Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak 2024 yılını zorluklara rağmen başarıyla tamamladıklarını ifade eden İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz; "Küresel daralma ve artan maliyetlere rağmen pazar payımızı koruyarak gücümüzü gösterdik. Ancak, biliyoruz ki geleceğin anahtarı markalaşmada gizli. Diğer taraftan ABD gibi dev pazarlardaki yerimizi güçlendirmek ve yeni pazarlara da odaklanmak istiyoruz. Bu kapsamda ABD ile tekstil sektörünü kapsayacak tercihli ticaret anlaşması yapılması da büyük önem taşıyor. Çevremizdeki gelişmeleri de dikkatle takip ediyoruz. Özellikle Suriye'de yeni gelişmeler yaşanıyor. Bu kapsamda Suriye'de üretim maliyetlerimizi düşürecek projeler geliştirilebileceğini düşünüyoruz." dedi. Texhibition İstanbul gibi projeler ile de global sahnede fark yaratarak sektörü sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmayı hedeflediklerini belirten Ahmet Öksüz, böylece Türk tekstilinin marka gücünü artırarak, dünya ticaretinde daha güçlü bir konum elde etmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Tekstil ve hammaddeleri sektörü; 2024 yılını 11,5 milyar dolarlık ihracatla kapattı. Geçen yıla göre yüzde 1,3'lük kayıp yaşayan sektör, 2023 yılında 11,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmişti. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz'ün ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda tekstil ve hammaddeleri sektöründe 2024 yılında yaşanan gelişmeler ve 2025 beklentileri paylaşıldı. İTHİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları M. Fatih Bilici ve Ali Sami Aydın ile İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe'nin katılımıyla düzenlenen toplantıda değerlendirmelerde bulunan Ahmet Öksüz, "2023 yılında yaşanan deprem felaketi başta olmak üzere, küresel ticarette yaşanan daralma, yüksek enflasyon ve üretim maliyetlerinde yaşanan yüksek artışlar neticesinde 2024 yılı, sektörümüz açısından birçok diğer sektörde olduğu gibi zorlu geçti. Ancak, 2024'te yaşanan sorunların arkasındaki ana sebep küresel ölçekte yaşanan durgunluk oldu. AB ve ABD gibi dünyanın en büyük tekstil pazarlarında yüzde büyük oranda kayıplar yaşandı. Bu kayba rağmen, bu coğrafyalarda pazar payımızı koruyabildiğimiz için mutluyuz. 2025 için ise sektör olarak 12 milyar dolarlık bir hedef belirledik." ifadelerini kullandı.
ÇARKLARI DÖNDÜRMEYE ODAKLANDIK
İhracatta miktar olarak artış sağlarken, ihracatta yüzde 1,3 gibi bir düşüş yaşandığını belirten Ahmet Öksüz, "2024 yılında sektör olarak kâr etmekten çok çarkları döndürmeyi hedefledik. 2025 yılında ihracat fiyatlarımızı yüzde 10-15 arasında artırmamız gerekiyor ancak, dünya pazarlarındaki rekabet koşulları buna olanak tanımıyor. Bu noktada, Türkiye'nin güçlü bir tedarikçi olduğunu da unutmamalıyız. Yılın ikinci yarısında biriken küresel talebin etkisiyle kayıpların telafi edilebileceğini öngörüyoruz." dedi. Maliyetlerde ise döviz bazında ciddi artışların söz konusu olduğunu söyleyen Ahmet Öksüz, özellikle küresel ölçekte yaşanan daralmanın da etkisiyle bu maliyet artışlarını sektörün fiyatlarına yansıtamadığını ifade ederek, "Küresel talep daralmasının yanında iç piyasada üretim maliyetlerindeki artış, döviz kurundaki artışın ve enflasyonun gerisinde kalması sebeplerinden dolayı ihracatımız arzuladığımız seviyede gerçekleşmedi." diye konuştu.
ABD'DE FARK YARATACAĞIZ
Türkiye'nin tekstil ve hammaddeleri sektöründeki mevcut durumu ve geleceğe yönelik hedefleri hakkında önemli açıklamalar yapan Ahmet Öksüz, Türkiye'nin ABD pazarındaki gücünü artırabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi: "ABD çok büyük bir pazar ve biz, Türkiye olarak dünyanın en büyük 5. tedarikçisiyiz. Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde ABD ile görüşmelerin yeniden başlamasını ümit ediyoruz. Çünkü, ABD'nin Türkiye'den en çok talep ettiği sektörlerin başında tekstil ve hazır giyim geliyor. Kendi iç üretimleri sınırlı, büyük oranda ithalatla ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Şu anda Amerika'ya olan ihracatımız tekstilde 780 milyon doları geçti ve ABD'de 8. büyük tedarikçi konumundayız. Bunu tekstil sektörünün de dahil edileceği tercihli ticaret anlaşmasıyla birlikte daha da yukarılara taşıyabiliriz. Diğer taraftan maliyet artışları ve dövizin yatay seyri gibi sebeplerle rekabet gücümüz biraz azaldı. Buna rağmen imalat sanayinde istihdam edilen her dört kişiden biri tekstil sektöründe çalışıyor. Bu çok önemli bir oran. Tekstil ve hazır giyimde 2022 yılı ekim ayında 1,2 milyon olan istihdam sayısı, 2024 yılı ekim ayı itibarıyla 966 bine gerildi. 2025 yılında bir toparlanma ümidimiz var. Son çeyrekte rakamlar biraz daha iyiye gitti. Global çapta 2025'te talebin biraz daha iyi olmasını bekliyoruz. Bunu Avrupa'da görmeye başladık. Diğer taraftan içeride döviz kurlarının hareketi de maliyetleri olumlu destekleyecektir. İşçiliğin üretim maliyetleri üzerindeki etkisi yüzde 30 arttı. Ancak biz artışı fiyata yansıtamıyoruz."
'DİRENÇLİ BİR YAPIYA KAVUŞABİLİRİZ'
Türkiye'nin tekstil sektöründe lider pozisyonunu koruyarak istihdam, ihracat ve katma değer üretiminde güçlü bir performans sergilemeye devam edeceğini vurgulayan Ahmet Öksüz; üretici maliyetlerinin hızla arttığı ve üretim koşullarının zorlaştığı zorlu bir süreçten geçtiklerinin altını çizdi. Ahmet Öksüz, "Türkiye'nin en büyük çıkış noktasının markalaşma olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, ilgili bakanlıklar ve sektörlerle iş birliği yaparak yapısal reformlar gerçekleştirmeliyiz. Böylece, ülkemiz markalı ihracatta daha güçlü bir konuma ulaşabilir. Markalaşma konusundaki çalışmalarımızı güçlendirebilirsek, gelecekteki ekonomik zorluklara karşı daha dirençli bir yapıya sahip olabileceğimizi düşünüyoruz. Teknik tekstillere yönelmek ve katma değeri yüksek ürünler üretmek bizim öncelikli hedeflerimiz arasında. Markalaşmada daha iyi olmamız gerekiyor. Sektörümüzün büyüklüğüne rağmen bu konuda eksiklerimiz var." ifadelerini kullandı.
'TEXHIBITION İLE FARK YARATTIK'
Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin, 2025 yılını 80 milyar doların üzerinde üretim hacmine ulaşarak kapatacağını öngördüklerini dile getiren Ahmet Öksüz, "Önemli olan ülkemiz ve ihracatımız için değerli projelerle firmalarımızı hayatta tutmak. Bunun için sürdürülebilir ihracat hedeflerimiz doğrultusunda azim ve kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda 'Texhibition İstanbul' fuarımız, bu yaşanan zor süreçte sektörümüzün en önemli motivasyon kaynağı oldu. Dünyanın en büyük tekstil fuarları küçülme eğilimine giderken ve yüzde 30 seviyelerinde kayıplar yaşarken; Texhibition İstanbul fuarımız 500'ün üzerinde nitelikli katılımcı firması ve 20 binin üzerinde gerçekleşen ziyaretçi sayısıyla Avrupa'nın en büyük tekstil fuarı konumuna yükseldi. Türk tekstil sektörünün yüz akı Texhibition İstanbul fuarımız, uluslararası fuarlara milli katılım organizasyonlarımız ve uzak pazarlara gerçekleştireceğimiz ticaret heyetlerimiz ile birlikte tekstil sektörümüzün ihracat hedeflerini tutturmayı hedefliyoruz." dedi.
'DİR' KAPSAMINDAKİ İTHALATA DİKKAT
Tekstil sektörü olarak 'ithalatta haksız rekabetin' önlenmesine büyük önem verdiklerini dile getiren Ahmet Öksüz, "Haksız rekabet firmalarımızın üretimini, istihdamını, ihracatını ve Türkiye ekonomisini doğrudan etkiliyor. İlave Gümrük Vergileri'nin belirli oranlarda artırılması tek başına fayda getirmiyor. Çünkü, Dahilde İşleme Rejimi, Türkiye'nin Serbest Ticaret Anlaşması bulunan ülkelerden ve Avrupa Birliği ülkelerinden yapılan ithalatta İlave Gümrük Vergileri'nden muaf. Türkiye geneli ithalatta Dahilde İşleme Rejimi (DİR) Payı gerilerken, tekstil ve hammaddeleri sektöründe bu pay artıyor. Artan İlave Gümrük Vergileri (İGV)'nden sonuç alınması için Dahilde İşleme Rejimi'nin disipline edilmesi gerekiyor. Zira DİR kapsamında ithalat iplik sektörümüzde yüzde 50'yi bulabiliyor. Bu orana Serbest Ticaret Anlaşması ve AB ülkelerini eklediğimizde oran yüzde 60'ı buluyor. İthalatın zaten yüzde 50'sinden fazlası çeşitli sebeplerle vergisiz yapılıyor. DİR, Serbest Ticaret Anlaşması ve AB'den ithalat sebebiyle İlave Gümrük Vergilerinden muaf ithalat; sadece Tekstil sektörünü değil Türkiye ekonomisinin de büyük oranda vergi kaybına sebep oluyor. DİR kapsamında yapılan ithalatta numune uygulamasına geçilmeli. Sadece numune alınıp dosyaya konulsun diyoruz. En azından ne ithal edildiği dosyada yer alır. DİR kapsamında getirilen ürünler için bir boşluk var. Bu boşluk kapatılmalı." ifadelerini kullandı.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.