeni yılın üçüncü ayında miktar, birim fiyat ve değer artışları sağlarken, ilk çeyreğin geneline bakıldığında talep tarafında durgunluğun sürdüğü ve ihracat pazarlarının durağan kaldığı görüldü. Bunun yanında ABD’nin uygulayacağı tarifelere ilişkin olarak mart ayında büyük belirsizlikler yaşandı, ABD doları da euro karşısında değer kaybetmeye başladı.
MART AYINA TARİFE KAOSU DAMGA VURDU
İDDMİB tarafından yapılan değerlendirmeye göre, küresel ekonomide ve ihracat pazarlarında mart ayında önemli bir tarife kaosu yaşandı. 2 Nisan'da açıklanan nihai tarifeler öncesi mart ayı boyunca belirsizlikler görüldü ve metal fiyatları mart ayı boyunca genel olarak yükseliş yönünde hareket etti. Yurtiçinde ise önemli bir finansal şok yaşanırken Türk lirasında sert değer kayıpları oluştu ve ABD doları 41,4 TL seviyesine kadar yükseldi. Yaşanan bu hareketliliğin ardından Merkez Bankası parasal sıkılaşmayı artırarak önlem alırken, TL faiz oranları yükseldi, ticari kredi faiz oranları da yıllık bileşik yüzde 60 seviyesine çıktı. Diğer yandan bayram tatilinin uzaması ihracat için sınırlayıcı bir etki yarattı.
ABD geçtiğimiz ay alüminyum ve çelik ithalatına da yüzde 25 vergi koyarken, bakır için de inceleme süreci başlattı. Ancak bu vergiler, zayıf talep nedeniyle metal fiyatlarında henüz önemli bir artış yaratmadı, sadece sınırlı artışlar gerçekleşti.
MÜZAKERE SÜRECİ ETKİLİ OLACAK
Yılın ikinci çeyreğine bakıldığında ise ana belirleyicinin ABD’nin uygulamaya koyduğu yeni tarifeler olması bekleniyor. ABD ile Çin arasındaki tarife savaşının giderek artan bir tonda devam etmesi belirsizlik yaratıyor. Diğer ülkelere uygulanan tarifelerin de genel beklentilerin üzerinde gelmesi piyasalarda ciddi bir dalgalanma yaratırken, bundan sonraki süreçte birçok ülkenin tarifeler üzerinde ABD ile müzakerelere başlaması bekleniyor. Bu müzakerelerden gelecek haberler piyasalar üzerinde etkili olmaya devam edecek.
Yaşanan gelişmelerin ardından büyük merkez bankaları da resesyon ve enflasyon riskleri arasında kaldı. Metal fiyatlarında ikinci çeyrekte yaşanan sert düşüşler fiyatlarda da belirsizlik yaratmaya devam ediyor. İDDMİB raporuna göre, bu belirsizlik ortamında Türkiye’de ihracat endekslerinde kalıcı toparlanma için bir süre daha beklenmesi gerekiyor.
PMI VERİLERİ NE DİYOR?
Mart ayında yaşanan ekonomik, ticari ve jeopolitik gelişmelerin ve beklentilerin oluşturduğu koşullar içinde küresel metal sanayinde faaliyetlerin durağanlaştığı görüldü. Küresel metal sanayi üretim PMI verisi 48,2 puandan 48,0 puana inerken, üretimde daralma devam etti. Alınan siparişler PMI verisi ise 48,3 puandan 48,9 puana çıktı.
Avrupa metal sanayi PMI verileri yeni yılın ilk çeyrek döneminde toparlanma çabası içerisinde görülüyor. Avrupa metal sanayi üretim PMI verisi 46,3’ten 47,8’e çıkarken, alınan siparişler PMI verisi ise 44,9 puan ile değişmedi. Avrupa’daki metal sanayi mart verileri, daralmanın yavaşladığına işaret etti.
BEKLENTİ ANKETİNE GÖRE HENÜZ TOPARLANMA İŞARETİ YOK
Her ay yapılan beklenti anketi ile oluşturulan beklenti endeksi mart ayı sonuçlarının da ihracat pazarlarında tarife belirsizliğini yansıttığı görülüyor. İhracat pazarlarında ve talepte toparlanma işareti henüz görülmezken, yurtiçinde ise geçtiğimiz ay yaşanan finansal şok ile alınan yeni sıkılaşma önemlerinin etkileri görülmeye başlandı.
Mart ayı beklenti endeksinin genel sonuçlarına göre, alınan ihracat siparişleri mart ayında çok sınırlı düşüş gösterdi. Pazarlarda durağanlık devam ederken, korumacılık önlemlerinin uygulanmaya başlanması ile belirsizlikler de arttı. Bunun yanında mart ayında alıcıların fiyat baskısının ve fiyat indirim taleplerinin devam ettiği görüldü.
Metal fiyatlarındaki sınırlı ölçüde yükselişle birlikte yine mart ayında alınan siparişlerde ihracat birim fiyatları yükselişe geçti. Sipariş alınan müşteri sayısındaki genel daralma eğilimi yavaşlarken, sınırlı düşüş devam etti. Alınan ihracat siparişlerindeki kar marjları, artan küresel rekabetin baskısı altında kalırken, kar marjlarındaki düşüş yavaşladı. Alınan ihracat siparişlerindeki tahsilat süreleri de mart ayında sınırlı ölçüde uzadı.
Yurtiçinden alınan siparişler mart ayında yavaşlayarak düşerken, ekonomideki sıkılaştırma politikalarının yanı sıra mart ayında yaşanan finansal şok ve uzun tatilini etkileri görüldü. Öte yandan üretim mart ayında sınırlı ölçüde azalırken, alınan siparişlerdeki düşüşün üretimi sınırladığı görüldü.
Türk lirası cinsinden üretim maliyetlerinde artışlar mart ayında yavaşlayarak sürerken, ham madde ve girdi stokları bir önceki aya göre çok sınırlı artış gösterdi. Mart ayında yurtiçi ve ihracat siparişlerinin oluşturduğu ihtiyaca bağlı olarak ham madde ve girdi stokları durağanlaştı, nihai ürün stokları şubat ayından sonra da mart ayında da sınırlı ölçüde arttı.
ALTIN BİR GÜNLÜK ARADAN SONRA YENİDEN YEŞİL
Ticaret savaşlarında çözüm için henüz ortak bir zemin bulunamamışken, piyasalardaki toparlanma süreci şimdilik yavaşlamış görünüyor. Altın, bir günlük satış yönlü hareketin ardından yeniden rallisine devam ederek dünkü seansta yeniden artıya döndü. Özellikle ABD’nin gümrük tarifeleri uygulamasını yalnızca Çin'e özgü hâle getirmesi, piyasadaki gerginliği artıran bir unsur olarak öne çıkmaya devam ediyor. Bu belirsizlik ortamı altının güvenli liman özelliğini ön plana çıkarırken, sarı maden dünkü seansı da kazançla tamamladı. 3207 dolar/ons seviyesinden seansa başlayan altın, günü 3230 dolar/ons seviyesinde tamamlayarak yüzde 0,7 değer kazancı elde etti.
Gümüş de altınla benzer şekilde kazançlı bir günü geride bıraksa da altına kıyasla daha zayıf bir performans sergilemeye devam ediyor. 32,15 dolar/ons seviyesinden güne başlayan beyaz maden, seans sonunda 32,31 dolar/ons seviyesinden kapanış yaparak yüzde 0,5 oranında değer kazandı.
Platin, dünkü seansı da artıda kapatmayı başararak üst üste üçüncü kazançlı gününü geride bıraktı. 952 dolar/ons seviyesinden güne başlayan platin, 960 dolar/ons seviyesinde kapanış yaparak yüzde 0,8 kazanç elde etti.
Paladyum, seansın en çok değer kazanan kıymetli madeni olarak öne çıkarken, haftalık bazda kazançları yüzde 5’i aştı. Rusya-Ukrayna gerginliğinin yeniden gündeme gelmesi, paladyum fiyatlarını desteklemeye devam ediyor. Dünkü seansı 975 dolar/ons seviyesinden tamamlayan paladyum, yüzde 2 değer kazancını hanesine yazdı.
Troy Kıymetlı Maden Tıc. A.Ş
www.goldtakas.com www.troypm.com
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.