Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

KPMG Türkiye ile Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği'nin (FINTR), Türkiye'nin fintech ekosistemini destekleyerek finans ve teknolojiler bağlamında bölgedeki ve dünyadaki rolünü güçlendirmek amacıyla hayata geçirdiği "KPMG & FINTR - Dijital Finansın Öncüleri" ödül programı büyük ilgi görüyor. Daha önce 9 Aralık olarak duyurulan son başvuru tarihi başvurularda yaşanan yoğun ilgi nedeniyle 16 Aralık'a kadar uzatıldı. Başvurunun ücretsiz olduğu ödül programı kapsamında, finans teknolojileri alanında yenilikçi ürünler veya hizmetler sunan bankalar ve girişimler, "İnovasyona En Açık Banka" ve "Globalleşmeye En Açık Fintech" ödüllerinin sahibi olacak.
 
Konuyla ilgili açıklamada bulunan KPMG Türkiye Fintech ve Dijital Finans Lideri Sinem Cantürk; "Türkiye'de inovasyon ve finansın geleceği için yapılan çalışmalar çok değerli. Biz de bu yarışma ile dijital finansa yapılan yatırımlara dikkati çekmek istiyoruz. KPMG Global en son 2019'da 'Fintech 100' yarışmasını düzenlemişti. O yarışmaya Türkiye'den de 2 fintech göndermenin gururunu yaşamıştık. Ancak pandemi nedeniyle Fintech 100 yarışmasının devamı gelmediğinden KPMG Türkiye olarak biz inisiyatif kullanıp ekosistemdeki en güçlü sivil toplum kuruluşlarından biri olan FINTR ile birlikte Türkiye özelinde bir yarışma düzenledik. Sektörde çok yoğun talep gördüğümüz için bütün paydaşların başvurularının yetişmesi adına süremizi bir hafta daha uzattık. 16 Aralık'a kadar bütün banka ve fintech'lerin başvurularını bekliyoruz." dedi.

FINTR Yönetim Kurulu Başkanı Demet Zübeyiroğlu ise şu açıklamada bulundu: "Türkiye'nin tüm fintech dikeylerini ele alan en kapsamlı çatı derneği olarak çalışmalarımızla ekosistemde çok güzel bir sinerji oluşturduk. Şimdi bu sinerjiyi, 8 - 9 Şubat'ta Istanbul Fintech Week'te vereceğimiz bir ödülle taçlandırmak istiyoruz. Türkiye dijital finans alanında yeni çıkan yönetmeliklerle çok hızlı yol alan bir ülke ve fintech'lerin gelişim haritasında globalleşme, büyüme sürecinin en arzu edilen aşamalarından. Biz de bu programla yüksek potansiyelli adaylarımızı ön plana çıkarmak istiyoruz. Bunun için fintech alandaki çalışmalarıyla öncü KPMG Türkiye harika bir iş ortağı oldu. Yarışmamıza katılım için fintech'lerden çok yoğun bir talep var, katılmayanların en geç 16 Aralık'a kadar anketimizi doldurmasını öneriyorum." yorumunda bulundu.
 
Kazananlar Istanbul Fintech Week (IFW) etkinliğinde açıklanacak
KPMG Türkiye Fintech ve Dijital Finans Lideri Sinem Cantürk, FINTR Yönetim Kurulu Başkanı Demet Zübeyiroğlu, CCW Teknoloji Yatırımları Kurucusu ve ŞirketOrtağım Melek Yatırım Ağı Yönetim Kurulu Üyesi Adem Duman, Bahçeşehir Üniversitesi Fintech Master Program Koordinatörü Dr. Bora Erdamar, Brighton Üniversitesi İşletme ve Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceylan Onay ve İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. C. Coşkun Küçüközmen'den oluşan jürinin 19 Aralık 2022 - 20 Ocak 2023 tarihleri arasında yapacağı değerlendirmenin ardından kazananlar belli olacak. Ödüle layık görülen proje ve girişimler 8 - 9 Şubat 2023 tarihinde düzenlenecek Istanbul Fintech Week (IFW) etkinliğinde açıklanacak ve ödüller burada kendilerine takdim edilecek. Kazanan fintech'lere IFW'da kendilerini tanıtma imkânı sunulmasının yanında kitlesel fon toplamalarına da destek verilecek.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

2022 LinkedIn en iyi startup'lar listesinde yer alan Funverse Games adından bahsettirmeye devam ediyor. 2022'de Türkiye'nin en değerli 3. startup'ı ve oyun sektörünün en değerli 1. startup'ı olarak seçilen Funverse Games, bu sefer de LinkedIn News Europe bülteninde yer aldı.
Türkiye'deki aktif oyun oynayan kullanıcı sayısı 42 Milyon gibi ülke nüfusunun yarısı bir sayıya ulaşmışken, bu sayı dünyada 3 milyar kullanıcıyı geçmiş durumdadır. 2022 Yılı içerisinde bir çok yabancı yatırımcının iştahını kabartan ve değerlenmeleri giderek yükselen Funverse Games, daha şimdiden bu endüstride kalıcı bir oyuncu olacağını gösterdi.
Globalde 2022'de 199 milyar dolar olan oyun gelirlerinin 5 yıl içinde yüzde 50 büyüme ile 2027'de 307 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Benzer bir durumda ise Türkiye'de, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin bir raporuna göre, "Oyun endüstrisi, sektörde sürekli olarak küresel şampiyonlar üreten tek dikeydir". Ayrıca Türkiye, İngiltere'den sonra Avrupa'da en fazla oyun stüdyosuna sahip ülkedir ve burada son iki yılda 266 oyun stüdyosu kurulmuştur.
Funverse Games CEO'su Tolga Öztürk şunları dedi: "Bu sene en iyi startuplar arasında gösterilmekten gurur duyuyoruz. Bu bizim ekipçe aldığımız aksiyonların bir sonucudur ve bu kadar kısa süre içerisinde bunun sonuçlarını görebilmek bizleri çok motive ediyor, onurlandırıyor. Hedefimiz başta Türk oyuncular olmak üzere, küresel çapta da herkesin keyif alabileceği, rekabet sergileyebileceği oyunlar yaratmak ve 2023 yılında Funverse Games'i Unicorn adayları içerisinde gösterebilmektir. Bunu başarabileceğimize olan inancımız her geçen gün daha fazla perçinleniyor. "
Funverse Games kimdir?
2022 yılında kurulan ve an itibariyle 44 kişilik bir ekibe sahip Funverse Games, İstanbul merkezli bir bağımsız oyun geliştirme stüdyosudur.
Hit and Boom, "MOBA" ve "Battle Royale" türlerini birleştirip özgün bir oyun tarzı yaratan ve blockchain teknolojisine entegre çok oyunculu online bir oyundur. Funverse Games geçtiğimiz günlerde Hit and Boom oyunuyla Kapalı Alfa testlerine başladı. Hem keyif alarak oyun oynanmasını hem de bunun üzerinden gelir elde etme olanağı tanıyacak olan Hit and Boom'un 2023 yılı içerisinde yayınlanması bekleniyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dünyayı iki kez turlayın: Dyson Zone™ gürültü engelleyici kulaklık, kullanıcılara 50 saate kadar ultra düşük distorsiyonlu ses, gelişmiş gürültü engelleme ve tam spektrumlu ses üretimi sağlıyor.
oGelişmiş gürültü engelleme: Kulaklıkta 11 mikrofon bulunurken, Aktif Gürültü Engelleme (ANC) sistemi şehrin sesini 38 desibele kadar azaltmak için sekiz adet mikrofon kullanıyor ve bu mikrofonlar çevredeki sesleri saniyede 384.000 kez analiz ediyor.
oAslına sadık, tam spektrumlu ses: Dyson Zone™, 6Hz-21kHz arasındaki frekansları yeniden üretmek için duyulabilir olanın ötesine geçerek her notanın veya kelimenin duyulmasını sağlıyor.
oUltra düşük ses bozulması: Hoparlör sürücüsü ve elektroniği, mekanik sistem, malzemeler ve akustik, ses bozulmasını en aza indirmek için özenle tasarlandı. Sürücü çıkışı, saniyede 48.000 kez akıllı sinyal işleme ile daha da eşitleniyor ve bu da tüm frekans aralığında harmonik bozulmayı duyulamaz seviyelere (%0,08 @ 94dB @1kHz) indirmek için gürültü engellemeyle birleşiyor.
oDaha fazla ayrıntı duymak için bilimsel olarak ayarlandı: Benzersiz bir EQ (Ekolayzer) ayarı, duyulabilir frekans aralığının tamamında net ve saf ses için frekans eğrisini optimize ediyor.
oHareket halindeyken kirlilikle mücadele etmek için yüksek verimli filtreleme: Çıkarılabilir bir vizör, kullanıcının burnuna ve ağzına temizlenmiş hava yönlendiriyor. Elektrostatik filtreler 0,1 mikron2 kadar küçük partiküllerin yüzde 99'unu yakalarken, K-Carbon, potasyumla zenginleştirilmiş karbon filtreler şehir kirliliğinde en yaygın olan asidik gazları hedef alıyor.
oSürükleyici dinleme, konfor için tasarlandı: Farklı kafa boyutları ve geometrileri üzerinde yapılan testler sayesinde kulaklıklar herkes için aynı sürükleyici sesi elde ediyor.
oTelefon: Çift mikrofon hüzmeleme ve gürültü engelleme teknolojisi, net sesli aramalar, ses kaydı ve ses kontrolü sağlıyor.
08.12.2022 İSTANBUL, Türkiye - Dyson bugün, Ocak ayından itibaren Çin'de ve Mart ayından itibaren ABD, Birleşik Krallık, Hong Kong Özel İdari Bölgesi ve Singapur'da satışa sunulacak olan Dyson Zone™ kulaklıkların tüm özelliklerini duyuruyor. Bu yılın başlarında duyurulan Dyson Zone™ kulaklıklar, ihtiyacınız olduğunda net, etkileyici bir dinleme deneyimi ve hareket halindeyken hava temizleme özelliği sağlıyor. Beş yıllık araştırma ve geliştirme sürecinin ardından, kulaklıklar 50 saate kadar ultra düşük ses bozulması1, gelişmiş gürültü engelleme ve aslına sadık, tam spektrumlu ses üretimi sunuyor. Dyson Zone™ ayrıca 0,1 mikron2 kadar küçük partiküllerin yüzde 99'unu yakalarken, K-Carbon, potasyumla zenginleştirilmiş karbon filtreler NO2 (Azot Dioksit) ve SO2 (Kükürt Dioksit) dahil olmak üzere şehir kirliliğinde en yaygın olan asidik gazları hedef alıyor.
Şehir kirliliği sorunu
Küresel nüfusun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor. Bu oranın 2050 yılına kadar her 10 kişiden 7'sine ulaşması bekleniyor3. Kentsel nüfus arttıkça, ulaşım, inşaat, trafik gibi altyapılar da artarken, bunların hepsi yaşadığımız çevreyi etkiliyerek havayı kirletiyor ve gürültü yaratıyor.
" New York toplu taşıma kullanıcılarının tahminen yüzde 90'ı tavsiye edilen desibel sınırını aşan seviyelere maruz kalıyor4. AB'de gürültü kirliliği her 5 vatandaştan 1'ini etkiliyor5.
" Hava kirliliği küresel bir sorun... Dünya nüfusunun yüzde 99'u Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) güvenli kirlilik seviyelerini aşan bölgelerde yaşıyor6.
" Birçok coğrafyada, yerel insan kaynaklı kirlilik en büyük tehdit değildir. Avrupa, Batı Asya ve Afrika'da, Birleşmiş Milletler Çevre Programı'na göre hava kirliliğinin birincil kaynağı rüzgarla taşınan tozdur7.
Dyson Zone™ çözümü
Dyson Zone™ kulaklıklar, şehir gürültüsü ve hava kirliliği zorluklarının üstesinden gelmek için tasarlandı. Gelişmiş lityum-iyon piller ve USB-C şarjı ile çalışan kulaklıklar, 50 saatlik yalnızca ses çalışma süresi1 veya 4 saatlik kombine hava temizleme ve ses çalışma süresi sunuyor. Ayrıca 3 saatte yüzde 100 şarj oluyor.
Dyson Zone™ hava temizleyici kulaklıklar, Dyson'ın hava akımı, filtreleme ve motor teknolojilerindeki 30 yıllık uzmanlığından, iç ve dış mekân hava kalitesi konusundaki çalışmalarından doğdu. Her bir kulaklıktaki kompresörler havayı çift katmanlı filtrelerden geçiriyor ve kullanıcının burnuna ve ağzına temassız çıkarılabilir vizörden yönlendirilen iki arıtılmış hava akımı yönlendiriyor. Elektrostatik filtreler 0,1 mikron2 kadar küçük partikül kirliliğinin yüzde 99'unu yakalarken, K-Carbon, potasyumla zenginleştirilmiş karbon filtreler NO2 ve SO2 dahil olmak üzere şehir kirliliğinde en yaygın olan asidik gazları hedef alıyor.
Ürün ayrıca bas, orta ve tiz seslerde netlik için ultra düşük ses bozulması ve geniş bir frekans aralığı ile yüksek kaliteli, sürükleyici ses sunmak üzere tasarlandı. Dyson Zone™ telefon görüşmeleri, ses kaydı ve ses kontrolü için ek bir mikrofon içeriyor. Telefon mikrofonu, çift mikrofon hüzmeleme sağlamak için ileri beslemeli ANC mikrofonuyla birleşiyor. Hüzmeleme, her bir mikrofondan gelen sinyalleri, sistemin kullanıcının arkasından ve yanlarından gelen gürültüyü duymamasını sağlayacak şekilde birleştirerek ses iletiminde daha fazla netlik sağlıyor.
Dyson Zone™ Özellikleri
Ses mühendisliğinde Dyson yaklaşımı
Dyson Zone kulaklıklar olağanüstü sürükleyici bir dinleme deneyimi sunuyor. Birçok ses geliştiricisi altın bir dinleyiciye güvenirken; bu yöntem, eğitimli bir kişinin 'iyi' sesin nasıl olduğunu belirlediği ses endüstrisinde yaygın bir uygulama haline geldi. Dyson mühendisleri daha bilimsel bir yaklaşım benimsemeyi tercih ederek ses araştırmalarına öncülük etti ve ortaya çıkan spesifikasyon hedeflerini kapsamlı kullanıcı denemeleriyle doğruladı.
" Ultra düşük ses bozulması için tasarlandı: Hoparlör sürücüsü ve elektroniği, mekanik sistem, malzemeler ve akustik, ses bozulmasını en aza indirmek için özenle tasarlandı. Sürücü çıkışı, saniyede 48.000 kez akıllı sinyal işleme ile daha da eşitleniyor ve bu da tüm frekans aralığında harmonik bozulmayı duyulamaz seviyelere (%0,08 @ 94 dB @1 kHz) indirmek için gürültü engellemeyle birleşiyor.
" Gelişmiş gürültü engelleme: Üründe 11 mikrofon bulunurken, Dyson Zone ANC sistemi, çevredeki gürültüyü saniyede 384.000 kez izleyen sekiz mikrofon kullanıyor. Dyson Zone, 20 Hz ila 20 kHz arasında 38 desibele kadar gürültü engelleme sunuyor.
" Aslına sadık, tam spektrumlu ses: Dyson Zone, 6 Hz - 21 kHz arasındaki frekansları yeniden üretmek için duyulabilir olanın ötesine geçerek her notanın veya kelimenin duyulmasını sağlıyor. Hoparlörün frekans aralığının uç noktalarında ses üretiminin doğru olması daha zordur, bu nedenle Dyson Zone insan işitme duyusunun ötesine geçerek spektrumun duyulabilir kısmında daha fazla netlik elde ediyor. Böylesine geniş bir frekans aralığı, elektroakustik mühendislik sistem mühendisliğine ve temel bileşenlere bağlıdır: 40 mm, 16 ohm, neodimyum hoparlör sürücüleri ses sisteminin kalbinde yer alıyor.
" Daha fazla ayrıntı duymak için bilimsel olarak ayarlandı: Bilimsel ölçümlerle yönlendirilen ve geniş kullanıcı denemeleriyle onaylanan Dyson mühendisleri, tüm ses spektrumunda en fazla netliği ve ayrıntıyı veren özelliği belirledi. Dyson, yüksek kaliteli bir ses deneyimi sunmak için tüm duyulabilir frekans aralığında net, saf ses için frekans eğrisini optimize eden benzersiz bir Ekolayzer (EQ) ayarı oluşturdu.
" Tam konfor içinde etkileyici dinleme: Hiçbir kafa yapısı aynı değildir ve bu farklılık ses performansının yanı sıra kafa bandının sıkıştırma kuvveti, çıkarılabilir vizörün geometrisi ve malzemeleri, ürünün ayarlanabilirliği ve çok daha fazlası dahil olmak üzere birçok konfor unsurunu etkiliyor. Kulak yastıkları hem pasif zayıflatma hem de konfor için geleneksel kulak yastıklarından daha düzdür ve yastıklar optimum konfor için kulakla hizalanacak şekilde açılıdır.
Gerçek dünya koşullarında üst düzey filtreleme
Dünya genelinde ortalama 190 milyon kişi metroyla seyahat ediyor ve bu da yolcuları partikül (PM2.5 ve PM10) gibi kirleticilerin karışımına maruz bırakıyor ki bu da bazı şehirlerde sokak seviyesinden daha yüksek seviyelere ulaşabiliyor.
İşe gidip gelirken, yurt dışına seyahat ederken veya yaşadığınız şehri dolaşırken şehirdeki hava kirliliğiyle mücadele etmek zor bir durumdur. Dyson Zone™'daki filtreleme sistemi ve hava dağıtım mekanizması, bu tür görevlerin üstesinden gelmek için özel olarak tasarlandı. Hassas mühendislik ürünü kompresörler, 9.750 rpm'ye kadar dönerek havayı çift katmanlı filtrelerden çekiyor. Negatif yüklü elektrostatik filtre ortamı, alerjenler gibi ultra ince partikülleri ve fren tozu, endüstride yanma ve inşaat gibi kaynaklardan gelen partikülleri 0,1 mikron2 kadar küçük partiküller için yüzde 99 verimlilikle yakalıyor. Bu partiküller en çok sağlık kuruluşlarını ilgilendirirken sağlık üzerindeki uzun vadeli etkilerinin araştırılmasına yönelik yatırımlar devam ediyor. İkinci bir katman olan K-Carbon, özellikle NO2, SO2 ve O3 gibi şehir gazı kirleticilerinin yanı sıra inşaat dumanı, kanalizasyon veya metro sistemlerindeki bayat hava gibi kötü şehir kokularını da yakalayan potasyumla zenginleştirilmiş bir karbon katmanıdır. Filtreler, coğrafi konuma bağlı olarak 12 aya kadar dayanıyor.
Algılama, bağlanılabilirlik ve uygulama geliştirme
NO2 (Azot Dioksit) şehirlerdeki en yaygın gaz kirleticilerden biridir. Yanmanın bir yan ürünüdür ve trafik ve inşaat gibi kaynakları vardır. SO2 (Sülfür Dioksit) gibi diğer asidik gazların yanı sıra, Dyson Zone™ içindeki potasyumla zenginleştirilmiş karbon filtreler, şehir havasının zorluklarını karşılamak için özellikle bu asidik gazları hedef alıyor. Yerleşik bir sensör, NO2 seviyeleri için havayı izliyor ve bunları gerçek zamanlı çevresel gürültü seviyelerinin yanı sıra MyDyson™ uygulaması aracılığıyla canlı olarak takip ediyor. Dyson ev içi hava temizleyicileri gibi, Dyson Zone™ da daha sağlıklı alışkanlıklar kazandırmak için kullanıcının çevresi hakkında eyleme geçirilebiliyor, anlaşılabilir bilgileri parmak uçlarında sunuyor. Yerleşik bir ivmeölçer, kullanıcının aktivitesini izliyor ve vizör takılıyken otomatik moddayken arıtılmış hava akışını uygun şekilde ayarlıyor. Kafa algılama özelliği, takılmadığında ürünü bekleme moduna alıyor ve çıkarılabilir vizörü takmak konuşma modunu etkinleştiriyor, hava temizlemeyi durduruyor ve müziği duraklatarak pil ömrünü akıllıca optimize ediyor.
MyDyson™ uygulaması ayrıca Dyson Zone™'u kontrol etmek, hava akım hızını ve gürültü engelleme modunu ayarlamak ve Dyson Ekolayzer (EQ) (geliştirilmiş), Bass Boost (bas) ve Neutral (naturel ses) olan üç mod arasından seçim yaparak ses eşitlemesini tercihe göre uyarlamak için de kullanılabiliyor. MyDyson™ uygulamasında, işitsel sağlık kılavuzuna uygun olarak ses yüksekliği sınırı seçilebiliyor.
Dyson Zone™ hava temizleyici kulaklıklar, özellikle Güneydoğu Asya kampüslerimizdeki yazılıma odaklanılarak İngiltere, Singapur, Malezya ve Çin'deki ekipler tarafından tasarlandı. Uygulama geliştirme ve entegrasyonu, sorunsuz bir bağlantı sağlamak ve akıllı, anlamlı hava ve gürültü kirliliği izleme özellikleri sağlamak için kritik bir projeydi.
Tüm Dyson makinelerinde olduğu gibi, hava temizleme özelliğine sahip Dyson Zone™ gürültü önleyici kulaklıklar da sıcaklık kontrollü odalar, düşme testi, malzeme ve kumaş aşınma testi, düğme sağlamlığı ve çok daha fazlasıyla en uç noktalarda test edildi. Dyson Malezya Geliştirme Merkezi'ndeki uzman test mühendislerimiz, İngiltere merkezli testlere ek olarak daha sıcak iklimlerde ve daha yüksek nem oranlarında da testler gerçekleştirdi. Kullanıcı denemeleri ABD, İngiltere, Çin ve Singapur'da gerçekleştirildi

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İklimlendirme sektörünün teknoloji öncüsü Systemair, İSİB tarafından açıklanan ihracat liderleri ödül töreninde 'En Çok Klima Santrali, Rooftop ve Paket Tipi Klima İhracatı Yapan' ilk üç firma arasına girerek bir kez daha ödül almaya hak kazandı. Ödül kapsamında Türkiye'nin iklimlendirme sektöründeki gücünü değerlendiren Systemair Türkiye Genel Müdürü Ayça Eroğlu, Systemair olarak bu gücü 2023 yılında yaratacakları büyük ihracat ağı ile de pekiştireceklerini vurguladı.
Ar-Ge destekli ihracat stratejisiyle büyümeye devam edecek
2021 yılının 'En Çok Klima Santrali, Rooftop ve Paket Tipi Klima İhracatı Yapan' ilk üç firma arasına girmekten büyük mutluluk duyduklarını dile getiren Ayça Eroğlu; "Bizim için ihracatta başarının anahtarı inovatif değer yaratmaktan geçiyor. Bu sebeple Dilovası'ndaki fabrikamızda konumlanan Ar-Ge merkezimizde geliştirdiğimiz teknolojilerle ihracata odaklanıyor, küreselleşmenin etkilerinin ve rekabetin yoğun olarak yaşandığı sektörümüzde ihracatta katma değeri artıracak stratejik hamleler gerçekleştiriyoruz. Türkiye'nin HVAC sektöründeki rolünü, potansiyelini ve ihracat kapasitesini çok önemsiyor, stratejik ürün planlama çalışmaları ile yeni ürünler geliştirip ihracatını gerçekleştirmek için çalışıyoruz. İklimlendirme ürünlerinin fizibilitesinden tasarımına kadar her aşamasını ülkemizin başarılı ve uzman mühendisleriyle yapıyor; termal testler, akustik testler ve hava akış testleri için yurt dışındaki test ekiplerimizle ortak çalışıyoruz. Grup içinde öncülük ettiğimiz birçok çalışma da bulunuyor. Örneğin, veri merkezi soğutma cihazlarımızın başta Ar-Ge çalışmaları olmak üzere üretim, satış ve pazarlaması da Türkiye'de yapılarak dünyanın farklı noktalarına ihraç ediliyor" şeklinde konuştu.
Hedef, ihracatın ciro içindeki payını 3 yıl içinde yüzde 50'ye çıkarmak
Systemair Türkiye olarak nihai hedeflerinin Türkiye'de ürettikleri katma değerli ürünleri dünyanın her coğrafyasına ihraç edebilmek olduğunu vurgulayan Ayça Eroğlu; "Bunun için Dilovası'nda ürettiğimiz iklimlendirme ürünlerimizi 25'ten fazla ülkeye ihraç ediyoruz. İhracatımızın toplam ciromuz içindeki oranını yüzde 40'a çıkardık, önümüzdeki üç yıl içinde bu oranı yüzde 50'ye taşımak istiyoruz. Geçen sene ihracatımızı Orta Doğu ve Türki Cumhuriyetler'de yoğunlaştırmıştık, bu sene odağımıza Avrupa'yı da koyduk. Yakın zamanda 20 milyon TL yatırım ile Avrupa'daki en modern ve yüksek kapasiteli test laboratuvarı olan 365 Performance Center'ı hayata geçirdik. Laboratuvarımızla, veri merkezi soğutma sistemleri alanında hem Türkiye'de hem de dünyada çok önemli bir konuma ulaşmayı amaçlıyoruz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Papary, 40 yılı aşkın süredir optik sektöründe pek çok yeniliğe imza atmış olan Kahraman Keleş tarafından kurulmuştur. Papary Sunglasses, 2014 yılından beri kendine hayran bırakan tasarımları ile adından söz ettiriyor.
Tasarladığı her model ile göz kamaştıran Papary Sunglasses, her tarza hitap eden geniş renk skalası ile tercih sebebi oluyor. Şık detayları ile kullanım konforu sağlayan Papary Sunglasses, fark yaratan cam ve çerçeve renk kombinasyonları ile stilinizi yansıtıyor.
Tasarım ekibi ile tamamen el işçiliği ile İtalya da üretilmekte olan markanın, bazı modelleri ise İtalyan teknolojisi kullanılarak el değmeden üretilmiştir. Göz sağlığını UV ışınlarından maksimum derecede koruyan, Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylı camlara sahip olan Papary, cilde zarar vermeyen, materyali dayanıklı, hafif ve organik malzemelerden üretilmiştir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Açılış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman'ın, panel moderatörlüğünü İPM Araştırma ve Akademik İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Senem Aydın-Düzgit'in yaptığı etkinlikte İPM Kentleşme ve Yerel Yönetişim Koordinatörü Ayşe Köse Badur, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Politika Analisti Asmin Kavas Bilgiç ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Genel Sekreteri Çiğdem Nas panelist olarak yer aldı.
Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman açılış konuşmasında şunları söyledi: "İstanbul Politikalar Merkezi, İktisadi Kalkınma Vakfı ve Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı'nın (TEPAV) iş birliği ve The Centre for Applied Turkey Studies (CATS) desteğiyle yaptığımız Küresel Sorunları Yerel İşbirlikleriyle Aşmak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği projelerinin son noktasındayız. İPM olarak her ne kadar adımızda İstanbul olsa da bizim çalışmalarımız genelde Anadolu kentleri üzerine. Bu, İstanbul üzerine yaptığımız çalışmalardan biri. Bunları devam ettirmek istiyoruz. İstanbul küresel bir kent. Türkiye ekonomisinin, nüfusunun ve modernleşmesinin önemli bir bölümünü İstanbul oluşturuyor. Bugün gündemimizde olan bu proje şöyle bir fikirden ortaya çıktı. İPM, İKV ve TEPAV, Türkiye-AB ilişkilerini canlandırma konusunda da birlikte çalışmalar yapıyor. AB-Türkiye ilişkilerini kentler özelinden götürebilir miyiz diye düşündük. Avrupa'nın geleceğine kentler üzerinden bakmak mümkün. Buna İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile başladık. Bu üç grup bir araya gelip AB ile ilişkilerde neler yapılabilir?" diyerek iş birliğine gittik."
Panelde söz alan İPM Kentleşme ve Yerel Yönetişim Koordinatörü Ayşe Köse Badur, projenin ana çerçevesini özetleyerek şöyle devam etti: "Dünyada insanların yarısından fazlasının yaşadığı kentlerdeki küresel krizlere kentler nasıl yanıt verebilir, bu cevaplardan yola çıkarak iyi örnekler var mı, bu iyi örnekler kentler arasında nasıl bir iş birliği oluşturabilir gibi konulara odaklandık. Diğer taraftan Covid-19 pandemisi küresel sorunları çok net bir şekilde hissettirdi ve yerel yönetimlerin önemini ortaya koydu. Merkezde ne kadar politika belirlenirse belirlensin yapılandığı yer yerel. Dolayısıyla yerelin ihtiyaçlarını tespit ederek hazırlanan, yer temelli ve yere özgü terzi işi politikaları ve uygulayıcı olması çok önemli."
Panelin bir diğer konuşmacısı Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Politika Analisti Asmin Kavas Bilgiç ise "Türkiye'nin % 92'si kentleşmiş durumda. Bu yapılanma kırsal ve tarım alanlarını etkiledi. İklim değişikliği ile mücadele etmenin en önemli aracı kırsal alanların varlığıdır. Bu alanların yeterli olmaması iklim değişikliği ile mücadeleyi zorlaştırıyor" dedi. İBB'nin uluslararası ölçekte birçok kurumun üyesi olmasının çok kıymetli olduğunu belirten Asmin Kavas Bilgiç sözlerini şöyle tamamladı: "Kurulan uluslararası ortaklıklar sonucu İBB'nin verilen taahhütlere yerel ölçekte yapılabilen programlar ışığında uyduğunu söyleyebilirim. İBB, 2005'te Londra'da, dünya kentlerinin bir araya gelerek oluşturulan Büyük Kentler İklim Liderliği Kurumu'na yani C40'a üye oldu. Bu noktada 2030'a kadar üye şehirlerin iklim değişikliği ile mücadele sürecine sera gazı emisyonlarının yerine getirilmesi amaçlanıyor. Bu taahhüt İstanbul'un İklim Değişikliği Eylem Planı'nı doğuruyor. Ayrıca diğer bir organizasyon yapısı ise Belediye Başkanları İklim Sözleşmesi. Bu plana göre iklim değişikliğine neden olan sera gazının azaltılması amaçlanıyor. Özellikle afet riski altında olan ve toparlanma süreci yaşayan kentlerin uyum kapasitelerinin artırılması da hedefleniyor. Bu doğrultuda planda 70 adet eylem, 208 faaliyet alanı var. Özellikle tüm binalarda enerji verimliliğinin artırılması için Ar-Ge çalışmalarının yapılması gibi kıymetli öneriler bulunuyor".
Panelde son olarak söz alan İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Genel Sekreteri Çiğdem Nas da yeşil mutabakat sürecinde yerel yönetimlere çok önemli roller düştüğünü, yeşil mutabakat başarılı olacaksa bunun şehirler üzerinden gitmesi gerektiğini vurguladı. Çeşitli deklarasyonlara atıfta bulunan Nas, "Şehirler sadece uygulayıcı olmamalı aynı zamanda düzenleyici, finansal, mali çerçevelerinin oluşturulmasında karar alıcı konumunda olmalı" diye konuştu. İstanbul ve Berlin'in oldukça ortak noktaları olduğunu belirten Nas, "İki şehir de hem ekonomik hem kültürel anlamda bir çekim merkezi. Nüfus olarak ise İstanbul ve Berlin arasında ciddi bir fark var. Bu kadar büyük bir nüfusun İstanbul'da olmasının yaratmış olduğu sorunlar var. Almanya'da ise nüfus şehirler arasında eşit bir şekilde dağılmış. Bölgesel çekim merkezileri daha ön planda. Türkiye'de belli çekim merkezleri var ama İstanbul'da büyük bir yoğunlaşma söz konusu ve bu durum İstanbul'un sorunlarının çözümünü zorlaştırıyor" dedi.
Küresel Sorunları Yerel İşbirlikleriyle Aşmak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği Projesi Hakkında
Küresel Sorunları Yerel İşbirlikleriyle Aşmak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği Projesi çalışmalarına 2022 Şubat ayında başlandı. Proje neticesinde üç araştırma raporu yayınlandı. Temmuz ayında yayınlanan ilk rapor "İklim Değişikliği ve Kırılgan Gruplar Üzerindeki Etkisi-İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği" başlığını taşıyarak, İstanbul'a odaklanıyor. Eylül 2022'de yayınlanan" İklim Değişikliğine Uyum ve Kırılgan Gruplar Üzerindeki Etkisi-Berlin Belediyesi Örneği" başlıklı ikinci rapor ise Berlin kentinin iklim değişikliği konusundaki durumunu ve mevcut çalışmaları Berlin Belediyesi'nin faaliyetleri üzerinden irdelemeye çalışıyor. Kasım ayında yayınlanan "Kentsel Koalisyon ve İş birliği Mekanizmaları: İstanbul ve Berlin Belediyeleri Örneği" başlığını taşıyan üçüncü araştırma raporu ise kentlerin kapasitelerinin arttırılmasını sağlayacak araçlardan birisi olarak kentsel koalisyonları ve iş birliği mekanizmalarını odağına alıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye'de enerji sektörünün projelerinin ödüllendirildiği "ICCI Enerji Ödülleri" 5 Aralık'ta Sheraton Ankara'da düzenlenen törenle sahiplerini buldu.
Mimsan Grup, Oltan Köleoğlu Enerji'ye anahtar teslim yaptığı Afyon Eber BES projesi ile biyokütle enerji kategorisinde "en iyi ana ekipman ödülü"nü almaya hak kazandı.
Mimsan'ın Oltan Köleoğlu Enerji'ye anahtar teslimi olarak yapmış olduğu "Afyon Eber Biyokütle Enerji Santrali" ile yılda ortalama 220 bin ton zirai atık bertaraf edilerek, 210.121.000 kwh/yıl yenilenebilir enerji üretiliyor. Böylece sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen proje, yıllık yaklaşık 90.500 ton karbon salınımını önleyerek de iklim değişikliğinin yavaşlatılmasında önemli rol oynuyor.
Biyokütle Enerji Santrallerinde mühendislik ve üretim gücünü birleştirerek anahtar teslimi çözümler sunan MİMSAN'ın dizaynını, imalatını ve yardımcı ekipman tedariğini üstlendiği "Afyon Eber Elektrik Santrali" aynı zamanda Türkiye'nin emre amadeliği en yüksek (availibilite) biyokütle enerji santrali olma özelliğini de taşıyor.